Telkin tınısı sesiyle buhranlı bir hava eşliğinde gözlerinizi açtığınız sabahlar vardır.
Koyu gri bir renge bürünür ruhunuz gökyüzündeki bulut kalabalığından nazlanarak.

Düşündüğünüz geç kalınmış zaferlerinizden vazgeçmemişken buz tutmadan umudunuz, günaydın yeni güne ve sizlere.

Olmuşlarından topladığınız kelimeleriniz, boğazınıza hapishane işi boncuklardan oluşan süsler gibi dizilirken.

Kaybetmek ya da kazanmaktan ötürü vicdanınıza sırtınızı yaslamak tam bir yokluk fırtınası.

Anlamsızlık ayak izlerimizi silmeye cesaretlendiğinde anlam yüklemekten vazgeçmemiz gerektiğini çoktan olgunlaştırmış olacağız.

Her başlangıcın yanında yetiştirmeye çalıştığımız beklentilerimizin sonuçlarının, aslında bizim çevremizde dönüp durduğunun farkında değilizdir.

Eksikliği anlamsız kalem çizikleri ya da yersiz eskitilmiş gururlardan arındırmadan gerçekleştirdiğimizde dönüş yoktur.

Sebep bir nefes için özgürlüğün tadılmamışın büyüsünde eğlemekse, gönlünüzü ve açık yaralarınızı sarmadan bozmayın sessizliklerinizi, acıdan yorulursunuz.

Üç yıl olmuş kelimeler levhalara yazılmadan satır aralarında kayboluşlarından cesaret bulmuş.

Anlamsızdır bazen aranması arınması gerekmez sebepler destelenmiştir hepsi bundan ibaret.

Biz bir anlam taşımıyoruz yok bakma hiç aç ellerini ve sahip olduğun çizgilerinde yürü anı bırakma, kaçırma tek gerçeklik şimdiki akrep yelkovan koşturmacasın da olacaklar.

Ötesinde anlam yok dönüş yok yitirdiklerimize yer ayırdığımız göz göz dolaplarımız var alt belleğin yanı sıra bizi gri renklere çeken gökyüzleri gibi.

Çocuk sen hata yap ve büyü ellerini aç beyaza yasla yüreğini dönüş ok kara sen istemesen de elbet bir an dönüşümünde ellerine çalınır.

Dönüş her fırsatın barındırdığı gizli işaret bulmacası.
Seçeneklerinizden çıkarsız olana yürüme isteğine niyetlendiğinizde zaman geri adımlara kapanacaktır.

__________________
Teşekkür Etmek için Beğen Butonuna Tıklayınız.