Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16.07.2014, 11:45   #1 (permalink)
Jineps

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart İletişim tarzınız şirketinizin başarısını belirliyor!

İletişim tarzınız şirketinizin başarısını belirliyor!

Bir şirketin başarılı olmasının önemli etkenlerinden birisi de patronun çalışanlara karşı olan iletişim tarzıdır. Müzakereci bir yaklaşım mı benimsenmli yoksa güven esaslı bir ilişki mi? İşte kurum içi iletişimi daha sağlıklı bir hale getirmek için yapılması gerekenler...
Kurumunuzun İletişim Dili

İletişim tarzınız kurumunuzun performansını etkileyen en önemli unsurların başında geliyor. Ve bu tarzı belirleyen iki temel dinamik var: Güven ve iletişim becerisi. Bu ikisi arasındaki korelasyon da iletişim tarzımızı ortaya çıkıyor. İletişim tarzlarını şöyle sıralayabiliriz:

Yok sayma: Bu iletişim tarzında taraflar arasında herhangi bir güven olmadığı gibi taraflarda iletişim becerisi de bulunmaz. Bu durumda söylenenler bir kulaktan girip diğerinden çıkar ve kişiler birbirleriyle iletişim kurmayı adeta reddeder.

Çatışmacı iletişim tarzı: İletişim becerileri düşük olan taraflar arasında güvenin de zayıf olduğu hallerde doğan anlaşmazlıklar çoğu zaman çatışmaya dönüşür. Her tartışmada haklı çıkmak ya da konuşmaların sonunda kişilerden birinin dediğinin yapılması arzusu ön plana çıkar ve dikte eden bir iletişim tarzı oluşur. Tek bir laf bile, kavga çıkmasına sebep oluyor. Sert ve kırıcı ifade tarzları, kişilerarası çekişmeler baş gösteriyor. Güç odakları ve lobiler oluşuyor.

REKABETÇİ İLETİŞİM TARZI: Güven ve iletişim becerisi orta düzeyde

Çalışanlar, kendi ihtiyaçlarını ön planda tutuyor ve kendi fikirlerini ya da isteklerini karşı tarafa kabul ettirmeye çalışıyor. Kısır geçen toplantılar, güç yarışları ve birbirlerinin zayıf yönlerini ortaya çıkarma eğilimi gerçekleşiyor. Takım çalışması zayıf ve işbirliği düşük.

MÜZAKERECİ İLETİŞİM TARZI: Güven iyi, iletişim becerisi iyi düzeyde

Kişiler, istedikleri amaçlara ancak birlikte hareket edebildiklerinde ulaşabileceklerinin farkına varmış oluyor. Görev ve sorumluluk alanları daha net tanımlanmış ve amaçlar konusunda el sıkışılmış olduğundan müzakere etmeye başlıyorlar.

İŞBİRLİĞİ İLETİŞİM TARZI: Güven yüksek, iletişim becerisi yüksek

Ekipler, birbirlerinin güçlü yanlarına odaklanıyor ve birlikte hareket ediyor. Açık ve net bir iletişim tarzı ve şeffaflık ön plana çıkıyor. Takım çalışması etkin bir şekilde gerçekleşiyor. Başarılı sonuçlar için herkes özverili bir şekilde çalışıyor, arkadaşça bir ortam oluşuyor.

Güven

Stephen MR. Covey ve Rebecca R. Merill’in “Güven” isimli kitabı, bu kavramı karakter ve yetkinlik kavramlarıyla ilişkilendiriyor. Özetle konuyu üç başlıkta incelemek gerekiyor:

Bütünlük

“ Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün”
Mevlana Celaleddin- Rumi“Dediğini yapmak, sözünde durmak, içi dışı bir olmak” diye de tabir ettiğimiz, kişinin iç uyumu bu konuda devreye giriyor. Kurumlarda özellikle yöneticilerin verdikleri sözü tutması, inanç ve değerlerinin arkasında duracak cesareti göstermesi çalışanların gözünde büyük önem arz ediyor. Zira insanlar dürüst liderlerle çalışmak istiyor.

Niyet
Yapılan işlerde, verilen kararlarda kazan-kazan mantığı ile hareket ediliyorsa, bir iyi niyet ortamı oluşuyor. Böyle bir durumda çeşitli sebeplerle sözlerin yerine getirilemediği durumlarda çalışanlar daha hoşgörülü olabiliyor. Çalışanlar, işveren ve yöneticisinin iyi niyetine inanıyor. Ve bu durum ilişkideki güveni sarsmıyor.

Yeterlilik
Bu, yetkinliklerle ilgili. Gerek çalışanlar, gerekse yöneticiler yaptıkları işte gerekli bilgi, beceri yeteneklere sahip olmalılar ki; işler düzgün ve doğru yürüsün. Aksi halde verilen sözler zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirilemiyor. Bu da pareto prensibi olarak adlandırdığımız bir matematiğin ortaya çıkmasına sebep oluyor. Yani performansın yüzde 80’ini, çalışanların yüzde 20’si gerçekleştirir hale geliyor. İşler, becerilemeyeceği düşünüldüğü için delege edilemiyor ve iş yükü hep birtakım çalışanların üzerine kalıyor. Bu tarz bir güvensizlik, yetersizlikten kaynaklanıyor.

Kurum içinde gerek çalışanlar, gerekse yöneticiler güven ortamı için gerekli bu unsurları gerçekleştirmedikleri sürece etkin ve verimli bir iletişim dili oluşturabilmek mümkün olmuyor.

Peki, sadece güven bunun için yeterli mi? Elbette hayır.

İletişim Becerisi

Sözlü ve yazılı iletişimden sözsüz iletişime kadar tüm çalışanların kazanmaları gereken beceriler bunlar. Birçok kurumda kurumsal yetkinlik olarak tanımlansa da, İLETİŞİM yetkinliğinin gelişmesi için yapılacaklar konusunda bir strateji olduğu söylenemez.

Sözsüz iletişim: İletişimde kelimelerin etkisinin sadece yüzde 7 olduğunu söylediğimde katılımcıların yüz ifadesini görmenizi isterim. Oysa çelişkili bir beden dilini hemen anlayabiliyorlar.

Çünkü ne söylediğimiz değil, bunu nasıl bir beden dili kullanarak, nasıl bir ses tonuyla ve vurgulamayla söylediğimiz daha önemli.

Sözlü iletişim: Kurum içinde yanlış anlaşmalar, iletişim kopuklukları, geribildirim eksikliği olarak vuku bulan ve zamanla çatışmaların artmasına yol açan beceri eksikliklerinin sebepleri neler?

Etkin dinleme yapılmaması
Güçlü sorular sorulmaması
Geribildirim tekniklerinin bilinmemesi
Mesajı etkin verme ve ifade becerilerinin gelişmemiş olması
Yazılı iletişim: Günümüz iş dünyasında iletişimimizin büyük bir bölümünü mail ortamında yapıyoruz. Günde kaç tane anlaşılmayan, laf kalabalığı yapılmış mail aldığınızı ve bunun için ne kadar zaman harcadığınızı bir düşünün. Ne yapmak mı lazım? Çözüm çok basit. Tüm çalışanlarınıza yazışma teknikleri eğitimi aldırın ve şirkette uygulayın. Yüksek performanslı, mutlu çalışanları olan bir işveren markası olmak istiyorsanız formül çok basit:

Güven ortamı yaratın.
İletişim becerinizi artırın.
Bunu yapın ki; çalışanlarınız içeride ve dışarıda aynı dili konuşsun, aynı resmi görsün ve eş zamanlı adımlar atsın.

Sonra da eşsiz ahengin tadını çıkartın!

Yazar: Başak Tecer

__________________
Taklitler aslını yaşatır.
KIPSS.









Ben soğuk değilim,
siz cıvıksınız.

.
Jineps isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla