Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05.07.2013, 13:02   #1 (permalink)
Jaqen
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Montaigne-Alışkanlık Denemesi

Montaigne-Alışkanlık Denemesi

Bir köylü kadın bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevmiş sonra da bunu adet edinmiş her gün danayı kucağına alıp taşırmış; sonunda buna o kadar alışmış ki dana büyüyüp koskoca öküz olduğu zaman onu yine kucağında taşıyabilmiş. Bu hikayeyi kim uydurduysa alışkanlığın ne büyük bir güç olduğunu çok iyi anlatmış olacak. Gerçekten alışkanlık pek yaman bir hocadır ve hiç şakası yoktur. Yavaş yavaş sinsi sinsi içimize ilk adımını atar; başlangıçta kuzu gibi sevimli alçak gönüllüdür ama zamanla oraya yerleşip kökleşti mi öyle azılı öyle amansız bir yüz takınır ki kendisinegözlerimizi bile kaldırmaya izin vermez...

Bence en büyük kötülüklerimiz küçük yaşımızda belirmeye başlar ve asıl eğitimimiz bizi emzirip büyütenlerin elindedir. Çocuk bir tavuğun boynunu sıkar kediyi köpeği oyuncak edip yara bere içinde
bırakır; anası da ona bakıp eğlenir. Kimi baba da oğlunun savunmasız bir köylüyü bir uşağı öldüresiye dövdüğünü bir arkadaşını kurnazca ve kahpece aldattığını gördüğü zaman bunu yiğitlik belirtisi sayarak sevinir. Oysa bunlar zalimliğin zorbalığın dönekliğin asıl tohumlarıkökleridir; çocukta filizlenirler sonra alışkanlığın kucağında alabildiğine büyüyüp gelişirler. Bu kötü yönsemeleri yaşın
küçüklüğüne ve işin önemsizliğine bakarak hoş görmek tehlikeli bir eğitim yoludur. Önce şu bakımdan ki çocukta doğa egemendir ve doğa asıl yeni tomurcuk salarken katıksız ve gürbüzdür; sonra da
hırsızlığın çirkinliği çalınan şeye göre değişmez ki: Ha altın çalmışsın ha bir iğne. «İğne çaldı ama altın çalmak aklına bile gelmez» diyenlere benim diyeceğim şudur:

«İğneyi çaldıktan sonra niçin altını da çalmasın?»


Konu Laura tarafından (30.09.2013 Saat 11:46 ) değiştirilmiştir.
Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla