|
Aşka Dair Herşey kategorisinde açılmış olan Müslüm Gürsesten Alıntılar konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
10.09.2014, 00:21 | #21 (permalink) |
| Cevap: Müslüm Gürsesten Alıntılar iPhone 5C Cihazımdan Tapatalk aracılığı ile gönderildi
__________________ all the best. |
10.09.2014, 00:22 | #22 (permalink) |
| Cevap: Müslüm Gürsesten Alıntılar iPhone 5C Cihazımdan Tapatalk aracılığı ile gönderildi
__________________ all the best. |
10.09.2014, 00:22 | #23 (permalink) |
| Cevap: Müslüm Gürsesten Alıntılar Çünkü sen çölüme yağmur oldun
Sen geceme gündüz oldun
Sen canıma yoldaş oldun
Sen kışıma yorgan oldun iPhone 5C Cihazımdan Tapatalk aracılığı ile gönderildi
__________________ all the best. |
10.09.2014, 00:22 | #24 (permalink) |
| Cevap: Müslüm Gürsesten Alıntılar Gün gördüm günler gördüm
Seni gördüm şad oldum iPhone 5C Cihazımdan Tapatalk aracılığı ile gönderildi
__________________ all the best. |
10.09.2014, 00:24 | #25 (permalink) |
| Cevap: Müslüm Gürsesten Alıntılar iPhone 5C Cihazımdan Tapatalk aracılığı ile gönderildi
__________________ all the best. |
10.09.2014, 00:24 | #26 (permalink) |
| Cevap: Müslüm Gürsesten Alıntılar “Her tarafta senden bir hatıra var, baktığım, gördüğüm, duyduğum sensin.” Müslüm Gürses iPhone 5C Cihazımdan Tapatalk aracılığı ile gönderildi
__________________ all the best. |
10.09.2014, 00:25 | #27 (permalink) |
| Cevap: Müslüm Gürsesten Alıntılar iPhone 5C Cihazımdan Tapatalk aracılığı ile gönderildi
__________________ all the best. |
10.09.2014, 00:25 | #28 (permalink) |
| Cevap: Müslüm Gürsesten Alıntılar SENSİZ OLMAZ
Bu sabah yalnız uyandım
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
Tanıdık kokular yok
Sensiz olmaz
Kahvaltım anlamsızdı
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
İlk sigaram bile tatsızdı
Sensiz olmaz
Anlaşılan alışmışım
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
Bir verdiysem iki almışım
Sensiz olmaz
Aşk bir dengesizlik işi
Sensiz olmaz, sensiz olmaz
Dengeye dönüşen bir sevgi
Sensiz olmaz Yine kendi kendime sormadan duramadım Niye seni böyle istiyorum diye bulamadım Yalnızlık zor, sokaklar çıkmaz Sensiz olmaz, sensiz olmaz Hep tekdüze, herşey dümdüz Sensiz olmaz Anlamak çözmeye yetmez Sensiz olmaz, sensiz olmaz Biraz telaşlı, huzursuz Sensiz olmaz Gece gelmiş, yatağım boş Sensiz olmaz, sensiz olmaz Sen uzaktasın, ben uzanmış Sensiz olmaz Anlamak çözmeye yetmez Sensiz olmaz, sensiz olmaz Zaman gecmez, sabah gelmez Sensiz olmaz Yine kendi kendime sormadan duramadım Niye seni böyle istiyorum diye bulamadım MÜSLÜM GÜRSES iPhone 5C Cihazımdan Tapatalk aracılığı ile gönderildi
__________________ all the best. |
10.09.2014, 00:26 | #29 (permalink) |
| Cevap: Müslüm Gürsesten Alıntılar Hangimiz Sevmedik Çılgınlar gibi.. iPhone 5C Cihazımdan Tapatalk aracılığı ile gönderildi
__________________ all the best. |
10.09.2014, 00:28 | #30 (permalink) |
| Cevap: Müslüm Gürsesten Alıntılar Yakarsa bu dünyayı garipler yakacak Ben siyaset seven biri değilim. Ama meslek olarak siyaset bilimciyim. Aslında tek hayalimde bu bölümü okumaktı. Fiyakalı olduğundan değil, dünyayı değiştirebileceğime inandığımdan. Arkadaşlarımın okumaktan sıkıldığı yazarları ben bayıla bayıla okurdum. Babamın alıştırması üzerine her gün onun aldığı gazeteleri ufacık köşelerine kadar okurdum. 60 darbesini, 80 darbesini dinlemiş bir nesil olarak değişebileceğine, değiştirebileceğimize inanıyordum. Çocukluk hayalim cumhurbaşkanı olmaktı. Olamayacağımı ilk ne zaman idrak ettim hatırlamıyorum. Ama o saatten sonra siyasetten de vazgeçtim, o sevdiğim yazarlardan da, gazetelerden de. Ortada yanlış bir şeyler vardı, iyi gitmeyen, insanın değilse bile insanlığın sonunu getiren bir şeyler. İş olarak neden televizyonu seçtim onu da bilmiyorum. Bazı şeyler kader gerçekten. Ama ben ufak tefek işler yapayım, kültür sanat kısmında olayım derken çok büyük bir ustayla beraber habere yöneldim. Yani artık nefret ettiğim siyaset bilimciliğimle beraber okumaktan vazgeçtiğim gazeteler birleşip işim olmuştu. Kabus gibi değil mi? Değil. Ne kadar inanmadığımı söylesem de içimde inanç olmasa bu yolda yürüyor olamam. Tarihin şimdilik kimi yazacağına emin değilim ama Hitler’in karşısında dik duran o gazeteciyi hepimiz bir şekilde biliyoruz, ismini hatırlamasak bile. Hitler demişken ben Hitler belgesellerini oturup izler hakkında yazılan kitapları okurum. Nasıl bir cani olduğunu iyice anlayabilmek için yaparım bunu. Çünkü gerçekten caniler içimizde. Yani on kişi bir masaya otursak içimizden de çıkabilir. Kendim değil hiç kimsenin tertemiz olduğuna inanmıyorum çünkü. Mesela geçenlerde Yıldız Tilbe’nin attığı tweetten de bunu görüyoruz. İnsan böyle aşk şarkıları yazar, böyle duygulu olur da nasıl bir caninin işini yarım bıraktığını söyleyebilir? Söyler işte, caniler içimizde. Çok değil geçen sene bu vakitler gencecik insanları öldürdü, bir başka gençler. Makine gibi kendilerine verilen emri yerine getirmeye çalışırken kalplerinin olduğunu unuttular. Kapitalist düzen deyip geçmek istemem bu çok üstünkörü olur ama bunun açıklamasını da sosyal bilimci arkadaşlarıma bırakmak isterim. Benim işim insanların kalpleriyle. Geçen sene bu vakitler annelerin yüreği dağlandı. Bir anne dayanamadı evladının arkasından gidiverdi. Ben abimin eve dönmesi geciktiği bir vakit duvarları yumruklamıştım, o anneler kendi yüreklerinin duvarları önünde oturmuş bekliyorlar şimdi, evlatlarının katillerinin gözlerine bir kez bakmayı ve cezalarını görmeyi. Görecekler diyemem. -Bu ülkenin göbek adı olsaydı ‘’adaletsiz’’ olurdu muhakkak. Hem ne kadar azaldı değil mi çocuklarına adalet ismi veren ebeveynler? – Ama görmeleri gereken her şeyi ömrüm yettiğince onlarla beraber bekleyeceğim. Benim için sokağa çıkmış benden küçük kardeşlerimin hiç yaşlanmayacak olmaları içimi sızlatsa da hep yakışıklı ve onurlu kalacaklarına seviniyorum. Biz hala yaşıyorsak onlar kadar onurlu olmadığımızdan… Devrim değil de evrim lazım bize derdim, bir siyaset bilimcinin hava atması gibi. Şimdilerde evrimleşmemizin ne kadar acınası olduğuna bakıyorum. Heykele başörtü bağlayıp, manken fotoğraflarının üstünü ‘’edep yahu’’larla örtüyorlar. Gerçekten edep be kardeşim! Sizinle biz aynı sokaklarda yürüdük, aynı okullara gittik, aynı Barış Manço’yla büyüdük. (yani umarım öyledir.) Sen şimdi beni kalkıp alkol aldığım için yargılıyorsun. Ha bunun pek zoruma gittiği söylenemez istediğin sıfatları da arka arkaya sayabilirsin. Ama siz böyle zorbalaştıkça, gaddarlaştıkça, hainleştikçe iyice çirkinleşiyorsunuz gözümde. Halbuki aynı göğün altında durup birbirimizi farklılıklarımızla sevebilirdik. Amma lakin bir terör örgütüne destek verenler , beşiktaş’da bir gece yarısı içki içenleri yaralayanlar sizleri hariç tutuyorum, sizin pek sevilir yanınız yok.. Sınırları sevmesem de sizlere bir sınır çizip oraya göndermek istiyorum. Çok değil 3 güne birbirinizi de kesersiniz. Siz sevmeyi değil, öldürmeyi iyi bilirsiniz. Ahmet Kaya’ya çatal bıçak atıldığı gün, o günü hatırlamayacak kadar ufaktım. Büyüdükçe önce ben de olur mu yahu dedim Kürtçe şarkı söylenir mi? ( doğar doğmaz demokrat olmamı bekleyemezsiniz) sonra anladım bir insanın dilinde şarkı söylemesi kadar normal bir şey olmadığını. Şimdi yaşıyor olsa omzunun yanındaki ilk omuz benim olur. Ahmet Kaya ezilenlerin sesiydi bir de çocukların abisi. O yüzden ölünceye kadar hep türkü söyleyip, bilgisayar oyunları oynadı. Ahmet abiyi bu denli çok sevdiğim ve geç anladığım için vizyon toplantısına giden şarkıcılara, kulüp başkanlarına vs. kötü bir şey söyleyemiyorum. ( demokrat olmak bunu gerektirir.) Ama onları sevmiyorum. Ama Bülent Ersoy yıllarca çektiği zulmün hesabını sorsaydı ve translar için özgürlük talep etseydi onun orada elini öperdim. Ama bu ülkede translar üç günde bir öldürülmeye devam edecekler… Vizyonunuz çok güzelmiş, sağ olun. Kulüp başkanları kendi sorunlarından bahsetselerdi misal. Fikret Orman çarşı’nın başına gelenleri bir sorsaydı, olmaz mıydı? Misal Süleyman Seba o toplantıya gitmezdi eminim. Onun futbolcuları ve taraftarları için çalışması gerekirdi zira. Bir de Orhan Gencabay… Orhan Gencabay’ı üniversiteye kadar pek sevmezdim. Daha doğrusu o tür müzikler dinlemezdim. Sonra bir derste Orhan Gencabay’ı işledik. Onun maddi olarak alt kesim sayılan kitleler üzerindeki etkisini. Büyülendim. Sonra baktım sevdiğim herkes Orhan Gencabay’ı seviyor. Saygım da arttı hayranlığımda… Lakin onun şarkısında geçen ve içimizi dağlayan kula kulluk etmek cümlesinin ayağa kalmış, yürüyen, yemek yiyen bir hali var. Keşke o dersi bir daha alsam da şimdiden örnekler verebilsem. Geçen akşam arkadaşlarla yemek yiyorduk. Söz bir şekilde down sendromlu çocuklara geldi. Gözlerim doldu. Arkadaşım dedi ki belki de asıl dünya onların dünyasıdır Özgen, sıkma canını. Down sendromlu bir çocuğa sahip olan Mim Kemal Öke’de aynısını demişti: ‘’onların dünyasında kin, nefret, me**aat yok o dünya çok güzel..’’ Hani baktığımızda bize tuhaf gelen, garip bulduğumuz çocuklar… Onlar değiştirecek işte dünyayı.. Müslüm babanın dediği gibi: ‘’Yakarsa bu dünyayı garipler yakar..’’ iPhone 5C Cihazımdan Tapatalk aracılığı ile gönderildi
__________________ all the best. |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |