Porto Nasıl Gezilir?


Porto, üzüm bağlarıyla, görülmesi gerekli yapılarıyla, sanat eserleriyle, farklı kültürleriyle henüz ülkemizce çok fazla keşfedilmemiş ama dünyadaki diğer ülke vatandaşlarınca çok fazla ziyaret edilen bir şehirdir. Genelde Avrupa yaşayan insanlarca tercih edilmesinin nedeni Latin Amerika kültürünü çok uzağa gitmeden tatma isteğidir. Genel olarak sokaklarında, eserlerinde, yemeklerinde, kültürlerinde Latin kokusu fazlaca hissedilir.

Portekiz vize isteyen bir ülkedir. İstanbul İzmir konsoloslukları fahri konsolosluklar olduğu için Ankara’dan şahsen yapılması gereklidir. Gitmeden önce e mail ile randevu almalısınız. Eğer istenilen belgelerinizde varsa vize almanız oldukça kolay. Eğer Ankara dışında yaşıyorsanız vizeli pasaportunuz kargo ile kapınıza kadar gelir.

Porto’ya gitmek için ilkbahar veya sonbahar aylarını tercih etmenizde yarar vardır. Çünkü yaz aylarında sıcaklık 40 dereceyi geçtiği için tatiliniz biraz zor geçebilir. Porta’ya direk uçuşlarla uçabilirsiniz.

Porto 12 bölgeden oluşmaktadır. Fakat gezilebilecek, gidilecek yerlerin büyük çoğunluğu iki bölgede toplanmıştır. Özellikle porto şehir meydanı unesco tarafından dünya mirası olarak gösterilmektedir.

İlk önce Riberio bölgesini ziyaret etmemizde fayda vardır. Douro nehrinin kıyısına konumlanmış bir bölgedir. Eğer nehirden geçip bu bölgeyi karşıdan görüyorsanız yapışık rengarenk evler ve tarihi yapılarla muhteşem bir görüntüye şahit olabilirsiniz. Sokaklarında gezin, Kafelerin de oturun, nehri seyredin, her yerin bir sanat eseri gibi olduğunu görüp farklı bir tecrübe yaşayacaksınız.

Sanat eseri seviyorsanız bir diğer durak Sao Francisco kilisesidir. 200 yıllık bir tarihe sahiptir. Altın gibi görünen işlemeli duvarlarına, dakikalarca incelemeye değecek figürlerine hayran kalınacak bir kilisedir. Kiliseyle unutulmaması gereken nokta 19 da kapanıyor olmasıdır.

Portodan gezmeden ayrılmamanız gereken yerlerden birisi bir tren istasyonudur. Sao bento tren istasyonu. Bir tren istasyonunu gezme fikri ilk başlarda garip gelse de gidildiğinde buna ne kadar değeceğini anlayacaksınız. 25bin adet çiniye işlenmiş Portekiz ve Portekiz’in tarihin anlatıldığı figürlü fayansalar duvara işlenmiştir. Bir film izler gibi baştan sona tek tek bakmak istenecek bir yapıdır. Fotoğraf makinanızı ve kameralarınızı yanınıza almayı unutmayın.

3 km uzunluğunda ve 100 hektarlık alana kurulmuş bir şehir parkı olan Foz mutlaka gidilmesi gerekli yerlerdendir. Foz da aradığınız her şeyi bulabilirsiniz. Bahçelerde gezebilir, dev akvaryumda deniz canlılarını seyredebilir, restoranlara gidebilirsiniz. Portonun bir deniz kenti olduğunu unutmayalım. Yaz aylarında gidiyorsanız mutlaka Foz’daki plajlarda eşsiz Atlantik okyanusu keyfini yaşamayı ihmal etmeyin. Okyanusta denize girmek bambaşkadır. Bu tecrübeyi yaşamayı ihmal etmeyin.

Bir diğer yer olan Lello kitapçısı ise kitap severlerin mutlaka gitmesi gerekli yerlerden birisidir. 100 yıllık bir kitapçıdır. Dev tavanı, dönerli upuzun merdiveni ve her yerdeki ahşap işlemeli oluşuyla bir kitapçıdan çok sanat eserdir. Kitap almıyorsanız da mutlaka gezmeniz gerekli bir yerdir.

Porto'ya gidip de bir şarap mahzeni görmeden gelmek istemiyorsanız Gaia bölgesine mutlaka gitmelisiniz. Çoğu mahzen bu bölgededir. Gezme, tatma ve alışveriş yapma şansınız mevcuttur. Şarap tadım turu yapabileceğiniz muhteşem bir yerdir.

Portekiz mutfak olarak Akdeniz’den çok etkilenmiştir. Bir sahil kenti olduğu için balık çok tüketilir. Genel olarak bildiğimiz balıklar mevcuttur. Fakat farklı olarak yenebilecek morina balığı mevcuttur. Aslında Lizbon’a özel bir balıktır fakat portoda da çok tüketilir. Özellikle yeşillikler arasında sunumu yapılan morina balığını mutlaka tatmalısınız. Mutlaka yemeniz gerekli diğer bir balık sardalye ızgarasıdır. Baharat ve sarımsaklı kurutulmuş bir sosis olan Lingucia da mutlaka tadılmalıdır. Tatlı denildiğinde porto da nata yenir. Milföy hamurunun içine muhallebi koyulup dışına yumurta sarısı ve tarçın sürülerek yenilen bir tatlıdır. Buradan başka bir yerde bulamazsınız.