Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu

Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu (https://www.forumaski.com/)
-   Türkçe - Edebiyat (https://www.forumaski.com/turkce-edebiyat/)
-   -   Bati Etkisinde Gelişen Türk Edebiyati (https://www.forumaski.com/turkce-edebiyat/52264-bati-etkisinde-gelisen-turk-edebiyati.html)

DeLi.Cocuk 05.09.2013 21:06

Bati Etkisinde Gelişen Türk Edebiyati
 
Bati Etkisinde Gelişen Türk Edebiyati


BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI

Çağdaş türk edebiyatıosmanlı devletinin gerilenmesinin hızlandığıyapılan yeniliklerin başarıya ulaşamadığıbatıya yönelme gereğinin duyulduğu bir zamanda yani 1839’da Tanzimat fermanının ilan edilmesiyle başlayan medeniyet ve kültür değişikliği ve bu değişikliğin dayandığı Batılı anlaşma olgusunun belirlediği bir gelişim sürecinde değerlendirile bilir.
19 yy.da Türk Edebiyatıbatılılaşma hareketine bağlı olarak romanhikayetiyatro gibi yeni türlerin denenmesiyle Çagdaş bir çizgiye girdi.Türk edebiyatını yönü batı düşüncesinin temel alınması sonucu değişti.Batı ile ilişkileraydınların bir batı dilini öğrenmeleri batı edebiyatından yapılan çevirilerbatıdaki fikir akımları ile tanışma bir kültür ve medeniyet değişimini gündeme getirdi.Sosyalekonomik ve siyasi hayatta meydana gelen değişikler edebiyata da yansıdıCumhuriyetin kuruluşuna kadar arayışlar devam etti.
1)TANZİMAT DEVRİ TÜRK EDEBİYATI
Tanzimat fermanı ile beraber edebiyatta da batıya yönelmeye başlar.Tanzimat dönemi edebiyatının kesin olmakla birlikte başlangıç tarihi olarak 1860 gösterile bilir. Bu tarih Tercuman-ı Ahval’in yayımlanmaya başlayış tarihidir.
Bu dönemde batı edebiyatlarından bir çok yeni tür ve şekiller alınmış;önceleri çevirme sonraları taklit ve telif etmek suretinde bu türlerde eserler verilmiştir.
Tanzimat Edebiyatının temsilcilerinin amacı batı örneğine göre bir edebiyat yaratmak ve batı hayatını tanıtmak olduğu içinsanatçıların hepsi edebiyat türlerinin romanda şiire kadar en az bir kaçı ile örnekler yazmışlardır.bu dönemde telif eserler yanında çok sayıda tercüme ve adapte eser de Türk Edebiyatına dahil edilmiştir.
Bu dönemde yapılan yenilikler ve alınan türler şunlardır:
GAZETE
Bir yayın organı olarak 1831 de çıkmaya başlayan Takvim-i Vakayıresmi bir gazeteydi.Daha sonra yarı resmi olarak 1840 ta İngiliz Churchill tarafından Ceride-i Havadis çıkarıldı.
İlk edebi ve özel gazete ise 1860 yılında Şinasî ve Âgâh Efendiler tarafından çıkarılan Tercuman-ı Ahvaldır.
Daha sonra Şinasî1862 de Tasvir-i Efkâr’ı çıkarmaya başlar bunların dışında Muhbir (1866) Hürriyet (1867) Basiret (1869)İbret (1871)Devir (1872)Bedir (1872) gazeteleri çıkar
HİKÂYE VE ROMAN
Türk edebiyatı romanla ilk defa 1859 da karşılaşır.Yusuf Kâmil Paşa Fenolen’in Telemak (telemaque)adlı romanını tercüme eder.İlk yerli roman Şemsettin Samin’in Taşşuk-i Talâr ve Fitnat (1872) ‘idir.İlk hikâye Ahmet Mithat Efendi’nin Letaif-i Rivayet’idir.
TİYATRO
İlk tiyatro Şinasi’nin evlenmesi adlıiki perdelikkomedi türündeki eserdir.eserde görücü usulü ile yapılan evliliklere gönderme yapılır.
ŞİİR
Tanzimat döneminde en önemli yenilik şiirde görülür.şekil olarak divan şiirine baglı kalınmışfakat konu bakımından hem eski terk edilmiş hem de oldukça yeni ve çeşitli konuşlar işlenmiştir.aruz ölçüsünün yanında az da olsa hece ölçüsü kullanılmıştır.
Gazelkasideterkib-i bent gibi şekiller kullanılarak hakadaletkanun medeniyeteşitlikhürriyet kavramları işlenmiştir.
Tanzimat yazar ve şairleri hem yaşadıkları dönem hem de edebiyata bakış açıları ve işledikleri konular bakımından iki gruba ayrılır.

a)Birinci Dönem (1860-1876)
1860-1876 yılları arasında Tanzimat edebiyatının birinci dönem temsilcileri ŞinasiZiya PaşaNamık KemalAhmet Mithat EfendiŞemsettin Sami ve Ahmet Vefik Paşa’dır.
Bu dönemde sanat toplum içindir görüşünü benimsemiştir.Bu sebeple şiirde söyleşiye degil fikre önem verilmiştir.
Dilde sadeleşme fikri savunulmuş amam uygulanamamıştır.Hece vezni ve halk edebiyatı da savunulmuş ama sözde kalmıştır.divan edebiyatına tümden karşı çıkılmış ve ağır bir dille eleştirilmiştir.Fransız edebiyatı örnek alınarak romantizmden etkilenilmiştir.
Romantiyatromakale gibi batıdan alınan türler ilk defa bu dönemde kullanılmıştır.
Noktalama işaretleri de ilk defa bu dönemde kullanılmıştır.Kölelik ve cariyelik romanlarda sıkça işlenmiştir.Romanlar teknik bakımdan oldukça zayıftır.Yer yer olayların akışı kesilerek okuyucuya bilgiler verilmiştir.Uzun uzun tasvirler yapılmıştesadüflere sıkça yer verilmiştir.
Edebiyatçılar edebiyatın yanında bil fiil devlet işleriylesiyasetle de bilfiil ilgilenmişlerdir.
DÖNEMİN EDEBİYATÇILARI
ŞİNASİ (1826-1871):
Türk edebiyatında yeniliklerin öncüsüdür.1860’ta Tercuman-ı Ahval’i (ilk özel gazete)1862’de Tasvir-i Efkâr-ı çıkardı.İlk makaleyi (Tercuman-ı Ahval mukaddimesi)ilk piyesi (Şair evlenmesi) o yazdı.Noktalama işaretlerini de ilk defa o kullandı.La Fontain’den fabllar tercüme etti.Larmartin’den de mazlum çevirileri vardır.İlk şiir çevirilerini de o yaptı.Nesirlerinde dili sade;şiirlerinde ise ağırdır.Tanzimat Fermanı’nı ilân eden Mustafa Reşit Paşa için yazdığı iki kasidesi ünlüdür.Bu kasidelerdeki övgüleri divan şiirindekinden daha abartılıdır.Obaşarılı bir şair ve yazar olmamasına rağmen batı edebiyatından alınan yeni türlerle edebiyatımızın batılılaşmasında en çok onun emeği vardır.
ESERLERİ
Şair Evlenmesi;Piyesedebiyatımızda ki ilk tiyatro eseri
Müntehabat-ı Eşar;Şiir
Divan-ı Şinasi;Şiir
Durub-ı Emsal-i Osmaniye;İlk atasözleri kitabı
Tercüme-i Manzume;Çeviri şiirler
ZİYA PAŞA (1829-1880):
Doğu kültürleriyle yetişmişsonradan batı edebiyatına yönelmiştir.Fikren yenilikçi olmasına rağmen eserlerinde eskiyidivan şiiri geleneğini devam ettirmişgazel ve kasideler yazmıştır.En meşhur Terkib-i Bent ve Terci-i Bent şairimizdir.
Harabat adlı bir divan şiiri antolojisi vardır.Daha önce "Şiir ve İnşa"da divan şiirinin bizim şiirimiz olmadığını asıl şiirimizin halk şiiri olduğunu söyleyen şaireski şiir geleneğini sürdürmüşHarabat’ta âşık şiirini eleştirmiştir.Bunun yanında sade dilden yanadırama kendisi agır bir dil kullanır.Bu onun içinde bulunduğu bir ikilemdir.Hem eskiyi eleştirmekte hem de geleneğini devam ettirmektedir.
ESERLERİ
Harabativan Şiir antolojisi
Külliyat-i Ziya Paşa Eş’ar-ı Ziyaivan şiiri tarzındaki şiirleri (Gazelkaside ve şarkılar)
Terkib-i BentTerci-i Bent:Bugün dahi dillerden düşmeyen beyitler vardır.
Zafernamehiciv türünde bir kasidedirÂli Paşa’yı yermek için yazılmıştır.
RüyamensurDefter-i Âmal hatıralarıdır.
NAMIK KEMAL
Tanzimat edebiyatının en hareketli ve heyecanlı ismidir.Varan şairi olarak tanınır.Şiirlerinden çok nesirleri ile tanınır.Edebiyatta hürriyet kavramını ilk kullanan şairdir.Şiirlerinde "hürriyetvatankanunhakadal et" kavramlarını işlemiştir.Hürriyet KasidesiVatan Şarkısı ve Vatan Mersiyesi bu konuları içerir.
Namık Kemal de eski kültürlerle yetişmişdivan şiiri eğitimi almış gazeller kasideler yazmıştır.Fakat o da sonradan divan edebiyatını eleştirmiştir.Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşı Tahrib-i Harabat’ı yazarak eskiye olan tepkisini ortaya koymuştur.
Şinasi’nin kurduğu Tasvir-i Efkâr’ıŞinasi Paris’e kaçınca Namık Kemal çıkarmaya başladı.Daha sonra kendiside Ziya Paşa ile Paris’e kaçarak orada hürriyet gazetesini çıkardı.İstanbul’a döndükten sonra İbret gazetesini çıkardı.
Eserlerinde romantizmin etkisi görülür.Tiyatroyu faydalı bir eğlence olarak görmüştür.
ESERLERİ
İntibah;ilk edebi roman
Cezmi;ilk tarihi roman.
Tahrib-i harabatTakip;ilk edebi eleştiri.Ziya Paşa’nın Harabat’ını eleştirmek için yazılmıştır.
Renan Müdafaa namesi;ilk eleştiri.
Vatan Yahut Silistre;oyun
Celâlettin Harzemşah ;oyun.
Gülnihal;oyun.onun en başarılı tiyatro eseridir.
Âkif Bey;oyun
Zavallı çocuk;oyun
Kara Bela;oyun.
Osmanlı TarihiKanije muhasarasıİslam Tarihi;tarih.
b)İkinci Dönem (1876-1891)
1876-1896 yılları arasında ikinci dönemin tanınmış temsilcileri Recaizade Mahmut EkremAbdülhak Hamit TahranSami Paşazade Sezai ve Nabizade Nazım’dır.İkinci dönem edebiyatçıların sanat anlayışları birincilerden farklıdır.ikinci dönemde sanat sanat içindir anlayışıyla eserler verilmiştir.Bunun sebebi bu devirde idarenin daha baskıcı davranmasıdır.
Bu dönemde batı edebiyatı örnekleri daha başarılı bir şekilde ortaya konmuştur.dönemin sanatçıları devlet işleriylesiyasetletoplum meseleleriyle değil sadece sanatla ilgilenmişlerdir.Birinci dönem sanatçılarının toplumsal sorunlarla ilgilenmelerine karşın bu dönem sanatçıları kişisel konu ve temaları işlemişlerdir.Bu yüzden dilleri daha ağırdır.Dönemin romanlarında realizmin şiirinde ise romantizmin etkisi vardır.
DÖNEMİN SANATÇILARI
RECAİZADE MAHMUT EKREM (1847-1914)
Şiirromanhikayetiyatroeleş tiriedebi bilgiler türlerinde eserler vermiştir.Şiirlerinde
Hüznü ve elemi işlemiştir.Ölümü hatırlatan tabiat manzaralarıhüzünlü duygularromantik güzelliklersolgun güllerkitap yaprakları arasında kurutulmuş çiçeklerküçük kuşlar onun şiirinin konuları arasındadır. Oğlu Nejat’ın ölümü içliüzüntülü şiirler yazmasında etkili olmuştur.Edebiyatta yenileşmeden yanadır.Muallim Naci ile aralarında bu konularda tartışmalar olmuştur.
ESERLERİ
Nağme-i Seher: Şiir
Yadigâr-ı Şebabiir
Pejmürdeiir
Zemzemeiirönsüzünde edebiyat hakkındaki düşünceleri ve edebi eleştiri vardır.(Bu esere Muallim Naci "demdeme" ile karşılık vermiştir.)
Muhsin Bey:Hikâye
Şemsa: Hikâye
Araba sevdası:;Roman.Realizm etkisiyle yazılmıştır.ve batı hayranlığı yolunda düşülen garip durumlar eleştirilir.
Çok Bilen Çok Yanılır:Komedi
Afife Anjelik:Tiyatro
Vuslat:Tiyatro
Atala: Tiyatro
Talim-i Edebiyat:Edebi bilgiler içerir.
SAMİ PAŞAZADE SEZAİ (1860-1936)
Batılı tarzda hikayeleri ve bir romanı vardır.Sergüzeşt adlı romanı realizme dogru atılmış bir adımdır.Küçük Şeyler adlı hikâye kitabı Fransız realistlerin sanat anlayışlarına uygundur.Rumuzul-edebbazı makalehikâye ve sohbet içerir.Romantik özellikler taşıyan şiirler de yazmıştır.Şiir isimli bir de piyesi vardır."İclâl’deyeğeni İclâl’in ölümü üzerine yazdığı mersiyebazı nesirleri ve hatıraları vardır.
ABDÜLHAK HÂMİT TAHRAN (1852-1937)
Edebiyatta batılılaşmanın asıl ihtilâlcisidir.Şair-i Azam olarak bilinir.Kurallara uymayanbatı şiirinde gördüğü her yeniliği Türk şiirine uygulayandivan şiirini bitiren o olmuştur.Doğu ve batı şiirini işlendikleri yerlere giderek öğrenmiştir.Sanatında romantik etkiler vardır. Zengin bir lirizm bulunan şiirlerinde veznekafiyesözedile pek önem vermemiştir.Taşkınlık ve yüceliksöyleyişteki tezat onun şiirinin önemli özellikleridir.Şiirinde ve tiyatrolarında tarihi konular önemli bir yer tutar.Soyut kavramlarhayattabiatölümin sanonun işlediği konulardır.
ESERLERİ
BeldeMakberHalceBâlâdan Bir SesGaram…
Yirmiye yakın tiyatrosu vardır.Sahnelenmesi imkânsız tiyatro eserleri yazmıştır.Bu eserlerde insanların yanında ölülerruhlarhayaletlerperil er de rol alır.Tiyatroda egzotiktarihimilli ve dini konular işlenmiştir.Bazı oyunlarında Shakespeare’in tesiri görülür.Hepsi de dramdır ve bazıları mensur bazıları da manzumdur.İlk tiyatro eseri Macera-yı Aşk’tır.TarıkFitnenEşberNes terenSardanapalİlh an önemli tiyatro eserleridir.
DÖNEMİN BAĞIMSIZ İSİMLERİ
Ahmet Mithat EfendiMuallim NaciAhmet Vefik Paşa
2)EDEBİYAT-I CEDİDE (SERVET-İ FÜNUN) (1896-1901)
Servet-i Fünun daha önce Ahmet İhsan tarafından çıkarılan bir fen dergisidir. Recaizade1895 sonlarında derginin başına Tevfik Fikret’i getirir.Tanzimat’la birlikte başlayan edebiyatı Avrupa ruhu ve tekniği içinde yenileşme hareketi1896-1901 yılları arasındaServet-i Fünun dergisi etrafındaRecaizade önderliğinde toplanan yeni nesille ikinci bir hamle yapmıştır.
Bu nesil Ali EkremCenap ŞahabettinSüleyman NafizMehmet RaufTevfik Fikret Hüseyin CahitAhmet HikmetFaik AliCelâl SahirHüseyin Suat oluştur.Sonradan Halit Ziya’da bu gruba katılmıştır.Dönem 2Abdülhamit’in istibdat dönemidir.Dönemin bu özelliği sebebiyle edebiyatçılar içe dönük davranmışkişisel konuları içliliği aşkıkaramsarlığıhayal kırıklığınıtabiat güzelliklerinimelânkoliyi ve üzüntüyü işlemişler;toplumsal sorunlara değinmemişlerdir.Adeta yüksek zümre edebiyatı gibidir.Bunda Recaizade’nin büyük etkisi vardır.
Servet-i Fünuncu ve Edebiyat-ı Cedideciler denilen grupFransız edebiyatının özelliklerini büyük ölçüde Türk edebiyatına adapte etmeye çalışmışlardır.Fransız realizmi örnek alınmıştır.Tanzimat döneminde başlayan ve benimsenendildeki yabancı unsurları ayıklayarak sade Türkçe’ye geçiş hareketi bu devirde durmuşArapça ve Farsça kelimelere yeniden itibar edilmeye başlanmıştır.
Tanzimatçıların birinci dönem sanatçılarısanat toplum içindir prensibini benimserkenServet-i Fünuncular ise Tanzimat’ın ikinci dönemindeki gibi sanat sanat içindir prensibi ile hareket etmişlerdir.
Topluluğun üslûbu süslü ve sanatlı:ruh ve ifade tarzı ise Avrupalı’dır.Şiir’de aruz vezni kullanılmakla birliktenazım şekillerinde ve konularda büyük yenilikler yapılmıştırnazımı nesre yaklaştırmışlarbeyit bütünlüğünü yerine konu bütünlüğünü esas almışlardır.Bir cümle bir kaç dizede/beyitte tamamlanabilir.
Fransız şiirinden alınan sone ve terza-rima gibi şekiller ve serbest müstezat çokça kullanılmıştır.Kafiyede kulak kafiyesi benimsenmiştir.Romanda ve hikayede batılı anlamda başarılı örnekler verilmiştir.Romanda tahlile ve teferruata yer verilmiş modern kısa hikayenin ilk örnekleri bu dönemde şekillenmiştir.
Roman ve hikâyede olaylar ve kişiler tamamen İstanbul’aseçkin tabakaya aittir.Romanda realizmdenşiirde parnasizm ve sembolizmden etkilenmişlerdir.
Bu dönemde gazetenin yerini dergiler almıştır.
Şiirromanhikâyetiyatrotenk it ve hatırat türlerinde başarılı eserler veren Servet-i Fünun temsilcilerinin en tanınmışlarışiirde Tevfik FikretCenap ŞehabettinSüleyman NafizRoman ve hikâyede Halit Ziya UşaklıgilMehmet RaufHüseyin Cahit YalçınAhmet Hikmet Müftüoğlu’dur.
Servet-i Fünun edebiyatına katılmayarak gene batılı anlayışla eserler verenler arasında Ahmet Rasim hatırat türü ileHüseyin Rahmi Gürpınar İstanbul’u anlatan romanları ile yeni Türk edebiyatını desteklemişlerdir.Servet-i Fünun dergisinin 1901’de kapatılmasıyla topluluk da dağılır.
DÖNEMİN SANATÇILARI
TEVFİK FİKRET (1867-1915)
Recaizade ve Hamit’in tesiriyle batılı şiire yönelmiştir.Servet-i Fünun’un şiirindeki en önemli temsilcidir.İlk şiirinde ferdi konuları (aşkacımahayal kırıklıgı…)işler topluluktan ayrı yazdıgı şiirlerde toplumsal konulara yönelir.Bu anlayışla yazdıgı şiirlerinde temalarhürriyetmedeniyetins anlıkbilimfen ve tekniktir.SisHaluk’un VedaıTarih-i KadimHaluk’un Amentüsü adlı şiirinde bu konuları işler Sanatın bu ikinci döneminde dinlere de cephe alır.Kutsal olan her şeye karşı çıkarhatta İstanbul’a dahi küfreder.
Fikretaruzu Türkçe’ye başarıyla uygulanmıştır.Serbest müstezadı geliştirerek serbestçe kullanılmıştır.İlk döneminde dili oldukça ağırdır.Şiiri düz yazıya yaklaştırmıştır.Ahenge büyük önem verir.Şiirlerinde şekil bakımından parmaksızmin etkisi görülür."Şermin"onun çocuklar için ve heceyle yazdıgı şiirlerden oluşan bir eserdir.
ESERLERİ
Rübab-ı ŞikesteHâluk’un DefteriRübab-ın CevabıTarih-i KadimDoksan Beşe Dogru
CENAP ŞAHABETTİN (1870-1934)
Servet-i Fünun’un Tevfik Fikret’ten sonra en önemli şairidir.Asıl mesleği doktorluktur.İhtisas için gittiği Fransa’da tıptan çok şiirle ilgilenerek sembolizmi yakından takip etmiş ve bu akımdan etkilenmiştir.Şiirde kelimeleri müzikal değerlere göre seçerek kullanılır.
Dili oldukça ağırdır.Bilinmeyen Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalar kullanılır.
Duygu ve hayal yüklü tamlamalar kurar.Serbest müstezadı çok kullanmıştır.Aynı şiirde birden fazla aruz kalıbı kullanılmıştır.Aşk ve tabiat değişmez konularıdır.Sanatısanathatta güzellik için yapmıştır.Bolca semboller kullanmıştabiatla iç dünyanın kompozisyonunu çizmiştir.Düz yazıları da vardır.
Hac Yolundaonun gezi yazısıdır.
Suriye Mektupları ve Avrupa Mektupları da gezi türündedir.
Diğer nesirleri:
Evrak-ı EyyamNesr-i HarpNesr-i SulhTiryaki sözleri (kendi vecizeleri)
Tiyatro eserleri:yalan (dram)körebe(komedi)
HALİT ZİYA UŞAKLIGİL (1867-1945)
Servet-i Fünun’un roman ve hikâyede en ünlü edebiyatçıdır.Süslü sanatlı ve agır bir dili ve üslubu vardır.Batılı anlamdaki ilk romanları yazmıştır.Realizmden etkilenmiştir.Romanlarında aydın kişileri anlatır.Mai ve Siyah’taki Ahmet CemilServet-i Fünun sanatçısının temsilcisidir.Kahramanları yaşadıkları çevreye uygun anlatır ve ruh tahlillerine önem verir.
Hikâyelerinde Anadolu hayatınaköy ve kasaba yaşayışınaromanlarında yalnız İstanbul’a yer verir.Anı ve mensur şiir türünde eserleri de vardır.
ROMANLARI
Mai ve SiyahAşk-ı MemnuKırık hayatlarBir Ölünün DefteriFerdi ve ŞürekasıSefile…
HİKAYELERİ
İzmir HikayeleriHikâye-i SevdaKadın PençesiOnu BeklerkenAşka dair…
HATIRALARI
Saray ve ÖtesiKırk YılBir Acı Hikaye
MEHMET RAUF (1875-1931)
Servet-i Fünun romanının ikinci önemli ismidir.Romanhikâye ve tiyatro türünde eserleri vardır.Romantik duygularıhayalleri ve aşkları işlemiştir.sosyal hayata pek yer vermemiştir.Arzuihtiras ve aşk maceraları temel konularıdır.Romanlarında psikolojik tahlillere önem verilmiştirDili sadedir.En önemli eseri eylül’dür.Roman edebiyatımızdaki ilk psikolojik roman olarak bilinir.konusu yasak aşktır.şahıs sayısı azdır.psikolojik tahliller başarılıdır.
ROMANLARI
EylülFerda-yı Garam Genç Kız KalbiDefineSon YıldızKan Damlası.
HİKAYELERİ
Son EmelBir Aşkın TarihiÜç HikayeHanımlar ArasındaMenekşe.”Siyah İnciler” ise mensur şiirlerinden oluşur.
DÖNEMİN BAĞIMSIZ İSİMLERİ
Ahmet RasimHüseyin Harmi
3)FECR-İ ÂTİ TOPLULUĞU(1909-1912)
1901’deservet-i Fünun mecmuası etrafında kendilerine Fecr-i Âti adını veren yeni bir nesil toplanmıştır.servet-i Fünun topluluğu dağıldıktan sonra 1909 yılında Yakup Kadri Ahmet HaşimRefik Halit Fuat KöprülüAli canipŞehabettin Süleyman Celâl Sahir.Tahsin NihatEmin Bülentgibi isimler bir araya gelerek yeni bir topluluk oluştururlar.Topluluk sanat hayatına bir bildiriyle başlar.sanatın saygı değer ve şahsi olduğu anlayışını benimserler.Onlar Servet-i Fünun’u batılı edebiyatı tam olarak oluşturmamakla suçlarlar.Fransız edebiyatını örnek alırlar.Dilleri süslü.sanatlıağdalı ve ağırdır.
Aşk ve tabiatı konu olarak işlemişlerdir.Aşk genellikle hissi ve romantiktir.Tabiat tasvirleri ise gerçekçi değilHaşim’de olduğu gibi şahsidir.Kısa ömürlü olan bu toplulukServet-i Fünunculardan daha sade bir dil kullanmış sembolizmempresyonizm ve romantizm gibi akımları eserlerine uygulamışlar.Avrupa edebiyat ile Milli edebiyat ile bağ oluşturmuşlardır.
Aruzla şiir yazan Fecr-i Âti şairlerinin en tanınmış ve en orijinali Ahmet Haşim’dir.Şiire herhangi bir yenilik getirmemişlerServet-i Fünun’un devamı olmaktan öte ve gidememişlerdir.Sanat anlayışlarında birlik ve bütünlük olmadığı için 1912’de dağılmışlarferdi olarak değişik alanlarda eserler vermişlerdir
DÖNEMİN SANATÇILARI
AHMETHAŞİM(1884-1933)
Fecr-i Âti şiirinin en önemli ismidir.Sanat için sanat yapmıştır.sembolizmin en önemli temsilcisidir.işlediği başlıca temalar tabiat ve aşktır.şiirlerinde hayalle birlikte musikiye önem vermiştir.Lirik bir şairdir.
Tamamen aruzu kullanmıştır.dili süslü ve sanatlıdır.En çok serbest müstezadı kullanmıştır.Ona göre şiir anlaşılmak için yazılmaz.şiirde anlam aranmaz;şair bir hakikat habercisişiir dili de bir açıklama vasıtası değildir.şiir duyulmak için yazılır ve okunur;şair tabiatın kendine hissettirdikleri sembollerle şiirine yansıtırokuyan da kendi hayal dünyasına uygun olarak algılar;şiir dili de telkin görevindedir.
Şiirin dili musiki ile söz arasında ve sözden ziyade musikiye yakındır. Şiirde musiki anlamdan daha önemlidir.
Haşim’e göre şiirin kaynağı şuuraltıdır.şiirlerinde dış dünyayı kişinin iç dünyasında ruhunda aldığı şekillerle yansıtmaya çalışır.Dış dünyaya ait izlenimleri kendi dünyasında şekillendirerek ve renklendirerek ortaya çıkarır.
Şiirlerindeki tabiatla ilgili kavramlar akşamgurupşafak gece mehtap yıldızlar göllerormanlardır.şairin şahsında var olan içe dönüklükşiirlerinde realiteden kaçış olarak ortaya çıkar.
Şiirlerini Piyaleb ve göl saatleri adlı eserlerinde toplamıştır.
NESİRLERİ
Gurabahane-i LaklakanBize GöreFrankfurt Seyahatnamesi.
4)MİLLÎ EDEBİYATAKIMI
Modern Türk Edebiyatını yaratma amacıyla kurulan Tanzimat Servet-i Fünun ve Fecr-i Âti toplulukları büyük hamleler yapmakla beraber ruhta büyük ölçüde Fransız sanatına bağlı dil ve üslûpta Osmanlıcayı sürdürenmillî kimlik ve kişiliğe ulaşamamış bir edebiyat vücuda getirmişlerdir.
Osmanlı imparatorluğu’nun dağılışı sırasındaTürk aydınlarının büyük bir bölümü ümmete bağlı Osmanlıcılığın terk edilerek milliyetçiliğin benimsenmesininmemleketin geleceği için gerekli olduğuna inanıyorlardı.Bu inanç sonunda Türkçülük ve Milliyetçilik akımları doğmuşher sahada millî kimlik arayışları başlamıştır.
Türk diliTürk vezniTürk zevki ve kültürü ile milli konularımilli ülküleri işleyen Türk edebiyatı ihtiyacı ve özlemi sonucunda 1911-1923 yılları arasında Milli Edebiyat akımı var olmuştur.
Türk milletine mensup olma şuuru tarih içinde devamlılık düşüncesi olduğu gibi kalarak batılılaşma inancı1911-1923 yılları arasındaki akımın temelleridir.Bu dönemin bariz özelliğiTürk romantizminin edebî tezahürlerim göstermesidir.
Cumhuriyet’in kuruluşunu hazırlayan milliyetçilik ideolojisi içinde doğan Millî Edebiyat akımı Cumhuriyetin ilk yıllarında en olgun eserlerini verdi.Cumhuriyet rejimi ve bu devirde meydana getirilen sosyal ve iktisadi müesseseler üstünde başlarında büyük Türk sosyologu ve düşünürü Ziya Gökalp’in bulunduğu Türkçü ve Milliyetçi münevver zümre etkili oldu.Gökalp’in Türkiye ve Türkler için şekillendirdiği düşünceler başta Atatürk olmak üzere Cumhuriyeti kuran birinci neslin dünya görüşünün kaynağını teşkil etti.
Halka ulaşa bilmek ve onunla bütünleşe bilmek için onun dilini kullanmak gerektiğine inanan bu nesil yazarlarıeserlerinde konuşma dilini kullandılar.
Halk dilini kullanırken gençlik yıllarında hayran oldukları Edebiyat-ı Cedide (yeni Edebiyat) yazarlarının ince zevkini günlük dile aktardılar.
1911 yılında Selanik’te çıkarılmaya başlanan Genç Kalemler Dergisinde başladı bu çalışmalar.Bir kısmı daha sonra Cumhuriyet dönemi yazar ve şairleri arasında da yer alan bu edebiyatın temsilcilerinin en önemlileriZiya Gökalp Ömer Seyfettin(öncü) Mehmet Emin Yurdakul Ali Canip (öncü)Yusuf Ziya Ortaç Faruk Nafiz Çamlıbel Enis Behiç Koryürek Kemalettin KamuAka GündüzRefik Halit KarayReşat Nuri GüntekinYakup KadriHalide Edik Adıvar.Hamdullah Suphi Ahmet Hikmet MüftüoğluNecip Fazıl KısakürekFuat KöprülüHalide Nusret ZorlutunaŞükufe NihalPoyami Sata Ahmet Hamdi Tanpınar’dır.
Milli Edebiyat akımının özellikleri Cumhuriyet’in ilk on yılının da bir özeti olmaktadır.Bu çerçeve içerisindeMilli Edebiyat akımının ilkeleri de şu şekilde belirtile biliril de yakınlık (en mühim prensip)Türkçe karşılığı olan Arapça ve Farsça kelimelerin atılması.Yalın(süssüzsanatsız özentisiz) bir dille yazma; İstanbul Türkçesini kullanma.
Halk edebiyatı şiir biçimlerinden yararlanma
Hece ölçüsü
Konu seçiminde yerlilik
Konularını hayattanülke şartlarından seçme
Millî kaynaklara yönelme
İslâmcıOsmanlıcı gelenekçi görüşlere sahip yazarlardan bireysel eğitimli yazarlara kadar tüm edebiyatçılara açık bir bütünlük mevcuttur. Çünkü artık söz konusu olan Millî Edebiyat akımı kavramı değilMillî Edebiyat dönemidir.Bu akımı dilde ve duyuşta 1911-1915 dönemi milliyetçilik fikirlerinin ön plânda olduğu romanhikayetiyatro eseri ve şiirler verilmesini sağlamıştır.
Başlangıçta Fecr-i Âti roman ve hikayecisi olan Yakup Kadri Kara Osman Oğlu ve Refik Halil Karay gerçek kişiliklerine Millî Edebiyat akımı içerisinde göstermişlerdir.
Fecr-i Âti topluluğu dışında kalan İstiklâl Marşı Mehmet Âkif Ersoy ve Yahya Kemal Beyatlı kendi şiir anlayışlarına göre eserler veren ve daha sonra Millî Edebiyat akımına katılan şairlerdir.
Gerek Mehmet Âkif Ersoy gerekse Yahya Kemal Beyatlı şiir dili ile konuşma dili arasındaki uzlaşmayı sağlamışlar Türk diline zor uyan aruzun engellerini ortadan kaldırıp yaşayan Türkçe ile başarılı şiirler yazmışlardır.
DÖNEMİN SANATÇILARI
ÖMER SEYFETTİN (1884-1920)
Son devir Türk hikâyeciliğin en önemli isimlerindendir.Yeni lisan hareketinin savunucularındandır.Amacı Millî şuuru kuvvetlendirmek toplum hayatındaki aksak yönleri ortaya çıkarmaktır.
Konularını gerçek hayattan alır.Bu sebeple hikayeler realist özellik taşır. Konuları genellikle tarihi olaylar çocukluk hatıraları ve yaşanan günlük olaylardır. Aşk konusunu da bu hikâyelerinde işler.Kahramanlık hikayelerinin önemli konularındandır.
Bazı eserlerinde sosyal hayattaki gülünç özellikleri karikatürize eder.Türklerin Balkanlar’da uğradıkları zulümleri de konu edinmiştir.Dili oldukça sadedir ve yalındır.Kurguları oldukça başarılıdır.
HİKÂYELERİ
Eshab-ı Kehfimiz HaremEfruz BeyYalnız Efe Yüksek ÖkçelerGizli MabetBeyaz Lale Bomba Bahar ve Kelebekler.


ZİYA GÖKALP (1876-1924)
Türkçülük cereyanını bir sisteme bağlayan fikir adamı ve bu sistemi eserlerinde işleyen bir sanatçıdır.Türk milletinin dindilahlâkedebiyat yönünden aynı kültürlerle yetişmiş kişilerden oluştuğuna inanan Gökalpeserleriyle Türk milliyetçiliğinin sınırlarını belirlemişmilli edebiyatın da fikir yönüyle temellerini oluşturmuştur.Onun Türkçülük anlayışıdiledebiyatdinikti satgüzel sanatlar ve siyaset anlamlarını kapsar.Turancılık ideolojisini de savunmuştur.
Edebiyatıbu fikirlerini yaymak için bir araç olarak kullanılmıştır.Sanat yapma kaygısı yoktur.Şiir ve nesir alanında eserleri vardır.Destanmasal ve makaleler de yazmıştır.
Dile önem vermiştir.Eserlerini sade bir dille yazmıştır.Türk dilinin gelişmesi yolunda çaba harcamıştır.Türkçe karşılıkları olan Arapça ve Farsça kelimelerin atılmasındanTürkçeleşmiş kelimelerin de artık Türkçe sayılmasından yanadır.
Ona millî vezin hece veznidir.
ŞİİRLERİ
Kızıl ElmaAltın IşıkYeni Hayat

FİKRÎ ESERLERİ
Türk Medeniyeti TarihiTürk TöresiTürkçülüğün EsaslarıTürkleşmek Muasırlaşmak-İslâmlaşmakMalta Mektupları.
MEHMET EMİN YURDAKUL (1869-1944)
Halkçılık ve milliyetçilik düşüncesini şiirlerinde işlemiştir.Şahsi duygulara ve tabiata pek rastlanmaz.
Şiirleri sosyal faydaya yöneliktir ve didaktiktir.Bu yüzden bir kuruluk göze çarpar.
Hece veznini ve batı edebiyatı nazım şekillerini kullanmıştır.
Dilinin tamamen sade olduğu söylenemez.
ŞİİRLERİ
Türk SazıEy Türk UyanTan SesleriOrdunun SesleriTurana Doğru
5)MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU (1899-1974)
Üsküdar İdadisi’nde edebiyat ve felsefe öğretmenliği yaptı(1916-17)ikdam gazetesinde çalıştı.Yeni mecmua’da Erenlerin bağında yazılarını yayımladı.(1918-19)tedavi olmak için gittiği İsviçre’de üç yıl kaldı.Müzakere devrinde ikdamDergah gibi gazete ve dergilerde yazdığı yazı ve öyküleriyle Kurtuluş Savaşı’na destekledi.İkdam’da Kiralık Konak(1920)Akşam’da Nur Baba(1921)romanlarını tefrika ettirdi.1921’de Ankara’ya çağrıldı.
Toplumsal yapıdaki bu değişimi öykü ve romanlarında yansıtan Yakup Kadrihayata bakışını bu farklılaşma durumlarının ondaki yansılarını şöyle dile getirmektedir:”on sekiz yaşımda iken şeyda(deli)bir anarşist idim. Yüksek bir makam sahibi veya herhangi kudretli bir adamı yere sermek en büyük gayemdi.
Sonradan bir ihtilalin başına geçmek halk kitlelerini bir rüzgarın bir ormanı dalgalandırışı gibi harekete getirmek istedim.Otuzumda bunların hepsinden vazgeçmişhiç bir şeye inanmaz olmuş ve kendimi cismani hazlara terk etmiştim.
Fakat etin bu iltihabından ruhun başka türlü bir iltihabı ile uyandım.Mistik bir sevda can evimi bir yangının alevi gibi sarmıştı.Bu alevle tutuştukça hayat buluyordum.Ve ılık uzletimi (toplum hayatından uzaklığımı)yüzleri berrak su kaynaklarını andıran hayaletlerle dolduruyorum.İşte millet aşkına ben bunlar arasında vasıl oldum.Ve bu aşk yolunda can vermeyi o vakit cana minnet bindirdim.
Lâkinbu yeni dinde kendime peygamber yine kendimdim.Onun için ruhum imansız kalan cemaat gibi perişandı.Ne vakit ki Anadolu yaylalarının maverasından (ötesinden) O’nun (Atatürk’ün )sesini duydum;Nur ile ateşvecd (kendinden geçme)ile humma (ateş) arasındaki farkı o vakit bildim.Ancak bu millet mürşidinin emri altındadır kikısır bir ateşle beyhude yere yanıp tutuşmaktan ve yıpratıcı ilaçlar içinde beyhude yere kıvranıp durmaktan kurtuldum.Ruhumhemen ilâhi diyebileceğim bir nizam (düzen) içine girdi.
KütahyaSimavGedizEskişehir Sakarya yörelerine gezi.Garp cephesinin bulunduğu mevkide olup bitenlere tanıklık etti.Anadolu gerçeği ile yüzleşen Yakup Kadri;Kurtuluş Savaşı’nın yankılarını yakından gözledi.Cumhuriyetin kurtuluşunda Mardin (1923-1931)daha sonra da Manisa millet vekilli oldu (1934-1934).1923-25 arası Cumhuriyet ve Hakimiyet-i Milliye (ulus)gazetelerinde yazdı.Buralarda iki yıl kaldı.İstanbul’da çıkan Milliyet’te yazdı.Hüküm gecesi romanını bu gazete tefrika ettirdi(1927;Sodom ve Gomore’yi yazdı(1928).
1932’de yazdığı Yaban bir çok tartışmalara neden oldu.Roman1942’de CHP Roman Armağanı’nda ikinciliği kazandı.Aynı yıl Vedat Nedim TörŞevket Süreyya Aydemir Burhan Asaf Belgeİsmail Hüsrev Tökin ile birlikte Kadro dergisinin kurucuları arasında yer aldı.Dergi1934’te kapanmak zorunda kalıncaTiran elçiliğine atandı.Bunu Prag (1935)Lahaye (1939)Bern (1942)Tahran (1949)Bern (1951-1954) elçilikleri izledi.
1961’de Kurucu Meclis iyeliğinde 1961-1965’te de Manisa milletvekilliğinde bulundu.CumhuriyetHakimiyet-i MilliyeUlusMilliyetYeni İstanbul Tercuman;KadroVarlıkHayatMe ydan gibi gazete ve dergilerde makaleroman ve anıları yayımlanan Yakup Kadri13 aralık 1974’te Ankara’da öldü.
Romanlarındaülkenin yaklaşık yüzyılı aşkın zaman dilimini (1861-1950) konu edindi.Toplumsal değim sürecinin toplumun farklı kesimlerindeki yansılarını gerçekçi bir bakışla yansıttı.Tarihe tanıklıkla birlikteinsan-toplum ilişkilerinde bu süreçte biçimlenen durumları irdeledi.Tanık olduğu olaylaryaşadığı ortam onun edebiyat anlayışını biçimlendirmiştir.Fecr-i Âti içinde ‘sanat sanat içindir’ anlayışından yola çıkan Yakup Kadrikoşulların gücü içindeki değişimi de yıllar sonra şöyle dile getirecektir:"Bu coşkunluğumsanat perisi yolunda bu serdengeçtiliğim ilk milli felâketimiz olan Balkan Harbi’ne kadarbütün ateşiyle devam etti.Fakat ne vakit kiÇatalca önüne dayanan düşman toplarının sesini ta yatağımın içinden işitmeye başladımhisseder gibi oldum kihayta benim yaptığım mücadeleden daha mühimler vardır.Balkan Harbi’ni daha bir sürü milli felâketler takip etti.Ben gene ‘sanat şahsî ve muhteremdir’ diyordum.Fakat onun yanı başındahiç değilse onun kadar ‘şahsî’ ve ‘muhterem’ şeyler olabileceğini düşünmeye başladım"
Öykü ve romanlarında dilde sadeleşme ve yeni bir edebiyat anlayışının örneklerine veren Yakup Kadribir bakıma değişim döneminin romancısıdır.Romanlarındaülke nin Batılaşmadan Cumhuriyet’in Kuruluş yıllarına değin ki değişim ve dönüşüm süreçlerini konu edinir. Bu süreçteki insan ve toplum gerçeğine gerçekçi bir bakışla yaklaşır.Yakup Kadriromanlarının yapısal oluşumunu değerlendirirkenşunları söyler :"Romanlarımın kronolojik mahiyeti benim istek veya kararımla meydana gelmiş bir şey değildir.
Romanda yegâne (biricik ) gayemhayatın heyecanını verebilmek ve canlı tipler yaratmaktır.bunda ne dereceye kadar muvaffak olduğumu bilmiyorum.roman yazarken tanıdığım kimseleri ve yaşadığım hayat safhalarını bir ham madde olarak kullanırım.Romanlarımı uzun müddet tasarlarım.Fakat not alıp materyal toplamak adetim değildir."
Fecr-i Âti’de iken ferdiyetçi sanat anlayışını benimseyen sanatçıdaha sonra milli edebiyat cereyanına katıldı.
İlk eserlerinde mistik bir hava vardır.
1916’dan sonra ülke gerçeklerini ve milli duyguları işleyen hikayeler yazmıştır.
Romanhikaye denememensur şiirmakale ve anı türünde eserleri vardır.Romanlarında Türk halkının yaşayışı ve problemleri başlıca konudur.
Tanzimat’tan Cumhuriyet’e kadar olan dönemde Türk halkının yaşadığı gelişme ve değişmeleri işlemiştir.Aydınlarla halk arasındaki zıtlıkları da konu edinmiştir.
Eserlerinde sağlam bir gözlemcilik ve ona dayana bir realizm vardır.Eserleri teknik bakımdan sağlamdır.Karakterleri başarıyla anlamlaştırmıştır.
Titiz bir üslupçudur.

HİKAYELERİ
Bir Serencam
Rahmet
Milli Savaş Hikayeleri.
ROMANLARI
Kiralık Konak
Nur Baba
Hüküm Gecesi
Sodom ve Gomore
Yaban
Ankara Bir Sürgün
Panorama…
Diğer Eserleri Erenlerin bağındanZoraki DiplomatAnamın KitabıVatan Yolunda…
HALİDE EDİP ADIVAR(1881-1964)
Romancı ve hikayeci.
ÜnlüSultan Ahmet mitingi ile halkı coşturmuş ve bizzat milli mücadelenin içinde yer almıştır.
Kahramanlarını daha çok kadınlar arasından seçen sanatçıkarakter bulmakta başarılıdır.Kadınlara da üstün özellikleri vermiştir.
Gözlemtasvir ve tahlillerde başarılıdır.
Sosyal çevreye önem verir.
Dili kullanmada başarılı değildir.Dağınıkdüzensiz bir üslubu vardır.
ESERLERİ
Handanson eseri Ateşten GömlekVurun *****yeZeyno’nun OğluSinekli BakkalMor Salkımlı EvDağa Çıkan KurtHarap mabetler.
MEHMET ÂKİF ERSOY (1873-1936)
Dini milli şiirleri ile tanınır.
Bir destan şairidir (Çanakkale Şehitlerine).İslâmcılık akımının temsilcisidir. Şiirlerinde dinî lirizm dikkati çeker.Öğreticiöğüt vericibirliği ve bütünlüğü sağlayıcı şiirleri vardır.
Savaş sırasında ve sonrasında kurtuluşun ve gelişmenin ancak dine sarılmakla olacağınıbatının sadece ilminin alına bileceğini savunmuştur.
Türk şiirine gerçek realizm onunla girmiştir.O toplum hayatı bütün yönleriyle aksettirmiştir.Hatta sokak aralarında konuşulan dili bile şiirine yansıtabilmiştir.
Gözlemlerinden çokça faydalanmıştır.Tasvir edici ve tahkiyeli anlatımı sayesinde şiirinde canlı tablolar çizmiştir.
Aruzu Türkçe’ye başarıyla uygulamıştır.
Nazmı nesre yaklaştıranlardandır.Manzum hikâye şeklinde şiirleri vardır.
Bu Şiilerinde günlük hayatıtoplum hayatını başarıla anlatmıştır. Özellikle yoksullarasakatlarakimsesizl ere karşı acıma duygusu bu tür Şiilerinde belirgindir.HastaKüfeMeyhane Seyfi BabaHasırMahalle Kahvesi bu türün örnekleridir.
Şiirlerini Safahat adlı kitabında toplamıştır.Safahat yedi kitaptan oluşur:
SafahatHakk’ın SesleriSüleymaniye KürsüsündeFatih KürsüsündeHatıralarAsım ve Gölgeler.
Makaleleri A.Abdulkadiroğlu tarafından yapılmıştır.
YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958)
Şiir ve yazar.Eski nazım biçimleriyle -azda olsa değişikliğe uğrayarak-yeni konuları işlemiştir.
Aruzu Türkçe de başarıya uygulamıştır.Sadece Ok şiirini heceyle yazmıştır.
Şiirde dileuygun kelimelerin seçilerek yerli yerinde kullanılmasına özen göstermiştir.
Parnasizmin en önemli temsilcisidir.
Şiirde şekil mükemmelliğineahenge ve kafiyeye önem vermiştir.
İşlediği başlıca konu ve temalar:aşk-ı tabiatkahramanlıkölümsonsuz luk.
Şiirlerinde Osmanlı hayranlığı oldukça açıktır ve İstanbul’u da şiirinde en çok işleyen şairdir.O tam bir İstanbul aşığıdır.Tevfik Fikret’in “Sis” adlı İstanbul’u takdir ettiği şiire karşı “Siste Söyleniş” adlı şiiriyle cevap vermiştir.
ŞİİRLERİ
Kendi Gök KubbemizEski Şiirin rüzgarıylaRubailer.
NESİRLERİ
Eğil DağlarAziz İstanbulEdebiyata Dair.


Saat: 01:28

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.


SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.