|
Serbest Kürsü kategorisinde açılmış olan Bu yazı er- keklere konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
09.09.2013, 15:32 | #1 (permalink) |
Tecrübeli Üye | Bu yazı er- keklere Bu Yazı ER- KEKlere! Bir erkek kumar oynamıyor, içki içmiyorsa, iyi kötü bir geliri varsa öpüp başına koyacaksın! Ah bir de yakışıklıysa üstüne üstlük, poponu kaşı nazar değmesin! İmzayla zapt altına almışsın, artık ömrün yettiğince aynı yastığa baş koy! Çoluk çocuğa karışmışsın, sakın ha gıkın çıkmasın! Ev işlerini aksatma, erkekler tertipsiz düzensiz kadını sevmez! Yemeğini tatlısını ihmal etme, mideden kalbe kayacaksın! Geceleri başın ağrımasın, her daim hazır ol! Hep bakımlı bekle onu, başka kadınlara bakmasın! Ailesini sevmesen de saygılı davran, o takdir eder seni! Kazandığın paranın hesabını sorma, karıkoca arasında sen-ben olmaz! Çalışan o ise, verdiğiyle yetin! Geciktiğinde dırdır etme, erkek adamı sıkmaya gelmez! Bize bunlar öğretildi. Peki size? Kaçınıza bu tarz öğüt verildi diye merak ediyorum. Evlendikten sonra bir koca, karısına nasıl davranmalı diye sık sık kulağınızı çeken büyükleriniz oldu mu? Bırakın büyüğü, öğüdü de asıl siz, siz sorguladınız mı karınıza verip ver-e- mediklerinizi? Para ve imzalı birliktelik dışında nedir ona sunduğunuz? "Sevgim" demeyin ne olur! Yatağınızdan uzaklaştığında, hayvansal dürtülerinizin şahlandığını unutuyorsunuz. Vazife olarak yerine getirmesi gerekeni ihmal etmesine kızgınsınız şimdi... Sizce neden reddedildiniz? Muhtemelen eşinizin ruhuna yabancısınız. Üstelik bir kadının en boş olduğu alanın duygusal doyum olmasını da önemsemediniz hiç. O size mecburdu, yapmalıydı! Canı istemiyorsa çok da dert değildi, nasılsa size kadın mı yoktu? Hem siz er-keksiniz! "Elinizin kiri" diye hafifletici sebebiniz de var. Toplumda duyulması, olsa olsa size prim yaptırır " hovarda" payesiyle taçlandırılarak... Kaç kere "güzel " olduğunu fısıldadınız kulağına? Kıyafetinin yakıştığını duymadığı tek er-kek sizken, nasıl sokulsun yamacınıza da "mış" gibi yapsın? Coşkusunu en son ne zaman paylaştınız? Ne zaman şımarttınız, prensesleştirip yalandan! İlk günlerinizdeki bebek şefkati biçimindeki korumanız ve yaklaşımlarınız ne oldu da tükendi? Kanıksanmışlık mı? Tek eşliliği reddeden doğanızın arayışı mı? Bıkkınlık da olabilir, tetikleyen olgu! Tükendiğinden bile haberiniz yok değil mi? ... İçerlerde bir yerlerde kopan sessiz fırtınaların azar azar tükettiği birlikteliğiniz tehlikede! Halatın kopmasını engelleyen birkaç iplik kalmış sadece... Karınız, ondaki değişimi, farkındalığı umursamayan hallerinize isyanda! Kör gözlerinizdeki perde aralanmadığı sürece çok uzaklarda kaybolmakta olan bir silüet arayacaksınız yana yıkıla... Günlerdir sakız gibi çiğnenen " evli kadının barda işi ne? " sorgulamasına tepkisel açıklamadır! Haklı göstermek ya da suçlamak gibi bir amaç taşımayan, sadece ayrı bir perspektiften bakmanızı rica eden bir yazıdır bu... Hep olduğu gibi, yine günah keçisi olarak bir kadın ilan edildi. Ölmüş olması "suçunu " ağırlaştırdı sadece. Kimse kocayı merak etmedi. Öncesi yoktu kadının. Kocasının eksikleri, yanlışları, sahiplenememesi, yalnız bırakması kimsenin umurunda değildi ki... Günahkârın günahının lafını etmek, günahkârın günahından daha ağır bir günahtır. Çünkü hiç kimse sınanmadığı günahın masumu değildir.
__________________ Teşekkür Etmek için Beğen Butonuna Tıklayınız. |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |