Şamanlar kimdir, ne yerler, ne içerler?



Onlar ruhlarla konuşur ve doğaya neredeyse taparlardı. Kimdir bu şamanlar?

Çevremizde, ateş yakıp etrafında ilginç danslarla ayin yapan kabilelere rastlamıyoruz elbet. Fakat atalarımız yerleşik hayata geçmeden çok önceleri bu törenleri yaygınca yapardı.

Şamanizm bir inanış biçimi olarak dağınık halde yaşayan kabilelerin hayatlarında önemli bir yer tutardı. Tanrı,doğa ve insan üçgenini birbirine bağlayan inanç sistemi olarak özetleyebileceğimiz Şamanizm ile ruhlar alemiyle iletişim kurulurdu. Günümüzde bu inanışın tamamen ortadan kalkmadığını halen bu geleneği sürdüren toplulukların olduğunu da belirtelim.

Günümüzde sihirbaz, büyücü anlamlarında kullanılan şamanlar, şamanizm inancının temsilcileri sayılır; insanları kutsayabilir, ruhlarla konuşabilir, hastalara şifa verebilirlerdi. Mistik kimseler olan bu kişiler sıklıkla transa girerek ruhlar alemine gidip gelir, tanrının isteklerini insanlara aktarırdı.

Herkes şaman olamazdı. Ya babadan geçerdi ya da çocukluğundan itibaren bu özellikleri taşıdığı görülen insanlar şaman olabilirlerdi. Ruhlar tarafından seçilmiş yüce kimselerdi.

Şamanlar dinsel törenler başta olmak üzere kabilenin her tür etkinliğini yönetirlerdi. Bu törenler esnasında her biri farklı varlığın sembolü olan değişik parçalarla dolu kıyafetler giyerler, davul ve tef benzeri enstrümanlar çalarlardı. Doğadaki birçok sesi taklit edebilme yeteneği olan şamanlar, kendilerinden geçene kadar, yani tanrılarla ve ruhlarla iletişim kurana kadar delicesine dans ederlerdi.

Kötü ruhların saldırısına uğranıldığında veya tanrının başlarına bir felaket getirdiğine inandıklarında insanlar şamanlara gider, şamanlar da tanrıyla bağlantı kurarak bu durumun düzeltilmesi için gerekli mesajları dünyevi aleme iletirlerdi. Çeşitli hayvanların hatta insanların bile tanrılara, hediye olarak kurban edildikleri görülürdü.