Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Bayanların Dünyası > Anne ve Çocuk > Çocuk Masalları
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Sabırsız Kız - Çocuk Hikayeleri

Çocuk Masalları kategorisinde açılmış olan Sabırsız Kız - Çocuk Hikayeleri konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 20.06.2014, 13:59   #1 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Sabırsız Kız - Çocuk Hikayeleri

Sabırsız Kız - Çocuk Hikayeleri

Seneler önce çok uzaklarda, dağların ardında, coşkulu derelerin aktığı, yemyeşil ağaçlarla çevrili, güzel bir köy varmış.

Güneşli günlerde ışıl ışıl parlayan dereler, yağmurlarla coşar, taşarmış…

Ağaçların dalları, ilkbaharın gelmesiyle yapraklanır, kış gelip kar yağana kadar yeşil kalırmış.

Bu güzel köyde, insanlar tarlalarını ekip, ürünlerini satarak geçinir giderlermiş…

Masalımızdaki kız bu köydeki çiftlikte yaşayan ailenin küçük kızıymış. Ayşe, akıllı ve güzel bir çocukmuş. Ama hiç kimseyi sevmez, bir işi sabırla bitirip başarıya ulaşamaz, sonra da:

- Ben ne kadar şansızım, hiç kimse beni sevmiyor… diye herkese kızarmış. Bunun için köyde onu, sabırsız, sevgisiz ve şansız kız diye tanırlarmış.

Günler, haftalar, haftaları ayları kovalamış. O yıl bahar geldiğinde, şansız kız annesi kümesteki tavuklardan Kınalıyı kuluçkaya yatırmaya karar vermiş.

Bir gün annesi, şansız kızı yanına alıp kümese gitmiş.

Beraberce Kınalının yerini hazırlayıp folluğa yumurtaları koymuşlar… kümesten ayrılırken, . şansız kız:

- Anne, civcivler ne zaman çıkacak? Diye sormaya başalmış.

Annesi:

- Üç hafta sonra yavruları görebilirsin kızım… diye cevap verince:

- Aman Allahım! Ben üç hafta nasıl beklerim… diye sızlanmaya başlamış.

Annesi, doğanın bazı kuralları olduğunu , güzel . şeyler için sabırla beklemek gerektiğini söylemiş. İnsanlar için sabrın ve sevginin büyük bir şans olduğunu anlatmaya çalışmış… ama annesi anlatacaklarını bitirmeden, Ayşe her zamanki sabırsızlığıyla yanından ayrılıp gitmiş. Ayşe, ertesi sabah erkenden uyanıp doğruca kümese gitmeye karar vermiş. “Ah!.. Şu sevimsiz Kınalıyı ne yapıp da yumurtaların üzerinden kaldırmalı?..” diye söylenerek yürümeye başlamış. Kınalının yavrularına kavuşmak için üç hafta beklemek ona çok zor geliyormuş, sabırsızlığını artırıyor. Öyle ya,Ayşe bu, hemen her şey çabucak olsun istiyormuş. Kümese doğru yürümeye başlamış. Kümesin kapısına yaklaştığında dedesinin orada olduğunu fark etmiş.

Dedesi hayvanları çok severmiş. Ayşe, dedesine gözükmemek için, ağaçların arasındaki yemyeşil çimenlere . uzanmış. Ötüşen kuşların sesi Ayşeye ninni gibi gelmiş ve tatlı bir uykuya dalmış.

Uykuya daldıktan kısa bir süre sonra başlamış rüya görmeye.

Eveeet sevgili çocuklar, rüyasında Ayşenin yanına ağır ağır yaklaşan kaplumbağa :

- İyi günler güzel çocuk.çok uzaklardan geliyorum. Günlerdir yoldayım. Şu gölgede biraz dinlenebilir miyim? Demiş.

Ayşe hemen öfkeyle:

- Heey! Sen de kimsin? diye bağırıp, tekmelemiş kaplumbağayı.

Zavallı kaplumbağa, yuvarlanıp ayakları ve elleri havada, sırtı yerde ters dönmüş kalmış.

- Aman Allahım! Ben şimdi nasıl yürüyeceğim, beni kurtaracak kimse yok mu?diye ağlayarak bağırmaya başlamış kaplumbağa o sırada Ayşenin burnunun üzerine, kırmızı kanatlarında siyah benekler olan minicik bir uğur böceği konmuş:

- Zavallı çocuk. Sen ne kadar kötü kalplisin. Bu kaplumbağa benim arkadaşım Topik... Taaa nerelerden Kınalının yavrularını görebilmek için geldi. Ben de kendisini bekliyordum. Çabuk ona yardım et. Yoksa zavallı Topik tekrar ayaklarının üzerine dönüp yürüyemez. Çırpına çırpına ölecek... diye Ayşeye kızgın kızgın söylenmeye başlamış. Ayşe, bağıran bir kaplumbağa ile kendisine kızan uğur böceğini fark edince şaşırmış, biraz da korkmuş. Hemen kaplumbağayı ayaklarının üzerine çevirmiş.

Zavallı Topik, çok ama çok yorgun br sesle uğur böceğine seslenip:

- . Ooo! Merhaba dostum Miniş. Çok teşekkür ederim. Sen olmasaydın ne yapardım bilmiyorum? Kınalının ziyaretine geldiğimi söyleyemedim. Ne kadar sabırsız ve kötü kalpli bir çocuk bu Ayşe, demiş.

Miniş:

- Evet Ayşe, sen çok sabırsız ve sevgisiz bir çocuksun. Bak, Topik uzun zamandır yolda. Bu kadar zorlukla ancak gelebildi. Kınalının yavrularını yumurtadan çıkana kadar bekleyecek. Daha sonra Kınalının yavrularına Topik sabırlı olmayı, ben de sevgi dolu yüreğimle sevmeyi öğreteceğiz. Yazık, oysa senin için hiçbir şey yapamayacağız. Sen ömrün boyunca sevgisiz ve sabırsız bir insan olarak kalacaksın. Bir insanın sevgisiz ve sabırsız olması ne büyük şanssızlık. Oysa sen, minik yüreği sevgi tomurcukları ile dolu, sabırlı bir insan olabilirsin. İstersen bir dene... Haydi, sana, sevgiyi öğrenmen ve sabırlı bir insan olman için biz yardımcı olalım. Kendini sevgisiz hissettiğinde beni hatırla. Çünkü ben sevginin ve şansın sembolüyüm. Yüreğim sevgi dolu. Arkadaşım Topik ise sabrın sembolü. Sabrın sonunda güzel şeyler elde edeceğini hatırla ve hiç unutma oldu mu? Demiş. Sonra Ayşenin burnunun üzerinden uçup kaplumbağanın sırtına konmuş... Topik ve Minik çimenlerin arasından yavaş yavaş, sabırla ve sevgiyle kümese doğru yol almışlar. Ayşe gözlerini açıp uyanmış, şaşkınlıkla ayağa fırlamış. “Aman Allahım gördüğüm bir rüyaymış... Ama nasıl olur? Topik ile Miniş nerdeler?” diye iki arkadaşı aramaya başlamış... Bulamamış tabi. Sevgili çocuklar, daha sonraki günlerde ne olmuş biliyor musunuz? Ayşe, gördüğü rüyanın etkisinde kurtulamamış.

Artık sabırlı ve yüreği sevgi dolu bir çocuk olmuş. Kınalıyı da hiç rahatsız etmemiş. Kınalı kuluçka dönemini bitirdikten sonra, Ayşe annesi ile kümese gitmiş... Bir bakmış, Kınalının yavruları yumurtadan çıkmışlar, sevimli sevimli annelerinin kanatları altına sığınıyorlar. Ayşe, onların bu haline çok sevinmiş. Neşeyle şarkılar söylemeye başlamış. Daha sonra Ayşe, sabırla ve neşeyle etrafına bakınırken bir de ne görsün? Kümesin bir köşesinde, minik bir kaplumbağa ve sırtında bir uğur böceği, kümesteki yaşantıyı seyrediyorlar. İkisi beraberce sevginin, sabrın ve dostluğun güzelliğini anlatmaya çalışıyorlar. İşte böyle çocuklar... o gün bugündür, Ayşe içi, uğur böceği sevgi ve şansın, kaplumbağa ise sabrın sembolü olmuş. Uğur böceğini ve kaplumbağayı sevgi dolu yüreğinde hep hissetmiş. Sizin de kalbinizden sevgi, yüzünüzden tebessüm hiç eksilmesin...

__________________
all the best.



YeşiL6 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 00:19