Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Eğitim - Öğretim > Psikoloji

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Şizofreni Belirtileri - Şizofreni Nedir ?

Psikoloji kategorisinde açılmış olan Şizofreni Belirtileri - Şizofreni Nedir ? konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 19.11.2013, 00:37   #1 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Şizofreni Belirtileri - Şizofreni Nedir ?

Şizofreni Belirtileri - Şizofreni Nedir ?



ŞİZOFRENİ


Şizofreni, beyindeki kimyasal madelerin iletiminde bir bozukluk olması ve beyin yapısında bazı farklılıkların görülmesiyle ortaya çıkan bir beyin hastalığıdır. Hastalığın aktif (alevlenme) ve pasif (iyileşme) dönemleri vardır. Her ne kadar tedavi edilebilir olsa da bir çok hastada ise tamamen düzeltilemez. Kişinin hayat şartlarını ve kalitesini, çevreyle olan iletişimini çok zorlaştıran bir durumdur. Toplumda bilinenin aksine şizofren hastaları çevrelerine zarar vermez. Yani aniden saldırganlaşması söz konusu değildir.

Bu hastalık, toplumda çok sık konuşulan bir hastalık olmasa da oldukça yaygındır. Dünyada 60-65 milyon, ülkemizde ise 600 binden fazla şizofreni hastası vardır. Yani dünyada her yüz kişiden birinde şizofreni hastalığı görülür. Genelde 16-25 yaş arasında ortaya çıkar. Başlama yaşı ne kadar düşerse hem beyinde hem de kişilik üzerinde hasar o kadar fazlalaşır. Bu da hayatı daha da kötü bir hale getirir.

Yine toplumda bilinen bazı yanlışlıklar vardır. Şizofreni, bunama değildir. Ayrıca farklı zamanlarda farklı şekilde davranmak da her insanda olan normal bir davranış şeklidir.

ŞİZOFRENİ NEDENLERİ

Şizofreninin ortaya çıkışında birkaç faktör etkili olmaktadır. Beyinde bulunan sinir hücreleri birbirleriyle bağlantıldır. Bu bağlantı ile iletişim sağlanır. Bunun için de sinir hücrelerinin ucundan kimyasal maddeler (asetilkolin, serotonin, dopamin) salgılanır. Bu maddelerden dopaminin etkisiyle olan iletişimde bir bozukluk olması şizofreni nedenleri arasındadır. Şizofreni hastalarında bu bozukluk tespit edilmiştir. Bu bozulmayla hayal görme, konuşma ve davranışlarda farklılık görülür. Ayrıca bu hastalarda dopamin bazı bölgelerde fazla miktardadır.

Yapılan beyin görüntüleme yöntemleriyle de beyinde bazı farklılıklar göze çarpmaktadır. Beynin bazı bölümleri küçüktür. Beyindeki boşluklar daha da genişlemiştir. Bu yüzden şizofreni hastalarının plan yapması, karar vermesi, sorunları çözmesi güçleşir. Karşıdaki kişiyle ne konuşacağını bilemez.

Şizofreninin nedenleri arasında kalıtsal faktörler de gösterilmektedir. Yani ailesel bir geçiş söz konusudur. Her 10 şizofreni hastasının birinde, birinci dereceden yakın akrabalarında da bu hastalık görülmektedir. Yapılan araştırmalar, birden fazla genin, bu ailesel geçişte rol oynadığını göstermektedir. Annesi ya da babası şizofreni hastası olan bir çocuğun da şizofreni olma ihtimali %10-12 dir.

ŞİZOFRENİNİN BELİRTİLERİ

Şizofreniyi şiddetlenme dönemi ve iyileşme dönemi olarak ikiye ayırmıştır. Hastalık şiddetlenmeden önce hastada bazı belirtiler ortaya çıkmaktadır:

İlgisizlik, isteksizlik, çökkün ve halsiz olma,
Çabuk sinirlenme, alınganlık gösterme, küçük şeylerden rahatsız olup sinirlenmek,
Yakınlarından uzaklaşmaya başlama,
Duygulanımda azalma,
İçki ve sigaraya başlama, kendini önemsememek, kendine bakmamak,
Uyku problemleri,
Cinsel konulara eğilimde artma.

Bu belirtilerin hepsi bir hastada olmayabilir. Zaten her hastada farkllı belirtiler görülür. Fakat bir hastada görülen belirtiler, hastalığın diğer şiddetlenme dönemlerinde de aynıdır. Bu belirtiler gözlenirken sağlık ekibiyle görüşülüp, gereken önlemlerin alınmasıyla hastalığın aktif dönemi engellenir. Ancak yapılan tedaviyle düzelmeyen ya da tamamen ortadan kalkmayan belirtiler de vardır. Hastada sürekli görülür, artabilir ya da azalabilir. Kendi kendine sesler duymak, insanlara yaklaşmak istmemek, garip düşünceler içinde olmak, şüpheci olmak, bitkin ve halsiz bir ruh hali içinde olmak bu belirtiler arasında yer alır.

ŞİZOFRENİ TEDAVİSİ

Şziofreni tedavisinde ilaç kullanımı ve psikoterapiler yer almaktadır. Tedavide kullanılan ilaçlar antipsikotik ilaçlardır. Uzun yıllardır kullanılmaktadır. Hastalığı tamamen ortadan kaldırmaz fakat belirtilerin önüne geçer, hastanın iş verimini arttırır. Kişinin günlük yaşama uyumu düzelir ve hastalığın tekrar ortaya çıkışı engellenir.

Son yıllarda atipik antipsikotikler de şizofreni tedavisinde kullanılmaktadır. Yan etkisi tehlikelidir. Çünkü kandaki beyaz hücrelerin sayısında ani olarak düşme gerçekleşebilir. Doktor kontrolünde ve düzenli olarak kullanılmalıdır. Fiyat olarak da diğer ilaçlara göre pahalıdır.

Hangi ilacın ne kadar dozda kullanılacağı hastanın durumuna ve görülen belirtilere göre değişmektedir. Bunun için deneme-yanılma yöntemi kullanılır. Bu ilaç tedavisi sonucu bazı hastalarda belirtiler hafifler fakat devam eder, bazı hastalarda hiç bir düzelme görülmez. Bir grup hastada ise küçük dozlarda bile şiddetli yan etkiler ortaya çıkmaktadır. Bu ilaçların etkisi ses duyma, hayal görme gibi belirtileri ortadan kaldırmasıdır. Bu ilaçlar bağımlılık yapmazlar. Hastalığın şiddetlendiği önemde dozlar arttırılmalıdır. İlacın kısa süre kullanılıp kesilmemesi gerekir. Düzenli doktor kontrolüyle hatalık kontrol altında tutulabilir.

Bir diğer tedavi yöntemi EKT denilen, elektro konvulziv tedavidir. Hala tartışmalı olan bir tedavi şeklidir. Başın 2 tarafına elektrotlar yerleştirilmektedir. Beyinde tekrar elektriksel dengenin sağlanması amaçlanıyor.

Yapılan grup tedavisi ise hastanın belirtilerle başa çıkması için gereklidir. İnsanlarla olan iletişimin arttırılması amaçlanır. Hastanın tanıştığı kişilerle nasıl konuşacağı, sohbet edeceği, sorunlarla nasıl başa çıkacağı, çözüm teknikleri anlatılır. Haftada bir kez yapılır. Ortalama 10 hasta katılır.

BELİRTİLERİN ETKİSİNİ AZALTMAK İÇİN HASTANIN YAPMASI GEREKENLER

Öncelikle ilaçların düzenli ve zamanında alınması gerekir. İlaçlar kesinlikle aksatılmamalıdır. Sürekli doktor ve sağlık ekibiyle bağlantı halinde olmak gerekir.

Yeteri kadar uyumak şarttır. Hayatın belirli bir düzen içinde olması gerekir. Hergün aynı saatte yatıp aynı saatte uyanılmalıdır. Fazla uyumamak da önemlidir. Uykudan kazanılan zamanlar iyi değerlendirilmelidir.

Herkes gibi şizofreni hastası da gününe normal insanlar gibi devam etmelidir. Normal insanların yaptıklarını onlar da yapmalıdır. Yemek yeme, banyo yapma, temizlik gibi günlük aktivitelere devam edilmelidir.

Stresten uzak durulmalıdır. Zordur fakat yapılması gereklidir. Madde bağımlılığından, içkiden kaçınmak en iyisidir. Çünkü bu tür maddeler geçici rahatlık sağlar ve hastalığın iyileşme dönemlerini kısaltır. Şizofreni hastalarının çoğu sigara kullanmaktadır. Sigara ilaçların etkisini azaltır.

Arkadaşlarla, yakınlarla iletişimi koparmamak gerekir. Yapılan egzersizler, sporlar kişiyi oldukça rahatlatır. Her hafta düzenli şekilde yapılmasında fayda vardır. Her sabah yarım saat yürümek zor bir şey değildir. Bu yüzden spor alışkanlığı olamayan kişiler bu şekilde başlayabilir.

Narsinha isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 25.04.2014, 14:47   #2 (permalink)
Özel Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Şizofreni Belirtileri - Şizofreni Nedir ?

şizofreni nedir?

Şizofreni kişilik bölünmesi zayıf kişilikli olma zeka geriliği veya tembellik değildir. Önemli ruhsal hastalıklarından birisidir.
Hastalarda genelde gerçekle hayal dünyasını ayırt edememe mantıksal düşünme yeteneği kaybı normal duygusal tepkiler verememe ve toplumsal kurallara uyamama görülür.Aynı zamanda hatırlama ve normal konu?ma yeteneği genelde kaybolur. Diğer bedensel ve ruhsal hastalıklarda olduğu gibi organik nedenleri vardır.Bu gün şizofreninin ortaya çıkışında rol oynayan dopamin ve serotonin sistemi gibi beyinde yer alan taşıyıcı (nörotransmitter) sistemlerin rol oynadığı araştırmalarla gösterilmektedir. Toplumda %1 oranında şizofreni görülmektedir. Sıklıkla 15-25 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır. 12 yaşından önce ve 40 yaşından sonra görülmesi enderdir.


Günümüzde kullanılan ilaçlar belirtileri büyük oranda kontrol altına alabilmekte ancak bazı semptomlar çoğu hastada yaşam boyu sürmektedir. Bu hastalığı tümüyle atlatan hasta sayısı tüm hastaların ancak 1/5’idir. Bazı hastalar sadece bir defa atak geçirmekte bazı hastalarda ara dönemleri normal olan ve tekrarlayan ataklar olmakta bazı hastalarda ise belirtilerde
artma ve azalma ile giden ancak hiçbir zaman normale dönmeyen bir seyir görülebilmektedir.


İlaç kullanımı ile çoğu belirti kontrol altına alınabilmektedir buna karşın bazı hastalar halen var olan ilaç tedavilerinden faydalanamamakta ekonomik nedenlerle ilaçları temin edememekte veya ilaç yan etkileri nedeni ile tedaviye
devam etmek istememektedir.


ŞİZOFRENİ NEDENLERİ NELERDİR ?


Şizofreninin kesin nedeni tam olarak bilinememektedir. Bu konuda değişik teoriler ileri sürülmektedir. Klinik izlemelerde kan bağı olan kişilerde genetik yatkınlığın olduğu başka nedenlerin de araya girmesi ile hastalığın ortaya çıktığı görülmektedir.
Tek yumurta ikizlerinin birinde şizofreni görülmesi durumunda diğerinde şizofreni ortaya çıkma olasılığı %50anne babanın ikisinin birden şizofren olması durumunda çocuklarda şizofreni görülme olasılığı %40 anne veya babanın şizofren olması
durumunda çocuklarda görülme olasılığı %8 kardeşlerden birinin şizofren olması durumunda diğer çocukta hastalığın görülme olasılığı %12’dir. Genetik geçişten sorumlu tutulan bazı genler vardır ancak bu konu henüz tam olarak aydınlatılamamıştır.


Şizofren hastaların beyin tomografisi ve MR gibi radyolojik incelemelerinde beynin bazı bölgelerinde değişiklikler tespit edilmektedir ancak bu değişikliklerin şizofreniye özgü olmadığı bilinmektedir. Yine ölen şizofren hastaların beyin
biyopsilerinde beyinde bazı doku değişiklikleri görülmektedir. Bu değişikliklerin de hastalık oluşmadan önce mi olduğu veya hastalığın ortaya çıkşıyla mı geliştiği bilinememektedir.
Beyin biyokimyası ile ilgili araştırmalarda beyinde haberci rolü üstlenen (nörotransmitter) maddelerden biri olan dopaminin aktivite artışının hastalığa yol açtığı bilinmektedir.
Son yıllarda dopamin yanında serotonin ve norepinefrin gibi diğer habercilerinde şizofreni oluşumunda rol oynadığı belirtilmektedir. Kullanılan ilaçlar da bu sistemler üzerinden etki etmektedir. Her hastada aynı belirtilerin ortaya çıkmamasıher ilacın her hastaya yaramaması hastalığın ortaya çıkışında bu maddelerle ilgili kişiden kişiye değişen özelliklerin olduğunu düşündürmektedir. Hastalığın ortaya çıkış nedeni olarak bazı hastalarda dopamin sistemi daha etkin olurken bazılarında sorun daha çok serotonin sisteminde olabilir.
Bağışıklık sisteminin bu hastalığa yol açtığı öne sürülen teoriler arasındadır.
Gebelik sırasında grip enfeksiyonu geçiren annelerin çocuklarında bu hastalığın ortaya çıktığı ileri sürülmüştürancak araştırmalar bunu desteklememektedir.


Çevresel bazı etkenler hastalığın ortaya çıkışında rol oynamaktadır. Kalp hastaları nasıl çevresel stres yaratan durumlardan olumsuz etkileniyorsa veya stresli bir yaşam olayı nasıl hastalığın ortaya çıkmasında rol oynuyorsa şizofrenlerde
de aynı durum geçerlidir. Bu hastalarda tek başına ilaç tedavisi genelde yeterli olmaz stres yaratan durumların da ele alınması gerekir. Bazı aile yapılarının şizofreniye yol açtığı öne sürülmüş ve şizofren aileler modeli geliştirilmeye çalışılmıştır ancak sonra yapılan araştırmalar bu teoriyi desteklememiştir.


Şizofrenlerde hormonlarda bazı değişiklikler olduğu ve bunun da hastalığa yol açtığı belirtilmektedir.
Bazı yapısal ve kimyasal bozuklukların şizofren hastaların algılarında bozulmalara yol açtığı ve hastaların algılarında seçicilik olmaması dolayısıyla beynin çok fazla uyaranla karşılaştığı öne sürülmektedir. Örneğin normal kişilerde bulundukları ortamda aynı anda ortaya çıkan seslere karşı bir seçicilik vardır televizyonun sesini dinlerken dışarıda bağıran satıcının sesini algılamayabilir oysa şizofrenlerde bu seçiciliğin olmadığı aynı anda var olan tüm seslerin algılandığı ve beynin
fazla uyaranla karşı karşıya kaldığı belirtilmektedir.
Stres-diyatez teorisine göre bünyesel olarak yatkın olan kişilerde stresli bir durumla karşılaşıldığında şizofreni ortaya çıkmaktadır. Şizofreninin ortaya çıkışında biyolojik psikososyal ve çevresel etkenlerin birlikte rol oynadığı stres yaratan bir durumla karşılaşıldığında hastalığın ortaya çıktığı ve stres yaratan durumun da bu etkenlerden biri ile ilgili olabileceği belirtilmektedir.Örneğin ortaya çıkarıcı etken enfeksiyon gibi biyolojik bir neden veya bir yakınını kaybetme veya sorunlu bir ailede yaşama gibi psikolojik bir neden olabilir. Her enfeksiyon hastalığı olan veya her yakınını kaybeden şizofreni olmaz bu
hastalığın ortaya çıkışı için bünyesel yatkınlığın da bulunması gerekir.


ŞİZOFRENİ BELİRTİLERİ NELERDİR ?


Şizofreni hastaları dünyayı değişik algılar. Normalde çevrede varolan uyaranlar dışında olmayan seslerhayaller garip kokularla dış dünya karışık ve anlaşılmazdır.
Bu ortamda hastalarda anksiyete artışı heyecan ve korku sıktır. Bu duygularla genelde normal olmayan davranışlar sergilerler.
Şizofreninin ortaya çıkışı değişik şekillerde olabilir. Bazı hastalarda aniden ortaya çıkabileceği gibi çoğu hastada sinsice yavaş yavaş gelişir. Yavaş seyir gösteren şizofrenide başlangıçta dikkat toplama güçlüğütoplumsal ilgiyi kaybetme içine kapanma kendine bakımda azalma dini uğraşılarda artma veya kara sevdaya tutulma gibi belirgin olmayan ve ilk bakışta şizofreniyi düşündürmeyen belirtiler görülebilir ve sıklıkla başka psikiyatrik hastalıklarla karıştırılır. Bu başlangıç belirtilerinin ardından birkaç ay veya yıl içinde de tüm belirtileri ile hastalık ortaya çıkar. Hastalar sıklıkla garip davranışlar ve konuşmalar sergilerler.Gerçekte olmayan sesler işitmeye ve hayaller görmeye başlarlar. Bazı hastalarda garip pozisyonlarda uzun süre durma bazılarında hiç hareket etmeksizin uzun süre sessiz kalma veya aşırı hareketlilik görülebilir. Yavaş seyir gösteren şizofreninin yanında hızlı seyir gösteren şizofreni de olabilir. Bu hastalarda ise belirtilerin çoğu bir arada aniden ortaya çıkar.Bazı hastalarda belirtiler hafif seyrederken bazılarında şiddetli semptomlar olabilir ve bu durumda hastaları kontrol etmek güçleşebilir. Şizofrenide görülen belirtiler iki başlık altında toplanır: pozitif belirtiler ve negatif belirtiler. Her hastada bu belirtilerin tümü bir arada görülmez.
Şizofreninin tipine göre belirti kümeleri de değişir. Örneğin paranoid şizofrenide şüphecilikle ilgili belirtiler baskındır. Paranoid şizofrenlerde sık görülen temalardan bazıları şunlardır: kendisine kötülük yapmak isteyen kişiler veya güçler vardır bununla ilgili sesler işitmektedir bu nedenle evde perdeleri kapatıp oturmaktayemek yerken zehirlenme riski olduğunu düşünerek yemeği kendi
önünde hazırlatmakta veya kendi yaptığı yemeği yemektedir. Odasına dinleme cihazları yerleştirilmiştir bu nedenle odasında temkinli konuşmaktadır eşi kendisini aldatmaktadır v.b. Basit şizofrenide ise toplumsal çekilme içine kapanma sosyal aktivitelerde azalma kendine bakımın düşmesi gibi belirtiler dışında fazla bulgu olmayabilir. Pozitif belirtilerde; şüphecilik işitme varsanılar ve garip davranışlar sıktır.Hastalarda düşünce ve konuşmada kopukluk görülebilir. Konuşurken konudan konuya atlama içerik olarak bir anlam ifade etmeyen sözcükleri birbiri ardına sıralama sonucu dinleyenler tarafından bir anlam ifade etmeyen sözcük salatası dediğimiz içeriği boş anlamsız ve karmaşık konuşma biçimi görülebilir. Bazende hastalar kendileri kelime uydururlar bu kelimeler kendilerince bir anlam ifade etmektedir.Aslında anlamsız gibi görülen konuşmaya dikkat edilirse çokta anlamsız olmadığı içeriğinin olduğu görülebilir. Bu konuşma biçimi kişinin çağrişimlarının hızlanması ile ilgilidir. Düşüncede bu hızlanmanın yanında duraklamalar da görülebilir.
Hastalar konuşurken ani duraklamalar bloklar genelde buna bağlıdır. Düşünceler genelde çocuksu ve büyüseldir. Hastalarda gerçekle bağlantısı olmayan inanışlar görülebilir. Bu hastalarda görülen bazı düşüncelere şu örnekler verilebilir; telefonları dinlemekte insanlar kendisini takip etmekte herkes düşüncelerini bilmektedir kötülük yapmak isteyen kişiler vardır hatta ev içindeki yakınları bile kötülüğünü istemekte ve kendisine zarar vermek için planlar yapmaktadırtelevizyondan mesajlar almakta herkes kendisine manalı manalı bakmaktadır iç organları parçalanmış ve yok olmuştur telepatik güçleri vardıruzaylılar kendisi ile bağlantı kurmaktadır v.b.
Gerçekle bağlantısı olmayan sesler işitilebilir. Bazen bu sesler bazı komutlar vermekte alay etmekte veya kötü sözler söylemektedir. Yine gerçekte olmayan hayaller görülür. Garip şekiller korkunç yaratıklar olabilir. Hastalar bu ses ve görüntülerin gerçekte olup olmadığını ayırt edemez. Çoğu zaman bunlardan rahatsız olurlar ve korkarlar. Bunları kendi beyinlerinin bir ürünü olarak kabul etmez ve genelde dışarıdan birileri tarafından yapıldığını düşünürler. Bazen bu seslere yanıt verir konuşmaya başlarlar veya görüntüleri takip ederler. Hastaların bu hareketleri dışarıdan gözlendiğinde kendi kendine konuşuyormuş veya sabit bir noktaya bakıyormuş gibi gelir.
Negatif belirtilerde; toplumsal çekilme içine kapanma ilgi ve istek azlığı kendine bakımda azalma konuşma ve hareketlerde azalma gibi belirtiler görülür.


Duygulanımda azalma görülür. Hastaların jest ve mimiklerinin azaldığı görülür.Olaylara uygun tepkiler veremezler. Çoğu zaman yüzlerine maske giymiş gibi tepkisiz bir görünüm sergilerler. Bazen de uygunsuz tepkiler verdikleri görülür ağlanacak yerde güler veya gülünecek yerde ağlayabilirler. Genelde hareketler azalmıştır.
Harekete başlama güçlüğü görülür. İleri evrelerde hareketsiz uzun süre durdukları görülebilir. Bu hareketsizliğin nedeni sıklıkla ileri derecede kararsız kalmakla ilgilidir. Bazen bu uzun süreli hareketsizliğin ardından ani beklenmeyen bir hareketlilik olabilir hasta yaydan fırlamış ok gibi eyleme geçebilir. Hastalar toplumsal olaylara ilgi ve isteklerini genelde kaybederler. Toplumsal çekilme okul ve işe devam edememe arkadaşlardan uzaklaşma yalnız kalmayı tercih etme sık görülür. Dikkat toplama güçlüğü vardır hastalar bir konuya odaklanamazlar.
Şizofreni hastalarında saldırganlık sık görülen belirti değildir. Ancak şizofreni belirtileri ortaya çıkmadan önce saldırgan kişiliği olanlarda hastalık ortaya çıktıktan sonra saldırganlık görülebilmektedir. Bunun dışındaki hastalar genelde içine kapanıktır. Şüpheciliği olan hastalar ilaç kullanmıyorlarsa saldırgan olabilirler. Genelde aile içinde veya arkadaş ortamında saldırgan davranışlar gösterirler. Yine alkol ve madde bağımlılığı olan şizofrenlerde saldırganlık görülebilir. Şizofrenide intihar riski normal topluma göre fazladır. Hastaların %10’unda intihar girişimi görülebilmektedir. Hangi hastanın intihar edeceğini önceden kestirmek genelde güçtür.


ŞİZOFRENİ TEDAVİSİ


Şizofreni oldukça değişik şekillerde kendini gösteren ve neden ortaya çıktığı bilinmeyen bir hastalıktır. Bu nedenle tedavide amaç semptomları yatıştırmaya ve hastalığın tekrar ortaya çıkışını önlemeye yöneliktir.


Şizofreni tedavisinde kullanılan antipsikotik ilaçlar ilk olarak 1950 yıllarında ortaya çıkmıştır. Bu ilaçlar hastalarda ortaya çıkan belirtileri yatıştırmakta hastanın günlük yaşama uyumunu artırmakta iş verimini yükseltmekte ve hastalığın tekrar ortaya çıkışını önlemektedir ancak hastalığın tam olarak ortadan kalkmasına yardımcı olamamaktadır.


İlacın seçimi ve doz ayarlaması hastaya ve hastanın belirtilerine göre değişir. Hangi ilacın ne dozda kullanılacağı ancak deneme ve yanılma yolu ile anlaşılmaktadır. Her ilaç her hastaya yaramamakta bazı hastalarda bazı ilaçlar ufak dozlarda bile şiddetli yan etkiler çıkarabilmektedir. Bazı hastalarda yüksek doz ilaç kullanımına rağmen belirtiler azalarak devam etmekte nadir de olsa bazı hastalar halen var olan hiçbir ilaç tedavisinden faydalanamamaktadır.


Son on yılda atipik antipsikotikler olarak adlandırılan yeni bir grup ilaç şizofreni tedavisinde kullanılmaktadır. Bu grup ilaçlardan ilki ve en etkili olanı Clozapine’dir. Etkinliği yanında kandaki beyaz hücrelerde ani düşme gibi hayatı önemi olan bir yan etkisi olması dolayısıyla doktor kontrolünde ve dikkatli kullanılması gerekir. Bu grupta yurdumuzda halen kullanılan diğer ilaçlar Risperidone Olanzapine ve Quetiapine’dir. Bu ilaçların yan etkileri Clozapine göre daha az olmasına rağmen yine de değişik yan etkiler görülebilmektedir. Bu grup ilaçlar klasik ilaçlara göre oldukça pahalıdır. Bunlar dışında halen yeni ilaçlar geliştirilmeye çalışılmaktadır.


Şizofreni tedavisinde kullanılan ilaçlar özellikle ses işitme hayal görme şüphecilik gibi bazı belirtileri kolayca ortadan kaldırabilirken ilgi istek azlığı ve duygulanımda azalma gibi bazı belirtilere fazlaca etkili olamamaktadır.


Haloperidol gibi klasik antipsikotiklerin uygulanmasında ilave ilaç kullanımını gerektirecek yan etkiler sıkça görülürken atipik antipsikotiklerle bu yan etkiler çok nadirdir.


Hastaları ve yakınlarını en çok kaygılandıran konu hastalarda bu ilaçlara bağımlılık gelişmesidir. Ancak bu ilaçların bağımlılık yapıcı yan etkisi kesinlikle yoktur.

Asi Ruh isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.

Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 09:57