Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Eğitim - Öğretim > Dersler > Tarih - İnkılap Tarihi
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Dolmabahçe Sırları

Tarih - İnkılap Tarihi kategorisinde açılmış olan Dolmabahçe Sırları konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 27.03.2015, 15:42   #1 (permalink)
Ada
Siyahı da Gökkuşağından Dışlamadılar mı?

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
yeni Dolmabahçe Sırları

Dolmabahçe Sırları

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]


Dünya, 1800’lerin ikinci yarısını yaşıyordu. Amansız bir kış İstanbul’u kasıp kavururken, Osmanlı İmparatorluğu Rus Çarlığı’na savaş ilan ediyor ve tarihteki bitip tükenmek bilmeyen Osmanlı-Rus savaşlarından biri daha başlıyordu.

İngiltere ve Fransa’yı da içine çekmesi an meselesi olan bu tehlikeli savaşı durdurmak isteyen Çar Nikola’nın özel olarak İstanbul’a gönderdiği Prens Alexander Mençikof, sabahın erken saatlerinden beri “huzura kabul için’’ bekletildiği Mabeyn-i Hümayun’un ‘Kırmızı Odası’nda soğuktan her yanı titreyerek hızlı hızlı dolaşıp, ısınmaya çalışıyordu.


Kendisi gibi beklemekte olan İngiliz Sefir Yardımcısı Albay Hugh Rose ile Fransız Sefir Yardımcısı Vincente Benedetti ise sakindiler. İkisi de on yıldır İstanbul’daydılar ve ağdalı Osmanlı teşrifat sistemi ile başkentin şiddetli kışlarına alışıktılar.

Bir akşam önce Rus donanmasının zırhlı gemisi Gromovnik’ten inerek İstanbul’a ayak basan, sabahın köründe de Dolmabahçe Sarayı’na gelen Prens Mençikof’un üşümesi ve sabırsızlığı gitgide artıyordu. Padişah kendilerini ‘Muayede’ salonu yani tören salonunda kabul edecekti. Mençikof kara kara düşünüyordu. İçinde bulundukları bu ‘Kırmızı Oda’nın yirmi katı kadar daha büyük olduğunu söyledikleri tören salonunda üşümesinin daha da artacağı aklına geldikçe, sıkıntıdan içi daralıyordu.

Sonunda salona alındılar. Çar saraylarının ihtişamına alışmış olan Mençikof, salondan içeri girer girmez, dondu kaldı. Dört buçuk ton ağırlığında ve kristalden yapılmış dev bir avizenin, som altından süslerle bezenmiş çok yüksek bir tavandan sarktığı salonun ucu bucağı belirsizdi. Salon nerede başlıyor, nerede bitiyor, görülmüyordu.. Mençikof’un görebildiği bütün mobilyalar gülkurusu rengindeydi. Yer yine gülkurusu renginde Hereke işi ipek halılarla kaplıydı ve insan üzerlerine basıp basmamak konusunda tereddüt ediyordu.

Teşrifatçı subay, Mençikof ile elçileri bir sıra sütunun hemen altına yerleştirilmiş olan altın kaplamalı ve gülkurusu rengi ipekle kaplı geniş koltuklara oturttu. Mençikof hayretle salonun son derece sıcak olduğunu fark etti. Oysa ortalıkta soba, şömine gibi herhangi bir ısınma aracından eser yoktu.

Arkasındaki sütunun oradan, ensesine doğru bir sıcak hava üfleniyordu. Arkasına döndü, sütundan başka bir şey göremedi. Sonra ayaklarının altından aynı şekilde bir sıcak hava dalgası daha yükseldi. Biraz önce soğuktan tir tir titreyen Rus Prens, şimdi sıcaktan terlemeye başlamıştı. Sıcak havanın nereden geldiğini anlayamıyordu.

Prens Mençikof, ‘Sırlar Sarayı’nın, Osmanlı İmparatorluğu’nun son sarayı Dolmabahçe’nin bugün çoğu efsanelere karışmış bulunan sırlarından biriyle ilk kez işte böyle karşılaştı…

Rus Prens Mençikof’u hayrete düşüren “Dolmabahçe’nin sıcak sırrı’’nın gizi daha sonra çözüldü. Sarayın ucu bucağı belirsiz bodrumlarında biriktirilen su ısıtılıyor ve gizli bir kanal düzeneğiyle toplantı salonunun zemininin altından geçiriliyordu. Halıların altından ve sütunların gözle görülmeyen yerlerindeki deliklerden belirli aralıklarla püskürtülen sıcak hava da bu dev salonu buram buram ısıtıyor ve bunu bilmeyenler de hayretlere gark oluyordu…

Hazır sırları faş etmeye başlamışken, Dolmabahçe’nin öteki sırlarını da anlatıvereyim ki, kimse merakta kalmasın.

Sarayın yapımı için dokuz ton altın ve kırk bir ton da gümüş harcandı. Mermerleri Bursa Gölyazı’da bulunan Apolyont Tapınağı’ndan getirildi.

“Aslı var mı acaba” diye insanı meraklandıran ve kimi insanların gece yarıları gizlice boğazın dibine dalmalarına yol açan bir başka Dolmabahçe sırrı ise tarih öncesi dönemlere ait. Efsanelere göre, Altın Post’u bulmak için yola çıkan Arganot’ların ünlü gemisi Argos da Dolmabahçe Sarayı’nın önündeki nispeten sığ sularda demirlemiş. Geminin yüzlerce kilo ağırlığındaki som altından yapılmış çapasının, tam burada denize düştüğü ve o zamandan beri hala oracıkta kumların altında yattığı söyleniyor.

Bir başka sır da şu. Söylentiye göre, Dolmabahçe Sarayı’nın altından açılan gizli bir tünel, Marmara Denizi’ni su altından boydan boya geçerek Büyükada’ya kadar uzanıyor. Bazı mehtaplı gecelerde Padişah Abdülmecit’i Büyükada’nın ünlü Dilburnu’nda gördüğünü söyleyenler bile var.

Bu kişiler, mehtap Dilburnu’ndaki çamları kandil sarısı bir ay tozuna boyarken, Padişah’ı gördüklerine, batı müziğini çok seven Sultan’ın kendi kendine yabancı dilde bir şarkı mırıldandığına ve sonra ansızın çamlar arasında kaybolduğuna dair yemin billah ediyorlar…

Biliyorum, başlığı görünce, son günlerde iyice merak edilen “Dolmabahçe’deki son siyasi gelişmelerin sırrını’’ yazacağımı sandınız belki.

Bağışlayın. Ben kendi halinde sıradan bir yazar olarak büyük sırları değil, ancak böyle küçük sırları bilebilir ve haliyle de ancak onları yazabilirim.

Büyük sırları sadece büyük insanlar bilebilir.

Değil mi?



Konu Ada tarafından (27.03.2015 Saat 15:59 ) değiştirilmiştir.
Ada isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 16:47