Evliyânın Kerameti Haktır


Peygamberimiz (S.A.V) in mucizelerinden buna benzer çok olay bize kadar gelmiştir. İşte onlardan bir tanesi “Cefne” yani çanak mucizesidir. Bu olay şöyle olmuştur: Peygamberimiz (S.A.V) bir gün acıkmışlardı. Bu halde iken kızı Fatıma’nın evine girer ve ondan yemek isterler. Fakat onun yanında da yiyecek bir şey yoktur. Hz. Fatıma’nın komşusu ona, bir çanağın içine koyarak bir parça et ile iki dilim ekmek gönderir. Bir de ne görsünler toprak çanak et ve ekmekle dolup taşmaktadır.
Mucize peygamberlerden zuhur eder. Hz. Allah’ın yardımıyla meydana gelir. Peygamberlerden bir çoklarının bize kadar gelen mucizeleri vardır. Hz. Davud peygamberin elinde demirin şekil kazanması, Süleyman peygamberin kuşların dilini bilmesi, bir aylık mesafeye bir günün sabahında gidip akşamında dönmesi, emrine rüzgarın verilmesi hep birer mucizedir. Hz. Musa’ya da Cenab-ı Allah dokuz mucize vermiştir. Denizin yarılması, bıldırcın ve kudret helvası, mucizeli değneği, elini koltuğunun altına sokup çıkarınca onların ışıl ışıl nur halinde yanmaları hep birer mucizedir.
Hz. Allah peygamberlerini bu olağanüstü kuvvetlerle te’yid ettiği gibi sevdiği evliyasına da kerametler vermiştir. Sahabelerden de kerametler nakledilmiştir. Hz. Ömer’in hutbede iken ta İran içlerinde savaşan ordu kumandanına seslenmesi ve kumandanın da bunu duyması ile karşı bir manevra ile yenilmekten kurtulması bilinen bir hakikattir. Geçmiş ümmetlerden kendilerine kerametler verilenler vardır. İşte Abid Cüreye hadisesi ve daha başkaları … Şimdi bazıları tasavvufa dil uzatarak, sapık evliyacılar ortaya çıkarak keşf ve kerametle meşgul oluyor diyorlar. Güya bu yolu hor ve hakir gösterme sevdasına kapılıyorlar, farkında olmadan kendi kendilerini tehlikeye atıyorlar.
Şimdi bu kerametleri kaynaklara inerek inceleyelim ki kimsenin itirazı şüphesi kalmasın. Tabii ki zamanımıza kadar Abdulkadir Geylani, Şahi Nakşibendi ve benzeri veliyullahın bir çok kerametleri nakledilmiştir. Dinimizde yalan söylemek haram ve yasak olduğuna göre biz onların doğru söylediğini kabul ediyoruz. Ve evliyanın kerametlerine de inanıyoruz. Nitekim Kehf Suresinde Hz. Hızır’ın olayı da bir keramettir.



Alıntı

__________________

Damardan giriş yapılmış..Hz.Peygamber'in mucizelerinden örnek verilmiş.O peygamber,gerekli şartlar sağlandığında istisnai bir durum olarak ve Allah tarafından o tür mucizeler gerçekleşir.İkrarın yerleşip inkarın def edilmesi için de gereklidir.Allah böyle dilediği için gereklidir diyorum.
Hz.Ömer'e ithaf edilen konu da hikayeden ibarettir.Gerçekle hiçbir ilgisi yoktur.
Hz. Hızır'da bir peygamberdir..Hz.Davut'da
Kuran'da peygamber olmayanların başlarından mucizevi olaylar geçtiğine dair onlarca örnek gösterilebilir.Hz. Meryem kıssası buna başlı başına bir örnek teşkil eder.Yalnız o kıssanın ihtiva ettiği manayı bilmeden o olayların yorumlanması insanı ancak bu şekilde bir keramet safsatasına götürür.O ayetlerin ezelden ebede tüm zaman ve mekanları kapsadığı düşünülürse ve çıkarılacak her hükümde o mucizenin de görüldüğü anlaşılırsa konunun keramet olmadığı anlaşılır.Ne var ki anlayan nerede..!!!!
Bu tür hikayeler insanların hoşlarına giderler..havada uçmak,suda yürümek,görünmeyen yerlerden haberler vermek,gayba dair bilgileri bildiğini düşünmek ve bunlara inanmak.Tamamı yalan ve uydurmadır.Halkın gözünde şöhret kazanmak isteyen bir takım cahiller güruhu tarafından uydurulmuş masallardır.

Keramet..kerem edilen,lütf edilen demektir.Allah insanı en güzel şekilde yaratmış,onu kendisinde olan sıfatlarla donatmış,kendisine muhatap kabul edip 'halifem' demiş ve tüm alemi kendi hizmetine vermiştir.Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de kendilerinde bir takım ulvi özellikler bahşetmek tam manasıyla bir kezzaplıktır.(Kuran'i bir ifade..hem yalan uydurup hem de insanları kandırmak manasına gelir)
Allah,bu tür keramet üreticilerinin belasını versin diyeceğim ama zaten belalarını bulmuşlar ki bu yalanları söyleyip Kuran'ı ve Peygamberi kendilerine referans gösteriyorlar.Dinleyenleri de acaba biz ne zaman keramet göstereceğiz diye ümitlere kapılıyor..yazık,yazık,yazık.

Allah,ayetinde biz kerameti Ademoğullarına verdik diyor.Yani insan olarak hepimiz başlı başına keramet sahibiyiz.Benim şu satırları yazmam da birinin bunları okuması da Allah'ın kereminden başka bir şey değildir.Lakin bu zalimlere yetmiyor.Allah'tan haşa Allah'lık çalmaya kalkıyorlar.Kendi hallerinde yaşayıp günahlarına tövbe etmek yetmiyor bunlara..ille üstün güçleri olmaları lazım ki kendi putlaşmış nefislerini tatmin etsinler

Söylediği bir yalanı Allah'a mal edenden daha zalim kim olabilir-Araf Süresi 37

__________________
''Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek''