Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Hayat ve Eğlence > Genel Sağlık

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

A'dan Z'ye Tıbbi Terimler Sözlüğü

Genel Sağlık kategorisinde açılmış olan A'dan Z'ye Tıbbi Terimler Sözlüğü konusu , ...


Like Tree7Beğeni

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 01.12.2013, 17:53   #1 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Arrow A'dan Z'ye Tıbbi Terimler Sözlüğü

A'dan Z'ye Tıbbi Terimler Sözlüğü
Alintidir.

A -

Abakteriyel: Bakteri bulunmayan

Abdomen: Göğüs ile pelvis arasındaki vücut bölümü. karın, batın.

Abdüksiyon: Orta çizgiden uzaklaşmak ve ya uzaklaştırmak.

Abdüktör: Orta çizgiden uzaklaştıran (genelde kas yada sinir bu işi yapar)

Aberasyon: Normalden uzaklaşma.

Ablasyo (ablatio): Kesip çıkarma, yerinden ayrılma.

Abortus: Düşük olayı ile uterus dışına atılan embriyo. yada fetus.

Absans: Kısa süreli şuur kaybı.

Abse: Çevre dokulardan kapsül tarzında doku ile sınırlı içerisi cerahat ile dolu oluşum.

Absorbsiyon: Emilim, örn.sindirim, gıdaların barsaklarda absorbsiyonudur denilebilir.

Adrenalin: Böbreküstü bezlerinin iç kısımları tarafından salgılanan bir hormondur. Hormonun görevi, organizmayı acil harekete hazırlamaktır ve etkisini, nabzın atışı, kanın iç organlar ve deriden kaslara sevk edilmesi, karaciğerdeki glikojenin glikoza değişmesi ve böylelikle acil bir enerji kaynağı sağlanması şeklinde gösterir.

Afaki: Gözde, lensin olmaması.

Afazi: Beyindeki ilgili alanların tahribi sonucu, konuşma veya konuşulanı anlama yeteneğinin kaybı. Disfazi, aynı durumun daha hafif bir formudur.

Afrodizyak: Cinsel arzuyu artırıcı maddeler, ilaçlara verilen isim.

Afoni: Ses kaybı. Kısmi veya tam olabilir. Afoni sebepleri, genellikle konuşma kaslarını kontrol eden sinirlerin hastalığı veya zedelenmesi, boğaz, gırtlak hastalıkları veya nörozdur. Histerik afoninin nedeni, şuuraltı, hiç konuşamamak veya özel bir durumda konuşmamak arzusudur.

Aglütinasyon: Sıvı bir süspansiyonda, ufak cisimciklerin bir araya gelip birbirlerine yapışmasıdır.

Agorafobi: Geniş, açık bir sahada yalnız kalınca hissedilen, kontrol edilemeyen bir korkudur.

Ajitasyon: Kişinin etrafa saldırganlığı, aşırı aktivitesi ile karakterize durum.

Ajite: Rahatsız, huzursuz, taşkınlık yapan.

Akne: Yüz, omuzlar, sırt ve göğüsteki yağ bezleriyle ilgili kronik bir deri hastalığıdır. En çok 14-20 yaşlar arasında görülür ve bu hastalığın tipik belirtileri olan siyah noktalar, genellikle psikolojik rahatsızlıklara yol açar. Yağ bezlerinin kanalında bir tıkaç oluşur ve bu tıkacın başı sertleşip siyahlaşır. Bazen, kanal tıkalı olduğu halde, bez yağ salgılamaya devam eder ve böylece içi yağ dolu bir kist oluşur. Siyah noktalara tıpta komedon adı verilir.

Akondroplazi:Tedavisi olmayan, sebebi bilinmeyen kalıtsal bir cücelik tipidir. Gövde normal büyüklüte olup, kol ve bacaklar anormal derecede kısa ve baş normalden büyüktür.

Akomodasyon: Gözün optik sisteminin çeşitli uzaklıklara uyum yaparak net görmenin sağlanması.

Akromegali: Beyin tabanında bulunan hipofiz bezinin ön bölümünün aşırı çalışmasına bağlı bir durumdur. Büyüme tamamlanmadan, kemiklerin uzaması sona ermeden erken çağlarda baş gösterirse gigantism adı verilen dev görünüm oluşur. Bozukluk büyüme çağının bitiminden sonra baş gösterirse, el ve ayakların genişlemesi, çene ve burnun büyümesi ve sesin kalınlaştığı görülür.

Akustik Sinir: İşitme siniri.

Ambliyopi: Gözde belirli bir bozukluk olmaksızın oluşan görme tembelliği.

Amnezi: Hafızanın kısmen veya tamamen kaybolması.

Analjezik: Ağrı kesici.

Anemi: Kısaca, halk arasında kansızlık olarak bilinen anemi, alyuvarların sayı olarak az olması ve alyuvarların içerisinde bulunan hemoglobin adı verilen maddenin miktarının azlığıdır.

Anemik: Kan değerleri düşük olan, yani kan sayımında eritrosit sayıları ve hemoglobin miktarı düşük olan kişi.

Anerji: Özel bir antijene cevap verilmemesi hali. Organizmanın savunma yeteneğinin kaybolması.

Anestezi: Ameliyat sırasında hastanın ağrı duymaması için, ameliyattan önce hastaya değişik ilaçlar verilir. Hastanın bilincini yitirerek uykuya geçmesine narkoz, böylece vücudundaki ağrıları duyamayacak duruma gelmesine anestezi, bu duyu yitimine yol açan maddelere de anestezik denir.

Anksiete: İç sıkıntısı, iç daralması.

Anosmi: Koku alamama, nezle grip gibi enfeksiyonlarda olabildiği gibi koku siniri ile ilgili beyin bölgesindeki patolojilerde de görülebilir.

Anoreksi: Anorexia Nervosa, özellikle genç kadınlarda görülebilen, yemek yememek, çok az uyumak, buna rağmen çok aktif olmakla beliren psikolojik bir bozukluktur. Bu durum genellikle kişinin çok şişmanladığı kanısı ile mübalağalı bir şekilde rejim uygulaması ile başlar, önceleri kontrol edilebilen iştah bir süre sonra hakikaten yok olur ve zayıflama normal ölçüleri aşar.

Ansefalit: Beyin iltihabı.

Antienflamatuar: İltihabi reaksiyonu önleyen madde, ilaç...

Antiseptik: İnsan, hayvan ve bitkilerin dokularına yerleşerek hastalığa yol açan bakteri, virüs, mantar gibi tek hücreli canlıları yok etmek amacıyla kullanılan maddelerdir. Antiseptik, antibiyotik ve dezenfektan gibi değişik adlarla anılan birçok madde bu amaçla geliştirilmiştir. Ama genel olarak "patojen" öldürücüler denen bütün bu maddelerin özellikleri ve kullanımları farklıdır.

Antispazmodik: Spazm çözücü, daha çok iç organlardaki düz kasların kasılmalarını çözen ilaç grubuna verilen isim.

Antistatik: Statik elektrik birikimini önleyen madde.

Antitoksik: Toksin giderici.

Antitüssif: Öksürük giderici.

Antiviral: Virüslara etkili, virusların zararlı etkilerini önleyen.

Anüler: Halka şeklinde.

Anüri: İdrar çıkaramama.

Anüs: Makat, sindirim kanalının bitiş kısmı.

Aorta: Kalpten çıkan, vücudun en büyük damarı, kalpten çıktıktan sonraki kavisli bölümüne arcus aorta, göğüs kafesi içersinde seyreden kısmına torasik aorta ve karın içersinde seyreden bölümüne de abdominal aorta denir.

Aortik Anevrizma: Aort damarının her hangi bir bölümünde görülen genişleme.

Apandisit: Kör barsak (apendiks) iltihabı.

Apati: Çevre ile anormal derecede ilgisizlik, duygusuzluk, kayıtsızlık.

Apeks: Uç, tepe, zirve.

Apirojen: Ateş yükselmesine neden olan herhangi bir madde taşımayan.

Apne: Solunumun geçici bir zaman içinde durması.

Apopleksi: Felç, inme.

Araknoit: Beynin üzerinin örten ince zar.

Artrit: Eklem iltihabı

Artroz:Eklem beslenme bozukluğuna bağlı gelişen dejeneratif eklem hastalığı

Artroskopi: Artroskopla eklem içinin görüntülenmesi ve muayenesi.

Artralji: Eklem ağrısı

Asetabulum: Uyluk kemiğinin başının, kalça kemiği ile eklem yaptığı çukurluk

Asetilsalisik Asit: Yaygın olarak kullanılan ve bilinen aspirinin kimyasal adı.

Asidoz: Organizmanın asit baz dengesinde asit yönünde bozulma sonucu ortaya çıkan intoksikasyon tablosu.

Aso: "Antistreptolizin O" için kullanılan kısaltma. Streptolizin, "Hemolitik Streptokok" adı verilen bakterilerin salgıladığı toksinin adıdır. Bu toksinin varlığını tespit için yapılan tetkike de kısaca ASO adı verilir. ASO, romatizma gibi bazı Hemolitik Streptokok enfeksiyonlarında yükselir bu açıdan teşhis te ASO değerleri önem taşır.

Asthma: Astım. Bkz. Detaylı Bilgi

ASYE: Alt solunum yolları enfeksiyonunun kısaltılmış şekli

Aşil Tendonu: Baldır arka kısmındaki kas grubunun, topuk kemiğine birleşmesini ve ayağın aşağı yukarı hareketini sağlayan yapı (kiriş).

Atropin: Belladonna (Güzel Avrat Otu) adlı bitkiden elde edilen bir alkaloiddir. Tıpta çok değişik kullanım alanları vardır. Örneğin, göz dibinin muayenesinde, göz bebeğinin genişletilmesi için, ayrıca anesteziden önce üst solunum yollarında salgıların azaltılması için kullanılır

Asrevya beğendi.
Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 01.12.2013, 17:53   #2 (permalink)
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: A'dan Z'ye Tıbbi Terimler Sözlüğü

B -

Backache: sırt ve bel bölgesinde hissedilen ağrı.

Backbone: Omurların oluşturduğu bel kemiği. Columna vertebralis

Balneoterapi: Banyo kürü ile tedavi

Bağışıklık (immünite): Belirli bir mikroorganizmaya karşı vücudun direncidir. Aktif ve pasif olmak üzere iki tip bağışıklık vardır. Aktif immünite, hastalığın, çok hafif de olsa, bizzat geçirilmesiyle oluşur. Hastalığa neden olan organizmalar, vücutta antikor reaksiyonları uyandırırlar ve bu reaksiyonlar, bazı vakalarda, hayat boyu devam eder. Pasif immünite ise, antikor reaksiyonu uyandırıcak nitelikte, fakat kuvveti azaltılmış veya değiştirilmiş olan mikroorganizmaların vücuda aşılanmasıyla oluşur.

Bakteri: Tek hücreli mikroorganizmalardır. Bunlar, mantarlardan küçük, fakat virüslerden büyüktürler. Bazıları hastalık yapıcı, bazıları zararsızdır; bazı bakteriler ise, faydalıdırlar: Örneğin, toprağın nitrojen yapıcı bakterileri. Bakteriler, şekillerine göre sınıflandırılabilirler: Coccus'lar yuvarlak, bacillus'lar çubuksu, vibrio'lar virgül şeklinde, spirillum'lar dalgalıdır.

Balanitis: ***** başı iltihabı

Balsam: Çeşitli bitkilerden elde edilen sakız kıvamında hoş kokulu sıvı, reçine

Bakteriemi: Bakterilerin veya bakteri toksinlerinin kana geçmesiyle oluşan ateş, titreme ile seyreden klinik tablonun adıdır.

Ballismus: Kol ve bacakların, istemsiz, şiddetli, atıcı hareketleridir. Bu durum, gövdenin yarısında görüldüğü takdirde, "hemiballismus" adını alır.

Bandaj: Yara sarmaya veya yaraları kapatan gazları ve tespit edici tahtaları yerinde tutmaya yarayan kumaş parçasıdır.

Barbitüratlar: Sinir sistemini uyuşturucu etkileri olan maddelerdir.

Basil: Çomak şeklindeki mikroorganizmalardır. Örneğin Tüberküloz'un etkeni Koch adı verilen basildir.

Bazal Metabolizma: Vücut yüzeyi birimine göre hesap edilen, istirahat anında kullanılan enerji miktarıdır.Vücut yüzeyi kişinin, boyu ve kilosundan hesap edilir.Troid bezinin fazla çalışmasında, bazal metabolizma yükselir.

Batın: Gövdenin, göğüs ve pelvis bölgeleri arasındaki kısmıdır. Göğüsten, bir kas bölme teşkil eden diafragma ile ayrılmış olan batının, alt kısmında pelvis boşluğu ile devamlılığı vardır.

Bell Paralizi: Yüz siniri felci.

Bence-Jones Proteini: Myelomatosis gibi kemik iliğini ilgilendiren hastalıklarda, idrarla çıkartılan bir çeşit protein.

Beriberi: B vitamini noksanlığında meydana gelen ağır bir polinevrit.

Bikonkav: Her iki yüzeyide konkav, iç bükey veya oyuk olan.

Bifid: İki bölüme ayrılmış durumda olan, çatallı, yarık.

Bifurkasyon: İki dala ayrılma yeri.

Bilateral: Her iki tarafa ait olan, iki taraflı.

Bilürubin: Hemoglobinin yıkılmasından açığa çıkan kırmızı boya.

Bilürubinemi: Kanda bilüribinin artması.

Biopsi: Canlı bir dokudan muayene edilmek üzere küçük bir parça alınması.

Bilefarit: Göz kapaklarının, özellikle kenar bölümlerinin iltihabı.

Bone: Kemik.

Botilismus: Basillus Botulismus toksinleri ile meydana gelen zehirlenme.

Brakiyalji: Kol ağrısı.

Bradikardi: Kalbin dakikadaki atım sayısının azalması.

Bronchiolitis: Solunum sisteminin en küçük fonksiyonel üniteleri olan bronşiollerin iltihabına denir.

Bül: Ciltte içi sıvı dolu kabarık oluşumlar. Çapları 0.5 cm'den büyüktür. Küçük olanlarına vezikül denir.

Büllöz: Büllerden oluşan lezyon

Asrevya beğendi.
__________________
Pain isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 01.12.2013, 17:53   #3 (permalink)
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: A'dan Z'ye Tıbbi Terimler Sözlüğü

C -Ç

Cachexia (kaşeksi): Genel vücut zafiyeti

Caduceus: Mitolojide Tanrı'nın habercisi olan Merkür'ün asasıdır. ABD ordusu tıp mensuplarının sembolü olup, tıp biliminin sembolü olan Eskülap asasından farklıdır. Merkür asasının çevresinde iki yılan vardır, Eskülap'ta ise, bir yılan bulunur.

Caisson Hastalığı: Vurgun. Dalgıçlarda ve çok yükselen havacılarda atmosfer basıncının ani değişimlerine bağlı olarak meydana gelir.

Calcaneus: Topuk kemiği.

Calcinosis (kalsinosis): Vücudun yumuşak dokularında kalsiyum ve kalsiyum tuzlarının toplanması ile belirgin durum.

Calcipenia (Kalsipeni): Vücutta kalsiyum eksikliği

Candida: Bir mantar çeşidi.

Cerahat: Alyuvarlar (lökositler), bakteri ve yıkılmış doku kalıntıları gibi iltihap ürünlerini kapsayan doku sıvısıdır.

Cerrahi: Tıbbın en eski dallarından biridir. İlaçla ya da başka tedavi yöntemleriyle iyileştirilemeyen hastalıkların, yaralanmaların, vücuttaki yapı bozukluklarının ameliyatla onarılmasına ya da hastalıklı organı kesip çıkararak iyileştirilmesine dayanır.

Cerumen: Kulak kiri. İnsan kulağında normal olarak bulunan balmumu kıvamındaki salgıdır. Bu salgının fazlalığı, kulak tıkanması ve geçici sağırlığa yol açar.

Cestodiasis: Yassı solucan enfeksiyonudur.

Clavicula: Köprücük kemiği.

Cor: Kalp.

Caoxae: Kalça kemiği.

Çekum (Caecum): İncebarsakla kalınbarsağın birleştiği yerdeki kesedir. Bu bölgede, iltihaplanma, ülserasyon veya kanser görülebilir.

Çıban : Çıbanlar, derideki ter bezleri veya kıl keselerinin (foliküllerinin) enfeksiyonlarıdır.

Çiçek: Akut, enfeksiyöz bir hastalıktır. Her yaşta ve her cinsten kişiler bu hastalığa yakalanabilir. İki tipi vardır: Variola major ve variola minor.

Çil (Efelit): Deride, güneşe maruz kalma sonucu beliren, ufak lekelerdir. Bunlar, daha fazla, lokalize güneş yanıklarına benzetilebilir ve ekseriyetle sarışın veya kızıl saçlılarda görülen melanin pigmenti birikimidir.

__________________
Pain isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 01.12.2013, 17:53   #4 (permalink)
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: A'dan Z'ye Tıbbi Terimler Sözlüğü

E -

Eccrinology (ekrinoloji): Dış salgı bezlerini konu alan bilim dalı.

Ecto (ekto): Dış

Edema (ödem): Vücudun her hangi bir yerinde hücre dışında anormal su birikmesi.

E.E.G: Elektroansefalografi kelimesi için kullanılan kısaltma.

Effekt: Tesir, etki.

Effektif: Etkili, tesirli.

Efervesan: Suya atıldığı zaman küçük gaz kabarcıkları çıkartarak köpüren, eriyen.

Effüzyon: Vücut boşluklarında veya doku içerisinde sıvı birikmesi. "Plevral effüzyon" iki plevra yaprağı arasında sıvı birikmesidir.

Ejekulasyon (ejeculation): Meninin penisden dışarı atılması.

E.K.G: Elektrokardiogram kelimesi için kullanılan kısaltma.

Ekinokok: Köpek ve kurtlar, nadiren kedilerde bulunan bir parazit olup larvaları memeli canlılarda büyüyerek hidatik kistleri yaparlar.

Eklampsi: İlerlemiş gebeliklerde veya doğumdan hemen sonra yüksek kan basıncı, ödem ve idrarda protein yükselmesi ile karekterize nöbetler ve önlem alınmazsa bilincin kaybolması hali.

Eko: Yankı.

Ekokardiyografi: Kalp, damar sisteminin teşhisinde kullanılan ultrasonik bir yöntem.

Ekokardiyogram: Ekokardiyografi yoluyla elde edilen çizelge.

Ekoensefalogram: Beynin ekoensefalografi ile elde edilen çizelgesi.

Ekolali: Hastanın kendisine söylenilen sözleri anlamsız şekilde aynen tekrarlaması.

Eklampsi: Gebelerde plasentadan gelen toksinlerle oluşan bilinç kaybı ve konvulsiyonlarla birlikte seyreden tablo.

Eksizyon: Bir dokunun çıkartılıp atılması.

Ektazi: Genişleme. Örn. Bronşektazi.

Ektoderm: Gastrulasyon safhasındaki embriyoda oluşan üç tabakadan dışdaki; dış hücre tabakası.

Ektopi: Her hangi bir organın normal bulunması gereken yerde değilde, vücudun başka bir yerinde olması hali.

Ektropion: Göz kapaklarının serbest kenarlarının dış tarafa kıvrılmaları.

Ekzema: Deride kızarıklık, şişme, veziküller, kaşıntı gibi belirtilerle görülen cilt rahatsızlığı. Akut ve Kronik diye ayrıldığı gibi Yaş ve Kuru ekzema cinsleri de vardır.

Elektroansefalografi: Beynin elektriki faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi.

Elektrokardiografi: Kalp adelesinin faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi.

Emolient: Yumuşatıcı

Endokrinoloji: İç salgı bezlerinin fonksiyonlarını, normal dışı çalışma sonucu oluşan hastalıklarını ve bunların tedavilerini inceleyen tıp dalıdır.

Endokrinolog: Endokrin sistemin yapı, patolojileri ve tedavisi konusunda uzman kişi.

Ensefalon: Beyin.

Envazyon (invasion): Yayılma, örneğin kafatasındaki bir tümörün beyin dokusuna envazyonu denince tümörün beyine yayılması kastedilir.

Epispadias: Uretranın ön duvarının yokluğu sonucu uretranın penisin üst yüzeyine açılmasıyla belirgin doğuştan anomali.

Epitel: Organ ve vücut yüzeylerini örten hücre tabakası.

Erozyon: Deri veya mukozada görülen, sınırlı bir bölgede epitel kaybı, yüzeyel yaralar. Örneğin; Cervical erozyon, halk arasında rahim ağzında yara olarak bilinir.

__________________
Pain isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 01.12.2013, 17:53   #5 (permalink)
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: A'dan Z'ye Tıbbi Terimler Sözlüğü

F -

Fabism: Bkz Favism

Fabulist: Asılsız şeyler anlatan kişi.

Fab Fragmanı: Immünglobulin molekülünde bulunan, antijen bağlayan fragman.

Fab sınıflaması: FAB terimi French-American-British sözcüklerinin baş harflerinden oluşur. Akut lenfoblastik lösemi (ALL) ve akut myeloblastik lösemide (AML) neoplastik hücrelerin morfolojik özelliklerine göre yapılan bir sınıflama sistemidir. FAB sınıflaması için wright boyaması, sitokimyasal boyalar ve bazı durumlarda (ör: AML - M7) elektron mikroskopla platelet peroksidaz pozitifliğinin gösterilmesinden de yararlanılır. FAB'a göre ALL olguları 3, AML olguları 7 kategoriye ayrılır. Hücre morfolojisine göre yapılmış bir sınıflama olmakla birlikte her grubun klinik davranışı, hatta tedaviye yanıtları farklıdır. Bu sınıflamanın doğru yapılabilmesi için periferik kan örnekleri ile karar verilmesi yeterli değildir, mutlaka kemik iliği yayması incelenmelidir.

Facet: Küçük düz yüzey

Fagositoz: Yabancı bir partikülün nötrofil tarafından etkisi hale getirilmesindeki en önemli aşamadır. Sırasıyla partikülün nötrofile tutunması, hücre içine alınması, fagositik vakuol (fagozom) oluşması ve degranülasyon kademelerinden oluşur.

Falciform: Orak şeklinde

Fallop Tüpleri: Her biri yaklaşık 10 ar cm. uzunluğunda, uterusun üst köşelerinden yumurtalıklara kadar uzanan iki borudur. Tuba uterina veya uterus tüpleri de denir.

Fallot's Tetralogy: Kalbin doğumsal bir anomalisine verilen isim.

Falks Serebri: Beynin sağ ve sol yarı kürelerini birbirinden ayıran, orağa benzediği için bu isim verilen kalın zar.

Familyal: Irsi, kalıtsal, herediter.

Farinks: Yutak.

Fascia: Kasların üzerini örten zar

Fasial Sinir: Yüz siniri, yedinci kafa çifti.

Fasial Paralizi: Yüz siniri felci, bu sinirin felcinde yüzün yarısı kısmen hareketsiz ve ifadesiz kalır. Santral ve Periferik olmak üzere iki türlü olur.

Fat: Yağ.

Fatal: Öldürücü, ölümle sonuçlanan.

Favizm: G-6PD (glukoz-6-fosfat dehidrogenaz) eksikliği olan bazı kişilerde bakla yenildiğinde ağır seyirli bir hemolitik kriz oluşur. Sadece bir kısım hastada oluşması nedeniyle bakla ile oluşan hemolizin tek nedeninin enzim eksikliği olmadığı, genetik veya immünolojik başka faktörlerin de rolü olduğu düşünülmekte ise de kesin mekanizma açıklanamamıştır. Favizm oluşumu G-6PD Akdeniz tipinde sık görülür.

Faz Spesifik İlaçlar: G1 spesifik: L-Asparaginaze S spesifik: Antimetabolitler, hidroxyurea, procarbazine G2 spesifik: Bleomycine, bitki alkaloidleri M spesifik: Bitki alkaloidleri

Febril: Ateşli, hummalı.

Fekalit: Barsakta bir kısım dışkının sertleşmesi sonucu oluşan dışkı taşı.

Feçes: Dışkı.

Femur: Uyluk kemiği.

Ferment: Bazı organların salgılarında bulunup kimyasal değişikliklere etki eden maddeler.

Fermentasyon: Mayalanma.

Ferritin: Demir elementinin vücutta depo edilen şekli.

Fertil: Gelişme yeteneği olan, doğurabilen.

Fertilite: Doğurma yeteneği, verimlilik.

Fetus: Üçüncü gebelik ayı başından doğuma kadarki devre içinde ana rahmindeki canlıya verilen isim.

Fetal: Fetus'a ait.

Fibrin: Kanın pıhtılaşmasına yarayan albumin cinsinden bir madde.

Fibrinemi: Kanda fibrin bulunması.

Fibninüri: İdrarda fidrin çıkması.

Fibrom: İyi huylu bağ dokusu tümörü.

Fibro-Sarkom: Bağ dokusunun kötü huylu tümörü.

Fibröz: Lif dokusu

Fibula: Bacaktaki iki kemikten dış kısımda olanıdır. Üstte Tibia ile eklem yapar diz eklemi yapısına girmez, altta ise ayak bileği eklemine iştirak eder.

Filaria: Omurgalı canlıların kanında ve dokularında yaşayan kıl kurdu cinsi parazit. Elefantiazis denilen rahatsızlığa neden olur.

Frenik Sinir: Nervus Frenicus. Göğüs boşluğu ile karın boşluğunu birbirinden ayıran diafragmanın sinirine verilen addır.

__________________
Pain isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 01.12.2013, 17:54   #6 (permalink)
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: A'dan Z'ye Tıbbi Terimler Sözlüğü

G -

Gag: Ameliyetlarda kullanılan ağız ekartörü

Gain: Kazanç

Galaktemi: Kanda süt bulunması.

Galaktosel: Memede, içi süt dolu kist.

Galaktore: Memeden kendiliğinden süt gelmesi.

Galaktoz: Süt şekeri.

Galaktozüri: İdrarla galaktoz çıkması.

Galaktüri: İdrarın süt görünümünde çıkması.

Gall: Safra

Gallstone: Safra taşı

Ganglion: Lenf yollarının yada sinirlerin oluşturduğu nodül şekilde oluşum.

Gangren: Dokunun ölmesidir, ancak halk arasında daha çok bir uzvun vücuda bağlıyken ölmesi anlaşılır.

Gastrit: Mide iltihabı.

Gastroduodenit: Mide ve onikiparmak barsağının iltihabı.

Gastroenterit: İshalle seyreden mide barsak iltihabı.

Gastroenteroloji: Mide, barsak hastalıkları bilgisi.

Gastroenterelog: Mide, barsak hastalıkları uzmanı.

Gastroskopi: Hastaya yutturulan bir kamera ile midenin görerek muayene edilmesi.

Gastrointestinal: Mide - barsak.

Gastrolit: Mide taşı.

Gastromegali: Midenin genişlemesi.

Gastronomi: İyi yemek yeme bilimi.

Gastroptozis: Mide düşüklüğü.

Giardia: Tek hücreli organizmalardandır. Esas adı Giardia Lamblialis olup, sindirim sisteminde yerleşir.

Giardiasis: Giardia İntestinalis adlı mikroorgnizmanın sebep olduğu hastalık

__________________
Pain isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 01.12.2013, 17:54   #7 (permalink)
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: A'dan Z'ye Tıbbi Terimler Sözlüğü

H -

Habenula: Epifiz sapı

Habitüel: İtiyadi, alışkanlığa bağlı.

Hair: Kıl, saç

Hallüsinasyon: Gerçekte olmayan şeyleri algılamak.

Halluks: Ayak başparmağı.

Halotan: Anestezik bir madde.

Hamartom: Yeni oluşmuş kan damarlarında meydana gelen tümör.

Hamartroz: Eklem boşluğuna kan dolması.

Haşiş: Esrar, haşhaş.

Hematom: Organ içerisinde veya aralarında kan birikmesi.

Hemoraji: Kanama.

Hemaglütinasyon: Kan yuvarlarının aglütinasyonu.

Hemanjiektazi: Kan damarlarının genişlemesi.

Hemanjiom: Kan damarlarından dogan tümörler.

Hematemez: Kan kusma.

Hematosel: Testis torbalarında kan birikmesi.

Hematolog: Kan hastalıkları uzmanı.

Hematomiyeli: Omurilikte kanama.

Herpes: Uçuk, içi sıvı dolu vezikül.

Herpes Simpleks: Aynı adı taşıyan virüsün sebep olduğu çeşitli deri ve mukoza bölgelerinde yaygın, küçük, içi sıvı dolu oluşumlar ile belirgin virütik enfeksiyon.

Hiler: Hilus'a ait. Örneğin, Hiler Lenf Adenopati denildiği zaman Hilus'a komşu lenf bezlerinde büyüme anlaşılır.

Hilus: Organlarda büyük damar ve sinirlerin, akciğerlerde solunum yollarının giriş kapısı.

Hiperkromazi: Pigment fazlalığı gösteren.

Hiperemi: Aşırı kan birikimi

Hipofiz: Beyin tabanında burun arkasının üst kısmına uyan bölgede hormon salgılayan bir bezdir.

Hipospadias: Penisin doğumsal bir şekil bozukluğudur. İdrar yolunun son kısmı olan üretra'nın dışa açılan deliğinin normal yerinde değil, penisin alt yüzünde herhangi bir yerde olması halidir

__________________
Pain isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 01.12.2013, 17:54   #8 (permalink)
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: A'dan Z'ye Tıbbi Terimler Sözlüğü

I-

İatroloji: Hekimlik, tıp bilimi

İchthyozis (ihtiyosis): Cildin pul pul ve kuru oluşu ile kendini gösteren bir hastalık.

İdiosenkrazi: Aşırı duyarlılık

İdiopatik: Oluşumunda bir sebeb gösterilemeyen.

İdiopatik trombositopenik purpura (ITP): Deri ve mukozalarda yaygın kanama odakları yanında, hafif travma sonucu kolayca kanama görülmesi, trombosit sayısının azalması ve kanama zamanının uzaması ile belirgin, sebebi bilinmeyen purpura (deri ve mukozalardaki küçük kanama) şekli.


İkter: Sarılık.

İktus: İnme. darbe.

İdiot: Doğuştan xxxxx.

İleitis: İnce barsak iltihabı.

İleum: İnce barsağın son bölümü.

İleus: Barsak tıkanması.

İlluzyon: Dışarıdan gelen görsel uyarıların olduklarından faklı algılanması.

İmbesil (imbecile): Geri zekalı.

İmitasyon: Taklit.

İmmatür: Tam gelişmemiş.

İmminent: Tehdit eden.

İmminent Abortus: Düşük tehdidi altındaki gebelik.

İmmobil: Hareketsiz.

İmmün: Bağışık,bulaşıcı hastalıktan muaf.

İmmünite: Bağışıklık, muafiyet.

İmmünize: Bağışık kılmak.

İmmünoloji: Bağışıklığı inceleyen bilim.

İmmünolog: Bağışıklık uzmanı.

İnflamasyon: Çeşitli mikrobik ajanlar veya toksinlerine karşı vücudun göstermiş olduğu; hararet artması, kızarıklık ile karakterize iltihabi reaksiyon.

İntermedier: Arada oluşan, meydana gelen.

İntraepitelial: Epitel hücreleri içerisinde.

İYE: İdrar yolları enfeksiyonunun kısaltılmış şekli

__________________
Pain isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 01.12.2013, 17:54   #9 (permalink)
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: A'dan Z'ye Tıbbi Terimler Sözlüğü

J -

Jactitation: Yüksek ateşe bağlı yatak içerisinde sağa sola dönme hareketi

Jargon: Kelimeleri yerinde kullanamama ile karekterize anlamsız ve anlaşılmaz konuşma.

Jaundice: Sarılık

Jejunum: Oniki parmak barsağından (duodenum) sonra gelen ince barsak bölümü.

Jejunit: Jejunum iltihabı.

Jigantizm (gigantism): Ergenlik çağından önce oluşan hipofiz bezi tümörlerinden dolayı büyüme olayının kontrolden çıkması sonucu oluşan dev görünüm.

Jerk: Kasın gösterdiği ani kasılma hareketi

Jinekoloji: Kadın hastalıkları ile ilgili tıp dalı.

Jinekomasti: Erkeklerde memenin anormal ölçüde büyümesi.

Jinjivit: Diş etleri iltihabı.

Joint: Eklem.

Juice: Herhangi bir maddenin sıvı halindeki özü

Jugal: Elmacık kemiği

Jugular: Boyunla ilgili

Jugulum: Boyun veya boğaz

Junction: Birleşme yeri

Juvenil: Gençliğe ait.

__________________
Pain isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 01.12.2013, 17:54   #10 (permalink)
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: A'dan Z'ye Tıbbi Terimler Sözlüğü

K -

Kainophobia (kainofobi): Yenilik korkusu. Yeni fikirlere yeni buluşlara veya yenişeylere karşı sebepsiz ürküntü duyma.

Kakosmia (cacosmia): Mevcut olmadığı halde kötü kokular hissetme hali, kötü tiksindirici koku

Kakidrosis: Tiksindirici kokuda ter salgılanması.

Kala-azar: Leishmania donovani parazitinin sebep olduğu yüksek ateş anemi dalak ve karaciğer lezyonları ile belirgin ağır enfeksiyoz hastalık.

Kalyum (kalium): Potasyum.

Kardiak: Kalbe ait.

Karina: Trakeanın (nefes borusu), sağ ve sol akciğerlere girmeden önce ikiye ayrıldığı kısıma verilen ad.

Kaşeksi: Genel sağlık durumunun bozukluğu ile ilgili ileri derecede zayıflama hali.

Katabolizma: Maddelerin yüksek terkiplerinin, dokularda yakılarak daha basit terkipte maddeler meydana gelmesi.

Keloid: Eski bir kesi veya ameliyat yerinde aşırı nedbe dokusu oluşmasıdır.

Keratin: Tırnak ve boynuzun ana maddesi.

Keratinizasyon: Boynuzlaşma.

Keratit: Kornea iltihabı.

Keratoma: Nasır.

Keratometre: Kornea kavislerini ölçmekte kullanılan alet.

Keratoplasti: Matlaşmış korneanın yerine başkasından alınan korneanın konulması ameliyatı.

Keratoskop: Korneayı muayene aleti.

Kernicterus: Yeni doğanın şiddetli ikterinde beynin bazı çekirdeklerinin bilüribinin etkisiyle toksik degenerasyonudur. Çocukta zeka geriliği ve spastisite görülebilir.

Ketonemi: Kanda keton cisimciklerinin bulunması.

Ketonüri: Idrarla keton çıkarılması.

Kızamık: Salgın yapan virütik bir çocukluk çağı hastalığıdır.

Kidney: Böbrek

Kifoz: Omurganın açıklığı öne bakan kanburluğuna verilen ad.

Kist: Etrafı membranla (zar) çevrili içi sıvı dolu oluşumlar. Büyüklükleri muhtelif olup vücüdun her tarafında oluşabilir.

Kist Hidatik: Bazı organlarda (daha çok karaciger, akciğer, beyin) ekinokok adı verilen parazitlerin neden olduğu içi berrak su görünümünde kistler.

Kist Sebase: Yağ bezlerinin büyümesi sonucu deri altında oluşan kistler.

Klostrofobi: Kapalı yerlerden sebebsiz yere korkma reaksiyonudur.

Kleptomani: İhtiyacı olmaksızın patalojik çalma dürtüsüne verilen addır.

Koch Basili: Tüberküloz basiline, bulanın adına izafeten verilen ad.

Kolesterol: Hayvansal ve bitkisel yağların içerisinde bulunan, karaciğer tarafından sentez edilen bir maddedir. Kanda normalden fazla bulunması halinde, damar sertliğine neden olur, ve bazanda safra pigmentleri ile birleşerek safra taşlarının oluşumunda rol oynar.

Korpus: Gövde.

Kürtaj: Küretajın kelime anlamı kazımaktır. Ama burada adı geçen Kürtaj halk arasında, küçük hamileliklerde rahim içerisindeki ceninin tıbbi müdahele ile alınması kastedilmektedir. Kürtaj ayrıca teşhis amaçlı da yapılabilir. Yani rahim iç duvarından kazınarak örnek alınıp incelenmeside kürtaj olarak adlandırılır.

__________________
Pain isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.

Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 14:12