Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13.03.2015, 17:39   #1 (permalink)
DeRDeST
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
tick Fitoplankton - Bitkisel Planktonlar

Fitoplankton - Bitkisel Planktonlar



Fitoplanktonlar, plankton topluluğunun ototrof bileşenleri ve okyanus, deniz ile tatlı su ekosistemlerinin anahtar faktörlerinden biridir. Adı Grekçe "bitki" anlamına gelen φυτόν (phyton) kelimesi ile "gezici" anlamına gelen πλαγκτός (planktos) kelimelerinden gelir. Fitoplanktonların çoğu çıplak göz ile görülemeyecek kadar küçüktür. Ancak yeteri kadar sayıda bir arada olduklarında hücrelerinde bulunan klorofil sayesinde suda yeşil renkli olarak görülebilirler. Suda görülen renk fitoplanktonun türüne göre klorofilin derecesine ve fikobiliproteinler ile zantofiller gibi diğer pigmentlerin var olup olmamasına göre değişiklik gösterebilir.

Yaşam süreleri bir ya da iki gün olan bu canlılar, dünya üzerindeki bitkilerin ürettiği oksijenden çok daha fazlasını üretirler. Ihtiyacımız olan oksijenin % 80’den fazlasını atmosfere vermelerinden dolayı, yerküremizin temel oksijen kaynağıdırlar. Fotosentez sırasında atmosferdeki karbondioksiti kullanmalarından dolayı sera etkisi yapan bu gazın atmosfer içindeki miktarını azaltırken, sıcaklığın da düşmesini sağlarlar. Bilim adamları, günümüzde etkisi daha çok hissedilmeye başlanan küresel ısınma ve iklim değişimi gibi olaylardan en çok etkilenen canlı gruplarının başında fitoplanktonların geldiğini söylemektedirler. Ozon tabakasındaki yırtıktan doğrudan geçen zararlı güneş ışınları daha çok suyun yüzeyinde yaşayan bu canlıların ölümüne sebep olurlar. Fitoplanktonlar okyanuslardaki karbonik asit dengesinin korunmasından da sorumludur.

Fitoplanktonların diğer bir önemli özelliği de bulutların oluşmasında rol oynayan "dimetil sülfür" adlı maddeyi atmosfere vermeleridir. Dimetil sülfür, "Kokkolifor" adı verilen fitoplankton grubu tarafından atmosfere verilir ve burada oksijenle birleşerek sülfatı oluşturur. Su buharı, sülfat içinde yoğunlaşarak bulutları meydana getirir.

Okyanus bilimcilerin yakın ilgisini çeken bu canlılar, özellikle okyanus yüzeylerinde yaşamakla birlikte; göl, gölet, nehir ve derelerde de bulunmaktadırlar. Gözle görülmesi mümkün olmayan fitoplanktonların boyutları 0,002-1 mm arasında değişebilmektedir. Sahip oldukları klorofil nedeniyle yeşil renktedirler. Fotosentez yaparak kendi besinlerini temin ederken, oksijen de üretirler. Bunun dışında hayatlarını sürdürebilmek için nitrat, fosfat, silik asit, demir gibi başka maddelere de ihtiyaç duyarlar. Üremeleriyle ilgili olarak soğuk, kutup bölgelerine yakın sular onlar için son derece idealdir. Sıcaklığın artmasıyla birlikte Antarktika bölgesinde buzullardan kopan parçalar su yüzeyinde zengin besin maddeleri bırakmakta bu da fitoplanktonların gelişmesine oldukça yardımcı olmaktadır.
Fitoplanktonlar, ekolojik açıdan bu denli önemli görevleri üstlenirken ilginç bir noktayı da belirtmekte fayda vardır. Bugün kullandığımız petrol yataklarının kaynağını binlerce yıl önce denizlerde ölen diatomlar oluşturmaktadır. Su habitatının çimleri sayılan fitoplanktonlar suda yaşayan diğer bitkilerle birlikte besin zincirinin temel basamağını oluştururken, yine suda yaşayan böcekler, su kuşları, foklar, penguenler ve balinaların temel besin kaynağı durumundadırlar. Pek çok balık türünün gelişmesi için çok önemli bir kaynak teşkil ederler. Özellikle Kuzey Pasifik Okyanusu ve Bering Denizi fitoplankton konsantrasyonunun fazla olduğu bölgeler oldukları için diğer canlı türlerinin de sayısı artmakta, yani bu bölgeleri tür açısından son derece zengin hale getirmektedir.

DeRDeST isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla