Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Din Ve Maneviyat > İslamiyet > Sahabeler - Evliyalar
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

HZ. AMMAR İBNİ YÂSİR (r.anh)

Sahabeler - Evliyalar kategorisinde açılmış olan HZ. AMMAR İBNİ YÂSİR (r.anh) konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 28.01.2013, 13:04   #1 (permalink)
GeCe MaviSi

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Post HZ. AMMAR İBNİ YÂSİR (r.anh)

HZ. AMMAR İBNİ YÂSİR (r.anh)
Ammar İbni Yâsir radiyallahu anh imanda azmin ve sebâtin sembolü bir yigit!.. inancı uğruna gösterdiği fedakârlıklar, islâm'ın yüceliğinin bir vesikası olan kahraman!... Fedakârlığın imanın özü olduğunu gösteren ilk şehid çocuğu... Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin; "Cennet üç kişiye müstaktır. Ali, Ammar ve Selman." iltifatına mazhar cennetlik bir insan!...
Babası Yâsir, Yemen'li Kahtânî kabilesinin Ans kolundandır. Kaybolan kardeşini aramak için Mekke'ye geldi. Benî Mahzum kabilesinden Ebû Huzeyfe İbni Mugire'nin himayesine girdi. Sümeyye adındaki câriyesi ile evlendi. Bu evlilikten Ammar dünyaya geldi.
Ebu'l-Yekzan künyesiyle anılan Ammar İbni Yâsir, Erkam'ın evinde Suheyb ile birlikte otuzuncu müslüman olarak islâm'la şereflendi. Kısa bir müddet sonra babası Yâsir ve annesi Sümeyye hatun da müslüman oldular.
İslâm'ın ilk günleri zorlu günlerdi. İlk müslümanlar da zor zamanı yaşayan insanlardı. Zira müşrikler islâm'a girenleri tehdit eder, himâyesiz kimseleri de işkence altında inletirlerdi. Yâsir ailesi bu iniltileri bu acıları gönüllerine gömen ve müşriklerin en ağır işkencelerine karşı kahramanca direnen yiğitlerdir. Kalbi kararmış, gözü dönmüş, zâlimler Yâsir ailesine akla-hayale gelmeyecek cehennemî işkenceler yaptılar. Güneşin en kızgın saatlerinde üçünü birden çölün kavurucu kumlarına gömdüler. Üzerlerine, derileri kavlatan kor parçası kayaları koydular. Fakat kalblerinden imanlarını alamadılar.
Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz her gün Yâsir ailesinin yanına giderdi. Onlara manevî kuvvet, rûhî direnç verirdi. Bir ziyaretinde Ammar (r.a.) Resûl-i Ekrem (s.a.) Efendimize: "Yâ Rasûlallah işkence son haddine vardı." dedi: iki Cihan Güneşi Efendimiz de ona: "Sabret ey Ebü'l-Yekzan!... Sabrediniz ey Yâsir ailesi!.. Size vadedilen yer Cennettir." buyurdu. Onlara yüce hedefler göstererek acılarına, dertlerine ortak oldu.
Yine birgün Resûl-i Ekrem (s.a) Efendimiz, Ammar (r.a)'ın yanına uğradı. Ateşle dağlayarak ona azap ettiklerini gördü. Mübarek eliyle başını sıvazladı ve: "Ya Rab!.. Bu ateşi İbrâhim'e berd ü selâm buyurduğun gibi Ammar'a da serin ve zararsız eyle." diye dua etti.
Ne dehşet verici, ne yürek dağlayan bir hadise!.. Hangi yürek dayanabilir buna?.. Amma ilâhî irâde böyle... Kader çerçevesi böyle çizilmiş... Bir mücâdele vermek gerekiyor... Allah Teâlâ kulunda bu gayreti görmek istiyor... Buyuruyor ki: "Yoksa Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız?" (Al-i imran: 142)
"İnsanlar, imtihandan geçirilmeden sadece iman ettik demeleriyle bırakılacaklarını mı sandılar?" (Ankebût; 2)
Yâsir ailesi gün geçmezdi ki işkenceye tâbi tutulmasın. Müşrikler, Sümeyye hatunu iki devenin arkasına bağlayarak yerlerde sürüklediler. Ebu Cehil ve avânesi, kamçı vurarak işkence ettiler. O gün anne ve babası ikisi birden şehadet şerbetini içti. Tenleri kızgın çölde kaldı. Ruhları ise Cennete uçtu.
İslâm'in ilk şehidleri olarak tarihe geçen Yâsir ailesi kıyamete kadar gelecek mü'minlere bu davranışlarıyla tükenmeyen bir şeref, bir asâlet bıraktılar.
Ammar (r.a) kendine yapılan zulüm ve cefaya direnmeğe devam etti. Birgün yine ona aklını kaybedesiye, soluğu kesilinceye, derileri soyuluncaya kadar çok ağır işkence yaptılar. Putlarını hayır ile yâd etmedikçe bırakmayacaklarını söylediler. O da ölümden kurtulmak için onların istedikleri şekilde Lât ve Uzza lehinde zarûreten konuşmak zorunda kaldı. Müşriklerin elinden kurtulur kurtulmaz doğruca Rasûlullah (s.a) efendimizin huzuruna vardı. Başından geçenleri ağlayarak anlattı. Efendimiz ona: "Bu sözleri söylerken kalbini nasıl buldun?" diye sordu. O da: "Kalbimde Allah'a imanda en ufak bir değişiklik olmadı." dedi. Bu cevap üzerine Efendimiz (s.a): "Ammar'ı başından ayağına kadar iman kapladı. iman kemiklerine işledi." buyurdu.
Gözyaşlarını mübarek elleriyle sildi. Kalbde iman yerleştikten sonra diliyle zarûrete binaen söylemenin imana zararı olmadığını hatta yine işkenceye uğrarsa aynı sözleri söyleyebileceğini ona su âyet-i kerime ile müjde verdi. Meâlen: "Kalbi imanla dolu olduğu halde inkâra zorlanan müstesna, inandıktan sonra Allah'ı inkâr edip gönlünü kafirliğe açanlara Allah'ın gazabı vardır. Büyük azâb da onlar içindir." (Nahl suresi: 106)
O, ilk önce Habeşistan'a daha sonra Medine'ye hicret etti. Resûl-i Ekrem (s.a) efendimiz onu Huzeyfe İbni Yeman (r.a) ile kardeş ilan etti. Mescid-i Nebevi'nin inşâsında büyük gayretler gösterdi. İkişer ikişer kerpiç taşıdı. Efendimiz onu yüzü gözü toz içerisinde görünce: "Vah Ammar!.. Vah Ammar!.. Seni âsî bir topluluk öldürecek, sen onları cennete, onlar ise seni cehenneme davet edecekler." buyurdu.
Ammar (r.a) Bedir'den itibaren bütün gazvelerde bulundu. Büyük kahramanlıklar gösterdi. Yemame savaşında kulağı kopmuş sallanırken o yigitçe savaşmağa devam etti. Dağılmak üzere olan orduyu: "Ey müslümanlar!.. Cennetten mi kaçıyorsunuz? Ben Ammar İbni Yâsir'im. Bu tarafa gelin." diye haykırarak toparladı. Hz. Ömer (r.a) zamanında Kûfe'ye vali olarak gönderildi. Hz. Ali (r.a) devrinde Cemel ve Sıffin'de 93 yaşlarında çarpışırken şehid düştü. Hz. Ali (r.a.)'ın kıldırdığı cenaze namazından sonra oraya defnedildi.
O, uzun boylu, kara yağız, ela gözlü ve geniş omuzluydu. Son derece sâde ve nezih yaşadı. Hiçbir namazını kazaya bırakmadı. 62 hadis-i şerif rivâyet etti. Buhari'de geçen bir rivayeti şöyledir: "Üç şeyi nefsinde toplayan kimse imanın tamamını elde etmiş olur.
1- Kendi aleyhine de olsa insafı elden bırakmamak, 2- Herkese selâm vermek. 3-Fakir iken bile sadaka vermek."
Cenab-ı Hak Ammar İbni Yâsir (r.a)'ın azim ve sebatini bizlere de lutfedip şefaatine nail eylesin. Amin.

__________________
heLen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 06.04.2014, 15:03   #2 (permalink)
BaHaRamaZaN

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: HZ. AMMAR İBNİ YÂSİR (r.anh)

Ammar bin Yâsir (r.a.)
Kimsesiz, fakir, Yemenli bir aileye mensuptu. İslam tarihinde “Yâsir Ailesi” adıyla anılan bu aile, müşriklerin en büyük zulüm ve işkencelerine maruz kaldı. Bu işkencelerin tek bir sebebi vardı: Yâsir Ailesinin İslam nuruna bağlanmaları… Müslümanların sa*yısı arttıkça müşrikler endişeye kapılıyordu. Bedevi, vahşi müşriklerin elinde mümin*leri caydırmak için işkence silahından başka bir şey yoktu. Caydıramayınca da çılgına dönüyorlardı.
Yâsir Ailesinin genç evladı Hz. Ammar’ın gönlü, İslamiyet’le çarpıyordu. Mutlaka gidip Re*sû*lul*lah’ı görmeli, İslamiyet’i ondan öğrenmeliydi. Resûl-i Ek*rem Efendimiz, İslam’ın tebliğ merkezi olan Dârü’l-Erkam’da idi. Burada, gelen*lere İslam’ın hakikatlerini anlatıyor, nazil olan âyetleri öğretiyordu. Hz. Ammar doğruca Dârü’l-Erkam’a vardı. Re*sû*lul*lah’ın huzuruna gitti. Kur’ân-ı Kerim’in yüce hakikatlerini dinledi. Orada hemen İslamiyet’i kabul etti. Bu sırada yeryüzünde Müslümanların sayısı bir elin parmağı kadardı. Rivayete göre ilk Müslüman olan yedi kişiden biri de Hz. Ammar’dır.[1]
Yâsir Ailesinin tamamı İslamiyet’le müşerref oldu. Fakat müşriklerin korku*sundan bunu gizliyordu. Çünkü bu aile Mekke’ye dışarıdan gelmişti. Mutlaka güçlü bir kabilenin himayesinde bulunmaları gerekirdi. Yâsir Ailesinin hamisi, Mekke müşriklerinin kuv*vetli kabilelerinden Mahzumoğulları idi. Bu kabile Yâsir Ailesinin Müslüman olma*sına asla tahammül edemezdi. Himayelerine aldıkları bu insanlara akıl almaz işkence*ler tatbik ettiler. Yâsir Ailesinin her şe*yini kabul edebilirlerdi, fakat Müslüman olmala*rını asla… Önce mükâfatlarla vazgeçirmek istedilerse de muvaffak olamayınca işkence*lere giriştiler. Böy*lece İslam tarihinin ilk işkenceli hayatını bu ilk Müslümanlar yaşa*dı.
Yâsir Ailesinin üç ferdi Hz. Yâsir, Hz. Sümeyye ve Hz. Ammar kızgın kum*lar üzerine yatırılarak Mekke’nin dehşetli sıcağında aç ve susuz bırakılmışlardı. Müşriklerin bu işkencelerini gören ve engel olamayan Re*sû*lul*lah Efendimiz (a.s.m.) buna çok üzülüyor ve Yüce Allah’a şöyle yalvarıyordu:
“Allah’ım, Yâsir Ailesinden rahmetini esirgeme, onları affet.”
Hz. Yâsir, Re*sû*lul*lah’ı görünce dayanamayarak gözyaşları içinde, “Yâ Resulallah, bu işkenceler ne zamana kadar devam edecek?” diye sordu.
Re*sû*lul*lah Efendimiz, “Sabredin ey Yâsir Ailesi, sabredin. Bu sabrınızın ve sebatınızın mükâfatı cennettir.” buyurarak onları teselli etti.
Yâsir Ailesi gerçekten İslam tarihinin en üstün sabır örneğini göstermişti. Müşriklerin isteklerine ise asla boyun eğmemişlerdi.
Onlar Kur’ân’ın nuruna âşık olmuşlardı. Ailenin büyüğü Hz. Yâsir işkence*ler altında İslam’ın izzetini muhafaza etti, zalimlere asla boyun eğmeyerek, ru*hunu Cenâb-ı Hakk’a teslim etti. Cesedi işkenceler altında ezilirken, ruhu şehit olarak cennete uçtu.
Hanımı Hz. Sümeyye imanda sebatın zirvesindeydi. Ona işkence yapmayı üzerine alan, İslam’ın en büyük düşmanı Ebû Cehil’di. Fakat Hz. Sümeyye, Ebû Cehil’in bütün zorlamalarına beş para ehemmiyet vermiyordu. Ebû Cehil, onun bu ısrar ve sebatını anlamıştı. Sonunda mızrağını çekti, şehit etti.
Böylece Hz. Yâsir, İslam’ın ilk erkek şehidi, Hz. Sümeyye de İslam’ın ilk kadın şehidesi oldu. Onlar bu ağır imtihanları başarıyla verdiler, İslamiyet’in kökleş*mesi için hayatlarını feda ettiler. O büyük Peygamber’in müjdesine mazhar ola*rak ebedî saadete girdiler.
Sıra artık oğulları Hz. Ammar’a gelmişti. Gözü önünde anne ve babası acıma*sızca şehit edilmişti. Kendisi de ağır işkenceler altında hâlsiz kalmıştı. Müşrik grubun Am*mar’dan istedikleri, Re*sû*lul*lah’ın aleyhinde konuşmasıydı. En azın*dan imanından vazgeçtiğini, Lat ve Uzza putlarının “Muhammed’in dini”nden iyi olduklarını belirtmesiydi. Hz. Ammar, metanetini yitirmemişti. Fakat kur*tuluş çaresi yoktu. Ya öldürülecekti ve*ya istedikleri şeyleri söyleyecekti. Hz. Ammar, İslamiyet’in yücelmesi için hangisinin daha iyi olacağını düşünüyor, bir türlü karar veremiyordu. Onların istediklerini söyle*mek ölümden daha ağır ge*liyordu. Nihayet yine Re*sû*lul*lah’a kavuşmak için istekleri*ni yerine getirdi. “Di*liyle” dininden vazgeçtiğini bildirdi. Müşrikler de onu serbest bıraktılar.
Hz. Ammar, kalben söylememişti, ama yine de endişeliydi. Kalbi tir tir tit*riyordu. El*lerinden kurtulur kurtulmaz doğru Re*sû*lul*lah’a koştu, “Helak oldum, imanımı inkâr ettim, yâ Re*sû*lal*lah!” dedi. Ve hadiseyi baştan sona anlattı.
Re*sû*lul*lah (a.s.m.) “Kalbin nasıl?” diyerek, sözle söylediklerine kalbinin iş*tirak edip etmediğini sordu.
“Kalbim imanla doludur.” diyen Hz. Ammar’a Re*sû*lul*lah’ın cevabı şu oldu:
“Ammar tepeden tırnağa imanla doludur. Şayet sana tekrar böyle işkenceler ya*parlarsa, tekrar aynı taktikle ellerinden kurtulmanda bir mahzur yoktur.”
Hz. Ammar, Re*sû*lul*lah’ın bu beyanı üzerine sakinleşti. Huzura kavuştu. Ammar’ın başına gelen bu hadise üzerine âyet-i kerime nazil oldu. Kalbi imanla do*lu olduğu hâlde inkâra zorlanan kimselere bir mesuliyetin olmadığı beyan edil*di. Böylece Hz. Ammar’ın imanını Kur’ân tasdik ediyordu.[2]
Hz. Ammar daha sonra Medine’ye hicret etti. Re*sû*lul*lah onu Ensar’dan Hu*zeyfe bin Yeman ile kardeş yaptı. Mekke’de ona en ağır işkenceleri reva gören müşrik Huzeyfe bin Mugîre’ye karşı Yüce Allah ona en iyi dost ve kahraman kardeş olan Hz. Huzeyfe bin Yeman’ı vermişti. Bu saadeti tadan Hz. Ammar daima Allah’a şükrederdi.
İslam tarihinde ilk mescit fikrini ortaya atan, Hz. Ammar’dır. Re*sû*lul*lah Efendimiz Medine’ye hicret ettiklerinde, “Re*sû*lul*lah’a bir ibadetgâh ve istirahatgâh lazım.” diyerek ilk olarak bir mescit yapılmasını teklif etti. Kuba Mescidi onun bu fikrinden doğdu. Hz. Ammar, bu mescidin bizzat inşaatında çalışmış, omuzlarında taş taşımıştır.
Hz. Ammar, Bedir ve Hendek Harplerine katıldı. Büyük kahramanlıklar gös*terdi. Yalancı Peygamber Müseylime’ye karşı savaştı. Harp esnasında Müslüman mücahitlerin morallerini devamlı yüksek tuttu.
Sevgili Peygamberimizin çok sevdiği sahabilerden birisi şüphesiz Hz. Ammar’dı. Re*sû*lul*lah, Ammar’ı görünce yüzü sevinçle dolardı. “Ammar’a düşman olan, Allah’a düş*man olur. Ona kin besleyen ve onu kızdıran, Allah’ı kızdırmış olur.” “Cennet Ali, Am*mar, Selmân ve Bilâl’ı şiddetle arzu etmektedir.” şeklin*deki hadis-i şerifler, Peygamberimizin Hz. Ammar’ı ne derece sevdiğini göster*mesi bakımından mânidardır.
Şu hadise de bunun canlı bir misalidir:
Bir gün Hz. Hâlid bin Velid ile Hz. Am*mar arasında bir tartışma çıktı. Tartışmada Hz. Ammar haklıydı. İkisi de birbir*lerini Re*sû*lul*lah’a şikâyet ettiler. Re*sû*lul*lah Efendimiz, yukarıda zikrettiğimiz Ammar’la ilgili hadisleri beyan ederek, Hz. Hâlid’den Ammar’ı kızdırmamasını istedi. Hz. Hâlid der ki: “Yemin ederim, Re*sû*lul*lah’ın huzurundan ayrıldığımda, Hz. Ammar’ı nasıl memnun edeceğimden başka bir şey düşünemiyordum!”
Zühd ve sadelik içinde bir hayat geçiren Hz. Ammar, Hicrî 37 senesinde Sıffîn Harbi’nde şehit oldu.
Allah onlardan razı olsun!

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…
KaRaqiZz isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 17:29