Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu

Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu (https://www.forumaski.com/)
-   Türkçe - Edebiyat (https://www.forumaski.com/turkce-edebiyat/)
-   -   Arnavut Edebiyatına Türk-İslam Etkisi (https://www.forumaski.com/turkce-edebiyat/147707-arnavut-edebiyatina-turk-islam-etkisi.html)

DeRDeST 21.02.2015 20:17

Arnavut Edebiyatına Türk-İslam Etkisi
 
Arnavut Edebiyatına Türk-İslam Etkisi

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Haklarında çok ciddi çalışmaların yapılmadığı, ama 200 yıllık bir döneme yayılmış, Müslüman Arnavutların oluşturdukları ve klasik Türk edebiyatı çizgisine yakın bir edebiyattır. 17. yüzyılın ortalarında başlayıp 20 yüzyılın başlarına kadar devam etmiştir.[

15. yy.'da İslam dini Arnavutlar arasında yayılmaya başladı. Arnavutluk'ta kısa sürede Türk dilini ve edebiyatını bilen aydın bir kesim yetişti. Bunlardan bir bölümü zamanla ana dillerinde, fakat Türk-İslam edebiyatı etkisinde ürünler verdiler; Kosova, Metohiya ve Makedonya'da Türk-Müslüman etkisini yansıtan güçlü bir edebiyat oluştu. Arnavut edebiyatına Türk etkisini taşıdığı bilinen en eski şairlerden biri Muçizade'dir. Onun kahve ile ilgili 17 kıtadan oluşan şiiri (1724), biçim ve içerik açısından hem Türk, hem de Fars edebiyatından çizgiler taşıyordu. Ancak bu tür şiirin Arnavut edebiyatındaki en yetkin temsilcisi, ikisi Türkçe, biri Arnavutça üç divan sahibi İbrahim Nezim Berati'dir (ö. 1760). Berati, Arnavutça divanında genellikle halkın konuştuğu dile yaslanmasına karşın Arapça, Farsça ve Türkçe sözcüklere geniş ölçüde yer verdi; divan edebiyatının vezin ve motiflerini kullandı.

Arnavut şairler, Türk halk edebiyatından de geniş ölçüde etkilendiler. Muhammed Çami adıyla bilinen Muhammed Küçük (ö. 1844). Kasidet ül-burde'yi Arapçadan Arnavutçaya çevirdi, beş de manzum destan yazdı. Erveheya adlı destanının konusunu Revza adlı Türkçe kitaptan almıştı. Ahlaki konuları işleyen öteki destanlarında da doğu motiflerini kullandı. Tekke şiirinde ise öne çıkan şairler Dalip Fraşeri, Şahin Fraşeri ve Şeyh Malik oldu. Dalip ve Şahin Fraşeri kardeşler, Kerbela Olayını işledikleri Hadika ve Muhtarname adlı yapıtlarında Fuzuli'nin Hadikat üs-süeda'sından geniş ölçüde etkilendiler. Özellikle Şeyh Malik, tasavvuf düşüncesini dile getirdiği divanında Yunus Emre'yi örnek aldı. Bu edebiyatta Türk etkisini yansıtan alanlardan biri de sözlük çalışmalarıydı. Manzum olarak kaleme alınan sözlüklerden ilki, adı belirlenemeyen İşkodralı bir dilciye (1835), diğeri ise Ulçineli Hafız Ali Efendi'ye (19. yy. sonu) aitti. Her iki yapıtın hazırlanmasında Şâhidî'nin sözlüğü örnek alındı.

Arnavut edebiyatında ilk mevlit, 18. yy'ın ikinci yarısında Hasan Zuko Kamberi tarafından yazıldı. Bunu Konispollu Abdullah, Korçalı İsmail Floqi, Ulçineli Hafız Ali Efendi ve Vulçitirrli Tahir Popova'nın yapıtları izledi. İstanbul'da Tergüme-i mevlud ala lisani arnavud adıyla 1878'de Arapça yayımlanan Ulçineli Hafız Ali Efendi'nin yapıtı, Süleyman Çelebi'nin Mevlit'inin bir uyarlaması niteliğindeydi. Mevlit'in asıl çevirisi ise Manzumet ül-mevlud fiefdal-il mevcud bilisan-il arnavud adıyla Tahir Popova tarafından yapıldı. Arnavut halk şiirinde Türklerle ilgili en eski motif Sultan Murat ile ilgilidir. Kosova Savaşı'nın bu muzaffer komutanı, söylenceyle ilgili bir şiirde adil bir padişah olarak betimlendi, adaletinden övgüyle söz edildi. Osmanlı Devletini hızla büyütmesinin temelinde bu niteliğinin yattığı vurgulandı. Ancak 15. yy.'dan sonra yazılan kahramanlık şiirlerinde daha çok ulusal kahraman İskender Bey'in Türklere karşı yürüttüğü bağımsızlık mücadelesi, destansı bir dille yüceltildi. Lirik halk şiiri ise, doğrudan gezici ozanların etkisinde gelişti. Bu şiirlerin dizelerine, örnek aldığı edebiyattan biraz farklı olarak beyit, şairlerine de beyitçi deniyordu.[2] İşkodra'da ise şair anlamında ahengijler şiirlerini Türk halk ozanları gibi kahvelerde, düğünlerde saz eşliğinde söylediler. Şiirlerin ana teması bir türlü bitmeyen askerlik hizmeti ve sevgliye duyulan özlemdi.

Arnavut halk edebiyatının tekerleme, atasözü, fıkra ve yazılı metinlerinde de Türk etkileri görüldü. Özellikle bilge ve yergici kişiliğiyle Nasrettin Hoca, Türkiye'deki kadar tanınıp sevindi. Türkçede kullanılan atasözlerinden bazıları çevrilerek, bazıları da özgün söylenişlerini koruyarak Arnavutçaya girdi. Sözgelimi "eski tas eski hamam, selam verdim bela buldum, hane Şam hane Bağdat" gibi atasözleri Arnavutçada bugün de Türkçe olarak söylenmekte ve kullanılmaktadır.


Saat: 10:24

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.


SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.