Doz
 

İnsanların alışageldikleri bilginin kırılması elbette onlarda bir alerji uyandıracaktır. Bunu normal karşılamak lazımdır ve eğer normal karşılanırsa elbette yararı görülür. Ancak, dozunu aşmış saçmalıkların miladının dolduğu şu günler de acayip vakalara rastlayarak kendimize engel olamadığımız şeyler de söyleyebiliyoruz birilerine. Doğmalarla şekillendirilmiş hayatlarının hiçbir kısmını bilimsellikle değerlendiremeyen insanların, bilimsel diyalektikle felsefeye dönüşmüş ve kendini Din ilan etmemesine rağmen bir takım hurafelerle çatışan görüşümüz, insanları yönetmeye kalkan Yeşil'in Sermaye sahiplerine karşı gerçeğe uyandırma çabamızın kesin suretle bir muhalefete ve çatışmaya dönüşeceğini kestirebildik evet. Ancak, başımıza musallat olacak kişilerin daha mantıklı ve zeki insanlar olması umarken, ne yazık ki mahalle kültürünün fısıltı gazeteleriyle öğrenim görmüş ve yazılara karşı alerji besleyen insanların gelmesi bizi kırdı. Sevgili Yeşil'ler; Sevgili Pembişkolar, Sevgili körler, imansız Müslümanlar, Vatanperestler, Bayrakistler, Sınırlı kafalar, tel örgüler, atılan bombaların imzacıları, kana susamış yarasalar, afrikayı sömürenler, sevgili din adamları; siz bizim içine girdiğimiz özgürlük anlayışının da, örgütlenme stilimizin de, yatay modellerimizin de çok dışındasınız. Ancak, ipucu: Eğer bizimle mücadele etmesi amacıyla aslında Anarşist fikir sahibi Sûfi kardeşlerimizin (Ali Şeriati kitleleri) kısaca Anarşist Sûfizm denilen ve kökünde otoriteyi kabul etmeden, Allah'ı yaşamsal şart olarak değerlendirdikleri için çoğu zaman hayata bakışta bizimle çatışmaya (mantıksal) girmeyen fikirlerini sorun. Önce, bizi tanıyın. Doğma öğrenimlerle laf etmeye kalktığınız anlar, sizi zavallılaştırırken biz bununla övünmeyi hayal etmiyoruz. Eğer bilinçsizce bir yorum yapmışsanız, ikinci sefer yapmayı kâr saymayın çünkü zarar oluyor, doz aşıyorsunuz. İyi niyetli anlatımlarımızı dinlemediğinizi, anlamadığınızı düşünüyoruz. İkinci Doz aşımı ise; yazılar hakkında fikir sahibi olamayanların, karakteristik başarısızlıklarını, karakterimize saldırmaya yeltenerek gizleme, örtpas etme halidir. Acizliktir, Yoksunlukluk, Sefilliktir, Cahilliktir, etmeyin. Eşfref-i Mahlûkat'sınız bunu düşünün, böyle çocukça yöntemlere girmeyin. A sefiller, sizin denediğiniz bu yöntemleri, sol 1960larda aştı ve şimdi sağ, sol, orta bile aştı. Bunlar iletişimsizlik çağlarında bilgiye ulaşmak için emek vermek gerekilen yıllarda meşhurdu. Şimdiler de *** videosu çekmeniz lazım. Ancak bu şekilde, düşüncemizle baş edemeden karakterimizi alt edebilirsiniz. Yazarport sakinlerini, bu tip vakalar içinde görmeye pek alışık değilim, ortalama 6 ay süren yokluğum da böyle garipleşmeler evrildiğini de hiç tahmin etmezdim. Eskiden, akıllı adamlar 'basit konuları tartışır uzatırdı, şimdilerde akılsız adamlar, önemli konuları tartışmaya çalışıyor; ne garip? Acaba, Yazarport içinde akıllı adam sindirme operasyonları başarıyla mı tamamlandı. Bildirmek lazım ki, site içinde eskiden de gördüğüm ve şimdi de gördüğüm 3-5 yazar kalmış, hah işte onlar hiçbir zaman bir yazımın altına gelip değişik konulara bürünecek kadar aciz olmadı, kökten zıt felsefeye, düşünceye sahibiz onlarla. Ben de onlara gidip sataşmadım. Bu saygıdır. Bugünler de saygısızlıklar da pek tabidir. Saygısızlık yapan adam ne laf ebesidir, ne zeka sahibidir ne de mantıklı bir saldırı yöntemi seçmeyi bilmektedir. Ancak kişisel ID'lerine teslim ve doğmatik öğrenimleriyle, felsefik düşüncemizle baş edebileceğini sanan, edemeyeceğini kabul edemeyen süper ego sahibi kişiciktir. Bu yazı, halen dozunu korurken, kişiciğin gidip biraz genel kültür ve felsefe kitapları karıştırarak, bizimle daha çetin ve kuvvetli mücadeleye girişmesi umudumuzdur. Zira, hatrı sayılır eleştiriler aynı zaman da bizim de kendimizi geliştirmemiz de yardımcı olur. Ancak, eleştirmek için eleştirmek hiç kimseye bir şey kazandırmaz. O kişiciğe herhangi bir makalemin altında cevap verirken, onun seviyesine inmekten çekinirim.