Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu

Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu (https://www.forumaski.com/)
-   Hayvanlar Alemi (https://www.forumaski.com/hayvanlar-alemi/)
-   -   Onları kovdunuz, dövdünüz, zehirlediniz, katlettiniz... Ya peki, sevmeyi hiç denediniz mi? (https://www.forumaski.com/hayvanlar-alemi/115958-onlari-kovdunuz-dovdunuz-zehirlediniz-katlettiniz-ya-peki-sevmeyi-hic-denediniz-mi.html)

EbruLi 20.06.2014 18:26

Onları kovdunuz, dövdünüz, zehirlediniz, katlettiniz... Ya peki, sevmeyi hiç denediniz mi?
 
Onları kovdunuz, dövdünüz, zehirlediniz, katlettiniz... Ya peki, sevmeyi hiç denediniz mi?

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]
Barbarca işgal ettik yaşam alanlarını, onların bizler için yaratıldığına inanarak; inandırılarak bencilce, yaşam hakkı tanımadık hiçbirine, sorgulamadık bile bu zulmü... İnsanlığı yüceltirken diğer canlıları yok saydık. Doymadık, dolduramadık kefenlerin delik ceplerini... İstedikçe istedik... Spor olsun diye avladık, lüks tatil köyleri uğruna cayır cayır yaktık ormanlarını, kışın soğuktan ve açlıktan evlerimizin bahçelerine sığındıklarında kovduk onları; hatta zehirledik, adrenalin için saatte 200 km hızla araba kullanıp acımasızca, hissizce o narin bedenlerine çarptık, gösterişli kürkler için canlı canlı derilerini yüzdük, para için, keyif için, zevk için katlettik. Biz "insan" olduk, onlar ise "hayvan"...
Mahatma Gandhi ne güzel söylemiş: "Bir ulusun büyüklüğü ve ahlaki gelişmişliği, hayvanlara nasıl davrandığıyla ilgilidir." Bu ülkede o kadar çok sevgisiz, tahammülsüz ve bencil insan var ki; içlerindeki nefreti "KORKU" başlığı altında korumaya alıp kusarcasına saldırıyorlar sokakta kedi köpek gördüklerinde... Ağızlarından tükürük saça saça, saygısızca, şuursuzca "ÇEK ŞU KÖPEĞİ" diye haykıranlar şüphesiz zavallı köpeklerden çok daha korkunç görünüyorlar. Ne yalan söyleyeyim, insanlardan korktuğum kadar köpeklerden korkmuyorum ben. Bunca cehalet, hoşgörüsüzlük ve nefret içinde tabi ki milletçe doğrulmaz da belimiz! Hayvanlara zulüm eden, doğayı yok eden tüm toplumlar gibi, maalesef daha çok kara gün var önümüzde yaşayacak. Çok da uzağa gitmeye gerek yok; birkaç sene öncesinde kuş gribi paniğiyle hasta mı değil mi bilmeden canlı canlı gömdüler tüm tavukları da ne oldu, akabinde keneler basmadı mı her yeri... Kesinlikle toplumsal bir terapiye ihtiyacımız var korku adını verdiğimiz "hayvan nefreti" üzerine... Hem bırakalım öyle "Hayvanları Koruma Günü"nü falan, zira ona gelene kadar önce uzuun yıllar "Hayvanlara Tahammül Etme Günü"nde mesaiye kalmamız gerekir milletçe...
Çocuklarının yanında "pis köpek, tü kaka, ısırır" vb. korkutmalarla köpeklere ve sahiplerine bizzat saldıranlar mesela... Bu koruma içgüdüsü falan değil; tedavi edilmesi gereken bir ruh hastalığı bence. Hele hele sözümona Allah inancıyla dolup taşanlar Allah'ın yarattığından nasıl bu kadar tiksinir, korkar? Ya peki, o çağdaş geçinen; "köpek ırkçılığı" yapan tipler? Golden Retriever, Cocker, Chihuahua, Yorkshire Terrier olmayan köpeklere yaşam hakkı tanımayan, geri kalanların saldırgan, vahşi ve sevimsiz olduğuna kanaat getirenler? Köpek besleyenler bile bu kadar şuursuz olursa, biz derdimizi kime anlatabiliriz? Çocukların korkutulmaya değil, cesaretlendirilmeye ihtiyacı var. Çocukların sevgisizliğe, agresifliğe, hoşgörüsüzlüğe, bencilliğe değil; sevgiye, paylaşmaya, dostluğa ihtiyacı var. Büyüdükçe zaten yeterince öğrenecekleri nefreti, öfkeyi, sevgisizliği, bencilliği, hoşgörüsüzlüğü daha hayatlarının başında küçücük ve narin kalplerine yüklemeye ne gerek var? Hayat hangimize büyüdükçe güzellikler, kolaylıklar getirdi? Aksine götürmedi mi içimizdeki çocuğun heveslerini; hayallerinin peşinde koşan, o gözü kara çocuğu çalmadı mı bizlerden? Sınavlara, borçlara, yıkımlara, ayrılıklara, ölümlere, dost kazıklarına boğulduk. Sağımız solumuz sahte yüzlü güler yüzlü insanlarla dolup taşarken, biz kendimize yabancılaştık, unuttuk özümüzdeki güzellikleri. Sevmeyi, paylaşmayı, sorumluluk almayı gözlerindeki o hayat dolu ışıltı sönmeden öğretin yavrularınıza.. Zira fırına verdiğiniz kekin içinde eksikse 1 yumurta, kıvamı tutturmak için piştikten sonra üstüne kırmanız nasıl ki fayda etmez; aynı öyle ziyan olur işte sonradan kişisel gelişim kurslarında dökülen paralar, harcanan zamanlar....
Şimdiden duyabiliyorum içinizdeki bıdı bıdıları.. "Ama ya çocukları parçalayan köpekler???" Bu konuda hiç açtırmayın bana ağzımı... Hadi Amerika'nın seri katillerini, çocuk *****cularını, Avrupa'nın alkolik, depresif, dejenere gençliğini geçtim; bizim kendi toplumumuzdan çıkmıyor mu el kadar bebeklere tecavüz edip onları öldürebilenler? Bugüne kadar köpeklerin mi yoksa insanların mı öldürdüğü çocuk sayısı daha fazla? Yaptınız mı bir istatistik? Sorun bir gazeteye, rica edin baksınlar 3.sayfa arşivlerine. Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmayın; hadi biraz zorlayın kendinizi, biraz uzaklaşın ezberci öğretilerden, efsanelerden; biraz düşünün, biraz insaf edin... Hem bir köpeğin vücut dilinden hasta ya da agresif olup olmadığını anlamanız, bir insana nazaran çok daha kolay; çünkü hayvanlar insanlar gibi kendilerini olduklarından farklı göstermenin derdinde değiller. Kaldı ki saldırganlığın temelindeki beyin ve sinir hastalıkları insan ya da hayvan ayırt etmiyor. Hasta canlıları yok etmek yerine, onları tedavi etmek pekala mümkünken; insanlar gibi hayvanlar da rehabilite edilebiliyorken kim uğraşacak değil mi ama itle köpekle, sağlıklı ya da hasta ne farkeder; basın zehri gitsin.. Neden bu tahammülsüzlük, bu acımasızlık? Hasta bir insanın işlediği cinayeti nasıl ki tüm insanlığa yormuyorsunuz, nasıl ki bas bas bağırmanıza sebep olmuyor sokakta çocuğunuzun yanından gelip geçen insanlar, köpeklere gösterilen bu anormal tepki ve onlara yaşam hakkı dahi tanımama bencilliği de objektif bakıldığında aslında sadece obsesif nefret değil mi?
"Ya köpeklerden insanlara geçen hastalıklar???"... Valla bizim Raco 2 aylıktan 6 aylığa kadar "herşeye" karşı aşılandı (ve düzenli tekrarları oluyor aşılarının) şuan zannımca benden ona geçebilecek hastalıklar ondan bana geçebileceklerden çok daha fazladır; ama hasta bir köpek dahi olsa yanınızdan yürüyüp geçmesiyle, size bakmasıyla korkmayın ölmezsiniz. Öyle olsa, AIDS'li insanların sokağa çıkma yasağı olurdu en başta.
"Köpek pistir, sağa sola çiş kaka yapar"... Peki o zaman alın 1- 2 yaşındaki bebeklerin altından bezleri, hadi öğretin öğretebiliyorsanız klozete çıkıp tuvalet yapabilmeyi? Onlar da "pis" olmaz mı altlarında bezleri olmadan, çişleri, kakaları içinde emeklerken? Ne münasebet olur mu hiç, insan yavrusu değil mi tabi ki onlar dünyanın en masum, en temiz canlıları :) Diyeceğim o ki; herşeyin bir zamanı var, tuvalet eğitiminin de. Yavru köpeklerde bu süre büyüme hızlarıyla orantılı olarak anne sütünden kesildikleri dönemden sonraki 6-8 aya tekabül eder. O 6-8 ay evet yavru köpekler pisi temizi, doğruyu yanlışı öğrenemeyecek kadar küçük ve bilgisizdirler. Zaten öğrenseler de, kasları yeterince gelişmediğinden çişlerini, kakalarını sizin keyfinizi beklemek suretiyle tutamazlar. Ama hadi bakalım şimdi 1.5 yaşında kocaman bir dana olan Raja eve ayaklarının silinmesini beklemeden girsin, yapsın tuvaletini canı nereye isterse.. Yok böyle birşey... Yavrulukta elbette mazur gördük onu; ama etrafı batırmasına da izin vermedik. Gezebileceği alanları kısıtladık, evimizin kurallarını öğrettik ve sorunsuz atlattık bebeklik dönemini..
"Köpek kılı kist yapar" efsanesi var bir de değil mi... Bu iddiayı düzeltmek adına artık veterinerlerin dilinde tüy bitse de, ısrarla araştırmayan, okumayan ve efsaneleri yaşatan insanlar var. Köpeğin kılları evlerinizdeki halılarınız, saçaklı, tüylü örtüleriniz gibi yapay değildir. Doğaldır, avuç avuç da yutsanız vücudunuzdan doğal yollarla atılacaklardır. Kist oluşumu ise köpeklerle ya da tüyleriyle alakalı değil; parazitlerle ilgilidir. Bu parazitler insan köpek ayrımı yapmaksızın hepimize bizzat çalı çırpıdan, otobur hayvanların yeterince iyi pişmemiş etlerinden, iyi yıkanmamış sebze meyvelerden geçebilir. Yok illa köpekten geçsin diyorsanız da uzun bir yolculuk sizi bekler. İç parazit aşısı olmayan bir köpeğin ilaçlama yapılmamış bir araziden ilgili parazitleri bulup, bünyesine alıp onları dışkı yoluyla atarken anüs bölgesindeki tüylere dışkı bulaştırıp da bu tüylerin yutulmasıyla ancak parazitler köpekten insana geçer. Yani bir parazitin köpek üzerinden bize gelmesi, bizim iyi yıkanmamış bir salatalığı ısırmamızdan çok daha uzun, zahmetli ve düşük olasılıklı bir yolculuktur. Son yıllarda yapılan tüm araştırmalar evlere tıkılan, sokakta oynamayan, koşmayan, doğayla haşır neşir olmayan, bilgisayar önünde hayatını geçiren çocukların alerjik bünyelere sahip olduklarını, bağışıklıklarının oldukça zayıf oluğunu göstermektedir. (Buyrun buradan okuyun; Prof.Dr.Ahmet Rasim Küçükusta - Kapıcı Çocukları neden astım olmaz) Hijyen tabi ki ev içinde gerekli; ama bari bırakın sokakta kirlensin çocuklar:) (deterjan reklamı gibi oldu biraz:)) Fiziksel sağlığı da geçtim, ruhsal sağlıkları için de önemli bu. İki lafı bir araya getiremeyen, sığ, bencil, asosyal, uyuşuk, aşkı, dostluğu sanal arkadaşlık sitelerinde arayan yeni nesil gençlerimize baksanıza... Nerede bir zamanların çalışkan, ailesine kol kanat geren, gözükara, güçlü kuvvetli, ekmeğini taştan çıkaran yağız köy delikanlıları; nerede şimdinin asosyal, bencil, pasif, aile bağları zayıf, mutsuz, depresif, yalnız, ya kendini yemekten kurumuş ya da çöp yemekten obezleşmiş mühendisleri, doktorları, avukatları?
İnsanlar doğadan hızla uzaklaşıyor. Ağaçtan meyve toplamayan, kedi köpeğin başını okşamayan, kuş ötüşleriyle güne uyanmayan, dizleri yara olmayan çocuklar büyüyor evlerin içinde, bilgisayarların önünde; saksı çiçekleri misali. Paylaşmak yerine rekabeti, sevmek yerine nefreti, empati yerine bencilliği aşılıyor onlara mevcut düzen... Birbirlerinin yüzüne gülüp arkalarından dedikodularını yapan, mutluluklarıyla üzülüp, üzüntüleriyle mutlu olan, kendilerinden daha iyilerini kıskanan, daha kötüleriyle ego tatmini yapan sözümona dostların, aşk sandıkları geçici heveslerin, entrikaların ve ihanetlerin içinde giderek yalnızlaşıyor insanlar. Oysa en büyük kalabalık, içi sevgiyle dolu olan yürektedir. Bütün yüreklerde önyargısız ve menfaatsiz tüm canlılara ayrılacak bir yerin olması dileğimle...
ALINTIDIR

Narsinha 20.06.2014 18:49

Cevap: Onları kovdunuz, dövdünüz, zehirlediniz, katlettiniz... Ya peki, sevmeyi hiç denediniz mi?
 
İnsanların yaşamaya ne kadar hakkı varsa, hayvanlarında o kadar hakkı var.

EbruLi 20.06.2014 18:54

Cevap: Onları kovdunuz, dövdünüz, zehirlediniz, katlettiniz... Ya peki, sevmeyi hiç denediniz mi?
 
Alıntı:

Narsinha Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 570670)
İnsanların yaşamaya ne kadar hakkı varsa, hayvanlarında o kadar hakkı var.

aksine onlara o kadar eziyet edildi ve ediliyor ki
hayvanların bir dini olsaydı şeytan insan olurdu onlar için..

Perii 20.06.2014 22:21

Cevap: Onları kovdunuz, dövdünüz, zehirlediniz, katlettiniz... Ya peki, sevmeyi hiç denediniz mi?
 
Benim bir kdim birde bizim köpeğimiz vardı :) Kediyi yemek yedirmezdii havlardı kediye.. Neyse sonra bu kedinin yvruları oldu gelip ne yaptı o havlayarak bize o yavruların yerini gösterdi isterse boğabilirdi onları boğmadı :) Boğmaya çalışan kediler oldu onlara havladı :) Yani kısaca köpekde bile merhamet duygusu var :)

Jineps 20.06.2014 23:10

Cevap: Onları kovdunuz, dövdünüz, zehirlediniz, katlettiniz... Ya peki, sevmeyi hiç denediniz mi?
 
Dünyanın sadece insanların olmadığını ve bu dünya üzerinde yaşayan diğer canlıları da düşünmemiz bu konuyu hafife almamamız gerekiyor. Onlarında sevgiye ve ilgiye ihtiyaçları var. Unutmayalım bunu. :)

Can 29.07.2014 16:34

Cevap: Onları kovdunuz, dövdünüz, zehirlediniz, katlettiniz... Ya peki, sevmeyi hiç denediniz mi?
 
O kadar masumlar ki. İnsanın canı çok acıyor bazen.

FeCr 30.07.2014 10:12

Cevap: Onları kovdunuz, dövdünüz, zehirlediniz, katlettiniz... Ya peki, sevmeyi hiç denediniz mi?
 
İnsanlara cehennem olarak,bu mazlumlara yaptıkları yeter.

Aytaşı 30.07.2014 15:57

Cevap: Onları kovdunuz, dövdünüz, zehirlediniz, katlettiniz... Ya peki, sevmeyi hiç denediniz mi?
 
İnsandan daha dost oldukları açık bir gerçektir.Onlara kıyanlar her canlıya kıymaya müsaittirler.Insan görünenlerin hepsi,insan degil malesef ki...

Hayat Gibi 18.02.2015 23:51

Cevap: Onları kovdunuz, dövdünüz, zehirlediniz, katlettiniz... Ya peki, sevmeyi hiç denediniz mi?
 
hayvanlari coooooooookkk severim. ne yazik ki hayvan saklamama iznim yok ((

EbruLi 04.10.2015 10:22

Cevap: Onları kovdunuz, dövdünüz, zehirlediniz, katlettiniz... Ya peki, sevmeyi hiç denediniz mi?
 
bugun onların gunu ama ne kadar sevılecekler .. tartısılır.


Saat: 00:21

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.


SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.