Yirmilik Diş Nasıl Çekilir?

[DeRDeST]

Yirmilik Diş Nasıl Çekilir?

20’lik dişler günümüz insanında çok fazla görülebilen dişler değildir. Daha çok damak içinde gömülü kalır. Bunun sebebi de insan evriminde artık daha sert gıdalarla beslenmediği için çeneler daha da küçülmektedir. Küçülen çenelerde en son gelen 20’lik dişler kendine yer bulamamaktadır. Bu yüzden gömülü ya da yarı gömülü kalan 20’lik dişler, apse yaparak ağrıya neden olmaktadır. Bu da diğer dişlerde sıkışmaya veya önündeki dişe çürüme etkeni olarak sebebiyet vermektedir.

Genelde 17-25 yaşları arasında ortaya çıkan bu dişlerin tedavisinde, eğer doğru sürüm veriyorsa ve çevre dokulara zarar vermiyorsa bu dişin yerinde kalmasında bir sakınca görülmez. Bu kontrollerin sonucunda çekim işlemi de yapılmaz. Ancak bu dişler, çene kemiğine kaynaşmış ve anormal bir pozisyonda duruyorsa, ileride yol açacağı ağrılı zararlar göz önüne alınarak çekimine karar verilir.

20 yaş diş çekiminde dişin pozisyonu çekim şeklini belirlemede çok önemlidir. Bu çekim için cerrahi çekim yöntemleri uygulanmaktadır. Cerrahi teknikler uygulandığında lokal anestezi uygulandığı için herhangi bir ağrı hissedilmeyecektir. Diş tamamen gömülü ya da bir bölümü kemiğin içindeyse, öncelikle kemik engeli kaldırılır, diş biraz serbest hale getirildikten sonra elevatör darbesiyle diş yerinden alınır. Ardından kanama durdurucu bir aparat koyduktan sonra, yara kapatılır. Eğer diş, içeride tamamen gömülüyken, yapılan tetkikler neticesinde çıkması zorsa, diş ikiye bölünerek parça parça da çıkarılabilmektedir. Bunun sebebi de kemik dokusuna çok fazla zarar vermemektir. Bir başka çekimde, alt 20’lik dişin çekiminden sonra üst 20’lik dişin alta bulunan bir öndeki dişe yapacağı baskıdır. Bunun da giderilmesinin yolu üstteki 20’lik dişinde çekilmesidir. Tüm bu müdahalelerle ağız bölgesi sorunsuz ve sağlıklı bir hale getirilmiş olur.

20’lik dişlerde çekim önemli olduğu kadar, çekimden sonrası da önem arz eder. Çekim sonrasında diş hekimi tarafından verilecek ilaçların; herhangi bir enfeksiyon, ağrı veya besin artığı oluşmaması için kullanımına özen gösterilmelidir. Soğuk kompres uygulamalarıyla, ödem minimum da tutulur. 48 saat içinde kesinlikle tütün ürünleri tüketilmemesi gerekir. Ağza gelen kan tükürülmemelidir. Çünkü o bölgeyi iyileştiren kanın dışarıya atılması, o bölgenin iyileşmesini geciktirecektir.