Bir kadın olarak yapmak gerekenler

[Toprak]

Bir kadın olarak yapmak gerekenler

Kadınlara her gün, günlük hayatın küçük ayrıntılarından başlayarak verilen "kadının görevi çocuk bakmaktır, kadının görevi ev işi yapmaktır, kadın zayıftır, kadının korunması gerekir" mesajının, kız çocuklarına mümkün olduğunca az gitmesini sağlamamız gerekiyor.
"Anne, neden çocuklarla kadınlar ilgilenmek zorunda?" dedi küçük kız. Altı yaşındaki bir ilkokul çocuğuna erkek egemen toplum, feminizm, cinsiyet rolleri gibi konuları anlatmak istemeyen anne, " Çünkü yeni doğmuş bebeklerin süt emmeleri gerekiyor, babalar süt veremediği için bu işleri daha çok anneler yapıyor. Bir de bazı ailelerde babalar daha çok çalışıyor, anneler de çocuk bakımını üstleniyor" diye cevap verdi. Ama kız çocuğu tatmin olmadı "Ama emzirmeleri bittiğinde artık erkekler de bakabilir bebeklere. Hem hafta sonlarında, tatillerde bile babalar çocuklara daha az bakıyorlar"
Görünürde kadın ve erkeğin eğitim, toplumsal statü ve kariyer açısından eşit olduğu bir ailede büyüyen bir çocuktu konuşan. Yine de, insan ilişkilerine tarafsız bakabildiği için bu net gözlemi yapabiliyordu. Anne "Bir dakika , neden gerçekten?" diye sordu kendi kendine.
İstediğimiz kadar eğitimli olalım, bazen içinde bulunduğumuz koşullara o kadar alışıyoruz ki, sorgulama yapmakta zorlanabiliyoruz. Veya sorgulama yapmanın getireceği zorluklar yerine ortama uyup yuvarlanıp gitmek daha kolayımıza gidiyor.
Bu sıralar Facebook'ta dolaşan bir reklam videosu var. Genç kadınlara "kız gibi koş" "kız gibi top at" deniliyor. Onlar da saçlarını düzelterek, sakar hareketlerle koşup top atıyorlar. Yani "kız" olmanın güçsüzlük, kokoşluk, yetersizlikle eş anlamlı olduğunu düşünmeye alışmışlar. Oysa (videoya göre) daha küçük kızların bu tür önyargıları henüz oluşmamış. Reklamda onlar, "kız gibi koş" dediğinde tüm güçleriyle çabalıyorlar örneğin. Video, "kız gibi" tanımlamasının anlamını sorgulama temennisiyle bitiyor.
Bu reklam kampanyasının vermeye çalıştığı mesajı önemli buluyorum, ama gerçek hayatta kadınların toplumdaki yeri ve kendine güvenleri, sadece "kızsın ama sen de güçlüsün aslında" diyerek yerine getirilir mi, çok şüpheliyim. Özgüven ile ilgili çalışmalar, insanlara "aslansın, kaplansın" denilerek onların daha fazla kendinden emin olmasının sağlanamayacağını gösteriyor çünkü.
Bence esas olan, kadınlara her gün, günlük hayatın küçük ayrıntılarından başlayarak verilen "kadının görevi çocuk bakmaktır, kadının görevi ev işi yapmaktır, kadın zayıftır, kadının korunması gerekir" mesajının, kız çocuklarına mümkün olduğunca az gitmesini sağlamak. Bunun için de bahsettiğim küçük kızın annesi gibi, alıştığımız bakış açısının dışına çıkmamız, toplum içindeki kadın erkek (ve kadın-kadın) ilişkilerine eleştirel gözle bakmaya başlamamız gerek. Her alanda sorular sormaya başlamamız gerek. "Neden her ikisi de çalışan karı koca yemek yediklerinde, bulaşıkları kadının yıkaması gerekiyor?" "Kadınların çoğunun dil yeteneği daha iyi olmasına rağmen neden susmak kadın için bir erdem olarak kabul ediliyor" " Bir delikanlı ablasının eve kaçta girip çıkacağı ile ilgili hangi hakla yorum yapabiliyor?" "Madem erkekler fiziksel olarak daha güçlü, neden ağlayan çocukları babalar değil anneler kucağında gezdiriyor?" "Neden iş hayatında başarılı bir kadının bunu ancak güçlü bir sevgili aracılığıyla başarmış olabileceğine inanıyorum?" gibi konulara her gün akıl yormak gerek.
Cinsiyet araştırmaları ile ilgilenen bilim insanları, toplumun genelinde kadının statüsünün daha ileriye götürülmesi için neler yapılması gerektiği konusunda çok sayıda çözüm öne sürüyorlar. Eminim ki, istenilse İskandinav ülkelerinde olduğu gibi, uygun politikalar ve eğitim ile toplumun bakışı ve dengeleri ilerde bir gün değişebilir. Ama bizim kadın erkek ilişkilerine farklı bakmamız için toplumun tamamının ileriye gitmesi şart değil. Alıştığımız kadın erkek rollerini ve kadınlarla ilgili söylemleri değiştirmeye bence günlük hayattan başlamak daha önemli. Bunun için ilk adım, altı yaşında bir çocuğun saflığı ve tarafsızlığı ile sorgulamaya başlamak ve sonra daha farklı davranmaya çalışmak olabilir olabilir: "Bir dakika, neden böyle olması gerekiyor gerçekten?"


DEFNE
ERASLAN

[Ada]

Toprak Nickli Üyeden Alıntı

Bir kadın olarak yapmak gerekenler

Kadınlara her gün, günlük hayatın küçük ayrıntılarından başlayarak verilen "kadının görevi çocuk bakmaktır, kadının görevi ev işi yapmaktır, kadın zayıftır, kadının korunması gerekir" mesajının, kız çocuklarına mümkün olduğunca az gitmesini sağlamamız gerekiyor.
"Anne, neden çocuklarla kadınlar ilgilenmek zorunda?" dedi küçük kız. Altı yaşındaki bir ilkokul çocuğuna erkek egemen toplum, feminizm, cinsiyet rolleri gibi konuları anlatmak istemeyen anne, " Çünkü yeni doğmuş bebeklerin süt emmeleri gerekiyor, babalar süt veremediği için bu işleri daha çok anneler yapıyor. Bir de bazı ailelerde babalar daha çok çalışıyor, anneler de çocuk bakımını üstleniyor" diye cevap verdi. Ama kız çocuğu tatmin olmadı "Ama emzirmeleri bittiğinde artık erkekler de bakabilir bebeklere. Hem hafta sonlarında, tatillerde bile babalar çocuklara daha az bakıyorlar"
Görünürde kadın ve erkeğin eğitim, toplumsal statü ve kariyer açısından eşit olduğu bir ailede büyüyen bir çocuktu konuşan. Yine de, insan ilişkilerine tarafsız bakabildiği için bu net gözlemi yapabiliyordu. Anne "Bir dakika , neden gerçekten?" diye sordu kendi kendine.
İstediğimiz kadar eğitimli olalım, bazen içinde bulunduğumuz koşullara o kadar alışıyoruz ki, sorgulama yapmakta zorlanabiliyoruz. Veya sorgulama yapmanın getireceği zorluklar yerine ortama uyup yuvarlanıp gitmek daha kolayımıza gidiyor.
Bu sıralar Facebook'ta dolaşan bir reklam videosu var. Genç kadınlara "kız gibi koş" "kız gibi top at" deniliyor. Onlar da saçlarını düzelterek, sakar hareketlerle koşup top atıyorlar. Yani "kız" olmanın güçsüzlük, kokoşluk, yetersizlikle eş anlamlı olduğunu düşünmeye alışmışlar. Oysa (videoya göre) daha küçük kızların bu tür önyargıları henüz oluşmamış. Reklamda onlar, "kız gibi koş" dediğinde tüm güçleriyle çabalıyorlar örneğin. Video, "kız gibi" tanımlamasının anlamını sorgulama temennisiyle bitiyor.
Bu reklam kampanyasının vermeye çalıştığı mesajı önemli buluyorum, ama gerçek hayatta kadınların toplumdaki yeri ve kendine güvenleri, sadece "kızsın ama sen de güçlüsün aslında" diyerek yerine getirilir mi, çok şüpheliyim. Özgüven ile ilgili çalışmalar, insanlara "aslansın, kaplansın" denilerek onların daha fazla kendinden emin olmasının sağlanamayacağını gösteriyor çünkü.
Bence esas olan, kadınlara her gün, günlük hayatın küçük ayrıntılarından başlayarak verilen "kadının görevi çocuk bakmaktır, kadının görevi ev işi yapmaktır, kadın zayıftır, kadının korunması gerekir" mesajının, kız çocuklarına mümkün olduğunca az gitmesini sağlamak. Bunun için de bahsettiğim küçük kızın annesi gibi, alıştığımız bakış açısının dışına çıkmamız, toplum içindeki kadın erkek (ve kadın-kadın) ilişkilerine eleştirel gözle bakmaya başlamamız gerek. Her alanda sorular sormaya başlamamız gerek. "Neden her ikisi de çalışan karı koca yemek yediklerinde, bulaşıkları kadının yıkaması gerekiyor?" "Kadınların çoğunun dil yeteneği daha iyi olmasına rağmen neden susmak kadın için bir erdem olarak kabul ediliyor" " Bir delikanlı ablasının eve kaçta girip çıkacağı ile ilgili hangi hakla yorum yapabiliyor?" "Madem erkekler fiziksel olarak daha güçlü, neden ağlayan çocukları babalar değil anneler kucağında gezdiriyor?" "Neden iş hayatında başarılı bir kadının bunu ancak güçlü bir sevgili aracılığıyla başarmış olabileceğine inanıyorum?" gibi konulara her gün akıl yormak gerek.
Cinsiyet araştırmaları ile ilgilenen bilim insanları, toplumun genelinde kadının statüsünün daha ileriye götürülmesi için neler yapılması gerektiği konusunda çok sayıda çözüm öne sürüyorlar. Eminim ki, istenilse İskandinav ülkelerinde olduğu gibi, uygun politikalar ve eğitim ile toplumun bakışı ve dengeleri ilerde bir gün değişebilir. Ama bizim kadın erkek ilişkilerine farklı bakmamız için toplumun tamamının ileriye gitmesi şart değil. Alıştığımız kadın erkek rollerini ve kadınlarla ilgili söylemleri değiştirmeye bence günlük hayattan başlamak daha önemli. Bunun için ilk adım, altı yaşında bir çocuğun saflığı ve tarafsızlığı ile sorgulamaya başlamak ve sonra daha farklı davranmaya çalışmak olabilir olabilir: "Bir dakika, neden böyle olması gerekiyor gerçekten?"


DEFNE
ERASLAN

Bi özet geçsene gözüm kör olcak okuyamadım

[Toprak]

Ada Nickli Üyeden Alıntı

Bi özet geçsene gözüm kör olcak okuyamadım

Jin Jiyane !

kadın yaşamdır

özet bu

[Perii]

Güzel font kullan sana beni konuna çeksin başlık ilgi çekici konu değil

[Jaqen]

Bence ilk önce okumayla başlasınlar en iyisi

[Toprak]

CalmSea Nickli Üyeden Alıntı

Bence ilk önce okumayla başlasınlar en iyisi

@[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] başlıktan once okusan memnun olurum.

[Perii]

Toprak Nickli Üyeden Alıntı

@[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] başlıktan once okusan memnun olurum.

Yazar hiç güzel yazmamış ve bunu erkelerin okuması lazım aslında eşitlikden bahsediyor bir kızın erkekelr gibi yapabileceklerinen bahsediyor Yani biz kızlar istersek herşeyi yaparız