Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22.07.2016, 13:28   #1 (permalink)
Wine
neden senin olduğun yerde değilim?

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart 2016 Yılında Başlayan Yabancı Diziler

2016 Yılında Başlayan Yabancı Diziler




Preacher
Dizide, Annville kasabasında vaizlik(rahip) yapan Jesse Custer’ın hikayesi işlenmektedir. Tanrı cenneti tek etmiş ve cennette bir kaos ortamı oluşmuştur. Bu kaos sırasında şeytan ile bir meleğin ilişkisi sonucu en az tanrı kadar güçlü bir varlık ortaya çıkmış ve bir yolunu bulup dünyaya kaçmıştır. Genesis ismine sahip olan bu varlık başroldeki vaizimiz Jesse Custer'in bedenini ele geçirir.

Yaşamı tamamen değişen Custer, eski kız arkadaşı ve bir kiralık katil olan Tulip ve alkolik vampir arkadaşı Cassidy ile birlikte Tanrı'yı bulmak ve bu başına gelenlerin hesabını sormak için yollara düşer. Genesis'in olağanüstü güçlerinden korkan melekler ise, Jesse Custer'e engel olmak için, Western tarzı silahşör olan Saint of Killers'i mezardan çıkarmaya karar verirler.



Legends Of Tomorrow
Yıl 2166. Londra'dayız. Vandal Savage, tüm gezegeni ele geçirme çalışmaları artık son noktaya gelmiştir. Süper kahramanlarımızdan zaman efendisi Rip Hunter, Vandal Savage'i durdurmak için bir plan yapmıştır. Ve bu planı uygulamaya koymak için Zaman Efendileri Konseyinin onayı gerekmektedir. Ama ümit ettiği gibi karşılanmayan Rip Hunter, planını konseye kabul ettiremez. Bunun üzerine Rip Hunter gemisiyle 2016 yılına doğru bir zaman yolculuğu yapar. Rip Hunter'ın bundan sonraki planı ise, kendisine yardımı dokunabilecek kahramanlardan bir takım oluşturmak ve bu takım ile Vandal Savage'i bertaraf etmektir. Bu başarıp başaramayacakları ise, dizi bölümlerinde saklı. Yukarıda da belirttiğim gibi, süper kahramanlı, uçmalı kaçmalı, böyle fazla renkli cafcaflı diziler benim tarzım değil. Ama bu türü sevenler bu yapıma bir şans verebilirler. Keyifli seyirler dilerim...



The Path
The Path, konusu itibariyle bir aile dramı olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanların hayata bakış açıları ve seçimleriyle ilgili konuları işleyecek yapımın biz izleyiciye asıl anlatmak istediği ise "hayal edilen hayatla yaşanılan hayatın" ortaya çıkardığı çatışmadır. Yapım, sahip olduğumuz hayat ile hayalini kurduğumuz hayatın, önemli ölçüde farklı olmasının kendi içimizde ve çevremize yansımalarının ne gibi noktalara varacağını açık bir biçimde göstermektedir.

Dizide aşk, inanç, güç, aile yapısı, toplumsal baskı ve düşünceler gibi temel kavramlar üzerine yoğun bir işleyiş olduğunu söyleyebiliriz. Ana karakter Eddie Cleary ise inanç sorunları yaşadığı bu dönemde ailevi anlamda büyük bir boşluğa düşmüştür. The Path dizisi ile kendi hayatınızdan belirli parçalara rastlayıp sorgulayabileceğiniz seyir deneyimine sahip olabilirsiniz. Keyifli seyirler dilerim...



Damien
Yukarıda anlatılan filmdeki olaylardan 25 yıl sonrasına bakıyoruz bu diziyle. Damien 30 yaşına yaklaşmıştır ve küçüklüğü ile ilgili pek çok şeyi hatırlamamaktadır, arada sırada bazı imgeler görmektedir. Damien fotoğrafçılık yapmakta ve görev gereği Suriye‘de bulunmaktadır. Arkadaşı Amani ile bazı yerlilerin fotoğraflarını çekerken askerler baskın yapar ve tüm yerlileri toplamaya başlarlar. Bizim fotoğrafçılar da bunların resimlerini çekmeye başlarlar. Bu sırada Damien, yaşlı bir kadının yere düştüğünü görür ve hemen yardıma koşar. Kadın transa girer ve “Seni seviyorum. Her şey senin için Damien.” der ve latince “Gurur duyduğum sevgili oğluma!” der. Damien‘ın kollarındayken kafasına bir taş gelir ve Damien‘ın her yeri kan olur. Tam bu sırada Amani ile birlikte yakalanıp sınır dışı edilirler. New York‘a döndükten sonra bu konu hakkında araştırma yapmaya başlar ve gerçeğe adım adım yaklaşır. Kendisi henüz bilmese de Deccal‘dir ve kaderi tüm insanlığı yoldan çıkarıp Şeytan‘ın yoluna sokmaktır. İncil‘de yazana göre Deccal kıyamet gününe kadar tüm insanlığı yoldan çıkarmaya çalışacak. Kıyamet günü Hz. İsa yeryüzüne inip Deccal‘ı öldürecektir. İşte dizimiz de Damien‘ın bu kaderini gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğini konu alıyor. Keyifli seyirler dilerim...



Outsiders
Shay Dağı‘nda ikamet eden bir aile vardır, Farrell ailesi. Çok geniş nüfuslu bu aile dağın maden bölgesinde yaşamaktadır. Kuralları hiçe sayıp kendi kurallarını daha yüksek görmektedirler. Para onlar için hiçbir anlam ifade etmez. Bir şey isterlerse dağdan şehre inip, yağmalayıp tekrardan dağa dönerler. Bu sebepten halkın çok büyük bir kısmı onlardan korkmaktadır.

Farrell ailesine dışarıdan bir giriş yoktur. Herkes ailesinden biriyle evlenmektedir. Brenin dedikleri bir liderleri vardır. Onun emirlerini yerine getirirler. İşte tam dizimizin başladığı zaman da yeni bir Brenin‘in görevi devralmasına yakın bir zaman. Dağda bunlar olurken şehirde de birkaç yatırımcı madeni alarak kömür ihtiyacını gidermek isterler. Bunun için de Farrell ailesinin dağdan kovulmasını isterler. Bu görev de her ne kadar isteksiz olsa da Şerif Yardımcısı Wade Houghton‘a kalır. Peki Farrell ailesi dağdan kovulacak mı? Yoksa dağda kalıp canları istediğinde şehri talan etmeye devam mı edecekler?



The Night Manager
Dizide, lüks otellerde çalışan "Jonathan" isimli bir İngiliz askerinin, silah kaçakçılarıyla olan mücadelesi ele alınmaktadır. Otelde Jonathan’ın yolu Sophie adında Arap asıllı bir Fransız ile kesişir ve kız ona karaborsa silah tüccarı Richard Onslow Roper hakkında bazı bilgiler verir. Jonathan bu bilgileri İngiliz istihbaratına paylaştıktan kısa bir süre sonra Sophie ölü bulunur. Genç adam gizli servise katılmaya ve intikam almaya karar verecektir. Konu olarak klişe görünse de Tom Hollander, Hugh Laurie ve Tom Hiddleston gibi önemli yıldızları barındıran dizi sizi fazlasıyla memnun edecektir. Bu yüzden, diziye mutlaka şans vermeniz gerektiğini düşünüyorum. Keyifli seyirler dilerim...

İlk bir kaç bölümünü izleyince dizi bana pek umut vermedi. Oysaki bu dizi için oldukça heyecanlıydım. Zaten yapımın düşük performansı imdb puanına da yansımış durumda. Şu an için işler pek iyi gitmiyor. Ama daha öncede dediğim gibi dizinin kendini yukarıya çekme potansiyeli var. Bekleyip göreceğiz. Bakalım ileride neler olacak?



Underground
Yedi kişiden oluşan bir grup köle sahiplerinden kaçarak özgür kalma planı yapmıştır. Gürcistan'ın 300 km uzağında kaçış planlarını başlatan köleler ilk fırsata özgürlüklerine kavuşacaklarını düşünselerde bu yaptıkları bir isyanın başlangıcı olabilir. Kölelere örnek olması için ölü yada diri onları geri getirene ödül verilecektir ve peşlerine birçok kelle avcısı düşer. Underground Railroad istasyonunda yaşayan bir grup kölelik karşıtı insanın kaçaklara sahip çıkarak desteklemeleri ise işleri daha karmaşık bir hale getirecektir.



Vinyl
Dizi 1970'lerin New York'unda geçmektedir. O zaman için oldukça rekabetçi ve zorlu bir yapıya sahip olan müzik sektörü ve bu sektörde ayakta kalmaya çabalayan iki sıkı dostu konu edinecek yapımda 2 saat süren pilot bölümünde 50'ye yakın şarkı kullanılmıştır. Muhteşem diyaloglara sahip dizide, oyunculuklarda daha ilk bölümden "olmuş" havası vermektedir. Daha ilk bölümden 2. sezon onayı alan dizide, uyuşturucu ve muhteşem müzikleri devamlı göreceğinizi de belirtmeden geçemeyeceğim Eğer diziyi izlemek ya da izlememek arasında kaldıysanız, bu yapıma kesinlikle bir şans vermenizi öneririm. İyi seyirler dilerim.



Stan Lee’s Lucky Man
İyi şansa inanır mısınız ? Suç oranlarının ve cinayetlerin hızlı bir şekilde arttığı Londra’da sıradan bir hayata sahip olan dedektif Harry tanıştığı bir kadınla birlikte olması her şeyi değiştirecektir. Sabah gizemli bir bileklikle uyandığında hiç olmadığı kadar şanslı bir adama dönüşür. Bunu anlaması biraz zamanını alsa kısa süredir iyi şans getiren farklı güçlere sahip bir bileklik olduğunu fark eder ancak bu denli güçlü bir eşyaya sahip olmak isteyen, uğrunda cinayetler işleyen kişilerinde hedefi haline gelir. İlginç bir konuya sahip olan bu çizgi roman uyarlaması diziye bir şans verebilirsiniz.



American Crime Story
O.J.Simpson için herhalde "Amerika'da yaşayan en ünlü Amerikalı" tabirini kullamak yerinde olur diye düşünüyorum. O.J. Simpson varoş semtlerinde büyüyen fakir bir aileden gelen bir çocuktu. Ama Allah verisi bir vücudu ve yetenekleri vardı. Bu da kendisini bir zaman sonra Amerika'nın en önemli Amerikan Futbolu oyuncusu haline getirecekti. O.J. Simpson, sevenlerinin kendine taktığı "Orange Juice" ya da "The Juice" lakaplarıyla tanınmaktaydı.

Kendisinden 12 yaş küçük beyaz bir kadınla evli olan "The Juice" bir süre sonra şiddetli geçimsizlik yüzünden eşinden boşanmıştır. Daha sonra Amerika'da yaşayan Şükrü Boztepe isimli bir Türk bir gece The Juice'in eski karı Nicole Brown Simpson ve garson sevgilisi Ronald Goldman'ın cesetlerini bulmuş ve hemen polise haber vermiştir. O gece ipuçlarını takip eden polis, The Juice'in evinde, kendisinin cinayeti işlediğine dair kanıtlar bulmuşlardır.

Bundan sonra O.J. Simpson kendisini Ülkenin bu güne kadar gördüğü en medyatik ve en çok ilgi gören davası içinde bulacaktır. O.J. Simpson savunması için 20 milyon dalardan fazla para harcamıştır. CNN kanalından canlı yayınlanan davanın her bölümünü yaklaşık 140 milyon insan izlemiştir. Hatta o dönemlerde, fabrikada çalışan işçiler bile işlerini bırakıp televizyondan davayı izledikleri için ülke ekonomisinin 25 milyar dolar zarar ettiği düşünülmektedir. Bunun dışında yapılan bir ankete göre Amerikan Başkan yardımcısını halkın %25'i tanırken, yine aynı halkın %74'ü O.J. Simpson'ı tanımaktaydı. Resmen şeytanın avukatlığını yaptığı davada 50.000 sayfa tutanak tutulmuş ve 9 ay boyunca sürmüştür.

Dizi yaşanmış bir hikayeden alınmıştır. Davanın sonucu bellidir. Ama ben yinede davayı bilmeyenler için herhangi bir açıklamada bulunmayacağım. İsterseniz araştırıp bulabilirsiniz. Ya da sürprizi bozmak istemeden her şeyi diziyi takip ederek öğrenebilirsiniz. Bu seçim size kalmış. Bunun dışında benim gibi mahkeme dizilerini çok seven bünyeler için, dizi resmen bir ilaç niteliği taşımaktadır. Bu yüzden bu yapımı izleyin/izlettirin. Keyifli seyirler dilerim...

__________________
Wine isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla