|
Yabancı Diziler Tanıtımları kategorisinde açılmış olan The Leftovers Dizisi Tanıtımı konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
31.07.2014, 11:33 | #1 (permalink) |
| The Leftovers Dizisi Tanıtımı The Leftovers Dizisi Tanıtımı Buram buram bunaldığımız bu yaz aylarında HBO‘nun tanıtımlarını bolca yaptığı yeni dizisi The Leftovers izleyici ile buluştu. Tom Perrotta‘nın aynı isimli romanından uyarlanan dizi, bilinmeyen bir nedenden dolayı birden bire ortadan kaybolan milyonlarca insan ile onların geride bıraktığı aileleri ve yakınlarını konu ediniyor. 29 Haziran’da ilk bölümü yayınlanan dizinin birinci sezonu on bölümden oluşacak. Tüm Dünya genelinde nüfusun çok ciddi bir rakamının sırra kadem bastığı olayın ardından 3 yıl geçer. Kimi insanlar yaralarını sarma derdindeyken kimisi geçmişinden kurtulamaz durumdadır. Geçen üç yıl birçok aileyi darmadağın etmiş ve mutluluğu insanlığa unutturmuştur. İki çocuk babası olan polis müdürü Kevin Garvey (Justin Theroux), birçok insanın eksilmesinden sonra dengelerin bozulmaya başladığı bu dünyada kızı ve oğlu ile beraber normalliği getirmeye çalışmaktadır. Eşi Laurie (Amy Brenneman) ise kocası ve çocuklarını sebebini henüz bilemediğimiz bir nedenden dolayı terk edip kendilerini “günahkarlar” olarak adlandıran gizemli bir tarikata katılmıştır. Tarikatta herkes beyaz giyinir, kimse biribiri ile konuşmaz, yemek yemekten daha çok sigara içilir ve insanlar takip edilir. İlerleyen bölümlerde tarikatın dizi içinde önemli bir yere sahip olduğunu göreceğimize hiç süphem yok. Oğlu Tom ise ( Chris Zylka) , üniversiteyi yaşadığı bir olay yüzünden terk edip, karanlık işlerle uğraşan bir topluluğa katılmıştır. Bu toplulukta bulunan Wayne isimli esrarengiz bir adam insanların üzerinden “yüklerini” almakla bilinir. Kızı Jill ( Emily Meade ) okul içinde uyumsuz, depresif ve olaylardan hiç etkilenmeyen liseli şirret bir kızdır. Garvey için depresif kızı Jill ile birlikte hayatı rayına koymak ve olayları anlamlandırmak o kadar da kolay olmayacaktır. Dizide Liv Tyler , Meg Abbot isminde bir kadını canlandırıyor. Nişanlı, içine kapanık, sessiz ve kendince kuralları olan Meg, tarikatın takip ettiği insanlardan biridir. Christopher Eccleston, eski bir rahip olan ve şimdilerde küçük bir gazetenin editörlüğünü yapan Matt Jamison’a hayat veriyor. Cennete yükselmek için bekleyen bir cemaatin içinde kendi gazetesini basan Jamison, aynı zamanda cennete alınmaya layık bulunanların arkasından bakan ve yetersizlik duygusuyla başa çıkmaya çalışan cemaatini de gözlemleme imkanı bulacak. Dizinin senaristliğini, Lost dizisinde kalemiyle izleyicilere soluksuz vakitler yaşatmış olan Damon Lindelof yapıyor. Yönetmen koltuğunda ise Peter Berg var. The Leftovers, daha ilk bölümümden geri kalanı boyunca yaşanan bu mantıksızlığa bir kulp takmaya çalışan, hayatlarını bu rastgeleliğin karşısında bile bir çizgide yaşayan insanlığı anlatacağının ilk izlenimlerini veriyor. Eğer sizin için fazla varoluşçu bir konuysa meraklanmayın, aynı zamanda The 4400 vari bir “kaybolanlar nereye gitti?” konusu da ilerliyor. Ama o tek başına diziyi ancak “hmm iyiymiş” yapabilecek bir ögeyken, The Leftovers’ın deştikleri ve deşecek gibi gözüktükleri, onu “özel” yapıyor. Game of Thrones’un sezon finalinin ardından Pazartesi’lerinizi dolduracak bir dizi arıyorsanız, bence çok öteye bakmayın. HBO’nun açtığı boşluğu, yine HBO doldurmuş gibi gözüküyor. birdizihaber
__________________ |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |