Hayat Devam Ediyor Hikayesi

İSMAİL(55), zorla evlendirildiği amcasının kızı KUDRET(45) ve onun üzerine kuma olarak alıp getirdiği gerçekten âşık olup sevdiği batılı ikinci eşi CENNET(35-40) ile birlikte aynı evde yaşayan yoksul bir çömlekçidir… Babası İBRAHİM(75), iki karısından olan 5 çocuğuyla birlikte toplam sekiz boğaza bakmakta sıkıntı yaşayan İSMAİL, birkaç yıl önce İstanbul’a gidip İmrahor’a yerleşen ve orda bahçeli bir nargile kafe işleten oğlu en büyük oğlu SİRAÇ ve en büyük kızı ZELİHA’nın desteğiyle İSTANBUL’A göçmeye karar vermiştir.

Bu karar, ailenin tüm bireylerini motivasyon bakımından olumlu etkilemiştir. İstanbul, hepsinin içlerinde kurdukları hayale açılan altın kapıdır… Karara direnen tek kişi ise kıraç topraklarından ayrılmak istemeyen dede İBRAHİM’DİR.

Öte yandan İstanbul’da ailelerinin yerleşeceği evi tutup hazırlamış olan SİRAÇ ve ZELİHA, birlikte büyüdükleri ve yanlarında yaşayan SERHAD hakkında yapılan bir ihbar sonucunda polis tarafından ani bir baskınla göz altına alınırlar. Yıllardır memleketinin en zengin ve varlıklı adamı olan ABBAS ALTINDAĞ ile her türlü ilişkisini kesen SERHAD ile ZELİHA birbirlerini gizli gizli sevmektedirler.

Bu arada ailenin ortanca kızı HAYAT(15) şehrin en varlıklı ailelerinden birinin yakışıklı oğlu KEREM(19)’e âşıktır. KEREM de HAYAT’I sevmektedir, ona âşıktır. Biraz da İstanbul’a gidecek olmalarının telaşı, bilmezliğiyle HAYAT ve KEREM, büyük bir hata yaparlar. Evlenmeden birlikte olurlar. Saf ve tertemiz bir kız olan HAYAT, bunu kendisini her bakımdan kıskanan ve öne geçmesinden korkan üvey ablası ŞİRİN’e ağzından kaçırarak söyler. ŞİRİN de, HAYAT’IN bu sırrını Annesi KUDRET’E söyler. KUDRET, epeydir kuması CENNET’İ yıkmak için fırsat kollamaktadır şimdi CENNET’İN kızı HAYAT’IN bu “ayıbı” KUDRET’E gün doğurmuştur.

Bu andan sonra kıyamet kopar… HAYAT’IN önce namuslarını kirlettikleri için öldürülmesine karar verip, bunu da bir kolu sakat olan, efendi ve munis öz abisi MALİK’İN yapmasını isteyen KUDRET, evlerinden bir kız isteneceği için durdurur…

İstanbul’daki ZELİHA’nın isteneceğini sanan aile, SERHAD’ın zengin babası ABBAS’IN 15 yaşındaki HAYAT’I istemesiyle sarsılırlar. HAYAT’I vermek istemeyen aile, HAYAT’IN ****** olmadığını öğrenince kızı adama vermeye mecbur kalırlar. Bu şok olay ve artçıları nedeniyle gitme planlarını hızlandırmak zorunda kalan aile, doğup büyüdükleri yerde nefes alabilecekleri hiç bir köşe kalmayınca İSTANBUL’A adeta kaçarak gelip yerleşirler.

Ancak ne geride bıraktıklarını sandıkları bu olay ve etkileri ne de büyük şehirde onları bekleyen zorluklar soluk almalarına hiç izin vermeyecektir. Çünkü hiçbirinin büyükşehirde varlık gösterecek formasyonu, deneyimi, bilgisi yoktur. Sadece sezgilerine dayanarak yaşamaya çalışırlar. Oysa sezgileri onları bir süre sonra sadece komploların kurbanı eder. Başka açmazlara açılır.

İBRAHİM ve HAYAT’IN İstanbul’a bir türlü uyum sağlayamamaları, ŞİRİN’İN şöhret, para tutkuları, “serseri” BEKİR’İN yolunu tümden kaybetmesi, efendi, namuslu, dürüst ve çalışkan bir çocuk olan MALİK’İN giderek karakter erozyonuna uğraması. HAYAT’IN küçücük bedeninin ve ruhunun para ve zenginlik ile yoksul ilk aşkı arasında hırpalanıp yok oluşu… SİRAÇ’ın varlık ve güç karşısındaki aşk savaşından aldığı ağır yaralar… ZELİHA’nın seçimi ve pişmanlığının onu sürüklediği acı son, KUDRET ve CENNET’İN İSMAİL savaşında zafer kazanmak yerine hayal bile edemeyecekleri acı sonlara koşmaları tüm ailenin parçalanıp un ufak olması yaşamlarının trajik hataları olacak ve onları beklenmedik yollardan beklenen sona götürecektir.