Genelde erkeklerin ilgi alanıdır araba değiştirmek. Kadın kısmına ne versen kullanır. Benim de herhalde kamyon ve otobüs dışında kullanmadığım araç kalmamıştır. Vakti zamanında silgeçleri çalışmayan kamyonetle, yağmurlu havada Milas'tan Yatağan'a gitmişliğim vardır. Tabii konu benim ustalığım değil! Nisan ayının gelişiyle başlayan “taze araba” arayışım...

Kişilerin kullandıkları araçlarla aralarında duygusal bir bağ oluştuğu gerçeğini yadsımayın. Zordur eskisiyle vedalaşıp yenisine adapte olmak. Önceleri çok arzularsınız eskisinden kurtulmayı. Pat diye bir alıcısı çıkar ve siz kız babası gibi nazlanırsınız. Geciktirirsiniz pazarlığı. Ne de olsa yıllarca sizi gezdirmiş, her türlü yükünüzü taşımıştır. Nankörlük edip ondan kurtulmayı planladığınızdan haberi yoktur garibin! Derken başka bir alıcı ile çakışır yolunuz. Gönlünüz el vermese de vedalaşma zamanı yaklaşmıştır. Çaktırmadan tozunu alır, iyi davranmaya çalışırsınız. Giderayak son görevleri yerine getirmek gibi bir minnet duygusu kaplar ruhunuzu. “Lastikleri de anca yenilemiştik” diye sızlanan bir vicdanı susturmak pek mümkün görünmemektedir.

Öte yanda, taze gelin havasındaki müstakbel aracınız size göz kırpmaktadır. Kavuşacağınız gecenin hayaliyle uykular haram olur. Emsallerini arar gözleriniz. Hepsi onun kardeşi imiş gibi gülümseyerek süzersiniz her santimini. Pek çok ayrıntı fark edersiniz arabada. Ne de olsa yakında sizin olacaktır. Gülümseyin ve uzaklaşın elalemin arabasının etrafından.

Millet barış sürecine kilitlenmişken benim aklım fikrim “beyaz”da. Takas sürecimin tek akili de ben değilim. Oğlanların didik didik ettiği araç ilanları sayesinde epey fikir edindik piyasa hakkında. Neticede en akil olarak noktayı koydum! Modeli belirlemek en zor kısmıydı. Aynı türde doksan dokuz model var. Bir de o modellerin yaşları ve fiyatları. Tablo hazırlayıp eksi, artı yöntemiyle seçenekleri ikiye indirdim. Birisi Antalya'da, diğeri Batman'da beni bekliyor. Gönül ikisine de “he” diyor. Bir türlü ayırımı yapamıyorum. Süreci baltalamamak adına hızlandırmalıyım pazarlığı, farkındayım uzatmaları oynadığımın. Karşı taraf da akil olunca; al bir akili vur öbürüne oluyor. Benim araba, sizin araba “ demek yerine isimlendirmek daha pratik geldi. Doğulu, güneyli ve batılı arasında sıkı bir atışma başladı. “Hangisi daha temiz” gibi belalı bir muhabbete girildi. Kimse “ yoğurdum ekşi” demediği için burnumuzdaki kıllar koparılmıyor. Neyse sonuçta benim ateşli kırmızımla güneyli masum beyaz yer değiştirecekler. Prensipte anlaştık gibi. Arada bir karşılıklı fotoğraf gönderip hasret gidereceğiz eski dostumuzla. Riyakarlık etmemeli eski araca...

UNUTMA! Her arabada anılar gizlidir, anımsarken burnunun direğini sızlatacak...

__________________
Teşekkür Etmek için Beğen Butonuna Tıklayınız.