Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03.08.2013, 09:28   #7 (permalink)
Asrevya
Son/suz Söz,Öz/söz Olmalı!

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Şiraze'den Şiraze'ye Mektuplar



Ey sen’i ben bilip ben’i sen’de

sen’i ben’de erittiğim! Ayıl da

ayıl da

kaç meş’um hergelenin çelmesine takıldığımızı gör.

Aşk da bir çukurmuş aslında

ehil olmayana,

cehennem gibi

Bir velvelenin orta yerinde, sürgün’lerin alevlere atıldığı zamanlardan kalma beş bin mısrayı maziye kaptırdık şiraze. Mazide gezinen filozofların kule diplerinde oturan siluetleri fısıldıyor en anlamlı kelimelerini, bir de siyaha çalan cübbeleri oynaşıyor geceyle, gözlerinin gerisinden fışkıran “yapmayın, etmeyin, aldanmayın” feryatları geziniyor kıyı şeridinde. Mahareti hıza vurduk şiraze. Uyuduk kaldık gecelerin yumuşak yataklarında. İçimizden gelen bir şey yok; yemedik, gezmedik; konuşmaya, yazmaya, yürümeye üşendik; istemek hissi tükendi şiraze. Artık ertelemekten de vazgeçtik. Kıyı şeridi ninni söylüyor, dalgalar salınıyor öne arkaya, taşlardan yükselen şıkırtılar bir dansın giriş bölümünde tekerrüre düşüyor. Ben takılıyorum şiraze. Buhranlara, anaforlara, uzay boşluğunun zamansızlığına... Bir ezan ile doğrulurken efdal olanın güzelliği yansıyor yüzüme. Artık şu nefs denene anlatmalı, dünyanın işveli görünen vechine bir kırıntı gözü ile bakmanın zamanıdır diye şiraze. Zamanıdır yüzmenin tatlı sularda ve zamanıdır uçmanın bulutların yukarısında. Zamanıdır kavuşmanın, zamanıdır kabullenmenin. Ve zamanıdır şiraze aşkı aşk ile öldürmenin.



şitaya girerken çöktü üzerimize ağırlık

neşideler yastadır şimdi

ne melikler ne melîkeler mes’ud

safabahş sabahlar yastadır şimdi

Varna’da hatırladım Sonya’yı, bir dağ yamacından Karadeniz’e el ederken şiraze. Sonya bir memeleketin bana yabancı kızı. Gözleri yosun yeşili. Kitabın birinde diyordu “Sonya bir yere gitti / Döndüğünde artık eksikti / Ya da eskisinden fazlaydı belki / Eksik ya da fazla / Eskisi gibi değildi yani.” Gözleri yosun yeşili şiraze. Denizin toprakların önünü kestiği yerlerden birinde serpildi. Ben de bir deniz kızı, sen o deniz kızının hep hayalinde üzerine titrediği şiraze. Gözleri yosun yeşili. Gözleri yosun yeşili, dilinde anlamını çözemediğim bir heyûla. Baktıkça dalgalanıyor üzerimde, şeffaf zamanlardan kalma hançerlerin derin oyuklarını “hatırla” dercesine. Gözleri yosun yeşili şiraze.

bimeal...



Kendimi bulmak için çıktım yola, kendimsiz kime olsun faydam şiraze.

Bulayım derken daha çok yittim dehlizlerde, kim duysun bu mağrur sesimi şiraze.

Ene’lerle kavgam, ene’lerle mücadelem; ene’ler ene’ler ene’ler şiraze. Var ya; bu kadar mı çok olunur, bu kadar mı çok şiraze.

Bir çıkmazda dalgalanan ak bayrağın altında dökülen kan, kavganın al’ı şiraze.

Ak ve al sen, al ve ak sen; simsiyah sonunda ben şiraze.

O gün geldiğinde bir “ah” çekeceğim, diyeceğim “eyvah”.



Eyvah ki eyvah şiraze.

Ben senden değil, seni zamana sıkıştırıp beklemekten vazgeçtim. Sensizlikten vazgeçtim. Seni mekanda aramaktan vazgeçtim. Benden vazgeçtim. Hayat felsefesinden, sosyal olan her şeyden, toplumsalcılık oynamaktan, kültürel faaliyetlerin her birinden, ney’den, Beşevler’den, duvar gazetesinden, pembe boyalı binadaki odalardan, sağa sola çiziktirmekten... Vazgeçtim şiraze kuralları bir bir çiğnemekten. İster yak beni, ister karala. İstersen al da as duvarına. Vazgeçmekten başka işim kalmadı benim.



İyi bilirim şiraze, sen benim ezberimdesin.


Ş İ R A Z E


Asrevya isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla