|
Sizin Şiirleriniz kategorisinde açılmış olan En Güzel Hayallerim, En Büyük Kırgınlığım konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
10.08.2015, 13:35 | #101 (permalink) |
| Cevap: Düş Kırıntıları Sen başıma gelen en tatlı şeysin Seni düşünmek , güne senle başlayıp senle bitirmek ... Ömrümsün... papatya |
14.08.2015, 23:55 | #102 (permalink) |
| Cevap: Düş Kırıntıları Ben en çok üzüldüğümde yanımda olduğun , mutluluk gibi acıyı da bölüştüğümüz zamanları özledim... |
18.08.2015, 13:14 | #103 (permalink) |
| Cevap: Düş Kırıntıları Paylaşımlarının bir kısmını okudum Papatya. Gerçekten çok sade, sürükleyici ve anlaşılır bir ifade tarzın var. Her bir eserin, sevgiyle titreyen bir gönül telinin inleyen nağmeleri gibi. İçten, yürekten ve hep sammiyet kokan. Eminim nesir çalışmaların da vardır. O alanda da çok harika şeyler üreteceğine inanıyorum. Yüreğine ve kalemine sağlık...
__________________ "SEN, AKLIM VE KALBİM ARASINDA KALAN, EN GÜZEL ÇARESİZLİĞİMSİN" Sevmek, bazen vazgeçmeyi bilmektir. Canımı canan dilerse, bil ki minnet canıma, Can nedir ki, onu vermeyem cananıma Bir destan yazar gibi durmadan gündüz gece, Ben hep seni yazmışım yüreğime gizlice. |
18.08.2015, 13:29 | #104 (permalink) | |
| Cevap: Düş Kırıntıları Alıntı:
| |
18.08.2015, 13:32 | #105 (permalink) |
| Cevap: Düş Kırıntıları Bence nesirde kesinlikle çok daha başarılı olabilirsin. Çünkü hem çok rahat ve anlaşılır bir ifade tarzın var. Hem de sıradanlığın ötesine geçebiliyorsun.
__________________ "SEN, AKLIM VE KALBİM ARASINDA KALAN, EN GÜZEL ÇARESİZLİĞİMSİN" Sevmek, bazen vazgeçmeyi bilmektir. Canımı canan dilerse, bil ki minnet canıma, Can nedir ki, onu vermeyem cananıma Bir destan yazar gibi durmadan gündüz gece, Ben hep seni yazmışım yüreğime gizlice. |
20.08.2015, 01:00 | #106 (permalink) |
| Cevap: Düş Kırıntıları Küçükken düşüp dizlerini kanatan çocuğun dizleri gibi yaralı yüreğim. Ne yana dönsem batıyor, öyle bir acı ki geçmek bilmiyor. Zaman merhem olmuyor yaralarıma Umudun her bir damlasına ihtiyacım var şu ara Boğuluyorum .. papatya |
21.08.2015, 11:18 | #107 (permalink) |
| Cevap: Düş Kırıntıları Bizim Börekçi Geçen hafta uzun süredir gitmediğim memleketime gitmiştim.. İnsanın ailesi her ne kadar yanında olsa da doğup büyüdüğü yerden ayrı olamıyor.. Memleket gibisi yokmuş. Kokusu, havası bile bambaşkaydı.. Sayılı gün çabucak geçer derler ya öyle de oldu.. Gitmek istediğim çok yer vardı.. Kısa zamanda sıkıştırılmış bir gezi de yaptım denilebilir.. İnsan orda doğup büyüyünce anısı da çok oluyor.. Doğup büyüdüğüm eve gittim, çocukluğum geldi aklıma hüzünlendim gözlerim doldu .. Okuduğum okuluma gittim yaşadığımız acı tatlı anılarımız gözümün önünden film şeridi gibi geçti hüzünlendim.. Her yerin önemi, her mekanın gittiğin kişiye göre bir anısı oluyor elbette.. En çokta hüzünlerimi ve mutluluğumu yaşadığım mekanı bizim börekçiyi özlemişim.. Bizim börekçi dediğime bakmayın siz, insan tüm hislerini orada yaşayınca kendi mekanı gibi benimsiyor..Okula yakın bir börekçimiz vardı. Bazen okuldan bunalınca herkesin kaçtığı bir mekan olurdu.. Benim mekanımda orasıydı.. Ne zaman bunalsam, üzülsem yahut yalnız kalmak istesem oraya giderdim.. Biraz kendimle baş başa kalıp yalnızlıkla kendimi dinlerdim, sıkıntılarımı orada bırakır gülümseyen yüzlerle dışarı çıkardım.. İlk başlarda yalnız gittiğim bir mekanken yakın hissettiklerimi okul arkadaşlarımı, iş arkadaşlarımı, dostlarımı da götürmeye başladım.. İlk zamanlar götürdüğüm arkadaşlar küçük bir yer olduğu için mekanı beğenmediler ama mekan özel, konuklar değerli olunca ve kişi karşısındakine gerçekten değer veriyorsa onun için özel yerlere de önem veriyor..Mekan da kısa zamanda tüm sempatileri topladı.... Küçük ama şirin bir yerdi börekçi.. Her daim taze çayı ve güler yüzü eksik olmayan insanları vardı...Kendimle baş başa kaldığım bir mekanken orası, birden bire tüm anılarımın geçtiği bir yer olmuştu bile benim için.. En son taşınmadan önce arkadaşlarımla gitmiştik.. Bu gitmemizde de mekanımı ailemle tanıştırmak istedim ne tevafuktur taşınmadan önce gittiğimde oturduğum masa boştu, genelde oraya otururduk ..O zamana kadar dolan gözlerimi durduramadım anıları anımsadım.. Özlediğim çocukluğumu, dostlarımı, hayallerimi, arkadaşlarımı, okulumu ve iş arkadaşlarımı anılarımı ..Gözlerimden akan yaşlara engel olamadım, hıçkırarak ağlamaya başladım .. Anladım ki mekanlar sevdiklerimizle bir anlam kazanıyor.. papatya .. |
22.08.2015, 01:28 | #108 (permalink) |
| Cevap: Düş Kırıntıları Yağmur nasıl toprağı temizlerse, Gözyaşları da şifadır acıyan yanlarımıza. Duyulmazdır ama hissedilir yüreğin derinliklerinde . Bir damla gözyaşı gönderiyorum Ağrıyan yanlarıma şifa, kalbime umut getirmesi için. papatya |
22.08.2015, 01:42 | #109 (permalink) |
| Cevap: Düş Kırıntıları Dışarıda yağmur, Radyo da en sevdiğin fon müziği, Birazdan İbrahim Sadri'de şiire girecek, Camlar buğulanmaya başladı. Ne çok severdik oysa buğulanan camlara isim yazmayı. Ortamın havasına bırakacağız kendimizi Gözler yaşaracak, inatla gülümsemeye çalışacağız. .. Yine yağmurlu bir hava, radyoda en sevdiğin fon Şiire eşlik etmek istercesine Buğulanan camlara yazıyorum. Ben seni çok özledim. papatya Konu Papatya tarafından (22.08.2015 Saat 01:45 ) değiştirilmiştir. |
25.08.2015, 16:29 | #110 (permalink) |
| Cevap: Düş Kırıntıları Söylemek isteyip de söyleyemediklerimin ağırlığını taşıyorum üzerimde. Konuşmak istiyorum ama boğazıma düğümleniyor, Kendi iç savaşlarımdayım. |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |