Preacher
Dizide, Annville kasabasında vaizlik(rahip) yapan Jesse Custer’ın hikayesi işlenmektedir. Tanrı cenneti tek etmiş ve cennette bir kaos ortamı oluşmuştur. Bu kaos sırasında şeytan ile bir meleğin ilişkisi sonucu en az tanrı kadar güçlü bir varlık ortaya çıkmış ve bir yolunu bulup dünyaya kaçmıştır. Genesis ismine sahip olan bu varlık başroldeki vaizimiz Jesse Custer'in bedenini ele geçirir.

Yaşamı tamamen değişen Custer, eski kız arkadaşı ve bir kiralık katil olan Tulip ve alkolik vampir arkadaşı Cassidy ile birlikte Tanrı'yı bulmak ve bu başına gelenlerin hesabını sormak için yollara düşer. Genesis'in olağanüstü güçlerinden korkan melekler ise, Jesse Custer'e engel olmak için, Western tarzı silahşör olan Saint of Killers'i mezardan çıkarmaya karar verirler.



Legends Of Tomorrow
Yıl 2166. Londra'dayız. Vandal Savage, tüm gezegeni ele geçirme çalışmaları artık son noktaya gelmiştir. Süper kahramanlarımızdan zaman efendisi Rip Hunter, Vandal Savage'i durdurmak için bir plan yapmıştır. Ve bu planı uygulamaya koymak için Zaman Efendileri Konseyinin onayı gerekmektedir. Ama ümit ettiği gibi karşılanmayan Rip Hunter, planını konseye kabul ettiremez. Bunun üzerine Rip Hunter gemisiyle 2016 yılına doğru bir zaman yolculuğu yapar. Rip Hunter'ın bundan sonraki planı ise, kendisine yardımı dokunabilecek kahramanlardan bir takım oluşturmak ve bu takım ile Vandal Savage'i bertaraf etmektir. Bu başarıp başaramayacakları ise, dizi bölümlerinde saklı. Yukarıda da belirttiğim gibi, süper kahramanlı, uçmalı kaçmalı, böyle fazla renkli cafcaflı diziler benim tarzım değil. Ama bu türü sevenler bu yapıma bir şans verebilirler. Keyifli seyirler dilerim...



The Path
The Path, konusu itibariyle bir aile dramı olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanların hayata bakış açıları ve seçimleriyle ilgili konuları işleyecek yapımın biz izleyiciye asıl anlatmak istediği ise "hayal edilen hayatla yaşanılan hayatın" ortaya çıkardığı çatışmadır. Yapım, sahip olduğumuz hayat ile hayalini kurduğumuz hayatın, önemli ölçüde farklı olmasının kendi içimizde ve çevremize yansımalarının ne gibi noktalara varacağını açık bir biçimde göstermektedir.

Dizide aşk, inanç, güç, aile yapısı, toplumsal baskı ve düşünceler gibi temel kavramlar üzerine yoğun bir işleyiş olduğunu söyleyebiliriz. Ana karakter Eddie Cleary ise inanç sorunları yaşadığı bu dönemde ailevi anlamda büyük bir boşluğa düşmüştür. The Path dizisi ile kendi hayatınızdan belirli parçalara rastlayıp sorgulayabileceğiniz seyir deneyimine sahip olabilirsiniz. Keyifli seyirler dilerim...



Damien
Yukarıda anlatılan filmdeki olaylardan 25 yıl sonrasına bakıyoruz bu diziyle. Damien 30 yaşına yaklaşmıştır ve küçüklüğü ile ilgili pek çok şeyi hatırlamamaktadır, arada sırada bazı imgeler görmektedir. Damien fotoğrafçılık yapmakta ve görev gereği Suriye‘de bulunmaktadır. Arkadaşı Amani ile bazı yerlilerin fotoğraflarını çekerken askerler baskın yapar ve tüm yerlileri toplamaya başlarlar. Bizim fotoğrafçılar da bunların resimlerini çekmeye başlarlar. Bu sırada Damien, yaşlı bir kadının yere düştüğünü görür ve hemen yardıma koşar. Kadın transa girer ve “Seni seviyorum. Her şey senin için Damien.” der ve latince “Gurur duyduğum sevgili oğluma!” der. Damien‘ın kollarındayken kafasına bir taş gelir ve Damien‘ın her yeri kan olur. Tam bu sırada Amani ile birlikte yakalanıp sınır dışı edilirler. New York‘a döndükten sonra bu konu hakkında araştırma yapmaya başlar ve gerçeğe adım adım yaklaşır. Kendisi henüz bilmese de Deccal‘dir ve kaderi tüm insanlığı yoldan çıkarıp Şeytan‘ın yoluna sokmaktır. İncil‘de yazana göre Deccal kıyamet gününe kadar tüm insanlığı yoldan çıkarmaya çalışacak. Kıyamet günü Hz. İsa yeryüzüne inip Deccal‘ı öldürecektir. İşte dizimiz de Damien‘ın bu kaderini gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğini konu alıyor. Keyifli seyirler dilerim...



Outsiders
Shay Dağı‘nda ikamet eden bir aile vardır, Farrell ailesi. Çok geniş nüfuslu bu aile dağın maden bölgesinde yaşamaktadır. Kuralları hiçe sayıp kendi kurallarını daha yüksek görmektedirler. Para onlar için hiçbir anlam ifade etmez. Bir şey isterlerse dağdan şehre inip, yağmalayıp tekrardan dağa dönerler. Bu sebepten halkın çok büyük bir kısmı onlardan korkmaktadır.

Farrell ailesine dışarıdan bir giriş yoktur. Herkes ailesinden biriyle evlenmektedir. Brenin dedikleri bir liderleri vardır. Onun emirlerini yerine getirirler. İşte tam dizimizin başladığı zaman da yeni bir Brenin‘in görevi devralmasına yakın bir zaman. Dağda bunlar olurken şehirde de birkaç yatırımcı madeni alarak kömür ihtiyacını gidermek isterler. Bunun için de Farrell ailesinin dağdan kovulmasını isterler. Bu görev de her ne kadar isteksiz olsa da Şerif Yardımcısı Wade Houghton‘a kalır. Peki Farrell ailesi dağdan kovulacak mı? Yoksa dağda kalıp canları istediğinde şehri talan etmeye devam mı edecekler?



The Night Manager
Dizide, lüks otellerde çalışan "Jonathan" isimli bir İngiliz askerinin, silah kaçakçılarıyla olan mücadelesi ele alınmaktadır. Otelde Jonathan’ın yolu Sophie adında Arap asıllı bir Fransız ile kesişir ve kız ona karaborsa silah tüccarı Richard Onslow Roper hakkında bazı bilgiler verir. Jonathan bu bilgileri İngiliz istihbaratına paylaştıktan kısa bir süre sonra Sophie ölü bulunur. Genç adam gizli servise katılmaya ve intikam almaya karar verecektir. Konu olarak klişe görünse de Tom Hollander, Hugh Laurie ve Tom Hiddleston gibi önemli yıldızları barındıran dizi sizi fazlasıyla memnun edecektir. Bu yüzden, diziye mutlaka şans vermeniz gerektiğini düşünüyorum. Keyifli seyirler dilerim...

İlk bir kaç bölümünü izleyince dizi bana pek umut vermedi. Oysaki bu dizi için oldukça heyecanlıydım. Zaten yapımın düşük performansı imdb puanına da yansımış durumda. Şu an için işler pek iyi gitmiyor. Ama daha öncede dediğim gibi dizinin kendini yukarıya çekme potansiyeli var. Bekleyip göreceğiz. Bakalım ileride neler olacak?



Underground
Yedi kişiden oluşan bir grup köle sahiplerinden kaçarak özgür kalma planı yapmıştır. Gürcistan'ın 300 km uzağında kaçış planlarını başlatan köleler ilk fırsata özgürlüklerine kavuşacaklarını düşünselerde bu yaptıkları bir isyanın başlangıcı olabilir. Kölelere örnek olması için ölü yada diri onları geri getirene ödül verilecektir ve peşlerine birçok kelle avcısı düşer. Underground Railroad istasyonunda yaşayan bir grup kölelik karşıtı insanın kaçaklara sahip çıkarak desteklemeleri ise işleri daha karmaşık bir hale getirecektir.



Vinyl
Dizi 1970'lerin New York'unda geçmektedir. O zaman için oldukça rekabetçi ve zorlu bir yapıya sahip olan müzik sektörü ve bu sektörde ayakta kalmaya çabalayan iki sıkı dostu konu edinecek yapımda 2 saat süren pilot bölümünde 50'ye yakın şarkı kullanılmıştır. Muhteşem diyaloglara sahip dizide, oyunculuklarda daha ilk bölümden "olmuş" havası vermektedir. Daha ilk bölümden 2. sezon onayı alan dizide, uyuşturucu ve muhteşem müzikleri devamlı göreceğinizi de belirtmeden geçemeyeceğim Eğer diziyi izlemek ya da izlememek arasında kaldıysanız, bu yapıma kesinlikle bir şans vermenizi öneririm. İyi seyirler dilerim.



Stan Lee’s Lucky Man
İyi şansa inanır mısınız ? Suç oranlarının ve cinayetlerin hızlı bir şekilde arttığı Londra’da sıradan bir hayata sahip olan dedektif Harry tanıştığı bir kadınla birlikte olması her şeyi değiştirecektir. Sabah gizemli bir bileklikle uyandığında hiç olmadığı kadar şanslı bir adama dönüşür. Bunu anlaması biraz zamanını alsa kısa süredir iyi şans getiren farklı güçlere sahip bir bileklik olduğunu fark eder ancak bu denli güçlü bir eşyaya sahip olmak isteyen, uğrunda cinayetler işleyen kişilerinde hedefi haline gelir. İlginç bir konuya sahip olan bu çizgi roman uyarlaması diziye bir şans verebilirsiniz.



American Crime Story
O.J.Simpson için herhalde "Amerika'da yaşayan en ünlü Amerikalı" tabirini kullamak yerinde olur diye düşünüyorum. O.J. Simpson varoş semtlerinde büyüyen fakir bir aileden gelen bir çocuktu. Ama Allah verisi bir vücudu ve yetenekleri vardı. Bu da kendisini bir zaman sonra Amerika'nın en önemli Amerikan Futbolu oyuncusu haline getirecekti. O.J. Simpson, sevenlerinin kendine taktığı "Orange Juice" ya da "The Juice" lakaplarıyla tanınmaktaydı.

Kendisinden 12 yaş küçük beyaz bir kadınla evli olan "The Juice" bir süre sonra şiddetli geçimsizlik yüzünden eşinden boşanmıştır. Daha sonra Amerika'da yaşayan Şükrü Boztepe isimli bir Türk bir gece The Juice'in eski karı Nicole Brown Simpson ve garson sevgilisi Ronald Goldman'ın cesetlerini bulmuş ve hemen polise haber vermiştir. O gece ipuçlarını takip eden polis, The Juice'in evinde, kendisinin cinayeti işlediğine dair kanıtlar bulmuşlardır.

Bundan sonra O.J. Simpson kendisini Ülkenin bu güne kadar gördüğü en medyatik ve en çok ilgi gören davası içinde bulacaktır. O.J. Simpson savunması için 20 milyon dalardan fazla para harcamıştır. CNN kanalından canlı yayınlanan davanın her bölümünü yaklaşık 140 milyon insan izlemiştir. Hatta o dönemlerde, fabrikada çalışan işçiler bile işlerini bırakıp televizyondan davayı izledikleri için ülke ekonomisinin 25 milyar dolar zarar ettiği düşünülmektedir. Bunun dışında yapılan bir ankete göre Amerikan Başkan yardımcısını halkın %25'i tanırken, yine aynı halkın %74'ü O.J. Simpson'ı tanımaktaydı. Resmen şeytanın avukatlığını yaptığı davada 50.000 sayfa tutanak tutulmuş ve 9 ay boyunca sürmüştür.

Dizi yaşanmış bir hikayeden alınmıştır. Davanın sonucu bellidir. Ama ben yinede davayı bilmeyenler için herhangi bir açıklamada bulunmayacağım. İsterseniz araştırıp bulabilirsiniz. Ya da sürprizi bozmak istemeden her şeyi diziyi takip ederek öğrenebilirsiniz. Bu seçim size kalmış. Bunun dışında benim gibi mahkeme dizilerini çok seven bünyeler için, dizi resmen bir ilaç niteliği taşımaktadır. Bu yüzden bu yapımı izleyin/izlettirin. Keyifli seyirler dilerim...

Baskets
Chip Baskets karakteriyle karşımıza çıkan "Zach Galifianikis" kendisine oldukça ilginç bir kariyer seçmiştir. Chip, Fransa'nın Paris şehrinde ünlü bir okulda palyaçoluk eğitimi almaya başlamıştır. Ama bu okuldaki eğitimini tamamlayamamış ve başka problemlerinde ortaya çıkması sonucu oldukça kötü bir yıl geçirmiştir. Hayallerinde ünlü bir palyaço olma düşüncesi yatan Chip, her ne kadar eğitiminde başarısız olsa da bu hayalinin peşinden gitmeye kararlıdır. Bu hayalini gerçekleştirmek içinde California'ya doğru yolculuğa başlar. Başarısız bir palyaçonun dramının mizahi olarak anlatıldığı bu yapımı Amerikalılar pek beğenmişe benzemiyor. Ama ben bu yapımın bu kadar düşük puan almasını biraz haksızlık olarak görüyorum. Yine de üst seviye bir yapım olmasa da türü sevenler bir şans verebilirler. Keyifli seyirler dilerim...



War And Peace
"Savaş ve Barış" Rusya'nın Fransa tarafından istilası döneminde yaşanmış olayları ve Napolyon döneminin Rusya'da Çar toplumuna etkisini, bu etkinin doğurduğu sonuçları beş asil aileden örnekler vererek tarif etmektedir. Savaş" teması ile Rusya-Fransa arasındaki kan, şiddet ve bitmeyen vahşet anlatılırken, "Barış" teması ile kişiler arasında yaşanan romantik aşklar ifade edilmektedir. Dizi 6 bölüm olarak çekilmiştir. Mini dizi tarzındaki yapımın her bir bölümü 60 dakikadan oluşmaktadır. Bu tür dizileri seven bünyelere ilaç gibi geleceğini düşündüğüm diziyi herkese tavsiye ediyorum. Keyifli seyirler dilerim...



Lucifer
Dizide cennetten kovulan şeytanın (Lucifer) hikayesi farklı bir açıdan anlatılmaktadır. Cehennemin kralı şeytan yıllardır süren hükümdarlığından sıkılmış durumdadır. Cehennemdeki tahtını terk ederek Los Angeles şehrinde insanların arasına karışmıştır ve şehirde bir gece kulübü alarak (LUX) onu işletmeye başlamıştır. Yakışıklı ve karizmatik şeytanımız insanlar arasındaki yaşamın keyfini sürerken, bir gün sahibi olduğu gece kulübünün önünde bir kız öldürülür, hem de kollarında. Bu olaydan sonra evrenin var oluşundan beri kötülükle yaşayan şeytanın içinde şefkat duygusu belirir. Bu sırada Los Angeles polisi cinayeti çözmek için şeytandan (Lucifer) yardım alır. Polis Lucifer'in yeteneklerini keşfetmiş olacak ki, başka davalarda da şeytanın kendileriyle çalışmasını ister. İşte bildiğimiz şeytan bundan sonra insanoğlunun yararı için çalışmaya başlamıştır. Oldukça ilginç bir konusu olan dizi, şeytanın sempatik gösterilmesi yüzünden çok fazla tepki çekmiş durumda. Ama bu tepkiler yapımın iyi bir dizi olduğunu da gizleyememektedir. Bu yüzden bu diziye bir şans vermenizi şiddetle önermekteyim.



The Magicians
Dizi, Lev Grossman'ın en çok satanlar listesindeki bir kitaptan televizyona uyarlanmıştır. Quentin Coldwater oldukça yalnız bir hayat yaşamaktadır ve bu yalnız hayatından sıkılmaya başlamıştır. Büyü ile ilgili kitap ve romanları okuyan Quentin bu kitaplardan oldukça etkilenmeye başlamıştır. Quentin bu kitaplara kendini o kadar çok kaptırmıştır ki, çevresindeki insanlar bu kitapları okumasını bırakması için devamlı telkinlerde bulunmaya başlamışlardır.
Quentin, bir gün üniversite başvurusu yapmak için okula gider ve arkadaşı Julie ile kendisini büyülü bir dünyanın içinde bulur. Bu andan itibaren Quentin'in hayatı değişmeye başlayacaktır. Büyülü güçleri olduğunu fark eden Quentin, New York Şehri'nin kuzeyinde bulunan çok gizli ve seçkin bir okul olan Brakebills büyücülük okulunda güçlerini geliştirmeye başlayacaktır. Syfy kanalı tarafından yayınlanan dizinin ilk sezonu 12 bölümden oluşmaktadır. Son olarak, bu tür dizi, film, kitap gibi öğelere ihtiyaç duyan ve seven bünyelerin dizinin pilot bölümünü beğeneceğini düşünüyorum. Keyifli seyirler dilerim...



Colony
Dizi aslından oldukça klişe bir konuya sahip. Ama klişe konu olması iyi işler çıkarılmayacağı anlamına gelmemeli. Dizi Los Angeles şehrinde uzaylı istilasına karşı direnen bir grup insanı anlatmaktadır. Bir süre önce dünyayı uzaylılar istila etmiştir. Los Angeles halkı aynı şu an gerçek hayatta Filistin halkının yaşadığı gibi belirli bir alana hapsedilmiştir. Uzaylılar şehrin etrafına büyük ve yüksek bir duvar örmüş ve giriş çıkışları kontrol etmektedir. Şehirde insanlar sefalet içinde yaşamaktadır. Gıda ve sağlık malzemeleri tükenmek üzeredir. Bunun dışında uzaylılar tüm motorlu taşıtlara el koymuştur. İnsanlar ulaşımı bisikletlerle sağlamaktadırlar.

Bu dizide de aslında insanoğlunun ne kadar kaypak olduğu gözler önüne serilmiştir. Dünyayı uzaylılar işgal etmiş ve tüm insanlığın birlik olup bu işgale karşı çıkması gerekirken, insanların hala birbirlerini düdüklemeye çalışması da oldukça manidardır. Bunun dışında uzaylıların insanlardan oluşturduğu bir polis teşkilatı mevcuttur. Bu polis teşkilatı yine insanoğlunun adiliğini gözler önüne sermektedir. Teşkilattaki polisler direnişe mensup olan şahısları avlamakta, en ufak bir hata yapan insanı ise hapse tıkmaktadırlar. Bu dizinin şu ana kadar sadece ilk bölümü yayınlandı. Amerikalı izleyiciler bu diziye neden bu kadar az puan verdi anlamış değilim. Bana göre bu dizi daha yüksek puanı hak etmesi gerektiğini düşünüyorum. Yapım her ne kadar üst düzey bir prodüksiyon olmasa da iyi bir dizi olarak nitelendirilebilir. Keyifli seyirler dilerim...



Billions
Dizi fon zengini ve başarılı bir yatırımcı olan Bobby Axelrod ile, yüksek mertebeli hükümet avukatı Chuck Rhodes arasındaki savaşa odaklanmıştır. İki isimde aslında paranın dışında oldukça zeki ve başarılı insanlardır. Fon zengini Axelrod'un güce tapan birisi olması dışında, olayların kontrolünü elinde tutmayı seven bir yapısı vardır. Federal savcı rolünde göreceğimiz Chuck Rhodes ise aynı Axelrod gibi akıllı ve kontrollü biridir. Bugüne kadar aldığı davaların tümünün kazanmasıyla tanınan Rhodes, asla yılmayan ve mücadeleden çekinmeyen bir yapıya sahiptir. İkisinin karşı karşıya gelmesi sonrasında ise tüm kirli çamaşırlar ortaya çıkacaktır.

Bunun dışında bu ikilinin aslında bir de ortak noktası vardır. O ortak nokta ise Federal savcımız Chuck Rhodes'in eşi Wendy'dir. Fon zengini Bobby Axelrod'un kurumsal psikoloğu olan Wendy, Axelrod'un büyük başarılar kazanmasında önemli bir rol oynamıştır. Chuck aslında bir bakıma eşinin çalıştığı firmayı ve eşinin patronunu karşısına almıştır. İşte bundan sonrada olayların oldukça ilginç bir hal alacağını söylemeliyim. Daha ilk bölümünün izlediğim dizi bende oldukça olumlu izlenimler bıraktı. Benden şimdilik bu kadar. Bu yüzden dizinin pilot bölümünü izleyerek bir karara varabilirsiniz.



The Shannara Chronicles
Büyünün ve barışın hakim olduğu dört ana bölge artık korkunç bir tehdit ile karşı karşıyadır. İblisler bu topraklardan asırlar öne defedilmiştir. Ve barışın olduğu topraklar büyülü bir duvar tarafından korunmaktadır. Ama bu duvarın kaynağı olan ve Ellcrys olarak bilinen büyülü ağaç ölmektedir. Bu yüzdende koruyucu duvar zayıflamaktadır. İblislerden korunmak için Ellcrys isimli ağaçlardan dikilmesi gerekmektedir. Bu ağacın tohumlarını bulmak için iki Elf genci görevlendirilir ve olaylar örgüsü başlar.

Dizinin çekildiği mekanları beğenmedim desem yalan olur. Diziye özendikleri belli, Efektler kostümler falan güzel görünüyor. Ama o elfler nedir be kardeşim. Uzun ve sivri kulak yapınca elf olunmayacağını set ekibi bilmiyor mu? Saçlar falan hiç olmamış. Bunun dışında hikaye oldukça hızlı ilerliyor bu da dizide anlamsız, düzensiz, bölük pörçük geçişlere neden oluyor. Bunun dışında dizide Lord of the Rings havasını hemen hissedebiliyosuuz. Ama siz buna hava mı dersiniz (Ç)alıntı mı dersiniz orasını size bırakıyorum. Eksik gedikleini düzeltirlerse dizi alır yürür havasında. Ama düzeltmezler ise çerezlik dizi tanımı yakalarına yapışır. Son olarak, yapımın bu tarz fantastik dizi yokluğunda iyi gideceğini düşünüyorum.



Animal Kingom
Henüz 17 yaşında olan ve annesi Julia ile birlikte yaşayan Joshua “J” Cody, annesinin aşırı dozda uyuşturucu kullanması sonucu vefat etmesinin ardından yalnız başına kalmıştır. Joshua yalnız yaşamamak için yaklaşık 10 yıldır görmediği anneannesi Janine’i aramaya başlar. Anneanne Janine, kızının ölüm haberini alır almaz apar topar gelir ve torunu Joshua’yı Güney Carolina’da bir sahil kasabasında bulunan evine götürür. Daha önce hiç tanımadığı ve diğer aile bireyleri tarafından da tanınmayan Joshua’yı yepyeni ve bir o kadarda alışılmadık bir hayat beklemektedir. Joshua, anneannesi ve dört dayısı tarafından oluşturulan suç şebekesi bir ailenin içine düşmüştür. Hırsızlık, gasp, uyuşturucu, şiddet vb. suçlarla haşır neşir olan bu yeni ailesi ile Joshua’nın başından geçecek heyecanlı ve tehlikeli olaylar ise dizinin ana konusunu oluşturmaktadır. Keyifli seyirler dilerim.



The Catch
The Catch'de,ana karakter Alice Vaughart iş hayatında son derece başarılı bir iş kadını (özel ajan) olarak karşımıza çıkmaktadır. Ama bunun yanında sosyal hayatında, iş hayatındaki başarısını devam ettirdiğini söylemek ise pek mümkün değildir. Mutlu bir nişanlılık hayatı sürdürmesine karşı, bu hayatında ters giden, yanlış olan bir şeylerin olduğunu hissetmektedir. Gerçekleri öğrendiğinde ise her şeyin bir yalandan ibaret olduğunu anlaması pek uzun sürmeyecektir.Uzun zamandır peşinde olduğu dolandırıcı Mr. X'in nişanlısı olduğunu anlaması sonucu her şeyi açık edip onu yakalamak yerini, oyuna devam etmeye karar vermiştir. Bundan sonra ise dizide ilginç olaylar bir biri sıra gelişmeye başlayacaktır.



Cleverman
Yakın bir gelecekte yaşanan bir takım genetik olaylar yaşanmış ve bazı insanların Dna'larında bazı değişimler oluşmuştur. Bu genetik değişimlerden sonra insan ırkı HairlyPeople (saçlı insan) ve insanlar olarak ikiye ayrılmış, saçlı insanlar gerçek insan olarak kabul görmemiştir. Bu durumun sonucu olarak insanlar, saçlı insanları hastalıklı ve gerçek dışı varlıklar olarak nitelemiş ve toplum tarafından dışlanmaya maruz bırakmışlardır. Bunun ardından insanlar, saçlı insanlara karşı bir savaş açıp bu türü ortadan kaldırmayı planlamaya koyulmuşlardır. İnsanlar ve saçlı insanlar arasındaki mücadeleyi anlatan bu yapımda, saçlı insan olarak dünyaya gelen ve birbirlerinden hoşlanmayan iki kardeşin, ortak bir amaç uğruna nasıl birlikte hareket ettikleri de konu edinilmektedir.



Outcast
Robert Kirkman’ın, Paul Azatea'nın çizdiği aynı adlı çizgi romandan televizyona uyarladığı dizide, Kyle Barnes’in başından geçenler işlenmektedir. Kyle Barnes’in bedeni daha çocukken (8 yaşında) bir "iblis" tarafından ele geçirilmiştir. Kyle'ın yaşadığı kasabada tuhaf ,daha doğrusu doğa üstü şeyler olmaktadır. Hatta bu olaylardan bazılarına bizzat şahit olmuş ve Kyle'ın hayatını ciddi anlamda etkilemiştir. Kyle, normal insanların sürdürdüğü hayatı isteyen biridir. Bu yüzden bazı soruların cevaplarını bulmalıdır. Aradığı soruların yanıtlarının ise kasabaya yeni gelen Reverend Anderson adlı papazda olduğunu düşünmektedir. Papaz Reverend Anderson'ın Kyle'a yardım edip edemediği ise dizinin bölümlerinde karşımıza çıkacaktır. Dizinin şu ana kadar 4 bölümü malum yerlere düşmüştür. İzlediğim 3 bölümde ciddi anlamda gerildiğimi söyleyebilirim. Türü seven bünyelerin oldukça hoşuna gideceğini düşündüğüm yapıma bence bir şans vermelisiniz.



Second Chance
Yukarıda reenkarnasyondan bahsetmiştim. Ama buradaki durum reenkarnasyondan biraz daha farklı. İkinci bir şans dememiz daha doğru olur. Dizi başlangıçta 2 farklı pencereden ilerliyor. İlk olanında, 75 yaşında eski şerif James Pritchard vardır. James, uzun yıllar kolluk kuvvetlerinde hizmette bulunmuş, ama emniyetteki diğer çalışanların yozlaşması sonucu kendisi de çok sevdiği mesleğinden istifa ederek ayrılmak zorunda kalmıştır. Konunun diğer tarafında ise teknoloji şirketi sahipleri milyarder Mary ve Otto Goodwin kardeşler (ikiz) bulunmaktadırlar. Erkek olan Otto son derece asosyal, ürkek bir tiptir. Hatta 9 yaşına kadar ikiz kız kardeşi Mary'den başkasıyla iletişim bile kurmamıştır. Mary sırf kardeşi Otto ile rahat konuşabilmek için 3000 kelimelik bir dil bile oluşturmuştur. Ama olaylar Mary açısından pek iyi gitmemektedir. Kendisi tedavi edilemez bir kansere yakalanmış ve kısıtlı bir yaşam süresi kalmıştır.

Diğer tarafta eski şerif James ise zamanında tam bir işkolik olarak hayatını sürdürmüştür. Bu yüzden çocuklarına pek zaman ayıramamış ve bunun pişmanlığı içinde yaşamaktadır. Günün birinde James'in FBI ajanı olan oğlunun evine hırsızlar girer, tesadüfen orada bulunan James'i gören hırsızlar, James'in icabına bakacaklardır. James, Mary Goodwin'in iyileşmesine yardımcı olabilecek bir genetik yapıya sahiptir. Bu yüzden Goodwin kardeşler James'i tekrar diriltmişlerdir. Tekrar dirilen James artık 30'lu yaşlarında ve normal bir insandan yaklaşık 10 kat kadar daha güçlüdür. James'in yeniden dirilmesiyle dizide olaylar hız kazanmaya başlayacaktır.



Wrecked
Yabancı dizi izleye kesimin büyük çoğunluğu Lost isimli diziyi izlemişlerdir. Hatta bazı kişilerin diziyi sahne sahne ezberledikleri konusunda iddiaya bile girerim. Bildiğiniz üzere Lost dizisinde Oceanic Hava Yolları 815 sefer sayılı uçak ıssız, kimsenin bilmediği bir adaya düşmüş ve uçakta bulunan bazı yolcular kurtulmuştu. Geçen zamanın ardından kurtulan yolcular düştükleri bu adanın normal olmayan aktiviteler içerdiğini fark etmişlerdi. Dizi, izleyiciye macera, gizem ve gerilim ögelerini birleştirip sunuyordu. İşte Wrecked Konusu da Lost ile benzerlik taşımaktadır. Ama bu dizinin Lost'tan temel farkı, yapımın bir komedi dizisi olmasıdır. Yine ıssız bir adaya bir uçak düşer, Yine farklı karakter ve tiplerdeki bazı insanlar kurtulur. Ve hayatta kalma mücadelesi başlar. Bu da izleyiciye mizahi şekilde yansıtılır.