|
Genel Sağlık kategorisinde açılmış olan Antioksidanları Tanıyın konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
17.04.2014, 14:11 | #1 (permalink) |
| Antioksidanları Tanıyın Antioksidanları Tanıyın Antioksidanları Tanıyın,Antioksidanlar,Antioksidan nedir,Antioksidan,Antioksidanlar nelerde vardır,Antioksidanlar nelerdir,Antioksidanlar neleri tedavi eder,Antioksidanlar yararları Sihirli hastalık savaşçıları mı yoksa pazarlama stratejileriyle pompalanmış bir tuzak mı? Gerçekleri ve yalanları sizin için ortaya çıkardık. 'Vücudumuzu Tanıyalım' adlı çizgi filmini hatırlayanınız var mı? Hani vücudumuzun düşmanları olan her türlü mikrop, bakteri ve virüsle nasıl savaştığım gösteren o gelmiş geçmiş en öğretici çizgi film. Hatırlamıyorsanız sorun değil, zaten güncelliğini de yitirdi. Zira artık yeni düşmanlarımız modern dünyanın zehri ve DNA'mıza sürekli saldırıp duran hain serbest radikaller. Korkusuz savunucularımızsa, bizden önceki kuşağın adını bile zor telaffuz edeceği ancak bizim için oldukça sıradan bir sözcük olan antioksidanlar. Onlar hakkında söylenen tüm iddialardan haberiniz olduğuna eminiz. Kanseri tedavi ediyorlar! Yaşlanmayı engelliyorlar! Bağışıklık sisteminizi güçlendiriyorlar! Her ne kadar antioksidanların neler yaptığını biliyor olsak da çok azımız onların gerçekten ne olduğu hakkında bir fikre sahip. Yiyecek üreticileriyse bu durumdan elbette ki oldukça memnun, zira ne kadar az şey bilirseniz, tüm vaatlere kanmanız da o kadar kolay olacaktır. New York Üniversitesi'nde beslenme uzmanı olan Marion Nestle, antioksidanların etrafında bir sağlık 'aura'sı olduğunu söylüyor: "Vücudunuzdaki kötü olan her şeyle savaşmaları beklenir. O halde kim bu yardımcıları bol bol tüketmek istemez ki?" Hiç şüphesiz antioksidanların sağlığınız için iyi olduğu doğru ama faydayı maksimuma çıkarmak için bugüne kadar ki varsayımlarınızı gözden geçirmeniz gerekiyor. Varsayım 1 Serbest radikaller yok edilmelidir O kadar hızlı değil Temel nokta: Antioksidanlar serbest radikallerle yani vücutta DNA mutasyonuna neden olan kararsız moleküllerle mücadele eder. Her ne kadar serbest radikallerin kalp hastalıkları, Parkinson ve kanser gibi ciddi sorunlarla derin bir ilişkileri olsa da bu düşman oldukları anlamına gelmez. Aslında onlar oksidasyon denilen temel metabolik sürecin yan mamulleridir. Hatta, Tufts Üniversitesi doktorlarından Jeffrey Blumberg serbest radikallerin hakkını "Hayati bir değerleri vardır. Örneğin, bağışıklık hücreleri, işgalci bakterileri öldürmek için serbest radikalleri kullanır. Kısacası vücut savunmasının önemli bir parçasıdırlar". Lakin, çok fazla sayıda serbest radikal de zararlıdır. Kirletici maddeler, agtn damam w: güneşe maruz kalmak normal antioksidan savunmanızı bozguna uğratacak kadar çok serbest radikal oluşmasına neden olur. Bu da sizi hücre hasarı ve hastalıklara karşı savunmasız bir halde bırakır. Bazı bilim insanları serbest radikal oksidanları yaşlanma ile de ilişkilendirir. İşte bu noktada antioksidanlar devreye giriyor. "Tüm bu fazla miktarda üretilen serbest radikallerle savaşabilecek kadar antioksidan savunmasına sahip olduğumuza emin olmamız gerekiyor" diye ekliyor Blumberg. Bunu yapın: Sigara ve güneşlenme gibi kötü alışkanlıklarınıza gem vurduğunuzu varsayarsak, sıradaki adım beslenme düzeninizi gözden geçirmektir. Eter çok çeşitli sayıda sebze ve meyveyi mideye indiriyorsanız, zaten doğal bir şekilde antioksidan zengini olacaksınız. Varsayım 2 Tüm antioksidanlar eşittir Kesinlikle öyle bir şey yok Scranton Üniversitesi kimya profesörlerinden Joe Vinson'a göre hücrelerinizi oksidasyona karşı koruyan her bir molekül antioksidandır. Zaten kelimeyi köken olarak incelerseniz antioksidan olduğunu da görebilirsiniz. Bunlar vitaminler gibi gayet bildik kimyasallar olabileceği gibi flavonoid ya da polifenol gibi daha az bildik kimyasallar da olabilir. Düşünün ki 8 bin civarı antioksidan türü bulunuyor. İşlenmiş tahıllardan uzak durmaya özen gösterin. Et, süt ürünleri ve yumurta bile bazı antioksidanlar barındırır ki bunlar çoğunlukla bitkilerle iyi beslenmiş hayvanlardan geçer. Bunu yapın: Düzenli olarak tam tahıllı yiyecekler, baklagiller ve kuruyemişlerle beslenin. Eğer mönünüzde hayvanlar varsa çimle beslendiklerine emin olun, çünkü bu hayvanlardan gelen et ve süt ürünleri daha yüksek seviyede antioksidan içerir. Çayırda beslenmiş tavukların yumurtaları da daha yüksek antioksidan içerdiğinden köy yumurtası almaya gayret edin. Varsayım 3 Tüm antioksidanlar sebze ve meyvelerden gelir Hayır Tüm bitki krallığı (baklagiller, kuruyemişler, tohumlar ve tahıllar dâhil olmak üzere) tam bir antioksidan deryasıdır, çünkü UV ışınlarına ve yırtıcı serbest radikallere karşı savaşacak antioksidanlar üretirler. Yine de antioksidan değerinin çoğunu kaybeden bir molekül elektron kaybettiğinde, tek elektronu kalan dengesiz ve saldırgan bir serbest radikale dönüşür. Bu serbest radikal, tekrar dengeyi sağlamak için en yakınındaki molekülden elektron çalmaya çalışır. Bu hareket de başka bir serbest radikal yaratarak DNA dâhil olmak üzere hücrelere hasar veren zincirleme bir reaksiyona neden olur. Sonuç ise zayıflamış bir bağışıklık sisteminden kansere kadar birçok sağlık problemidir. Antioksidanlar nasıl çalışır? Normal hücresel süreçler (sigara dumanı ve güneş yanığı gibi stres faktörleri de) vücudunuzun çok fazla serbest radikal üretmesine neden olur. Bakın antioksidanlar bu süreçte savunma sisteminize nasıl katkıda bulunuyor. Antioksidan molekülleriyse kendi elektronlarından vererek serbest radikalleri etkisizleştirir. Yani serbest radikallerin tersine antioksidanlar, elektronlarını tekrar dağıtarak dengeyi kurar. Bunu yapın: Dallanıp budaklanın ve yeni şeyler deneyin. 2006'ya ait bir çalışmada Colorado Eyalet Üniversitesi araştırmacıları mümkün olduğu kadar çok çeşitli sebze ve meyve tüketen kişilerin en iyi DNA savunmasına sahip olduklarını gösterdi. Varsayım 4 Güçlendirilmiş antioksidanlı gıdalar daha sağlıklıdır Tam olarak değil Eğer antioksidan alımınızı artırmak için kuvvetlendirilmiş gıdalara güveniyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü çoğu işlenmiş gıdada sadece birkaç türde ve ufak miktarlarda antioksidan bulunur. İşin kötüsü de bu işlerde çeşitlilik can alıcı nokta olduğu için o kaybı kapatacak şeyleri de yapmamış olursunuz. Bunu yapın: Bu gibi vaatleri şimdilik boş verin, zira bu gıdaların sağladığı faydalar hakkında kesin bilimsel araştırmalar yok. Onun yerine daha çok besin değerlerinin bulunduğu etiketin üzerinde yoğunlaşın. Eğer bitkisel kaynaklar çoksa antioksidan açısından da zengin olacaktır. Varsayım 5 Egzersiz yaparsam ve antioksidan takviyesi alırsam Conan gibi olurum Belki de olmazsınız Antrenman yapmak daha fazla oksidasyon olmasına ve böylece de serbest radikal artışına neden olur. Ancak paniklemeyin, bu kötü bir şey değildir. Serbest radikal üretimi egzersiz yapmanın sonucunda oluşan normal bir süreçtir. Bunun için hemen antrenman sonrası yüksek dozda antioksidan almanız egzersiz sonucu oluşacak bu doğal ve faydalı işleyişi bozabilir. İşin mantığı pek beklendik olmasa da açık: Bilim insanları egzersizin tetiklediği oksidatif stresin, insülin hassasiyetini ve zayıflamayı artırırken büyük ihtimalle de diyabet riskini azalttığını söylüyor. Almanya'da geçtiğimiz yıl yapılan bir araştırma, spor sonrası antioksidan takviyesi alan kişilerin (C ve E vitamini) egzersiz sonrasındaki bu insülin hassasiyetinden yararlanmadıklarını ortaya koydu. Dahası, bu takviyeler gücünüzü bile baltalayabilir: Britanyalıların yaptıkları bir araştırmaya göre, bir hafta boyunca günde 1.000 miligram C vitamini takviyesi alan koşucular kas güçlerini kaybediyor. Bunu yapın: Eğer kilo vermek için egzersiz yapıyorsanız, antioksidanları yemeklerden almalısınız, takviyelerden ya da antioksidan ancak tüm bu antioksidanların aynı şekilde işlediği yanılgısına kapılmayın. Kimi antioksidanlar bazı tür serbest radikallerle mücadele ederken (ki bunların da çok değişik çeşitleri mevcut), diğerleri hücrelerin sadece belli bölümlerinde etkili. Hatta bazıları serbest radikallere karşı sadece doğru şartlar altında etkili olabiliyor. Blumberg durumu şu sözlerle örnekliyor: "Antioksidanları bir ordu gibi düşünün. Her bir özel görev için generallere, yüzbaşılara, teğmenlere ve erlere ihtiyacınız olacaktır. Düşmana karşı sadece generallerle savaşamazsınız." O halde hayatınız için vereceğiniz bu savaşta nasıl etkili bir savunma sistemi yaratabilirsiniz? Çok yönlü bir karşı atakla, yani zengin bir beslenme düzeniyle.
__________________ Fitness Eğitmeni |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |