Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27.12.2013, 16:10   #1 (permalink)
Asi Ruh
Özel Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Naiplik (Nâiblik)



Naiplik (Nâiblik)

İdarî dinî ve hukukî konularda yetki sahibi olan kişilerin yetki ve görevlerini vekil olarak yürüten kimselere verilen unvan.
Birinin yerini alan birinin yerini tutan vekil manâlarına gelen naiplik çeşitli devletlerde bir idarî unvan ve makam olarak yetkileri bazen çok genişleyen bazen da daralan bir rütbe oldu.

Memlûklarda Delhi Sultanlıklarında sultanın vekili veya temsilcileri ve eyalet valileri bu unvanı taşıdılar. Sultandan sonra en yüksek mevkilerde işleri sultan namına idare ettiler. Murabıtlar ve Muvahhidlerde en mühim eyalet olan Endülüs genel valileri naip unvanını taşıdılar. Aynı zamanda veliahd olan Endülüs naipleri Gırnata İşbiliyye ve Kurtuba’da hüküm sürdüler. Eyyubîlerde ise naip unvanı eyalet valilerine verildi. Bunların sayısı devletin kuruluşu sırasında altı iken daha sonra yeni teşkil edilen eyaletlerle arttı. Şam naibi rütbe bakımından hepsinden üstün sayıldı.

Osmanlı Devleti teşkilâtında şer’î mahkemelerin hakimlerine naiplik unvanı verildi. Kadı vekili manâsında kullanıldı. Mevâlî denilen büyük kadılar bazen hizmetlerinin tamamını bazen da bir kısmını fiilen yapmayarak yerlerine kadı vasıflarını haiz ve ehliyet sahibi birini vekil tayin ettiler. Anadolu ve Rumeli kazaskerleri vekilliğini yapan kadılara naiplik unvanı verildi. Esasen İstanbul’da oturan Kazaskerler taşraya kendilerine vekalet edecek kadılar gönderdiler bu kadılara naip denildi. Mahkemeler tarafından bir işin araştırılması için vazifelendirilen bilirkişilerin araştırmalarını denetlemek üzere seçilen kimselere de naip adı verildi. Bazen bir kaza örfî müddetlerini tamamlayan ilmiye sınıfına mensup ilim sahiplerine veya vazifede bulunan bir müderrise arpalık namı altında verildi. Bu gibi hallerde uhdelerindeki kazalara gitmeyerek yerlerine birer naip gönderdiler.

Naipler yaptıkları vazifelere göre şu kısımlara ayrılırlar.

Arpalık naibi: Şeyhülislamların ve eyalet kadılarının (mevâlîler) vazifeden alınmalarından sonra kendilerine verilen arpalıkların gelirini onlar adına idare eden kimseler olup tayinleri Anadolu veya Rumeli kazaskerleri tarafından tasdik edilirdi.

Ayak naibi: Eyalet kadılarının yanında kadı adına esnafı denetleyen vazifeliye denirdi.

Bâb naibi: Eyalet kadısının yanında kadıya yardımcı olan ve onun adına dava dinleyen ve hüküm veren kimseye denirdi.

Kaza nâibi: Kazalara bağlı nahiyelerin şer’î (dinî) işlerine kaza kadısı adına bakan kimseye denirdi.

Mevâlî nâibi: Eyalet kadılarının tayin edildikleri eyalete gitmedikleri durumlarda gönderdikleri vekile denirdi. Naip kadıdan vekil olduğuna dair bir vesika alır bunu da o kadılığın kazaskerine tasdik ettirirdi.

Şer’iyye mahkemelerinin kaldırılmasıyla birlikte naiplik ve naipler de lağvolunmuştur.

Osmanlılar zamanında sadrazamlar hakkında saltanat vekili manâsında Nâib-i Saltanat tabiri kullanılırdı. Padişahın vekili demek olan bu tabir eski Türk ve İslâm devletlerinde de kullanılmıştır.

Asi Ruh isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla