Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04.09.2013, 08:41   #1 (permalink)
FifiVePirtik
Tecrübeli Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Yalakalık Üzerine

Yalakalık Üzerine

Yalakalığın tarihçesi insanlık tarihi kadar eskidir. Başka bir deyişle yalakalık insanın var olmasıyla başlamıştır. Her devirde müşterisi olmuş her zaman para etmiştir.
Türkçe de ki yalakalığın tanımında kullanılan kelimelerin çokluğuna bakıldığında toplumumuz konuya ne denli ilgi ve alaka duyduğu görmek mümkündür.
Yağcıyağdanlık dalkavuk şakşakçı şaklabanlık kemik yalayıcılık yalpaklık huluskarlık kıç yalayıcı omurgasızlık yanar dönerlikv.s. uzayıp giden bir çeşitlilik vardır Türkçedeki yalakalık literatüründe .Yalakalığın ırkı dini dili mezhebi yoktur. İngilizce de brown nosing burun b..ku anlamına gelir ki bizdeki yalakalık deyimiyle aynıdır.
Konu akademik olarak incelendiğinde yalakalık fiilinin oluşa bilmesi için en az iki kişinin olması gerektiği gerçeği ortaya çıkar. Yani bir kişinin yalaka olması için en az bir de yalakalık yapılan kişiye ihtiyaç vardır.
Konuyu biraz açtığımızda yalakalık yapan kadar yapılan kişinin de bu sıfatın oluşmasında katkısı olduğunu görürüz.
Yalakalık yapılan kişinin üstün meziyetleri olup olmaması zamanımızda çok ta önemli değildir. Yalakalık yapan kişinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek mevki ve statüde olması yeterlidir.
Yalakalık önceleri aç -tok kuvvetli- zayıf zengin – fakir gibi ikililer arasında oluşurken zamanımızda belli makamlara gelmedeki ehliyeti ölçü alan kesin kuralların olmayışı veya olduğu halde uygulanmayışıyla yeni bir model oluşturmuştur.
Bu model bir dönem sonra kısır döngüye uğrayarak bir yalakalık zinciri oluşturacak böylelikle bir makama gelmenin yolu bilgi beceri liyakat değil yalakalıktan geçecektir.

Yalakalık bir sanat dalıdır. Yalaka ise bir sanatçıdır. İnsan istese de yalaka olamaz. Yalakalık sanatının oluşmasında yalaka kadar yalakalık yapılan kişininde emeğini inkar etmemek lazımdır. Yalakalık yapılan kişinin işi daha da zor gibidir. Kendisinde olmayan vasıflarla anılmaya ve övülmeye başlandığında muhatabını susturmayıp aksine bundan hoşlandığını belli eden bir tavır sergilemek için epey gayret sarf etmesi gerekir.
Eskiden kralın biri patlıcanı çok severmiş. Patlıcandan her bahsettiğinde soytarısı iç geçirir kralı tasdik edermiş.
Kral; ‘’Patlıcan dolma gerçekten mükemmel bir yemek’’ diye konuşsa soytarı atılır ‘’evet patlıcan dolmanın üzerine yemek tanımam’’ dermiş. Kral patlıcan musakkadan bahsetse ‘’ ah var mı patlıcan musakka gibi bir yemek’’ diye söze başlarmış. Kral ‘’ üç öğün patlıcan kızartma olsa yerim’’ dediğinde ’’bir ömür patlıcan kızartma yiyebilirim’’ dermiş.
Gel zaman git zaman kral patlıcandan bıkmış nefret eder olmuş.’’ Bu patlıcan yemeğini nasıl yerler bilmem. Böyle tiksindirici bir yemek daha olamaz’’ demiş.
Soytarı.’’ Haklısınız kralım millette ne mide var. Aslında tüm patlıcan yemeklerini yasaklamak lazım’’ demiş.
Soytarının daha önceki söylediklerini bilen biri ‘’ Yahu! daha dün sen değimliydin patlıcan yemeğini öve öve göklere çıkaran?’’ diye sorduğunda soytarı atılmış.
Ben kralın soytarısıyım patlıcanın değil.

__________________
Teşekkür Etmek için Beğen Butonuna Tıklayınız.
FifiVePirtik isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla