|
Tebrikler - Kutlamalar kategorisinde açılmış olan Ya Hz. Ali Doğumun Mübarek oLsun konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
27.08.2014, 11:52 | #1 (permalink) |
| Ya Hz. Ali Doğumun Mübarek oLsun Ya Hz. Ali Doğumun Mübarek oLsun Hz Ali DOĞUMUN MÜBAREK OLSUN YA ALİ Hazreti Ali (ra) 598 yılında Mekke’de Kabe’nin içinde doğmuştur. Peygamberimiz (sav)’in amcası Ebu Talibin oğlu olan Ali’yi doğduğunda kucağına alıp bizzat evine kadar götürmüştür. O yıllarda Peygamber(sav) efendimizde Ebu Talib’in evinde kalıyordu. Hazreti Ali’(ra)ye “Ali” isminide Hazreti Muhammed(sav) vermiştir. Annesi Fatıma Binti Esed, Peygamberimiz(sav)’in dedesinin kardeşinin kızıdır. Peygamberimiz(sav)de kendisine “anneciğim” diye hitab ederdi. Babası Peygamberimiz(sav)i yetim ve öksüz kaldığında yanına alıp 43 yıl himayesinde bulunduran amcası Ebu Talib’tir. Mekke’de kuraklık baş gösterip Ebu Talib’in çocuklarını bakamaz hale getirince Peygamberimiz(sav)in diğer amcalarından Abbas, Ali’nin kardeşi Cafer’i Hazreti Muhammed(sav) de Ali’yi büyütmek üzere yanlarına aldılar. Hazreti Ali(ra) o günleri şöyle anlatır; “Çocuktum henüz, o beni bağrına basar, yatağına alırdı, beni koklardı, lokmayı çiğner, ağzıma verir yedirirdi… Ben de her an, devenin yavrusu, nasıl anasının ardından giderse, onun ardından giderdim; o her gün bana huylarından birini öğretir ve ona uymamı buyururdu. Her yıl Hira Dağı’na çekilir, kulluğa koyulurdu. Onu ben görürdüm, başkası görmezdi. Beni omuzuna alır Mekke’nin dağlarında, vadilerinde, sokaklarında dolaştırırdı. Hazreti Ali(ra) Hatice validemizden sonra Müslüman olan ikinci kişidir. Peygamberimiz(sav)’i Hazreti Hatice ile namaz kıldıklarını görünce, “Bu ne?” dedi. Peygamberimiz(sav)de; -Ya Ali bu Allah’ın seçtiği beğendiği dinidir, ben seni bir olan Alllah’a inanmaya davet ediyorum, dedi Ali; “Ben bu hususta babama danışayım” deyince Peygamber(sav) “Ya Ali sana söylediğimi yaparsan yap yapmayacak olursan gördüğünü kimseye söyleme” dedi. Bütün gece uyuyamayan Ali sabah vaktinde Hazreti Muhammed(sav)in yanına varır. Dünkü davetini kabul etim şahadet getirip namaz kılmak istiyorum” der Hazreti Muhammed(sav); -Babana danıştın mı? diye sorar. Hz. Ali; -Hayır Allah beni yaratırken babama danışmadı, ben Allah’a inanmak için niçin babama sorup danışayım? diye cevap veren10 yaşlarındaki bu çocuk Nur çocuk islam defterinin bir numarası olmuştur. İlmin kapısı olan Hazreti Ali(ra); “Yemin ederimki ben Kur’an-ı Kerim’den inen her ayetin nerede indiğini neye ve kime dair olduğunu bilirim” diyerek ilminin erişilmezliğini ortaya koymuştur. Gayb alemi açılsa her şeyi görsem yakinim artmayacak diyebilecek kadarda iman yüklü idi. Peygamberimiz(sav) kendisine çok güvenirdi Hazreti Ali(ra)’yle kabeye gizlice girip putları yere düşürüp kırmışlardır. Peygamberimiz(sav) kendisini çok küçük yaşta olmasına rağmen Yemen’e kadı olarak göndermiştir. Gitmekte tereddüt eden Hazreti Ali’ye Allah senin kalbine doğruyu gösterecek dilini doğurlukta sabit kılacak davalılar önünda oturduklarında her ikisinide dinlemeden hüküm verme diye nasihatta bulunmuştur. Hazreti Ali(ra) “Vallahi bundan sonra hiç tereddüde düşmedim.”diyor. Peygamber(sav) efendimiz hicret ettiği gece canını ortaya koyup O’nun yatağına yatmış ve bu fedakarlığından dolayı “İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’ın rızasını arayıp kazanmak amacıyla canını satar.” (Bakara/207)ayeti kerimesi nazil olmuştur. Peygamberimiz(sav) emniyetli bir şekilde Mekke’den uzaklaşınca, İslâm Peygamberi(sav)’ne emanet edilen çeşitli emanetleri sahiplerine iade ederek annesini, Resul-ü Ekrem’in kızı Fatma’yı başka iki kadınla birlikte alıp Medine’ye doğru hareket etmiştir. 450 km lik sarp yolları zorluklarla aşarak Medine’ye vardıklarında Hazreti Muhammed(sav) kendilerini karşıladı, hallerini görünce boynuna sarıldı, ağladı, bağrına bastı. Hayber’de yetmiş kişinin yerden zorla kaldırabildiği kapıyı omuzlayıp kar makinası gibi yolları açarak zaferin kazanılmasında önemli rol oynamıştır. Hazreti Ali namazı öyle kılardı ki vücuduna batan bir oku namaz kılma esnasında çıkarmışlar hiç acı duymamıştır. Canın yanmadı mı? diye soranlarada “Kuşu kafesten salıverdikten sonra kafesi parçalayacak olsanız kuşun bundan haberi olurmu?“diye cevap vermiştir. Orta boylu, buğday renkli, ak ve uzun sık sakallı idi, yüzü çok güzeldi, gözleri genişti, göğsü enli, başı saçsız idi. Son derece kuvvetli bir hatipti, her nutku belagat şaheseridir. Nahiv ilminin esasları hazreti Ali tarafından vaz olunmuştur. Halife olmadan önce nasıl yaşıyorsa halife olduktan sonrada öyle yaşamıştır. Servet sahibi bir adam olmamakla beraber son derece kerim idi. Harb ederken dahi düşmanlarına acır, haddi tecavüz etmezdi. Hazreti Ali reyinin isabeti ile meşhurdur. Gecenin karanlığında mihraba gelir, ibadet eder, düşünürdü. Dünya onu hiç aldatmadı. Hazreti Osman(ra)’ın evi muhasara altına alınınca oğulları ile yardıma koşmuş Hazreti Osman(ra) şehit olduğundada oğulları Hasan(ra) ile Hüseyin(ra)’e fena halde hakaret etmiş, Talha(ra)nın oğlu Muhammed ve Zübeyr(ra)’in oğlu Abdullah’a ağır sözler söylemiş “siz yaşarken onun şehit düşmesine nasıl imkan bıraktınız” demiştir 25 yıl birlikte kaldığı Allah Resulü(sav) efendimizden 586 adet Hadisi şerif rivayet etmiştir. Hazreti Fatıma ev işlerinde çok yoruluyordu, birlikte Peygamberimiz(sav)’e gidip bir hizmetçi istemişlerdi. Peygamberimiz(sav)’de kendilerine yatarken 33 Allahuekber ,33 Elhamdülillah, 33 Sübhanallah demeniz hizmetçiden daha faydalıdır deyip geri göndermiştir. Peygamberimiz(sav) Medine’de tüm müslümanları birbirleriyle kardeş yapmış Hazreti Ali(ra)’yide kendine kardeş etmiştir, kızı Fatıma’yıda Hazreti Ali’ye nikahlamış onu damadı yapmıştır. Tebük seferi hariç Efendimiz(sav) katıldığı tüm seferlere katılmıştır. Bedir savaşında tek başına 20 Uhud’da 9 kişiyi öldürecek kadar kuvvetli ve savaşçı idi Cebrail(as)’da Hazreti Ali’nin yiğit ve fedai olduğunu söylemiştir. Hendek savaşında Amr Bin Abduved’i öldürerek zaferde önemli bir yeri olmuştur. Hazreti Ali(ra) Sıffin’de zırhını düşürmüştü. Savaştan sonra bir Hıristiyan’da görünce, “Bu zırh benimdir!” diye dava etmiştir Hıristiyan inkâr edince Kûfe Kadısı Hazreti Şureyh Hazreti Ali (ra)’den şahit istemiştir. Şahitlerden biri oğlu Hasan olunca Kadı, “Evladın babası lehine şahitliği şer’an makbul değildir.” diyerek yeni bir şahit talep etmiştir. Hazreti Ali’nin Hazreti Ali’ den başka şahidi yoktur deyince dava düşmüştür. Kadı Şureyh’in hassasiyeti Hazreti Ali(ra)’nin hoşuna gitmiştir. Davalı ise hayretler içinde kalmıştır Zırhı aldıktan sonra birkaç adım ilerleyip durmuş, sonra geri dönüp, “Bu mahkemenin verdiği hüküm ancak Peygamber’in hükmü olabilir!” diyerek Müslüman olmuş, zırhın Hazreti Ali(ra)’ye ait olduğunu söyleyerek geri vermiştir Hazreti Ali(ra) bu manzara karşısında zırhı geri almayıp bu yeni Müslüman kardeşine bağışlamış, ona bir de at hediye etmiştir . Hazreti Muhammed(sav)’in vefatında 33 yaşında olan Hazreti Ali Peygamberimiz(sav)’in yıkanması ve kefenlenmesi işlemini bizzat kendisi yapmıştır. Hazreti Ali yüzünü hiç puta dönmeden islamla şereflendiği için “kerremellahu veche” ünvanını almıştır. Hazreti Muhammed(sav)’in hem damadı hem de amcasının oğlu olan Hazreti Ali(ra) fitnenin bir kasırga halinden her tarafı kasıp kavurduğu bir ortamda halife oldu. Hazreti Ali(ra)’nin halife oluş şartları tek kelimeyle yürek parçalayıcıydı, gerçekten ilginç bir durum vardı. Bir taraftan kimsenin haksız yere burnunun bile kanamasını istemeyen yeni yönetim; öbür tarafta Müslümanların emiri, Hazreti Peygamber(sav)’in damadı, dünyada iken cennetle müjdelenmiş bir cennet insanı. Hazreti Peygamber(sav)in bile haya ve edebine saygı duyduğu, aynı saygıyı meleklerin bile duyduğunu ifade ettiği bir halifenin yerde duran kanlı cenazesi… Hazret Ali(ra), 4 yıl 9 ay süren hilafet’i müddetinde Peygamber(sav)’in siretine uyup, hilafet’e inkılap ve kıyam ruhu verdi. Toplumda çeşitli ıslahlara baş vurdu. Hazreti Ali(ra) çıkan karışıklıkları yatıştırmak için Basra yakınlarında Ayşe, Talha ve Zübeyr gibi İslamiyetin tanınmış simaları ile karşılaştı bu olay Cemel Vakası adıyla bilinmektedir. “Cemel Vakası Hazreti Ali(ra) ile Hazreti Talha(ra), Hazreti Zübeyr(ra) ve Hazreti Aişe-i Sıddika(ra) arasında olan muharebe; adalet-i mahza ile adalet-i izafiyenin mücadelesidir: Bu olayları Bediüzzaman Hazretleri şöyle değerlendiriyor: “Hazreti Ali(ra), adalet-i mahzayı esas edip,Hazreti Ebubekir(ra)ve Hazreti Ömer(ra) zamanındaki gibi o esas üzerine gitmek için içtihad etmiş. Muarızları ise Hazreti Ebubekir(ra), Hazreti Ömer(ra) zamanındaki islamın gücü adalet-i mahzaya müsait idi. Fakat,zamanın ilerlemesiyle İslamiyetleri zayıf muhtelif akvam, hayat-ı içtimaiyeye girdikleri için, adalet-i mahzanın tatbikatı çok müşkül olduğundan, “ehvenü’ş-şerri ihtiyar” denilen adalet-i nisbiye esası üzerine içtihad ettiler. Münakaşa-i içtihadiye siyasete girdiği için muharebeyi intaç etmiştir. Madem sırf “Lillah” için ve İslamiyetin menafii için içtihat edilmiş ve içtihattan muharebe tevellüt etmiş; elbette hem katil, hem maktul ikisi de ehl-i cennettir… İkisi de ehl-i sevabdır diyebiliriz. Her ne kadar Hazreti Ali(ra)’nin içtihadı isabetli ve mukabilindekilerin hata ise de, yine azaba müstahak değiller. Çünkü, içtihat eden hakkı bulsa, iki sevap var. Bulmazsa, bir nevi ibadet olan içtihat sevabı alarak bir sevap alır. Hatasından mazurdur. Bediüzzaman Hazretleri, Hazreti Ali(ra)’nin başına gelenleri ise şöyle yorumluyordu. “O mübarek zat, siyaset ve saltanattan ziyade, daha çok mühim başka vazifelere layık idi. Eğer tam muvaffakiyeti siyasiye ve tamamen saltanat olsaydı. “Şah-ı Velayet” unvan-ı manidarını bihakkın kazanamayacaktır. Halbuki zahiri ve siyasi hilafetin pek çok fevkinde manevi bir saltanat kazandı ve Üstad-ı küll hükmüne geçti; hatta kıyamete kadar saltanat-ı manevisi baki kaldı. Peygamberimiz(sav)’e Cebrail (as) tarafından vahiy yoluyla getirilmiş olan ve Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin düzenli okuduğu virdlerden biri olan tüm tazeliğiyle günümüze kadar ulaşan ilim hazinesi,mahlukat ilimlerinin içinde toplandığı “celceletüye” Hazreti Ali(ra)’nin manzumei kasidesidir. Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur’da Celcelutiye hakkında bazı malumatlar vermiştir. Yazımızda onlarada yer vermeyi uygun bulduk. “Celcelutiye’nin esası ve ruhu olan, ‘El-Kasemü’l-Cami ve Ed-Da’vetü’ş-Şerife ve El-İsmü’l-Azam (dır.)’ İmam-ı Ali Radıyallahü Anh’ın en mühim ve en müdakkik Üveysî bir şakirdi ve İslâmiyet’in en meşhur ve parlak bir hücceti olan Hüccet-ül İslâm İmam-ı Gazalî (ra) diyor ki: ‘Onlar vahy ile Peygamber(sav)’e nâzil olduğu vakit Hareti Ali(ra)’ye emretti: Yaz. O da yazdı. Sonra nazmetti.’ İmam-ı Gazalî (ra) diyor: “…Şüphesiz o, dünya ve ahret hazinelerinden bir hazinedir.” Celcelutiye’nin aslı vahiydir ve esrarlıdır ve gelecek zamana bakıyor ve gelecekteki işlerden haber veriyor. Hazreti Ali(ra)’ın en meşhur Kaside-i Celcelutiyesi, baştan nihayete kadar bir nevi hesab-ı ebcedî ve cifir ile te’lif edilmiş ve öyle de matbaalarda basılmış.” “Celcelutiye, Süryanice bedi’ demektir ve bedi’ manasındadır. Hazreti Ali, Nehrevan Savaşı’nda rakiplerini ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu savaştan sonra, Hariciler’den üç kişi Mekke’de Müslümanların siyasi durumları hakkında bazı müzakereler yaptıktan sonra Ali, Muaviye ve Amr bin As’ı öldürmeyi kararlaştırdılar. Bu üç kişiden Abdurrahman bin Mulcem, Ali’yi öldürmeyi üstlendi ve Kufe’ye hareket etti. Ramazan ayının 19. günü şafak vakti namaz kılarken zehirli kılıcıyla Hazreti Ali’yi yaralamıştır. İbni Mülcem yakalanıp huzuruna getirildiğinde, bunun yemeğini yedirip, istirahatini temin edin. Yaşayacak olursam cezalandırır ya da affederim. Ölürsem cezasını verin, fakat sakın haddi aşıp Müslümanların kanına girmeyin. Zira Allah haddi aşanları sevmez!” buyurmuştur Hazreti Ali(ra), Abdurrahman bin Mulcem’in kılıç darbesinden sonra şöyle dedi: Kabe’nin Rabbine andolsun ki, kurtuluşa erdim!. “ölümüm aç iken gelsin” diyen Hazreti Ali(ra), oğullarına “Allah’a kulluktan ayrılmayın dünya size gelsede siz ondan kaçın daima hakkı söyleyin her işiniz Allah için olsun” diye vasiyet etmiştir. İki gün evinde yattıktan sonra, 661 yılında 63 yaşında iken Küfe’de Ramazan ayında âyeti kerimeler okuyarak âhiret sınırına yaklaşmış, sonunda “Lâ İlâhe illallah Muhammedun Rasûlullah” diyerek bu dünyadan çekilmiş cennet yurduna adımını atmıştır. Hazreti Ali(ra)’yi oğulları Hasan ve Hüseyin yıkamışlar namazını Hasan kıldırmış Kabri Irak’ın Necef şehrindedir
__________________ Kadının gücünü Hafife Alma. Her Yol Sana Çıkar Galatasaray ! |
27.08.2014, 12:28 | #2 (permalink) |
Ben hayatımın en güzel hediyesini annenden aldım.
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Ya Hz. Ali Doğumun Mübarek oLsun Allah rahmet eylesin . Hakkında bir çok şeyler okudum. Hz.Muhhamed'in her zamam yanında ve damadı olma şerefine ulaşmıştır. Insanlarimiz sevmez. Ama ki onun söyledikleri sözleri . Yol gösterici olmuştur. Her zaman
__________________ |
27.08.2014, 12:38 | #3 (permalink) |
| Cevap: Ya Hz. Ali Doğumun Mübarek oLsun Yolumuz Uzun , Çünkü Yolcu Çok Büyük |
27.08.2014, 18:00 | #4 (permalink) |
| Cevap: Ya Hz. Ali Doğumun Mübarek oLsun Allah ondan razı..o Allah'tan razıdır.. Onun ahlakı ile ahlaklanmak hepimiz için bir şereftir..cennet mekan. Ne yazık ki bu toplum tarafından yanlış bilinen,değerlendirilen bir büyük zat..ya ruhaniyetinin ötesinde özellikler yükleniyor ya da sevip saygı göstermekten çekiniliyor. Şu dört kişi..Hz.Ebubekir,Hz.Ömer,Hz.Osman ve Hz.Ali..bunların her biri,her birinin içindedir ve her birinin özellikleri diğerinde de mevcuttur.Asla birbirlerinden ayrılamazlar ve biri diğerine tercih edilemez.Her biri kendi alanında enderi olmayan nadide parçalar gibidirler.Biri pırlanta,diğeri safir,bir diğeri yakut ve öbürü zümrüt Hz.Ali ilmin ve cihadın biricik temsilcisidir ve Hz.Peygamber'in ahlakını temsil eder..diğer büyük halife efendilerimiz gibi. Doğumu,cihanı şereflendirişidir..ve bizler için asıl şeref hal ve hareketlerimizde,duruşumuzda O'nun gibi olmaktır
__________________ ''Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek'' |
28.08.2014, 00:23 | #5 (permalink) |
| Cevap: Ya Hz. Ali Doğumun Mübarek oLsun İlmin kapısı olan o mübarek Zat'ın nasihatlarından bir demet sunarak ruhundan istimdat etmiş olalım: Fasık ve günahkar kimselerle arkadaş olmaktan kaçın, çünkü kötülük kötülüğe kavuşur. Faziletlerin başı ilimdir. Fazilet sahibinin kıymetini, ancak fazilet sahibi bilir. Fazla yemek ve yemek üstüne yemekten kaçının. Zira fazla yiyen kimse fazla hasta olur. Fırsat karınca yürüyüşü ile gelir, yıldırım hızı ile gider. Fırsat yaz bulutu gibi gelip geçer, elinize geçtiğinde faydalanmasını bilin. Fikir çatışmalarından hakikat çıkar. Fikir sahibi her şeyden ibret alır. Garip, dostu olmayan kimsedir. Gazap ve öfkeden kaçınınız. Çünkü onun başlangıcı delilik ve sonu ise pişmanlıktır. Gece ile gündüz seni işlerler. Onları sen işle. Onlar her gün senden bir şey koparıyor, sen de onlardan bir şey koparmaya bak. Geçimini mertçe kazanmaya çalış. Nefsini alçaklıktan koru ki, fakir olsan bile şerefli kalasın. Gençlik günlerini düşünmek, hasrettir. Gerçek bilgin, bildiklerinin bilmedikleri yanında daha az olduğunu anlayandır. Gerçek dost, sıkıntı zamanında imdada yetişendir. Gerçek dostlar çok vücutlu, tek kalpli varlıklardır. Gerçek karşısında öfkelenmek ayıptır. Gerçekle savaşan, elbette alt olur gider. Gerçekleri söylemekten korkmayınız. Gereksiz şeylerin peşinden koşan gerekli şeyleri kaçırır. Gözleri kör olan birisine doğanın ne kadar güzel olduğunu anlatamazsınız. Güleryüz göstermek, cömertlik yerine geçer. Güleryüz, dostluk yaratır.
__________________ "SEN, AKLIM VE KALBİM ARASINDA KALAN, EN GÜZEL ÇARESİZLİĞİMSİN" Sevmek, bazen vazgeçmeyi bilmektir. Canımı canan dilerse, bil ki minnet canıma, Can nedir ki, onu vermeyem cananıma Bir destan yazar gibi durmadan gündüz gece, Ben hep seni yazmışım yüreğime gizlice. |
28.08.2014, 00:25 | #6 (permalink) |
| Cevap: Ya Hz. Ali Doğumun Mübarek oLsun 'Gerçekle savaşan,elbette alt olur gider.' Ne söz ama..
__________________ ''Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek'' |
28.08.2014, 00:32 | #7 (permalink) |
La Tahzen! Kaybettiğin her şey başka bir surette geri döner. | Cevap: Ya Hz. Ali Doğumun Mübarek oLsun Böyle bir karakterin ayrılık çatışmalarında adının geçmesi ne acıdır .
__________________ “вυdα вιr ιмтιнαɴ..” de,ɢeç… ''ηαšïp'' |
28.08.2014, 01:32 | #8 (permalink) |
| Cevap: Ya Hz. Ali Doğumun Mübarek oLsun Gönlümüzün sevgilisi olan HZ. Ali RA mızı ayrılık için kullananlar bir daha düşünmeli bence de
__________________ "SEN, AKLIM VE KALBİM ARASINDA KALAN, EN GÜZEL ÇARESİZLİĞİMSİN" Sevmek, bazen vazgeçmeyi bilmektir. Canımı canan dilerse, bil ki minnet canıma, Can nedir ki, onu vermeyem cananıma Bir destan yazar gibi durmadan gündüz gece, Ben hep seni yazmışım yüreğime gizlice. |
28.08.2014, 10:38 | #9 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Ya Hz. Ali Doğumun Mübarek oLsun İnsanlar bilmedikleri şeyin düşmanıdır. Hz. Ali (ra) Ruhu şad olsun. |
28.08.2014, 10:40 | #10 (permalink) |
| Cevap: Ya Hz. Ali Doğumun Mübarek oLsun Fikir sahibi her şeyden ibret alır..
__________________ all the best. |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |