|
Aşk - Şiir Dünyası kategorisinde açılmış olan Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
13.06.2014, 16:35 | #1 (permalink) |
Süper Üye | Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak Taş düştüğü yerde kaya Taş düştüğü yerde gömülür bir boşluğa Hey nöbetçi, bu kör karanlığa Dokun, yansın ellerin, yansın ellerin. Ellerinden dudağına ve ağzına taşan o meyve Kırların ürperişi gibi gözlerinden her an geçen istek Gidiyorsan gidersin, odalar geride kalır Bırak şu ellerini, menekşeleri, ölümü; bırakırsın. Ölüm babamdı ceplerinden hergün birşey çıkan Küçük bir gönye, gül kapçıkları Paçalarında biriken çamur kalıpları İki ayakkabıydı kapımızın önüne konan. Aç avcunu, kayalıklara çarpan dalgalardan Ne kaldı işte buruşuk yanaklardan Hırsın, kösnünün, acının kestiği acılardan Suyla kesildi gitti dudağın kenarındaki tuz. Tuzun ve tozun kesiştiği yerdesin, sözün kırıldığı duvar Yansıtır kimlerin kaldığını iki ateş arasında Bir otelin pervazları kanar ve isiyle Gökmedrese kapısında güzelim bir nakış daha. Bakış ve dokunuş, o tılsımlı kuş, nereye gitti Nerde bitti kalemin yazdığı düş, dumanın Boğduğu gülüş, iki gözüm İki gözüm, sözüm bitti. Vatikan'da Roma'ya bakarak çırpınan ve bağıran körü Sıvas'ta minareden seyreden sağır duyar, Yine de dünya aynasına bakıyorum, iki gözüm İki gözüm, çıkartamadım yüzümü... Yanakları eğitim yanığı askerin avcundasın, Metin abi Yönün neresi, sağ yanındaysan söz ve kösnü Sol yanındaysan yine söz ve kösnü Eksik olmayacak, eksik olma, belleğimizden. Ankara, 19 Ağustos 1993 Ali Cengizkan alıntıdır.. |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |