|
Dini Hikayeler kategorisinde açılmış olan Müslüman akıllı olur konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
06.08.2013, 14:46 | #1 (permalink) |
| Müslüman akıllı olur Müslüman akıllı olur Şam'a ticaret için gelen Medineli tüccarlardan biri devesini kaybeder. Her tarafı arar ve nihayet devesini bir ahırda bulur. Medineli tüccar bunun üzerine Şam Valisi Hazret-i Muaviye'ye müracaat ederek devesini kurtarmasını ister. Vali olayı doğrulatmak için iki adamını bahsedilen ahıra göndererek burada böyle bir devenin var olup olmadığını öğrenmelerini ister. Ahırda kayıp deveyle karşılaşan görevliler bunu valiye bildirirler. Vali sorar: "Baktığınız deve erkek miydi dişi miydi?" Bu sual karşısında birbiriyle bakışan görevliler "Biz devenin erkek mi dişi mi olduğunu bilmiyoruz" derler. Halbuki devenin cinsiyetini ilk bakışta öğrenmekten daha kolay birşey yoktur. Hazret-i Muaviye o zaman Medineli tüccara dönerek şu tarihi sözünü sarfeder: "Hazret-i Ali'ye (r.a) söyle. Baktığı devenin erkek mi yoksa dişi mi olduğunu bilemeyeceklerden yüz bin kişilik bir orduyla üzerine geliyorum." Çok enteresan bir sözdür bu. "Baktığı devenin erkek mi yoksa dişi mi olduğunu bilemeyecek" kadar kültür seviyesi zekâ durumu mantık ve muhakemesi aşağıda olan düşük insanları iyiye de yönlendirmek mümkün kötüye de. İşte biz bu günün Müslümanının böyle olmasını istemiyoruz. Hareketlerinin mânâsını ve davasına ne kazandırdığını bilsin bunun muhakemesini yapabilsin. Yani hissi olmaktan çıkıp aklî ve mantıkî olsun. "Baktığı devenin erkek mi yoksa dişi mi olduğunu bilemeyecek" durumda olmasın. Aslında dindarlar akıllı mantıklı ve muhakemeli olmalıdırlar. Çünkü irşad eserlerinde dindar insanın özellikleri böyle zikrediliyor. Allah-ü Azimüşşan Hazret-i Âdem'i (a.s.) topraktan yaratıp heykelini ortaya serdiğinde kendisine hiçbir duygu ve düşünce vermezden evvel aklı yaratmış sonra imanı daha sonra da utanma duygusunu yaratmıştır. Cenab-ı Hak Cebrail'e (a.s.) buyuruyor ki: "Ben Âdem isminde bir varlık yarattım. Ona şu üç vasfı götüreceksin: Akıl iman ve utanma. Sonra kendisine diyeceksin ki Cenab-ı Hak emrediyor ki bunlardan birini tercih etsin. Cebrail (a.s.) bu üç vasfı Hazret-i Âdem'e getirerek bunlardan birini seçmesini ister. Hazret-i Âdem (a.s.) biraz düşündükten sonra aklı tercih ettiğini söyler. Bunun üzerine Cebrail (a.s.) İlahî emre uyarak sadece aklı Hazret-i Âdem'e (a.s.) verir. İman ile utanma vasıflarıyla dönmek isterkeniman der ki: "Dur bakalım ey Cebrail. Sen aklı buraya verdin ama ben akıldan ayrılmam. Öyle bir ikiziz ki birbirimizden ayrılamayız. Akıl nerede ise biz de oradayız. Madem aklı verdin ben de oraya gideceğim." Cebrail (a.s.) bu vaziyet karşısında haya (utanma duygusu) ile birlikte yola devam etmek ister. Ancak haya da der ki: "Ben imansız olamam. İman.neredeyse ben de oradayım. Aklın yanında iman oldu imanın yanında da ben varım üçümüz de birbirimizden ayrılamayız." Böylece akıl iman ve haya birlikte Hazret-i Âdem'e verilerek bütün mahlukattan üstün olur. Âdem (a.s.) bir peygamberdir ve biz ona sahip çıkıyoruz. İlk babamızdır ve rehberimizdir. Âdem'in (a.s.) kitaplarda geçen bu misali bize neler anlatıyor: Akıllı olacaksınız. Nitekim Efendimizin (a.s.m.) hadisi de bunu anlatıyor: "Aklı olmayanın imanı yoktur." Yani akıl hastaları için dini mesuliyet yoktur. Demek ki Müslüman akıllı.olur. Aklın yanında iman imanın yanında haya olmalıdır. Müslüman bu üç vasfıyla bariz bir şekle gelebilir. Müslüman olaylar karşısında aklını iptal edemez aklın yanında olan dinin emirlerini de iptal edemez dinin emirlerinin yanında olan hayayı da iptal edemez. Hangi hâdise kendisine ne kadar imkan verir ne kadar hareket kabiliyeti verir aklıyla bunları düşünür. İmanıyla o düşündüğü şeyi tatbik eder hayasıyla da o tatbik ettiği şeyi şekillendirir. Dolayısıyla baktığı şeyin erkek mi yoksa dişi mi olduğunu bilemeyecek duruma düşmez mü'min olan kişi. Düşerse aklını mantığını düşüncesini ve muhakemesini geliştirmiyor demektir. Öyle toplulukları yanlışa yönlendirmek istismar edip kullanmak çok kolay olur. Halbuki mü'min kolayca istismar edilip âlet edilen kimse değildir olmamalıdır. Efendimiz öyle buyuruyor: "Mü'minin ferasetinden sakının. Çünkü o Allah'ın nuruyla bakar."
__________________ |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |