Konu: Saklambaç
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07.09.2013, 11:39   #1 (permalink)
FifiVePirtik
Tecrübeli Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Saklambaç

Saklambaç
Ne zamandır aklım yetmiyor yazmaya. Paramparça dağılmışım, görüyorum... Zihnimin bir köşesinde kurduğum cümle, ardından gelene yer açarken kayıp gidiyor sanki kafamın saklı kuytularına. Sözcükler almış başını kaçışıyorlar benden. Yoğunlaşamadığıma üzülüp arada bir geri gelip gönlümü alıyorlar. Toplaştılar yine avaz avaz haykırmalarla oyuyorlar beynimi. Paldır küldür bir devinim, ardından kısa bir sessizlik ve "sobeee" sesi çınlıyor kulaklarımda...

Onur, hayat, sinsi, acı, dost, maneviyat, hırs, para, sevda, hüzün, hatıra, keşke, gözyaşı, acaba, tutku, öksürük, kahkaha, saat, seçim, yağmur, kronometre, kan, hepsi bir arada saklambaç oynuyorlar. Onur kendini ağırdan satıyor, kenarda oturmuş bulaşmıyor kargaşaya. Hepsinin onu anlamasını bekliyor. Acıksa bile söyleyemez çünkü. Dilinin ucuna gelenleri dillendiremez birilerini kırarım korkusuyla. Vakur bir duruşu vardır hayran olunan. Her daim başının dik oluşu da bundandır. Hüzün ve dost yakın arkadaşlarıdır. Yarenlik etmeye onlardan alası bulunmaz. İç karartsalar da sıcacıktırlar. En samimi itiraflarla ısıtırlar yüreğini. Gözyaşı sohbetin tadı, tuzudur. O olmadan yavan kalır özlemek. Manasızdır sevda. Aktıkça yaşlar, simasında onurun tebessüm belirir, belli belirsiz. Hoştur ağlamak... Keşke koşar gelir pür neşe. Tek zevki acaba ile birlikte bulandırmaktır aklı. Geçmişe dair her anının sonuna ekler kendini. Keşkeler çoğaldıkça hatalar büyür gibi gelir. Onca yanlışı yakıştıramaz insan kendine. Acabadan medet umar. Sonuçsuz bir dolu tümceyle arapsaçına döner ortalık. Her acaba yeni bir sayfa açar olaya. Neticede yaşanmış ve geçmiş de olsa bir kaç acaba ve keşke ile renklenir hatıralar...
Para ve yavrusu hırs tilkilerin kuyruklarını birbirine dokundurmadan çapraz ateşe alırlar benliği. Sanılır ki dünya onların üstüne kurulu. Kapanır gözler duygulara. Tek gerçek bu ikisi oluverir. Ne zaman ki öksürük ve kan koşturur orta yere, işte o zaman hırs ölür. Sobelenmiştir bir sözcük daha... Paranın hükmü geçerliliğini korur bir süre. Sinsi ve acı kalkan olur, para bir zaman daha saklanır sobelenmemek için. Onun endişesi yaptırımını kaybetmektir. Maneviyat ön plana çıkar da etkinliği azalır diye korkar. Oysa bilmez ki insanlar için para kirdir çoğu kez. Vicdanı kirleten, ruhu lekeleyen bir özelliği vardır. Karşı konulmaz satın alma gücüne direnen onur vardır, yanı başında tutku ile. Tutku ve sevda parayı pul eder, ters açıdan sobeler. Hakimiyet biter, yağmur başlar kronometrenin hızına yetişmek istercesine koşar emin adımlarla. Kan oturur parmağa. Sızlar derinden, görünmeyen yara. Islattıkça yağmur, dağılır sözcükler dört yana. Hissedilen acı sobelemiştir hepsini...

İşte böyle... Bazen edebi takılırım ben! İşin aslı; beni bu dünyadan alıp başka dünyalara sürükleyen romanlardan etkilenişim. Okuduğum kitapta bir rivayetten söz ediliyor. Deniliyor ki;
"Kalbin tam orta yerinde siyah bir nokta vardır. Canın canı, sevenin cananı buradadır. O nokta yoğun bir damla siyah kandır. Sevda, süveyda diye de adlandırılır. Siyah rengi nedeniyle sevda diye anılır. Çünkü sevda kara talih içinde o bir damla kanda büyür. Bütün aşk dalgaları o bir damla kanda dalgalanıp çırpınır. Aşırı sevgi bu damlayı tahrip edip dağıtırsa, parçaları bütün vücuda yayılır. Aşk işte bu yayılmanın adıdır. Dağıldıysa o damla, artık aşık ne yaptığını bilmez hale gelir..." ( OD İskender Pala )
Çok hoşuma gitti. Sizinle paylaşayım istedim. Hem de ölmediğimi! hala yazabiliyor olduğumu da duyurayım istedim. Yazmaya ara verdiğimde beni buradan takip edenlerin soruları mecbur bırakıyor yeniden klavyeye dokunmaya. Sosyal sorumluluk bir nevi...

__________________
Teşekkür Etmek için Beğen Butonuna Tıklayınız.
FifiVePirtik isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla