Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21.09.2013, 11:21   #4 (permalink)
Mezarkabul
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kanuni Sultan Süleyman

1530-1539

Osmanlı açısından başarısızlıkla sonuçlanan Viyana kuşatmasının ardından Ferdinand'ın, Macaristan Krallığı'nın kendisine verilmesi için gönderdiği ikinci elçi de Süleyman'dan ret cevabı aldı. Bunun üzerine Estergon, Vişegrad ve Vaç şehirlerini Osmanlı'dan alan Ferdinand, Budin şehrine bir saldırı düzenlese de bu saldırı başarısızlıka sonuçlandı. 17 Ekim 1530'da, Avusturya elçileri Nicolas Jurischitz ile Joseph von Lamberg İstanbul'a geldi. 17 Kasım günü padişah Süleyman ile yaptıkları görüşmelerde bir anlaşma sağlanamayınca Avusturya üzerine sefere çıkılması kararlaştırıldı. 25 Nisan 1532'de, Süleyman ve İbrahim Paşa'nın önderliğindeki ordu İstanbul'dan ayrıldı. Bosna Beyi Gazi Hüsrev Bey, Bâli Beyoğlu Mehmed Bey, Kırım Hanı I. Sahib Giray ve eyalet beylerbeyleri kaleler fethederken, akıncı kolları Almanya'nın içlerine kadar ilerledi. Osmanlı ordusu 11 Eylül günü Slovenya'ya girdi, bir süre sonra da Habsburg Hanedanı'nın elindeki Güns şehrini üç hafta kadar süren kuşatmanın ardından ele geçirdi. İbrahim Paşa birkaç kale daha ele geçirirken; Süleyman'ın yaptığı Alman Seferi, 21 Kasım 1532'de İstanbul'a dönülmesiyle sonuçlandı. Birkaç ay sonra, 22 Haziran 1533 tarihinde Avusturya Arşidüklüğü ile Osmanlı İmparatorluğu arasında İstanbul Antlaşması imzalandı. Bu anlaşmayla Ferdinand, Macaristan üzerindeki hak iddiasını sonlandırırken (Macaristan'ın batısındaki küçük bir bölge kendisinde kaldı), János Szapolyai'nin Macaristan hükümdarlığını kabul etti ve Osmanlı İmparatorluğu'na yıllık 30.000 gulden vergi vermeyi kabul etti. 1534 martında Mora Sancak Beyi Bâli Beyzâde Mehmed Bey, 1532'de Habsburgların eline geçen Koron'u geri aldı.
İran'da hüküm süren Safevî Devleti'nin başında bulunan Şah I. Tahmasp; Süleyman yanlısı Bağdat valisini öldürterek, yerine şah yanlısı bir vali atadı. Ardından ise Osmanlı'ya bağlı Bitlis valisi şaha bağlandığını ilan etti. Bunlar üzerine İbrahim Paşa, İran üzerine yapılacak sefer için ekim 1533'te Halep'e hareket etti. Öte yandan 27 Aralık 1533 günü Cezayir hükümdarı Hızır Reis (Barbaros), filosuyla birlikte İstanbul'a geldi. Kendisine çeşitli hediyeler sunan ve Cezayir'i Osmanlı topraklarına katan Hızır Reis'e "Hayreddin" unvanı veren Süleyman, Hayreddin'i Cezayir Beylerbeyi olarak atadı. İbrahim Paşa ile görüşmek için Halep'e gidip dönen Barbaros Hayreddin Paşa, 1534 yılında kaptan-ı derya oldu. 1534 mayısında ilk seferini yaptı. Güney İtalya sahillerine çeşitli saldırılar düzenledikten sonra Tunus'a geldi. Küçük çaplı direnişlere rağmen Mevlây Hasan'ın hükümdarlığındaki Tunus, 1534 ağustosunda alındı. Mevlây Hasan'ın yardım istemesi üzerine V. Karl, Andrea Doria komutasında çeşitli devletlerin kuvvetlerinden oluşan bir donanma hazırladı ve 1535 yazında saldırdığı Tunus'u ele geçirdi. İbrahim Paşa ise Bitlis'i geri alırken, herhangi bir direniş göstermeyen Tebriz şehrini de 13 Temmuz 1534 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu topraklarına kattı. Süleyman ise 11 Haziran 1534 günü, altıncı seferi olan Irakeyn Seferi'ne çıktı. Süleyman'ın da gelmesiyle birlikte ordu, 31 Aralık 1534 günü teslim olan Bağdat'ı ele geçirdi.[51][52] Kışı Bağdat'ta geçiren ordu, 8 Ocak 1536'da İstanbul'a döndü.
Fransa elçisi Jean de La Forêt'nin girişimleri sonucunda 18 Şubat 1536 günü Süleyman, Fransa ile kapitülasyon anlaşması imzaladı. Anlaşmayla birlikte Fransızlara ticari ve hukuki alanlarda birtakım ayrıcalıklar tanındı.14 Mart'ı 15 Mart'a bağlayan gece Topkapı Sarayı'nda konuk olan Sadrazam İbrahim Paşa, Süleyman'ın emriyle boğularak öldürüldü. Ertesi gün sadrazamlığa Ayas Mehmed Paşa getirildi.



Barbaros Hayreddin Paşa komutasındaki Osmanlı Donanması, 1536 baharında Akdeniz'deki yabancı limanları vurdu. Donanmanın Avlonya kıyılarında olduğu vakit Süleyman, 17 Mayıs 1537'de İstanbul'dan ayrılarak "Sefer-i Pulya" denen Adriyatik seferine çıktı. Fransız-Osmanlı ittifakı gereğince Fransa'nın İtalya'ya kuzeyden, Osmanlı Donanması'nın ise güneyden saldırı yapılması kararlaştırıldı. Barbaros Hayreddin Paşa komutasındaki askerler, 1537 temmuzunda Puglia bölgesinde yer alan Castro şehrinde konuşlandı. Otranto civarında yaklaşık iki hafta kalan askerler, daha sonra ele geçirdikleri esirlerle birlikte buradan ayrıldı. Öte yandan Fransa, İtalya'ya saldırmaktan vazgeçerek askerlerini Hollanda üzerine göndermişti. İtalya'dan ayrılan Osmanlı Donanması, ağustos ayında Venedik Cumhuriyeti'nin elindeki Korfu adasını kuşattı. Ancak kışın gelmesiyle kuşatma kaldırıldı. Barbaros Hayreddin Paşa, Venedik'e ait Şira, Patmos, Naksos gibi adalar alındı; Naksos ile diğer beş ada Osmanlı İmparatorluğu'na vergi vermek üzere yeniden eski dükalığa bırakıldı. Padişah ile donanma, 22 Kasım 1537'de İstanbul'a döndü.
Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı olan Boğdan Voyvodası Petru Rareş'in vergi ödememesi üzerine Süleyman, Barbaros Hayreddin Paşa'nın donanmayla birlikte denize açılmasından bir-iki gün sonra, 9 Temmuz 1538 tarihinde saltanatındaki sekizinci seferine çıktı. Başkent Yaş da dahil olmak üzere Boğdan'ın büyük kısmı ile Suceava ve Besarabya Osmanlı egemenliğine girdi. Petru Rareş Erdel'e sürülürken, Boğdan'ın başına III. Ştefan getirildi. Bu sıralarda Akdeniz'de olan Barbaros Hayreddin Paşa yönetimindeki donanma, 22 Eylül 1538'de Venedik Cumhuriyeti, İspanyol İmparatorluğu, Papalık Devleti, Ceneviz Cumhuriyeti ve Malta Şövalyeleri'nden oluşan ve Andrea Doria'nın önderlik ettiği Kutsal İttifak donanmasının Korfu'da olduğunu öğrendi. 28 Eylül 1538'de, Preveze açıklarında gerçekleşen Preveze Deniz Muharebesi'nden Barbaros Hayreddin Paşa zaferle ayrıldı. Andrea Doria geri çekilirken Kastelnova'yı alsa da 1539 ilkbaharında denizden Barbaros Hayreddin Paşa, karadan ise Gazi Hüsrev Bey'in saldırıları sonucu ada geri alındı. 1540 ekiminde Venedik ile Osmanlı arasında imzalanan antlaşmaya göre Mora ve Dalmaçya kıyılarındaki kaleler ve adalar Osmanlı İmparatorluğu'na bırakılırken, Venedik'in Osmanlı'ya yıllık 300.000 altın tazminat vermesi kararlaştırıldı. Öte yandan 15 Temmuz 1539'da Ayas Mehmed Paşa'nın ölümüyle boşalan sadrazamlığa Lütfi Paşa getirildi.



1535 yılında Gucerat Sultanı Bahadur Şah'ın gönderdiği elçi ve mektup aracılığıyla Portekiz İmparatorluğu'na karşı gerçekleştirdiği mücadele için yardım istemesi üzerine Süleyman, Hint Okyanusu üzerine gönderilecek gemiler için Hadım Süleyman Paşa'yı görevlendirdi. 13 Haziran 1538'de Süveyş'ten yola çıkan Hadım Süleyman Paşa, ilk olarak geldiği ve Portekizlilerin elinde bulunan Aden'i aldı. 19 Ağustos günü Aden'den ayrılan donanma, 4 Eylül'de Diu'ya ulaştı. Ancak Bahadur Şah 1537'de ölmüş ve Portekiz'in desteğiyle yerine gelen yeğeni III. Mahmud Şah, 1538 eylülünde şehre yapılan kuşatmada Portekiz tarafında yer almıştı. Ancak kuşatma başarısızlıkla sonuçlandı ve 25 Aralık günü Aden'e dönüldü. Bir müddet sonra ise başkent San'a'da dahil olmak üzere tüm Yemen'i Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katıldı.

__________________
Kaç para, kaç yalan; bedeli nedir yaşamanın?
Mezarkabul isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla