Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26.12.2014, 21:21   #6 (permalink)
Kraliçe
Tecrübeli Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 2015 Modern Kız Bebek İsimleri Ve Anlamları - Çeşitli Dillerde Modern Bebek İsimleri

Ebru: Kaş, kâğıt ve kumaş boyama sanatı, bulut renginde. (Farsça)
Ece: Kraliçe, güzel kız, ana. (Türkçe)
Eceay: Ay gibi parlayan kadın. (Türkçe)
Eceaypar: Ayın parçası gibi parlayan. (Türkçe)
Ececan: Kraliçelik eden. Ana gibi cana yakın. Sevilen kadın. (Türkçe)
Ecegül: Gül gibi güzel, gül gibi kraliçe. (Türkçe)
Ecehan: Kraliçe hükümdarlığı. (Türkçe)
Ecem: Kraliçem, kadınım. (Türkçe)
Ecemiş: Çok bilen, bilmiş.
Ecer: İyi, güzel, taze, yeni.
Ecmel: Çok güzel olan. (Arapça)
Eça: Harcanan yıllar. (Lazca)
Eda: Naz, işve, tavır, davranış. (Farsça)
Edagül: Gül gibi güzel ve nazlı. (Türkçe)
Edeb: Terbiye, utanma, haya. (Arapça)
Edep: Terbiye, nezaket, düzenli. (Kürtçe)
Eder: Kıymet, değer. (Türkçe)
Edibe: Edepli, terbiyeli, nazik, edebiyatla ilgili. (Arapça)
Ediş: Ediz: Yüksek, yüce, ulu değerli. (Türkçe)
Efil: Rüzgar, dalgalanma. (Türkçe)
Efruz: Parıltı, aydınlık, yakan, gösterişli. (Farsça)
Efser: Haç, başlık. (Farsça)
Efsun: Büyü, sihir. (Farsça)
Eftal: Üstün, erdemli. (Rumca)
Efza: Artıran. (Farsça)
Ege: Bir çocuğun koruyucusu, sahip, Türkiye'nin batısındaki deniz. (Türkçe)
Egemen: Hakim, hüküm süren. (Türkçe)
Egenur: Ege'nin aydınlığı. (Türkçe)
Eğin: Sırt, arka, güvenilen.
Ekim: Toprağı ekme işi, yılın onuncu ayı. (Türkçe)
Ekin: Kültür, tarlada ekilmiş olan tahıl, toprağı ekerek verim alma. (Türkçe)
Ela: Gözde sarıya çalan kestane rengi (Türkçe). Zaman ve kişilere göre çekimi yoktur. (Lazca)
Elacık: Küçük ela gözleri olan. (Türkçe)
Elacuni: Yana yatmak. (Lazca)
Elakrita: Kuzey. (Lazca)
Elaşina: Anı, hatırlama. (Lazca)
Elbin: Bin tane el, birlik. (Türkçe)
Elbir: Elbirliği, güçbirliği. (Türkçe)
Elbiz: Bizim yer, yöremiz. (Türkçe)
Elçim: Elçi olarak gönderilen. (Türkçe)
Elçin: Elçi. (Türkçe)
Eldem: Cana yakın. (Türkçe)
Elgin: Elkin: Yabancı, yurtdışında yaşayan, garip. (Türkçe)
Elif: İnce, uzun boylu kız, alışmış, alışılan, Arap alfabesinin ilk harfi. (Arapça)
Elik: Ceylan. (Türkçe)
Eliz: Sıçrama, tekme, elin parmaklarının izi. (Farsça)
Elmas: Mücevher olarak da kullanılan değerli bir taş, değerli, sevilen.
Elvan: Rengârenk, çeşitli renkleri olan. (Arapça)
Elver: El veren, güç birliği, birlik. (Türkçe)
Emeç: Amaç, yosunların tutunma yeri. (Türkçe)
Emek: Bir şeyin gerçekleşmesi için harcanan çaba, beden ve kafa gücü, efor. (Türkçe)
Emel: İstek, umut, ulaşılmak istenilen. (Türkçe)
Emet: Sonuç, netice. (Arapça)
Emine: İnanılır, güvenilir, tehlikesiz, korkusuz. (Arapça)
Emir: Buyruk, amir, yöneten. (Türkçe)
Emire: Büyük bir ülkeden, soydan olan. (Arapça)
Emma: Becerikli. (Ermenice)
Emsal: Eşit olan, bir tutulan.(Arapça). Yaşıt, aynı boy, misil. (Kürtçe)
Endam: Vücut, beden, ten, boypos. (Arapça)
Ender: Çok az bulunan, nadir. (Türkçe)
Enfes: Çok güzel, en güzel. (Arapça)
Engin: Geniş, açık deniz.
Enginay: Dolunay, kocaman ay. (Türkçe)
Engincan: Çok sevilen. (Türkçe)
Enginiz: Çok geniş ve büyük, açık denizde yol almak. (Türkçe)
Enginsu: Uçsuz bucaksız su.
Enginsoy: Geniş bir soydan gelen. (Türkçe)
Enise: Dost, arkadaş, yar, sevgili. (Türkçe)
Epto: Oldukça güzel. (Lazca)
Erçil: Güvenilir, doğru, inanılır kişi. (Türkçe)
Ercin: Güvenilir, dürüst. (Türkçe)
Erda: Beyaz karınca. (Arapça)
Erdem: Fazilet, kişilik yetkinliği, iradeli olma. (Türkçe)
Erdemay: Ay gibi erdemli. (Türkçe)
Erdemcan: Erdemli ve sevilen. (Türkçe)
Erden: El değmemiş kız, ******. (Türkçe)
Erdenay: Ay gibi temiz. (Türkçe)
Erdi: Amacına ulaşan, olgun, başaklan olgunlaşmış ekin. (Türkçe)
Erem: Gönüllü, istekli. (Türkçe)
Eren: Akıllı, deneyimli, ermiş, dürüst, dost. (Türkçe)
Erenay: Aydınlık isteyen. (Türkçe)
Erencan: İsteğine kavuşmuş olan. (Türkçe)
Erendiz: Jüpiter ve Müşteri de denilen bir gezegen. (Türkçe)
Erengül: Gül gibi güzel.
Erengün: Aydınlık yaşamayı isteyen. (Türkçe)
Erensu: Sakin akan, durgun su, ermiş, akıllı dost insanın suyundan içmiş kişi.
Erensoy: Akıllı bir soydan gelen. (Türkçe)
Erenel: Aklını kullanmayı bilen. (Türkçe)
Erenöz: Özü akıllı. (Türkçe)
Erge: Şımarık, nazlı. (Türkçe)
Ergem: Nazlım, canım. (Türkçe)
Ergil: Mertlik soyundan gelen, mertçe. (Türkçe)
Ergim: Ulaştığım, eriştiğim. (Türkçe)
Ergin: Yetişkin, olgun. (Türkçe)
Ergiz: Sır saklamasını bilen. (Türkçe)
Erginay: Dolunay. (Türkçe)
Ergincan: Yetişkin delikanlı. (Türkçe)
Ergingül: Açmış gül, gül gibi açmış. (Türkçe)
Erginsoy: Olgun bir soydan gelen. (Türkçe)
Erguvan: Eflatun rengi çiçekleri olan bir süs bitkisi. (Türkçe)
Ergül: Erken açan gül. (Türkçe)
Ergülen: Erkek gibi gülen, çabuk gülen. (Türkçe)
Ergüler: Çabuk güler. (Türkçe)
Ergün: Erken başlayan gün.
Eribe: Akıllı, olgun. (Arapça)
Erik: Çiçekleri beyaz, meyveli bir ağaç ve bu ağacın sulu, ekşi, tatlı meyvesi.
Erika: Taht. (Türkçe)
Erim: Sevgi, müjde, bir şeye ulaşma, iyiye işaret olan. (Türkçe)
Erinç: Huzur, rahatlık, düzenlilik. (Türkçe)
Eriş: İstediğin, amaçladığın gerçekleşsin. (Türkçe)
Eriz: Cömert, mertlik yolu. (Türkçe)
Erke: Nazlı.
Erkin: Özgür, istediği gibi yaşayan. (Türkçe)
Erkinay: Özgürce ışıldayan ay. (Türkçe)
Erkincan: Özgürce seven ve sevilen. (Türkçe)
Erma: Çok güzel ve cilveli olan. (Arapça)
Ermiş: Olgunluğa erişmiş olan, olgun. (Arapça)
Ermiye: Dolu yağdıran kasırga. (Arapça)
Erna: Çok güzel. (Arapça)
Ersin: Sözünde duran kimse, mert. (Türkçe)
Ersen: Neşeli ve mert kişi.
Ertem: Erten: Gün, sabahın ilk dakikaları. (Türkçe)
Ervin: Şeref, saygınlık, barış, rüzgar. (Farsça)
Erzan: Bol, uygun, layık. (Farsça)
Esalet: Asalet (Kürtçe)
Esel: Rüzgârlı diyar, rüzgâr alan ülkeler. (Türkçe)
Esen: Rüzgâr gibi, hafif rüzgârlı, sağlıklı, güzel.
Esenay: Güzel ay. (Türkçe)
Esencan: Sağlıklı ve güzel gönüllü. (Türkçe)
Esendal: Hafifçe sallanan dal. (Türkçe)
Esengü: Esintili olan. (Türkçe)
Esengül: Rüzgâr gibi esen, gül gibi güzel kokan. (Türkçe)
Esengün: Rüzgârlı günde doğan. (Türkçe)
Esenkal: Hoşça kal, sağlıklı ve iyi ol. (Türkçe)
Esensoy: Soyu sağlıklı olan.
Esensu: Güzel, su gibi berrak olan. (Türkçe)
Esenyel: Güzel esen rüzgâr gibi olan. (Türkçe)
Eser: Yapıt, sanat yapıtı, rüzgâr gibi, belirti, iz. (Arapça)
Esergül: Rüzgâr gibi sert gül.
Esgin: Rüzgârlı. (Türkçe)
Eshar: Seher, sabahın oluşu. (Arapça)
Esim: Rüzgârın esişi. (Türkçe)
Esin: Rüzgâr esişi, etkileme, ilham, çağrışım. (Türkçe)
Esma: Adlar, isimler. (Arapça)
Esme: Esmek fiili, esmer. (Türkçe)
Esmen: Esici, esen. (Türkçe)
Esmer: Teni ve saçları karaya çalan, yağız. (Arapça)
Esmeray: Esmer gibi güzel, ay gibi aydınlık. (Türkçe)
Esna: Yüksek, yüce, bülent. (Arapça)
Esra: Çok çabuk, en çabuk. (Arapça)
Eşay: Ay kadar güzel. (Türkçe)
Eşe: Teyze, elmas, altın gibi ziynet. (Türkçe)
Eşim: Dostum, arkadaşım. (Türkçe)
Eşmen: Eş, arkadaş, yaşıt. (Türkçe)
Eti: Tarihte bir Anadolu devleti. (Türkçe)
Etik: Ahlak, süs, bezek. (Türkçe)
Etike: Öğretmen, eğitimci. (Türkçe)
Eva: Havva, yaratılan ilk kadın. (İti)
Evcan: Evin sevilen kişisi. Evini seven, evcil. (Türkçe)
Evcil: Evine düşkün. (Türkçe)
Evcimen: Evde oturmayı, evini seven. (Türkçe)
Evdecan: Evdeki sevilen. (Türkçe)
Evdegül: Evdeki güzel kız. (Türkçe)
Evin: Bir şeyin içindeki öz, cevher, tohum, tanesi çok olan başak. (Türkçe)
Evinç: Evini seven, evine bağlı. (Türkçe)
Evingül: Evimin gülü, güzeli. (Türkçe)
Evıa: Hisar (Farsça). Kutsal (Kürtçe)
Evran: Talih, alın yazısı. (Arapça)
Evre: Dönem, çağ. (Türkçe)
Evren: Feza, kainat. (Türkçe)
Evrim: Gelişim sonucu nicel değişim. (Türkçe)
Evsar: Haç. (Kürtçe)
Evser: Taç, çelenk. (Kürtçe)
Evsen: Evine şenlik veren, şenlendiren. (Türkçe)
Eygül: İyi, gül gibi. (Türkçe)
Eylem: Harekete geçme, bir edim gerçekleştirme. (Türkçe)
Eylül: Yılın dokuzuncu, sonbaharın ilk ayı. (Farsça)
Ezel: Başlangıcı, öncesi olmayan geçmiş zaman. (Arapça)
Ezgi: Nağme, şarkı, seslerin melodisi. (Türkçe)
Ezgin: Sesi düzenli gelen, ezilmiş, bezmiş. (Türkçe)
Ezman: Gök, sema. (Kürtçe)
Ezo: Ezik, dirençli. (Farsça)
Ezrak: Gökrengi, saf, temiz su, mavi gözlü. (Arapça)

__________________

Ben olmuşum defterde boş bırakılan ilk sayfa
Kraliçe isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla