|
Aşka Dair Herşey kategorisinde açılmış olan Kaybolmak isteyenlere.. konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
15.05.2014, 16:16 | #21 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. İtirafımdır: Bencilliğimi de sırtıma alıp rükûlarda eritemedim. Bedenim eğilirken huzurunda, "emrolunduğum gibi dosdoğru olma"nın ağırlığını sırtıma almayı erteledim. "Sırası değil’di; "hele dur; sonra da olurdu. En Sevgili’ni (s.a.v.) bir gecede ihtiyarlatan emri üzerime alınmadım. |
15.05.2014, 16:37 | #22 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. Kim bilir; belki de kendimizi kendimizden ayıran bir dağız. Ferhad olup Şirin olan yanımızı arıyoruz. Dağın öbür tarafında bırakıyoruz kendimizi; hep bu yamaçta kalıp kazıyoruz kazıyoruz.. |
15.05.2014, 16:39 | #23 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. Kim bilir, belki de kendi kendimizi kesen bir bıçağız. İsmail olup kendimizi kurban ediyoruz; hep eksiltiyoruz kendimizi, hep kesiyoruz kendimizden. |
15.05.2014, 16:40 | #24 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. Kim bilir kendimizi kendimize haram eyleyen bir günahız. Züleyha olup Yusuf olan yanımızı kandırıyoruz, Yusuf olan kalbimizi zindana sürüyoruz. |
15.05.2014, 16:41 | #25 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. Kim.bilir; kendimizi kendimizden ayıran bir çölüz. Mecnun olup Leylâ olan yanımızı yalnız yapayalnız bırakıyoruz. Kim bilir kendi kendimizi ağlatan kocaman bir yarayız. Kerem olup aslımızı arıyoruz; bulamıyoruz. |
15.05.2014, 22:14 | #26 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. Sevgili! Ümmü Mektum gibi, Seni görmeden sana sesleniyoruz. Alıp verdiğin nefesi duyar gibi, Sanki açınca gözlerimizi, Seni görecekmişiz gibi, Sana sesleniyoruz. Gelseydin, Dolaşsaydın sofralarımızı, Bir tabak fazla görecektin, Bir bardak, bir kaşık fazla… Ve sofrada bir yer boş, Baş köşe! .. |
15.05.2014, 22:15 | #27 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. Sen yoktun… Hz Âdem’deydi nurun Önce cenneti, Sonra yeryüzünü şereflendirdin. Hele bir enesin vardı senin. Enes bin malik… Uhut’ta öldüğünü duyunca arkadaşlarına, -Niye burada oturuyorsunuz? diye sormuştu. Onlar da : -Allah’ın Rasulü öldürülmüş deyince Enes kükremiş: -Peki o öldükten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız? Kalkın ve O’nun gibi ölün! Demişti. |
15.05.2014, 22:28 | #28 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. Son kez baktığın pencerede hayal edip seni, Perdenin son kez kapanması gibi, Kapanmalıydı gözlerim. Sonra içime doğru gerilip, Seni bize lutfedenin ismini haykırıp, 'Allah(C.C.) ' deyip, Düşmeliydim yere. Ama bunu kimse bilmemeliydi. Seni mahşere kadar saklamıydım. Ve mahşer günü... Uzaktan seni seyretsem. Sana yakın olmak için can atsam. Beni engelleseler, 'Sen kim yakınlık kim? ' deseler. Ben ağlamaktan konuşamasam. Gözlerini çevirsen bana. 'Benim cennetim bana bakan gözlerindir.' Ve tebessüm etsen. Ama bunu kimse görmese, Seni ebede kadar saklasam. |
16.05.2014, 13:39 | #29 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. SensizIiğin ızdırabıyIa inIeyen ümmetini kime bırakıp gidiyorsun Ya RasûIaIIah! |
16.05.2014, 13:46 | #30 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. Ey Gül, ey Gonca-i Nûr, meftun yaprak, hâr sana. Sensin gönüller Mâhı, bu yaz, bu bahar Sana! Mûcize saltanatın taşları ayna yapar, Her ırmak ve her deniz, her leyl-ü nehar Sana! … Senin Zâti Akdesin âlemlere rahmettir, Cibrîl vefalı yoldaş, Yüce Allah Yâr Sana! … Bu nice iştiyaktır, ey en güzel Sevgili? Asırlardır koşuyor, genç ve ihtiyar Sana! … Nazarın kalbe şifâ, sözün hikmet incisi, Hangi dertli kavuşsa, olur bahtiyar sana! Misk kervanı kapında karar kılmıştır Senin, Nebîlerin diliyle, hep övgüler var Sana! … Ay, güneş, zühre, ülker, nûruna pervanedir. Âlemde olmak ister, âşıklar civar Sana! … Senin yolun hep açık, gidişin Allah’adır, Dağlar ateş kesilse olamaz duvar Sana! Güzelliğin âlemde misli bulunmaz inci, Ey Gül, hasret çekmede Cennet, o bulvar Sana! Dedin ki: ‘Şükreden kul olmak istemem mi ben? ‘ Rabbin ihsan buyurdu: Hurma, üzüm, nar Sana! Her mûcizen parmakla gösterilmede Senin, Çağlatmak öyle kolay, çöllerde pınar Sana! Hicranın bir kütüğü dertle bîkarar etti, Hep özlem duymadadır, selvi ve çınar Sana! Cennetin çiçekleri Senin kokunu taşır, Benzemeye çalışır, beyazlıkta kar Sana! Güneş güzel yüzünden parlaklık aldı ey Gül, Acep hayran olmadan, hangi göz bakar Sana? Aşkının esiridir, ne çöl, ne de dağ tanır; Bu sevdalı gönüller, su gibi akar Sana! Varlık bahçesi Senin nurundan yaratıldı, Hep medyun, hep minnettar, her can, her nigâr Sana! Tebessümün ayların; zührenin sevincidir, Nice hasret çekmede, bu bülbül-i zâr Sana! Güllerin efendisi olmak kolay değildir, Gıpta etmede ey Gül, binlerce gül-zâr Sana! Yusuf, Senin dalında çiy tanesidir sanki, Dîvâne kesilir göz etse, bir nazar Sana! Fazlının eteğine akıllar erişemez, Eli kalem tutanlar övgüler yazar Sana! Hâk-i pâyine sürsem bir kerecik yüzümü, Bende olan sermaye; hasret, intizâr Sana! |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |