|
Serbest Kürsü kategorisinde açılmış olan Çay'ın Doğu Karadeniz'deki Öyküsü konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
10.12.2013, 21:35 | #1 (permalink) |
| Çay'ın Doğu Karadeniz'deki Öyküsü Çay'ın Doğu Karadeniz'deki Öyküsü BİA (Rize) - Trabzon merkezinin 30-35 kilometre doğusunda Araklı ile Sürmene arasında çay ekim alanı başlıyor, Sarp sınır kapısına kadar uzanıyor. Çay'ın (Camellia sinensis) doğal yetişme alanı Güney Doğu Asya. Çay bitkisinin başlıca üç ana çeşidi var. Çin, Assam ve Kamboçya çayları. Bununla beraber yüzlerce melez tür de vardır. İngiliz Doğu Hindistan kumpanyası, çayın içecek olarak yaygınlaşmasında büyük rol oynamıştır. Amerikan Bağımsızlık Savaşı'ndaki rolü 1773'de İngiliz Parlamentosu İngiliz çay tekelinin sürmesi için çay yasasını çıkartınca, bu yasa Boston Çay Partisi olarak bilinen olaya ve sonucunda Amerikan bağımsızlık savaşına yol açmıştı. İngilizler çayı 1834'de Hindistan'a getirdi. 1917 Bolşevik ihtilalinden sonra İngiltere Rusya'ya ambargo koyunca Sovyet yönetimi Batum civarında ziraatine başladı. Türkiye'de çay üretimi 1930'larda Ziraat Umum Müdürü Zihni Derin'in gayretiyle Rize'de çay üretimi başlamış, Demokrat Parti zamanında ise sistemli bir politikayla teşvik edilmişti. Çay, zamanla Doğu Karadeniz'in ana gelir kaynağı olmuş. Batum'dan gelen çay tohumları 1930'lu yılların Doğu Karadeniz'i, havası ılık ve güzel. Fındık yörenin tek değerli ürünü fakat bahçeler bakımsız. Toprak sürülmüyor, ot içinde ve başıboş sığırların otlak yeri. Bu yüzden verim düşük. 1939 ilkbaharında Batum'dan gelen çay tohumlarının köy topraklarına ilk dikimi başarılı olmasaydı, bugün "yerli çay"ımız da olmayacaktı. İlk zorluklar Çay bahçelerinin ekilen mısır tarlalarına değil çalılık, fundalık ve kızılağaçlık halindeki topraklarda kurulması isteniyordu. Bu topraklardan çalıların kökleriyle birlikte temizlenmesi ve 100-120 santimetre genişlikte setlendirilmesi gerekiyordu. Fakat bu işler için kol emeği gerekiyordu. O dönemlerde köylerde yetişmiş insan gücü bulma olanağı yoktu. Ekonomik darlık ve sıkıntı, bölge erkeklerini gurbetçi yapmıştı. Zonguldak'ta kömür işçiliği, İstanbul'da balıkçılık, bu bölge uğraşının ekmek kapısı idi. Büyük kentlere inşaat işçiliği ya da ustalığı yapanlar ise diğerlerinden şanslıydılar. Köylerde yalnız kadınlar vardı Gurbetteki erkeğinden, oğlundan veya babasından gelecek parayı bekleyen bu kadınlar, kendilerinin belleyip ektiği ufak çaplı bir kaç yüz kilo mısır, fasulye, kabak ve lahananın üreticisiydiler ve yine her evde kadınların ihtimamla beslediği bir kaç baş inekten alınan süt bu evlere giren kısıtlı bir katıktı. Çay teknisyenleri sonunda köylülere avans para verilmeden bu işin olamayacağına karar verdiler. Zihni Derin bir çay kanunu taslağı hazırladı. Devlet Ziraat Genel Müdürlüğü, Rize Teşkilatı emrine avans olarak köylüye dağıtılmak üzere 127 bin lira Ziraat Bankası'na gönderdi.Bir dönüm çaylık kuracaklara 12.5 lira, sonra 625 kuruş birinci yıl bakım avansı ve ikinci yıl bakım avansı olarak yine 625 kuruş verilmesi kararlaştırıldı. Çay'ın öncüleri O dönemin çay ekimi seferberliğinin öncüleri olan teknisyenler şunlardır : * Çayeli bölgesinde Hakkı Köse * Gündoğdu bölgesi teknisyeni Asım Zihnioğlu * Birinci Merkez kaza teknisyeni Cahit Yılmaz * İkinci Merkez kaza teknisyeni Rauf Başar * Pehlivantaşı bölge teknisyeni Sadullah Dikmen * Derepazarı ve İyidere bölgesi teknisyeni Mahmut Fevzi Gökçeli * Teşkilatın Mali işler mutemedi Behçet Tuzcu Çay'ın özellikleri Çay iyi budanırsa 50 yıl kadar yaşayan, yazın 3 kez ürün alınan bir bitki. Kanunen 2 buçuk yaprak öngörülse de pratikte 5,5 yaprağa kadar kesilebiliyor. Doğu Karadeniz'de peştemalli kadınlar, ellerinde makaslı torbalarla eğimli çay tarlalarında çay kesiyor, sonra da çuvallarla çay toplama merkezlerine götürüyorlar. İnce kıyılmış çay makbul Fabrikada yıkanıp kıyıldıktan sonra bir kaç gün ılık ortamda mayalanması bekleniyor. Sonra kurutuluyor. En iyisi Mayıs ayında toplanan ilk ürün çay. Yaygın kanının aksine ince kıyılmış çay bütün yapraklardan daha makbul. 1980'lere dek olan Çay-Kur tekeli Özal döneminde yıkıldı, özel çay fabrikalarına Sürmene'den Sarp'a kadar adım başı rastlanıyor. Türkiye'de çay tüketimi çay üretiminin başlamasını takip eden yıllarda artmaya başlamış, giderek kahvenin yerini almıştır. En zengininden en yoksuluna Halen Türkiye'de kişi başına yılda 2,5 kilogram çay tüketilmektedir. 1930'lu yıllarda bu rakam kişi başına 60 gramdır. Yerli çayın üretimine paralel olarak tüketimi de artmıştır. Bugün ülkemizde 165 bin ton çay tüketilmektedir. Bunun 120 bin tonu yerli çay 45 bin tonu ise ithal çaydır. Aslında Karadeniz'deki çay bahçeleri, Türkiye ihtiyacını fazlasıyla karşılayabilecek kapasitededir. İthalat, yerli çayın piyasa payını azalttı Çay ithalatının serbest bırakılmasından önce Türkiye'de yerli çay içiliyordu. İthalatın serbest bırakılması yerli çayın ucuz fiyatına rağmen piyasa payını azalttı.
__________________ |
10.12.2013, 21:36 | #2 (permalink) |
| Cevap: Çay'ın Doğu Karadeniz'deki Öyküsü @[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] konun öncüsü sensin aslında sana gif ararken buldum
__________________ |
10.12.2013, 21:42 | #3 (permalink) |
| Cevap: Çay'ın Doğu Karadeniz'deki Öyküsü @[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sağolasın ya ben böyle çay demletırken konu buldururum
__________________ Fitness Eğitmeni |
19.12.2013, 03:09 | #4 (permalink) |
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Çay'ın Doğu Karadeniz'deki Öyküsü BİA (Rize) - Trabzon merkezinin 30-35 kilometre doğusunda Araklı ile Sürmene arasında çay ekim alanı başlıyor, Sarp sınır kapısına kadar uzanıyor. Nerden başlamış ki o ekimler Yaz aylarında çay bahçelerinde bulunmaktan hiç haz almıyorum
__________________ Maybe one days. |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |