Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Hayat ve Eğlence > Serbest Kürsü
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Sevgi

Serbest Kürsü kategorisinde açılmış olan Sevgi konusu , ...


Like Tree1Beğeni
  • 1 Post By Myself

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 07.02.2013, 11:19   #1 (permalink)
Bazen,gözlerinin tanımadığını yüreğin tanır.

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Sevgi

Otobüs yolcuları elinde beyaz bir baston taşıyan genç
ve güzel kadının otobüse binişini içten gelen bir
sempati ile izlediler. Basamakları geçti. Boş oldugu
söylenen koltuğu el yordamı ile buldu. Oturdu.
Çantasını kucağına aldı. Bastonu koltuğa yasladı.

34 yaşındaki Susan, bir yıldır görmüyordu. Bir yanlış
teşhis sonucu görmez olmuş, birden karanlık bir
dünyanın içine düşmüştü. Öfke... Kızgınlık... Kendine
acıma.. Hayatta tek dayanaği artık kocası Mark'tı..
Mark Hava Kuvvetleri'nde subaydı. Susan'ı bütün kalbi
ile seviyordu.

Susan gözlerini kaybedince, Mark karısının içine
düştüğü umutsuzluğu hemen farketmişti. Ona yeniden güç
kazanması, kaybettiği kendine güvene yeniden sahip
olması için yardım etmeliydi. Susan gene kendi kendine
yeterli olduğuna inanmalı, kimseye bağımlı olmadan
yasayabilmeliydi. Sonunda Susan'ı işine dönmeye ikna
etti.

Peki ama evden işe nasıl gidecekti? Genelde otobüsle
giderdi. Ama şimdi koca kenti bir uçtan ötekine tek
başına geçmekten korkuyordu. Mark her sabah onu
arabası ile işe bırakmayı önerdi. Kendi işi tam aksi
yönde olduğu halde...

İlk günler Susan kendini rahat hissetti. Mark da,
"Görmüyorum, artık hiçbir ise yaramam" diyen karısını
çalışmaya başlattığı için mutluydu. Ama bir süre sonra
Mark işlerin iyi gitmediğini farketti. Başkasına
bağımlı yaşamın Susan'ı mutlu etmesi mümkün değildi.

İse eskiden olduğu gibi kendi başına otobüsle
gitmeliydi. Ama Susan hâlâ o kadar hassas, o kadar
kırılgan, o kadar öfkeliydi ki... Ne yapabilirdi?

"Otobüs" lafı ağzından çıkar çıkmaz, Susan öfkeyle
haykırdy:

"Nasyl yaparym?.. Görmüyor musun, ben körüm!.. Nerde
olduğumu nerden bilirim, nereye gittiğimi nasıl
anlarım! Galiba sana ağır gelmeye başladım, beni
başından atmaya çalışıyorsun.."
Duydukları Mark'in kalbini fena halde kırdı. Ama ne
yapacağını biliyordu...

"Her sabah ve akşam otobüsünü arabamla takip edeceğim.
Sen bu yolculuğu tek başına yapmaya hazır olana dek
sürecek bu..."

Tam iki hafta Mark, Susan'ın otobüsünün arkasından
gitti. İki hafta boyu karısına görme dışındaki
duyularini nasıl kullanacağını anlattı. Özellikle
duymanın pek çok sorunu çözeceğini izah etti.
Kulaklari ona nerede olduğunu söyleyebilirdi. Yeni
yaşam tarzına alışmasına yardımcı olabilirdi. Otobüs
şoförü ile ahbap olursa, her şey kolaylaşır, şoför her
gün ona önde bir yer bile ayırırdı.

Nihayet Susan, yolculuğu tek başına yapmaya hazır
olduğunu hissetti. Pazartesi sabahı geldi...
Ayrilırken, otobüsünün geçici ******u kocasına,
hayattaki en büyük dostuna sarıldı. Gözleri yaşla
doluydu Susan'ın... Kocasına öyle teşekkürle doluydu
ki... Onun sabrı, sadakati, desteği ve sevgisiyle
umutsuzluk uçurumundan nasıl çıkmış, nasıl yeniden
hayata dönmüştü..

"Allahaısmarladık" dedi kocasına ve uzun zamandan beri
ilk defa ters yönlerde yola çıktılar.

Pazartesi.. Salı.. Çarşamba. Her gün mükemmel geçti
Susan için.. Kendini hiç bu kadar iyi hissetmemişti.
Yapıyordu.. Başarıyordu. Tek başına başarıyordu..
Kendi kendine gidip gelebiliyordu işte. Cuma sabahı,
Susan her günkü gibi otobüse bindi. Ofisinin
karşısındaki durakta inerken bilet parasını uzattı
şoföre.. .

"Sizi kıskanıyorum bayan" dedi, şoför..

Susan şoförün baskasına hitap ettiğini düşündü... Bir
körün gıpta edilecek nesi olabilirdi ki?..

"Sizin kadar sevilmek, sizin kadar şefkat ve sevgiyle
korunmak çok hoş bir duygu olmalı bayan" dedi şoför..

"Nasıl yani?" dedi, Susan..

"Bir haftadır, her sabah yakışıklı bir subay köşede
duruyor ve siz otobüsten inene kadar izliyor. Yolu
kazasız geçmenize bakıyor, ofisinize girene kadar
oradan ayrılmıyor. Sonra size bir öpücük yolluyor,
elini sallıyor ve yürüyüp gidiyor. Siz çok talihli bir
kadınsıniz bayan.."

Mutluluk gözyaşları Susan'ın yanaklarından akmaya
başladı.Ve birden hatırladı... Mark'ı hiç görmüyordu
ama, bir haftadır yanında olduğunu, hem de öyle
kuvvetli hissediyordu ki..Talihli, gerçekten çok
talihli idi. Öyle bir armağan vermişti ki ona hayat,
görmekten daha değerliydi.

Bu armağanın varlığına inanması için görmesi
gerekmiyordu..... Sevginin aydınlatmayacağı hiçbir
karanlık yoktu çünkü...

Ela beğendi.
__________________
Yaşamı bir film gibi düşünmek lazım çeşitli içerisinde çeşitli rolleri barındıran bir film. Bu rollerin içerisinde ne artist , ne aktrist nede figuran olmalı insan. Senarist yönetmen olmalı kendi yazıp kendisi yönetmeli kendi yazdığımız bir film olmalı hayat. .
Myself isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 21:34