Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26.09.2013, 12:04   #2 (permalink)
YeşiL6

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Aöf 1.Sınıf 1.Dönem Ders Notları iktisada Giriş 1

6 - İktisadın Tanımı ve Temel Kavramları Konu Özeti
--------------------------------------------------------------------------------

Bir bilim dalı olarak iktisadın tanımını ve ilgi alanını açıklayabilmek
• İktisat, sonsuz olan insan ihtiyaçlarının sınırlı kaynaklarla nasıl karşılanacağını inceleyen bir sosyal bilimdir. İktisat bir sosyal bilim olma yanında, analitik bir yapıya da sahiptir. İnsanların iktisadi davranışları ile malların üretim, tüketim ve dağıtım faaliyetlerini inceler.
İktisatçılar tarafından gerçekleştirilen analizlerde uygulanan yöntemleri açıklayabilmek
• İktisat, bir sosyal bilim olmasına rağmen büyük ölçüde matematiksel yöntemler kullanır. İktisatçı önce bir konuyla ilgili gerçekleri toplar, daha sonra bu topladığı gerçekler yardımıyla teori oluşturur ve nihayet bu teoriler yardımıyla çeşitli sorunların çözümüne yönelik iktisat politikaları geliştirir. İktisatçının çevremizdeki günlük olaylara bakışında kullandığı ilkeleri ve bu konuda düşülen hataları açıklayabilmek
• İktisadi düşünme tarzı rasyonel davranış, karar alma sürecinde fayda ve maliyetleri esas alma ve değişimi inceleyen marjinal analiz kavramlarına dayanır.
• İktisadi düşünme sistematiği içinde diğer şartların sabit kaldığı, korelasyon ve nedensellik ilişkisinin farklı kavramlar olduğu ve nihayet, birey için doğru olanın bütün içinde doğru olacağı sonucunun hatalı olduğu unutulmamalıdır.
Yoğun içeriği nedeniyle iktisadın nasıl bölümlendirilebileceğini açıklayabilmek
• İktisat, makro iktisat ve mikro iktisat, pozitif ve normatif iktisat olmak üzere çeşitli bölümlere ayrılır. Mikro iktisat, iktisadın daha çok firma, üretici ve tüketici gibi bireysel karar birimlerinin davranışlarını inceleyen bölümüdür. Makro iktisat ise iktisadın daha çok enflasyon, ekonomik büyüme ve dış ticaret gibi makro büyüklüklerini inceleyen bölümüdür. Pozitif iktisat, daha çok ne olduğunu anlamaya çalışır. Bu nedenle pozitif iktisat değer yargıları içermez.x Normatif iktisat ise daha çok ne olması gerektiği konuları üzerinde durur ve değer yargıları içerir. Günlük yaşamda farklı anlamlarda kullandığımız kavramlara iktisatçıların verdikleri anlamları açıklayabilmek
• Ekonomik birimler hane halkları, firmalar ve devlet olarak üçe ayrılır.
• İhtiyaç, tatmin edildiği zaman haz, tatmin edilmediği zaman sıkıntı yaratan duygulardır. İhtiyaçlar zorunlu ve zorunlu olmayan ihtiyaçlar olmak üzere ikiye ayrılır. İhtiyaçlar, sonsuz olma özelliğini taşırlar. Ayrıca, ihtiyaçlar şiddet bakımından farklılıklar gösterirler. İhtiyaçlar ve ihtiyaçları tatmine yarayan araçların, ikame edilebilirlik özellikleri vardır.
• İnsanlara fayda veya tatmin sağlayan şeylere mal denilir. Mallar ekonomik ve serbest mallar olmak üzere ikiye ayrılırlar.
- Kamusal Mallar ve Dışsallıklar Konu Özeti
--------------------------------------------------------------------------------

Kamusal mal kavramını ve özelliklerini tanımlayarak kamusal mallarda etkin üretim düzeyinin nasıl belirleneceğini açıklayabilmek
• Toplumun tüm üyelerinin herhangi bir bedel ödemeden tüketebileceği ve bir kişinin tüketiminin bir başkasının tüketimine engel teşkil etmediği mallar kamusal mallardır. Bu mallar toplumda ödeme yapan ya da yapmayan tüm toplum üyelerine fayda sağlar. Ödeme yapmayanlar bu faydayı elde etmekten mahrum bırakılmadığı için kamusal mallarda bedavacılık sorunu ile karşılaşılır.
• Kamusal malların varlığı fiyat sistemi için sorun yaratır ve piyasa başarısızlığına neden olur. Bu yüzden, kamusal malların üretiminde devletin bizzat üretimi üstlenmesi alternatifi ya da piyasaya devlet müdahalesi gündeme gelir.
• Kamusal malların çıktı düzeyi tüm bireysel taleplerin dikey toplamları ile elde edilen marjinal sosyal fayda eğrisi ile marjinal maliyet eğrisinin kesiştiği noktada belirlenir. Bedavacılık sorunu yüzünden kamusal malların üretiminde özel kesim etkin çıktı düzeyinde üretim yapamaz. Dolayısıyla, kamusal mallar devlet tarafından üretilir ve genelde vergilerle finanse edilir.
Dışsallık kavramını ve özelliklerini tanımlayarak dışsallık türlerini içselleştirme yöntemlerini açıklayabilmek
• Bir ekonomik birimin üretim ya da tüketime ilişkin kararı bir başka birimin veya birimlerin fayda ya da maliyetlerini piyasa dışında başka bir yolla etkiliyorsa, dışsallıkların var olduğunu söyleyebiliriz. Rekabetçi piyasalarda çok fazla negatif dışsallık ve çok az da pozitif dışsallık üretilmektedir. Bu durum kaynakların aşırı ya da düşük düzeyde tahsis edilmesine neden olduğu için piyasa başarısızlığının da nedenlerinden biridir.
• Devlet, piyasa başarısızlığını gidermek ve dışsallıkları içselleştirmek için vergi, sübvansiyon, yasal düzenlemeler ve üretimi üstlenme gibi araçları kullanır. Dışsallıkların içselleştirilmesi, marjinal özel fayda ve maliyetlerin marjinal sosyal fayda ve maliyetleri de kapsayacak şekilde belirlenmesi amacıyla üretici ve tüketici kararlarına dönük düzenlemelerdir. Bu tanıma göre, negatif dışsallıklarda marjinal dışsal maliyeti içselleştirmek için bu maliyeti marjinal özel maliyete eklerken, pozitif dışsallıklarda marjinal dışsal faydayı içselleştirmek için bu faydanı n marjinal özel faydaya eklenmesi gerekir. Bir dışsallığın içselleştirilmesi bir malın tüm sosyal maliyeti ve tüm sosyal faydasını yansıttığı için fiyatlarda da bir değişme meydana gelecektir.
• Negatif dışsallıkların olduğu durumda, dışsallığı meydana getiren firma veya kişi için, bu ekonomik faaliyet bir maliyet oluşturmazken, maliyet topluma yüklenmektedir. Bu durumda, devlet üçüncü kişilere yüklenen bu maliyetle orantılı olarak, dışsallığı meydana getiren firma veya kişiden bir düzenleyici vergi alabilir. Düzenleyici vergilerin amacı, bir mal veya hizmetin dışsal maliyetini marjinal özel maliyete eklemektir. Bu amacı gerçekleştirmek için düzenleyici verginin her birim çıktının marjinal dışsal maliyetine eşit olması gerekir.
• Sübvansiyonlar, pozitif dışsallıklar meydana getiren üretim veya tüketim faaliyetinin marjinal dışsal faydasını içselleştirmek için kullanılır. Amaç, tüketici veya üretici tarafından yapılan ödemeleri azaltmaktı r. Sübvansiyonlar düzenleyici vergi temeline dayanan negatif bir vergi olarak da düşünülebilir.

8 - Kıtlık Konu Özeti
--------------------------------------------------------------------------------

Kıtlık, Tercih ve Fayda

Kıtlık olgusunun neden oldu¤u tercih yapma zorunluluğunu ve bunun ekonomik birimlere yüklediği maliyeti açıklayabilmek
• Bir ekonomide kaynaklar toprak, emek ve sermayeden oluşur. Bu kaynaklar üretim faktörleri (ya da girdiler) olarak adlandırılır.
• İktisadi anlamda, alınan her karar ve yapılan her tercih bir maliyet taşır. Bir tercih yaparken vazgeçmek zorunda kaldığımız en değerli alternatif bu tercihin fırsat maliyetini oluşturur.
• Parasal maliyet fırsat maliyetinin bir parçası olabilir. Kıtlık, tercih ve fırsat maliyeti kavramlarını bir araya getirerek ekonomide etkin üretim düzeyinin nasıl sağlanabileceğini açıklayabilmek
• Mevcut üretim faktörleri ve teknoloji veri iken, belirli bir dönemde ekonominin maksimum düzeyde üretebileceği çeşitli ürün bileşimlerini gösteren sınır eğrisi üretim imkanları eğrisidir. Bu eğri kıtlığın sonuçlarını, ekonomideki tercihleri ve her tercihin fırsat maliyetini göstermektedir.
• Bir malın daha fazla üretilmesi için diğer malın üretiminden vazgeçilmesi gereken miktar her aşamada artar. Bu durum artan fırsat maliyeti olgusunu ifade eder.
• Zaman içerisinde ekonomideki üretim faktörlerinin miktarı ve niteliği değişebilir, üretimde daha üst düzey teknolojiler kullanılabilir. Bu değişiklikler üretim imkanları eğrisinin yer değiştirmesine neden olur. Üretim imkanları eğrisi sağa doğru kaydıkça toplum için daha önce imkansız olan mal bileşimlerinin üretimi imkan dahiline girer. Ne, nasıl, kimin için üretilecektir şeklinde özetlenen iktisadi soruların cevaplanabilmesi için geliştirilen karar mekanizmalarını açıklayabilmek
• “Ne, nasıl, kimin için üretilecektir?” sorunlarının çözümü için benimsenen karar mekanizması ekonomik sistemlerin temelini oluşturur. Bu sorunların çözümü tamamıyla piyasaya bırakılmışsa piyasa ekonomisi, tamamıyla devlet tarafından sağlanıyorsa kumanda ekonomisi, devlet ve piyasa tarafından birlikte sağlanıyorsa karma ekonomix sisteminden söz edilir.
Tüketicilerin rasyonel davranarak en yüksek fayda düzeyini sağlayan tercihleri nasıl yapacaklarını açıklayabilmek
• Ekonomik birimlerin tüketim eyleminden amaçları elde ettikleri toplam faydayı maksimize etmektir. Bir malın ilave miktarları tüketildikçe toplam faydada meydana gelen değişme marjinal fayda olarak tanımlanır. Marjinal fayda her ilave tüketimle birlikte azalır ve belirli bir tüketim düzeyinde sıfıra iner. Marjinal faydanın sıfır olduğu tüketim düzeyinde toplam fayda maksimumdur.
• Bir mal için harcanan bir birim paranın marjinal faydası, bir başka mala harcanan bir birim paranın marjinal faydasına eşit olduğunda tüketici maksimum faydayı elde eder. Bu nedenle tüketilen tüm malların marjinal faydalarının fiyatlarına oranının birbirine eşit olması durumunda tüketici dengeye gelir.

- Makro Ekonomik Denge Konu Özeti
--------------------------------------------------------------------------------

Klasik iktisat yaklaşımının makro ekonomik dengeye bakış açısını açıklayabilmek
• Klasik iktisat yaklaşımı, “Her arz kendi talebini yaratır” deyimi ile ifade edilen Say Kanununun işlemesi ile özetlenebilir.
• Bu işleyiş sonucunda toplam harcamaların tam istihdam üretim düzeyini sağlamada yetersiz kalması söz konusu olmamaktadır.
• Bu sonuç ekonomideki her türlü fiyatın (ücret, faiz, mal fiyatları gibi) artma ve azalma yönünde esnek olması varsayımına dayanmaktadır.
• Keynes, Klasik iktisat yaklaşımının bu varsayımını eleştirerek, özellikle ücretlerin düşme yönünde esnek olmadığını ileri sürmüş ve alternatif bir model geliştirmiştir. Denge kavramını ve ekonomik dengenin sağlanmasında toplam harcamaların önemini açıklayabilmek
• Stok değişmelerini de harcamalara dahil ettiğimiz zaman, bir ekonomide gerçekleşen fiili harcamalar her zaman gelire eşit olmaktadır.
• Oysa ekonomide gerçekleştirilmesi “planlanan” toplam harcamalar her zaman gelire eşit olmayabilir. İşte planlanan toplam harcamaların gelire eşit olduğu GSMH düzeyi, denge GSMH düzeyi olarak adlandırılmaktadır.
• Denge GSMH düzeyi bir diğer bakış açısıyla gelir harcama akımından gerçekleşen sızıntılar toplamının, bu akıma yapılan enjeksiyonlar toplamına eşitlendi ği gelir düzeyi olarak da elde edilebilir. Söz konusu sızıntılar tasarruflar, vergiler ve ithalat harcamalarından, enjeksiyonlar ise yatırım harcamaları, kamu harcamaları ve ihracat gelirinden oluşmaktadır.
• Otonom harcamalarda meydana gelecek bir değişme gelir düzeyine katlanarak yansımakta ve bu süreç çarpan olarak adlandırılmaktadır. Bir ekonomide belirlenen denge gelir düzeyindeki artış ve azalışların nedenini açıklayabilmek
• Otonom harcamalarda meydana gelecek bir değişiklik, çarpan katsayısı kadar katlanarak gelire yansımaktadır.
• Çarpan katsayısı ise marjinal tasarruf ve marjinal ithal eğilimleri toplamının tersi olarak hesaplanmaktadır.

10 - Mikro İktisattan Makro İktisada Geçiş Konu Özeti
--------------------------------------------------------------------------------

Makro iktisadın doğuşunu ve gelişiminin ardında yatan temel faktörleri açıklayabilmek
• Mikro iktisat tek bir mala ilişkin piyasanın nasıl çalıştığını ve bireysel karar alma birimlerinin davranışlarını incelerken, makro iktisat bu piyasaların ve karar birimlerinin bütününü ele alır. Örneğin, ekonomideki tüm birimlerin tüketim harcamalarının, ülkede üretilen tüm mal ve hizmetlerin ortalama fiyatlarının, ekonomideki toplam üretim düzeyinin nasıl belirlendiği ve neden değiştiği makro iktisadın ilgi alanına girer.
• Makro iktisat 1930’larda yaşanan Büyük Bunalım’ın açıklanabilmesi çabaları sonucu doğmuştur.
• Bu konuda başlangıç olarak Keynes’in 1936 tarihli Genel Teori isimli kitabını kabul etmek yaygın bir görüştür.
Makro iktisadın ilgi alanına giren temel konuları açıklayabilmek
• Makro iktisadın temel konuları bir ekonomide toplam üretim hacminin belirlenmesi ve değişmesi, fiyatlar genel düzeyinin belirlenmesi ve değişmesi, işsizlik düzeyinin belirlenmesi ve değişmesi şeklinde sıralanabilir.
• Ülkedeki üretim hacminde gözlenen dalgalanmalar konjonktür dalgalanmaları olarak adlandırılırken, devlet tarafından izlenen politikalar bu dalgalanmaları n mümkün olduğunca yumuşatılmasını hedeflemektedir.
• Bu süreçte işsizlik oranını ve enflasyon oranını makul düzeylerde tutabilmek de hedefler arasında sayılmalıdır. Devletin izlediği politikalarla makro ekonomik performans arasındaki ilişkiyi açıklayabilmek
• Devletin makro ekonomiyi etkilemek amacı ile kullanabileceği araçlar; maliye politikası, para politikası ve arz yönlü politikalar başlıkları altında toplanabilir.
• Bunlardan maliye politikası, devletin vergi toplama ve harcama yapma kararları; para politikası, merkez bankasının ülkedeki para miktarını kontrol etmeye dönük kararları; arz yönlü politikalar ise devletin temel olarak üretimi arttırmaya dönük kararları ile ilgilidir.
Bir ekonomide makro açıdan rol alan başrol oyuncuları ve bunların oynadıkları rolleri açıklayabilmek
• Makro ekonomik karar birimlerinin karşılıklı olarak birbirleriyle olan ilişkileri devresel akım diyagramı çerçevesinde incelenebilir.
• Hane halkları, işletmeler, devlet ve diğer ülkeler olarak sıralanan bu birimlerin gelir ve harcamaları karşılıklı olarak eşleşmektedir.
• Her grubun harcaması diğer grup veya grupların gelirini oluştururken, bu durum ekonomik işlemlerin çift taraşı niteliğini yansıtmaktadır


__________________
all the best.



YeşiL6 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla