|
Serbest Kürsü kategorisinde açılmış olan İsimle Ateş Arasında küçük bir kesit konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
09.11.2013, 23:14 | #1 (permalink) |
| İsimle Ateş Arasında küçük bir kesit İsimle Ateş Arasında küçük bir kesit Nazan Bekiroğlu şahsi fikrimce şu an yaşayan en iyi edebiyatçı Kendisinin İsimle Ateş Arasında adlı eserinden küçük bir kesit paylaşmak istedim. Suyun kıyısında güllerin mevsimi gelmişse de hava hala soğuktu Kalbi hevesle dolu güzel delikanlı, pususunu kurdu Tüfeğini doğrulttu Boşlukta ürkütücü parlayan garip bir aletti bu Kendisini harekete geçiren zembereğe dokununca fındık gibi mermiler saçıyor ve ağzından saçılan ölüm bir değil çok ölüm oluyordu Güzel delikanlı gülümsedi ama korkuyordu Yine de korkunun resmi, padişahın yanında giden gösterişli bir solak resminden daha büyük değildi Tüfek soğuk, heves sıcaktı Göklerin uzaklarından "V" biçiminde göründü turna katarı En önde bir efsaneyi, bir bir hikaye uğruna kendisinde taşıyan öncü, arkasında kendisini ona emanet etmiş sürüsü Öncü turna ki bir katarın kaderi, o yolunu şaşırırsa bütün sürü şaşkın, o vurulursa bütün sürü ölü demekti Sürünün sol kanadında, öncünün hemen arkasında turnanın tek eşi, tek sevgilisi Yol uzunsa da göklerde bir ok atımı mesafenin yükseğine çıkınca emniyet vardı, öncü öyle bilirdi Mertliğe dair atasözlerini, tüfek denen aleti ve onun menzilinin alışılmış bütün menzillerin üzerine çıktığını nereden bilecekti? Kalbi hevesle dolu olan güzel delikanlı Tüfeğini doğrulttu Ya şu en öndeki ya da onun sol arkasındaki iyi hedefti Kararını verdi Ucunda bir ölüm tutan parmağını zembereğe dokundurdu Bir ölüm çok ölüm denmişti ya, öncü turna önce katarının sol kanadında, hemen arkasında bir boşluk duydu, sonra kendi kalbinde yaşadı boşluğu Dişi turnanın bedeni kendi hacminin fazlası ağırlıkta yerin yüzüne doğru yaklaşırken geride döne döne uçuşan bir kaç mavi tüy kaldı Allı pullu telli Gökyüzünde durmak mümkn olsaydı öncü turna oracıkta duracaktı Lakin gökler ileriye veya geriye, inmeye ya da yükselmeye izin veriyordu da durmaya izin yoktu Telli turna, yaratıldığı yer olan sol boşaltıpta erkeğinin, boş ve buruşturulmuş bir kağıt parçası gibi yere vururken oldu öncü turnanın da yere vuruşu N çocuklar yerde zalimlik edip pabuçlarını ters çevirdiler ne daireler çizip toprağa içinde ateş yaktılar, ne de taş oyununda taşların yerini değiştirdiler Yani ki insanların yerde yaptığı yersiz yanlış işler gökte turna katarının kaderini belirlemedi Yine de öncü, sürüsünü terk etti Yere indi İhanet değildi Havada sahipsiz kalan katar, görünmez duvarla çevrili bir dairede hapsolmuş gibi yolunu kaybetti, döndü durdu saatlerce Öncüsü tarafından terk edilmiş turnalar yeniden katar bağlasın diye, kimse bilmedi, yere bir daire çizip de üç İhlas bir Fatiha, çemberi bıçakla kesmedi Dişi turnanın en parlak kanat tüylerine uzanırken bedel ödemeden sonuç isteyen, solak olmadan solaklığa heveslenen güzel bir delikanlının kalem parmakları, bir parça kan, gül tırnaklarına bulandı Bıyıkları parlak, gözleri siyah geceler kadar derin; kan, oldum olası onu tutardı Turnanın kısacık tüylü, terli ve yorgun sırtına kendi kanının lekesini sildi, tam iki kanadının ortasına Sonra En güzel tüylerini yoldu turnanın Sırtı hala sıcaktı Bir kadının düşüşüyle ne kadar eksik kalırsa bir erkek, öncü turna öyle dönüp duruyordu Her kanat çırpışı bir çığlık Çekil git, dedi güzel delikanlı, çekil git başımın üzerinden, senle işim yok benim Gitmedi turna Çığlık çığlığa Kondu Kalktı Ne bahtı ne tahtı müjdeleyen bir hüma değildi, turnanın gölgesi vardı Çekil git, hırçın bir sesle yineledi parlak ve siyah sakalı gül yağıyla ovulmuş delikanlı Öncü turna eşini bırakıp da bir türlü gitmiyordu Öfkeyle baktı delikanlı Bak, dedi, elimde bu ölüm varken bağışladım seni daha ne istiyorsun? Bak, diye öfkeyle sesini yükseltti, yarınki selamlık alayında solak giysileri ve başındaki turna tüyleriyle ne kadar göz alıcı olacağını hesaba katan delikanlı, git başımdan sana son kez söylüyorum Bırakıp da gitmenin imkanı yoktu Gitsede burada kalacaktı öncü turnanın yurdu Yurt ki özlemi bir türlü dinmiyordu Doğrulttu tüfeğini sarığının kıvrımları arasına bir gül-i rana iliştirilmiş delikanlı Bir gözünü yumdu Turnayı vurdu Zaruri bir öüm oldu bu Gözlerini açtı turna son bir kez Kendisini iki kez öldürenle göz göze geldi Can pazarına ilişkin aralarındaki davayı hesabın büyük gününe havale etti Sonra? Toprak açtı terini Gökten ne gelmiş de yer kabul etmemiş ki?
__________________ Yaşamı bir film gibi düşünmek lazım çeşitli içerisinde çeşitli rolleri barındıran bir film. Bu rollerin içerisinde ne artist , ne aktrist nede figuran olmalı insan. Senarist yönetmen olmalı kendi yazıp kendisi yönetmeli kendi yazdığımız bir film olmalı hayat. . |
10.11.2013, 20:07 | #2 (permalink) |
| Cevap: İsimle Ateş Arasında küçük bir kesit Ateşin ismine 'yar' demişler,yakıyor da yakıyor..O'nun isminde yanmadıktan sonra ateş bile yakmaya haya ediyor.
__________________ ''Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek'' |
19.11.2013, 19:51 | #3 (permalink) |
| Cevap: İsimle Ateş Arasında küçük bir kesit Bu kitap okumayanlara tavsiye edebilirim..
__________________ Yaşamı bir film gibi düşünmek lazım çeşitli içerisinde çeşitli rolleri barındıran bir film. Bu rollerin içerisinde ne artist , ne aktrist nede figuran olmalı insan. Senarist yönetmen olmalı kendi yazıp kendisi yönetmeli kendi yazdığımız bir film olmalı hayat. . |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |