Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Kültür - Sanat > Kitap Tanıtımları > Hikayeler
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Aferin Delisi Furkan

Hikayeler kategorisinde açılmış olan Aferin Delisi Furkan konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 22.08.2013, 08:39   #1 (permalink)
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Aferin Delisi Furkan

Aferin Delisi Furkan


Hadi bakalım ellerini şaklat dedi hasta bakıcılardan biri. Furkan hızla vurdu ellerini birbirine.. Affferiiiiin dedi uzatarak hastabakıcı. Furkan her zamanki gibi yerde çömelmiş vaziyette idi. Normalde çoğu insan böyle Türk usulü çömelince poposu yere değmez. Ama Furkan’ ın yıllarca sağlıksız beslenmenden dolayı büyümüş poposu yere değiyordu. Hastabakıcının uzatarak söylediği afferiiin lafından sonra, az önce şaklattığı ellerinı hızla dizlerine doladı. Ve Hastabakıcıların gülmek için beklediği, çömelmiş ve elleri dizlerinde dolanmış vaziyette iken yaptığı zıplama hareketlerine başladı. Tabi bir yandan da bağırıyordu. Ben yaptım ben yaptım ben yaptım !!! Hastabakıcı tekrar: hadi bakalım Furkan ellerini şaklat. Yine Malum şak şak şak sesleri.. Yine malum uzatılmış bir affferiiiin.. yine malum zıplama hareketi ve Ben yaptım ben yaptım ben yaptım çığlıkları…. Şuna bak la Ömer nasılda maymun gii zıplıyor dedi kahkahalar içinde hastabakıcının biri. Diğeri yok oğlum bir kere maymunlar zıplarken ellerini iki yana havaya doğru açarlar bu ellerini dizlerine dolayarak zıplıyor. Ne kadar kültürsüzsün hiç mi belgesele izlemiyorsun diye yanıtladı adı Ömer olan hastabakıcı. Lan boşver ne gibi zıpladığını. Şu na bak nasılda bağırıyor ben yaptım ben yaptım ben yaptım diye la. Çok komik la dedi diğeri tekrar sulu kahkahalar eşliğinde. Burası Aferin Delisi Furkan ın kaldığı odaydı. Yer Bakırköy. İl artık malumunuz İstanbul. Ve hastabakıcılar günlük klasik eğlencelerini yapıyorlardı vakit geçirmek için, eğlence için, geyik için..
Furkan buraya yatırılalı 5 ayı geçmişti. Yatırılalı diyoruz çünkü ilçesinden buraya polis eşliğinde yollamışlardı. Çünkü artık hastaneye yatıracak kimsesi kalmamıştı. Hayattaki tüm sevenlerini aferinler uğruna kaybetmişti. En son artık, sabır taşına dönen karısı da hastaneye yatırılmadan 4 ay önce 4 çocuğunu da alıp gitmişti..
Furkan ilçesinin en büyük şirketinde çalışıyordu. Halk la ilişkiler Müdürüydü. İlçesi, deniz kenarında, yazları sıcak, kışları serin geçen, turistlerin dolup taştığı, tarihi eser kalıntıları olan bir ilçe maalesef değildi. Dağların arasına sıkışmış, ama bir o kadar da gelişmiş küçük bir Anadolu ilçesiydi. İlçeye deniz getireceğini söyleyenler olmuştu zamanla. Ama denizin yanında rus turist te isteriz diyenler çıkınca, bu deniz getireceğiz diyenlerin çoğu, ya iddialarından vazgeçmişlerdi, yada şu an Furkan ile aynı yerde idiler. Furkan bu ilçede büyümüştü. Babasını bu ilçede kaybetmiş. Bu ilçede ilkokulu ve ortaokulu bitirmişti. Annesi basından kalan emekli parası ile büyütmüştü onu. Çok sorunlu bir çocukluk geçirmişti. Babasını kaybettikten sonra dersleri çok kötü gidiyordu Ortaokul yıllarında. O yılarda okullarda rehber öğretmeni olarak sınıflara Beden Eğitimi veya Sosyal Bilgiler öğretmenleri baktığından danışacak kimsesi de yoktu anisinin. Bu sebeple oğlunun sorunlarını kendisinin çözmesi gerekliydi. Ne yapabilirdi.. O sıralar bişey fark etti.. Oğlu kendisinin takdir etiği bir yaparsa, bunu sanki alışkanlık haline getiriyor ve asla unutmuyor ve o işte başarılı oluyordu. Bir gün nasıl olduysa (o yıllarda bile poposu büyüktü ama) Beden eğitimi dersinde takla atmayı becermiş ve iyi not almıştı. Gelince annesine anlatmıştı. Ve annesinden kocaman bir afferiiin almıştı. Veli toplantılarının birinde Beden eğitimi öğretmeni “diğer derslerini bilmem ama benim derslerimde çok başarılı, vücut yapısı uygun olmamasına ragmen her türlü hareketi yapabiliyor. Hatta dikkat ettim, teneffüsler de bile beden eğitiminde not vereceğim hareketleri çalışıyor. Yıllardır beden eğitimi öğretmeniyim. Teneffüslerde yazılıya sözlüye çalışan çok çocuk gördüm ama beden eğitimine çalışan ilk sizinki. Ben memnunum” demişti. Annesi o an anladı.. Oğlu kendisine beğendirmek istiyordu. Başka bir şey umrunda değildi. İyi bir şey bu diye geçirdi içinden. Bu yolla oğlunun diğer derslerini düzeltebilir başarılı bir öğrenci olmasını sağlayabilirdi. O günden sonra anne Furkahn7 a değişikler işler verdi. Mesela akşam salatayı onun yapmasına müsaade etti. Yemek esnasında ise kocaman bir affeeriiin çekti. Artık işler yoluna girmişti. Furkan ne zaman annesinin hoşuna gideceğini düşündüğü bir iş yapsa, hemen anesine koşuyor, ben yaptım anne bak ben yaptım diyordu. Annesi de yapıştırıyordu Afffeeriiiin i. Bu sadeye dersleri de düzeldi Furkan ın. Çünkü annesi ikide bir her dersini ayrı ayrı sormaya başlayınca Furkan da bir çalışmadır başlamıştı. Çok seviyordu o Affferiiin leri.. Yıllar yılları kovaladı. Bu Afferiin ler Üniversite hayatında bile hep yanında idi. Ve Halkla İlişkiler bölümünden başarıyla mezun oldu. Eh her 10 Türk erkeğinden 9 nun yaptığı gibi yaptığı gibi anasının bulduğu kıza evet dedi. Evet anne beğendim dedi. Aferin de benim oğluma nasılda bilirmiş kızın iyisini lafı ile iyice bir keyiflendi. Oysa beğenmişmiydi beğenmemişmiydi bilmiyordu. Ama emin olduğu bir şey vardı,kız onu beğenmemişti. Zaten neresini beğenecekti ki. Kız tarafında ise durum vahimdi. Olacak demişlerdi. Kıza sormamışlardı bile. Ve olmuştu. Düğün bitti. Ertesi gün yine Afffferiiiin ini aldı Furkan. İlçenin Üniversite mezunları pek ilçeye rağbet etmeyip büyük şehirlerdeki işlere koştuklarından, ve bu şirket elçede yeni açılıp maaşı dolgun olmadığından annesinin araya koyduğu eski tanıdıklar sayesinde bu şirkete gurdu Furkan. Halk la İlişkiler Müdürü olarak. Ve hiçbir zaman annesinin araya koyduğu kişiler sayesinde bu işe girdiğini anlamadı. Hep mülakatı kazanıp girdim sandı. Oysa kendisinden başka başvuran olmamıştı ki. O an mülakatı yapan firma sahibinin zıpır oğlu Siz aslında geç kaldınız, dün diğer başvuralaın mülakatını bitirmiştik. Ama buyrun Konuşalım diyerek ne eğlenmişti Furkan la.. O bunu hiç bimedi tabi. Eve döndüğünde “Anne Mülakat iyi gitti. Hep Gülümsedi Patronun oğlu Bana. Sanırım Beni alacaklar işe” demişti. Annesinden yine kocaman bir Aferin almıştı.
İşe başlamıştı. Küçük İlçe şirketinin halk la ne ilişkisi olurdu. Zaten üretim ilçede yapılıyor ama satış hep dışarı büyük firmalara yapılıyordu. İlişkiye girecek halk bulamayınca sıkılmıştı Furkan. Oysa ne ümitlerle girmişti buraya. Halk a güler yüzlü olacak, halkın sevgisini kazanacak, Şirkete gelip gidenler hep ondan bahsedecek, patronlarına “yav ne iyi halkle ilişkiler müdürünüz var. Ne kadar şanslısınız” diyecekler. Oda hem patronundan hem de annesinden Afffferin alacaktı. Ama olmadı. İlişkiye girecek halk bulamayınca bunların hiç biri olmadı. O sıralarda Annesi vefat etti. Artık kendini şirketteki diğer işlere atamıştı. Halkla İlişkiler hariç ne iş varsa yapıyordu. Depoda mal mı kolilenecek?? Furkan orda.. İmalathanede defolu mallar mı ayıklanacak?? Furkan orda… Muhasebede ay sonu hesaplarında açıkmı var?? Furkan orda.. Yalnız bunları rahmetli annesinin hatırına yapmıyordu tabiki.. Bu işleri yaptığı günler mesai bitmeden hemen önce, yıllar önce kendine mülakat yapan Patronun Küçük Zıpır oğlu Kamil beyin odasına uğrar “ Kamil Bey, bu gün Kolileme işi yetişmiyordu, ben gitim yaptım, Kamil Bey bu gün ay sonu hesapları vardı Muhasebede yapamamışlar, ben gittim yaptım, Kamil Bey bu gün imalathanedeydim, kalıplar yanlış basılmış ben gittim düzelttim.! Diyordu. Tabi karşılığında Affferin Furkan Bey tebrikler. Sen olmasan biz ne yapardık yahularıda alıyordu.. Oysa işin aslı öylemiydi. Elbette değildi. Şirkette kimse bundan yardım filan istemiyordu ki. Furkan şirkette olsada işler yürüyordu olmasa da. Hatta bir anda ortadan kaybolsa ve hiç geri gelmese muhtemelen Afffeeerin verip arkasını dönünce kıs kıs gülen kamil Beyden başka şirkette kimsenin haberi olmaz, merekta etmezdi. Kısacası kendi kendine gelin güveyi oluyordu Furkan. İşyerinde çok mutluydu. Çünkü ne olursa olsun bişeyler yapıp akşama Kamil Beyin Affeeeriiin nini alacağını bilirdi. Ama evinde mutsuzdu. Artık 4 çocuk babasıydı. Ah annesi ahhh.. Ne kadar özlüyordu onu.. Şimdi sağ olsa.. İşten gelse “ Anne bu gün Muhasebe işleri yetiştirememiş ben gitim yaptım, Anne bu gün imalathanede kalıpları yanlış yapmışlar ben gittim düzelttim” dese, annesi nasılda Afffeeriiin i yapıştırırıdı.. Oya karısı öylemi idi. Hanım bu gün şunu yaptım demeye kalmadan “ İYİ HALT ETTİN SENİN İŞİN O MU” diyor moralini bozuyordu Furkan ın. Ne vardıki.. İlişkiye girecek halk yoktu işte. Hem ne önemi vardı işinin ne olduğunun. Kamil Bey “ Afffeeeriiin Furkan Bey, siz olmasanız halimiz duman” demiyor muydu?? Diyordu.. işte.. Ne v adı hanımı da bir affferin benim kocama deseydi.. Ölürmüydü.. Ama karısı hiçbir zaman afffeeerin demedi. Tam tersine sana ne başkalarının işinden dedi. Bu onu çok üzüyordu. Olsundu ama işyerinde mutluydu. Kamil beş yıllarca Furkan’ a muhtemelen eğlence için ve babasının bırak annesinin yadigarıdır. Annesi rahmetli annenin iyi arkadaşıydı dediği için katlanmıştı. Yoksa bilirdi ki şirketin 5 liralık karı yoktu Furkan dan. Furkan’ın işleri işte yolunda , evde zorunda, böyle yavaş yavaş giderken günlerden bir gün olan oldu.. Şirkete bir Makine Mühendisi işe başladı.. 1.60 boylarında yerden bitmenin tekiydi. Sinir olmuştu daha ilk görüşte Bu sıska ve yerden bitme herife Furkan. Şuna bak dedi. İnsanın acıyıp eve alıp besleyesi geliyor. Hıı çekti bir içinden. Kıçı yere yakın şey nolacak dedi. İnsan az şöyle kendi gibi etli butlu olmalıydı. O neydi öyle ?? Poposu varmı yokmu belli değildi. Hıhh dedi tekrar sinir şey dedi, top sakallarını ovdu sinirle. O aralar top sakalda koymuştu Furkan. Sırf Kamil bey sana yakışır Furkan’ ım koy dediği için.. Bu adam tekin değildi. Dikkatli olmalıydı. Gününün yarısını bu adamı izlemeye ayırdı Furkan. Diğer yarısında ise rutin gereksiz işlerine devam etti.
İlk incelemelerinden anlamıştı ki bu kıçı yere yakın adam çok akıllıydı. Hem de kendisinden akıllıydı. İşi biliyordu. Üstelik şirkette işe yarıyordu. Her birimden telefonlar geliyordu. Onu istiyorlardı. Bir makine arılansa hemen o soruluyordu. Veya bir kalıp hatalı basılsa, yada bir malın fiyatına karar verilemese maloluş fiyatı hesaplaması için Muhasebeden bile onu arıyorlardı.. Ama aynı zamanda çok salaktı. Eline en az 1000 kere Afferiiiin alma fırsatı geçtiği halde onu hiç akşam mesai bitiminde Kamil Bey’ in odasında görmüyordu. ***** mı ne idi. Bu adam akıllı görünüyor ama aslında galiba ***** diyordu içinden.. Hiç okadar karizma yapma fırsatı, aferin alma fırsatı kaçar mıydı.. Ah kendisi bi öyle becerikli olsaydı..O de ne??? Ne oluyordu..? hayatında ilk kez kendine işe yaramaz biri olduğunu itiraf ediyordu.. Başı döndü, midesi bulandı kendisini şirketteki ilk gördüğü koltuğa zor attı. Evet ne oluyordu, düşündü.. düşündü .. düşündü.. Evet işe yaramazın tekiydi. Bu güne kadar şirketin bütün işlerini yapmıştı (kendi öyle sanıyordu) Ama şu an anlamıştıki kimse ona bu işleri yap filan demiyordu. Doğruya kendisi değimliydi sabah ilk iş bütün birimleri arayıp “abiiii hesaplama başlayınca benide çağırın.., abii aman kolileme sıklaşınca benide çağırın, abiii aman makineda arıza çıkarsa benide çağırın diyen.. Birimlerde eğlenmeyi seven işçilerde bunu eğlenmek için çağırmıyorlarmıydı… Evet kendine itiraf etmişti bunu.. Ama o an hayatının hatasını yaptı ve bunu kendisinin yine kendisine attığı iftira kabul etti ve bu gerçeği bir daha asla kimseye itiraf etmemeye karar verdi. Hayır efendim o işe yarıyordu. O olmasa bütün şirketin işleri çökerdi. O bir taneydi. O bu şirketin belkemiğiydi. O bulunmazdı. O olmasa bu şirket batardı. O bu şirketin işlerini en iyi yapan kişiydi.(Meçhul ses: Nah öyleydi..) Uzatmadı bu kendi kendine yaptığı hesaplaşmayı.. Rutin aferin alma işlerine devam etti. Ama artık kıçı yere yakın adamı daha sıkı kollamaya başladı. Onunla samimi olması gerekiyordu. Ve akşam üstleri yürüyelim abi.. Akşam üstleri çay içelim abii derken bunu başardı. Aradan 2 sene geçti. Furkan’ la Mühendis artık tabiri caizse donla, kıç gibi olmuşlardı. Furkan Mühendisi şirkette hiç yalnız bırakmamaya gayret ediyordu. Hatta iki sandalye bir masalık odasını bile Kamil Beye bin bir bahane uydurarak Mühendis beyin odasının hemenkarşısındaki odaya taşıdı. Böylece mühendis beyi hangi birimden çağırsalar hemen haberi oluyor. Dur abiii beraber gidelim deyip peşine takılıyor. Akşam üstleri ise meai çıkışında soluğu Kamil Beyin odasında alıp, (mesela) Kamil Bey Bu gün kalıplamada hata çıktı, götürdüm Mühendisi yaptırdım diyordu.. Kamil Bey bilirdi gerçeği ama yine akşam eğlencesi olsun diye “ Afffeeriiiin Furkan’ım , Sen olmasan bit biteriz valla” der, arkasını döner kıs kıs gülerdi. Mühendis umduğundan ***** çıkmıştı. İki sene içinde öyle kafalamıştı ki Mühendisi, onun yaptığı bütün işleri kendisine mal etmişti. (yada öyle sanıyordu) Ama evde işler yolunda gitmiyordu. Çünkü son bir senedir İşletme genişlediğinden ve Mühendisde bekar olduğundan, Mühendis akşamları işletmede geçirmeye başlamış, Furkan da tabi onu yalnız bırakıp karizmayı ona yar etmemek için o odasına çekilip yatıncaya kadar işletmeyi terk etmez olmuştu. Eh evdekide can. Buna can mı dayanır. Her gece kavga çıkmaya başlamıştı. Zaten hiç istememişti ki hanımı bu koca popolu adamı. Bide akşamları 5 çocukla kendini yalnız bırakmasına dayanamazdı. Hanım ne yapayım diyordu, Kamil beybırakmıyor, kamil Bey Bu İşler sensiz yürümez diyor, Kamil Bey aman Mühendis i yalnız bırakma mazillah şirketi uçurur diyor diyordu hanımına. Ama tabi artık yemiyordu bunları. Kocasının Şifrozenik olduğunu yıllar önce kaynanası öldüğü yıllarda anlamıştı. Kocası daha o yıllarda başlamıştı geceleri rüyasında, ben yaptım ben yaptım ben yaptı... Affeeriin oğlumaaa.. Aferin tosunuma.. diye sayıklamaya.. Evet kocası hasta idi. Ki evde bile kendi çocuklarından birine Aman oğlum ne güzel yapmışsın dese kocası hemen araya girer “ o ne anlar hanım ben yapıverdim ona” derdi.. Ama yıllarca katlanmıştı. Zararsız boşver diyordu hep. Çevresinden çok diyenler olmuştu nasıl katlanıyorsun diye. Ama çocukları vardı. Ne yapsındı. Yani eskiden öyle derdi. Artık bardak taşmıştı. Çocuklarının en küçügü 8 yaşında idi. Furkan ın gece boyunca, ben yaptım ben yaptım ben yaptım Kamil Bey .. ve akabinde Aferin Furkan Aferin Furkan Aferin Furkan diye bağırdığı gecelerden birinin sabahında, ömrümü çürüttün aferin sana dedi ve çekti gitti…
Furkan’ın hayıt alt üst olmuştu. Zaten ilçede tek dostu yoktu ki. Evine gelen akşam konuklarının çoğu hanımının güler yüzü ne gelirdi. Furkan koca poposunu koltuğa atar onlar giderken anca biten uykularından birine dalardı. Bide maalesef uykusunun içinde ben yaptım ben yaptım ben yaptım diye bağırırdı ki en acısı bu idi hanımı için.. Ama gitmişti işte.. Hanımı da gitmişti. Hanımının ve çocuklarının nereye gittiğini arama zahmetinde bile bulunmadı. Çünkü ona aferin demeyen ağzın sahibi onu pek ilgilendirmiyordu. O günden sonra bir gün Kamil Bey in yanına çıktı.. Kamil Bey şirketlerdeki işlerden pek memnun değilim musade ederseniz ben geceleri de burada kalacağım dedi. Bir ortalığa çeki düzen vereyim de görün dedi. Kamil bey içinden kıs kıs gülüp dışından ise “ Tabi Furkanım, sen yaparsın hadi göreyim seni” demişti. Öyle hoşuna gitti bu söz öyle unuttu ki giden karısını ve çocuklarını, bir gören olsa sanki onu hiç evlenmemiş bu yaşına kadar bekar yaşamış sanırdı. Hemen yatakhanede Mühendisin yattığı odadaki diğer boş yatağı sahiplendi. Bir de havasını bastı tabi. Çok ısrar etti Kamil Bey, ne yapayım Mühendis Bey, illede şirkette kal, evde gözüme uyku girmiyor dedi bana dedi. Sen şerkette kalırsan geceleri, bede evimde rahat uyuyacağım dedi gibi Kamil Bey gibi dalgacı bir adamın bile asla söylemeyeceği şeyleri Kamil Beye mal etti. (Allah Günahını Affetsin) Ama işler tahmin ettiği gibi gitmiyordu. Mühendis Bey sinir olmaya başlamıştı yıllardır peşinden ayrılmayan ilişkiye girecek halkı olmayan bu Halkla İlişkiler Müdürüne.. Bir gün tepesi attı artık. Kamil Bey in yanına çıktı. Durumu anlattı. Artık bu adamı peşimde istemiyorum. Görevi ne ise onu yapsın bıraksın benimde görevim ne ise onu yapayım diyorduki.. İçeri hışınla girdi Furkan.. Kamil Bey Kamil Bey Kamil Bey.. O yapmıyor her şeyi ben yapıyorum Kamil Bey.. (evet yılardır kahpece kapı dinleme alışkanlığıda vardı.. ne yapsındı zavallı şifrazonik idi.) orda olan olmuştu. artık. şartelleri atan Mühendis, şu Furkan’ ın kıçtan bacaklı yeden bitme, bir vurumluk canı var diye içinden geçirdiği sıska mühendis Kamil beyin odasında tek kafa darbesiyle koca popolu Furkan’ı yere sermişti. Arkasındanda: BANA BAK FURKAN. GELDİĞİM DEN BERİ SABREDİYORUM. BEN ERKEK ADAMIM. ERKEK ADAM AFERİN DUYMAK İÇİN ÇALIŞMAZ. ERKEK ADAM GURUR DUYMAK İÇİN ÇALIŞIR. ERKEK OL LAN.. Diye haykırmıştı. (O arada tabi Kamil bey delidir boş ver gibilerden kaş göz işareti yapmaya çalışıyordu ama iş işten geçmişti) Gerisi daha vahimdi. Mühendis, geldiğinden beri şirkete çeki düzen veren, eskiden İstanbul’ a tamire giden makineleri artık şirket tamir ederek şirkete eskiye göre 100’ de 80 varan kar kazandıran mühendis, ben bu adamla çalışmam demişti. Kamil Bey çok düşünmüştü. Beriki deliydi. Belliydi artık. Ama babası boşver annesi annen ile arkadaştı idare et demişti. Ki senelerdir her akşam üstü Aferin deyip eğlenmiş akşam eğlencesi yapmıştı. Ama beriki de şirketin gözbebeğiydi. Bir deli için, bir akşam eğlencesi için kaybedemezdi. Mecbur Furkan’ a yol verdi.. Tazminatını ve her hakkını ödeyerek.. Ama bir şeyini unutmuştu. İşten çıkarırken keşke odasına çekip. Afffeeriin Furkan sen burada iyi çalıştın bizimle. Biz sana layık değiliz .. senin sayende bu şirket bu hale geldi.. Affferin deseydi.. Muhtemelen belki Furkan bir 10 sene daha Bakırköye düşmezdi.. Ama dememişti işte.. Bir Aferin demeden yol vermişti.. Furkan artık bitmişti. Kamil Bey onu en son bir sabah işyerindeki odasına girdiğinde masasının üstünde çömelmiş, ellerini dizlerine dolamış, bir yandan zıplayıp bir yandan, ben yaptım ben yaptım ben yaptım diye bağırırken bulmuştu. Gözleri dönmüştü Furka’ın. Belikli çıldırmıştı artık. Sakin ol Furkan, Tamam Furkan Furkan, Aferin Furkan sen yaptın Furkan diyerek oyalamış, o arada sesleri duyup gelen şirket bekçisi akıl edip polisi aramıştı. Önce adliyeye, ardından hastaneye, ordan tabi kimsesi olmadığı için yine alınan rapor ve yanına görevlendirilen polis eşliğinde İstanbul Bakırköy’e…

Profesör psikiyatri bölümü öğrencilerini getirmiş hastaneyi gezdiriyordu. Furkan’ ın odasına geldiler. Buyrun hocam diye kapıyı açtı hastane doktoru. Üniversiteden eski hocasıydı Profesör. Evladım ne idi şu aferincinin adı? Diye sordu profesör.. Tarkandı hocam dedi.. hastane doktoru, her gün dalga geçen hastabakıcılardan birisi orda idi, yok hocam Türkan dedi, tam Furkan’ ın Furkan olduğunu bilen diğer hastabakıcı yok hocam diyecekti ki, Profesör sözlerini kesti.. Aman işte Ha Türkan Ha Tarkan.. Ha Bilmem ne.. Çocuklar Bakın bu hastanın hikayesi…..

O bölümü siz saten yukarıda okudunuz. Sevgili Bozkırlılar, özellikle sevgili bozkırlı annelir. Malumuzdur ki İlçemiz “Havası Suyu Sert, İnsanı Mert” olarak ünlüdür. Lütfen Çocuklarınızı bu çizgide yetiştirin. Bir Bozkırlı olarak onlara önce Gurur’u öğretin. Siz Anadolu kadınları bilirsiniz ki; Aferin Duymak için çalışmaktansa Gurur Duymak çalışmak iyidir. Çünkü Aferini kimse ile Paylaşamazsınız. Ama Gurur ile gurur duyulan işlerinizi ve anılarınızı yedi sülalenize nam ve hatıra olarak bırakabilirsiniz.. Lütfen Aferin Duymak İçin Değil Gurur Duymak İçin Çalışalım. Bozkırlı Olmak Bunu Gerektirir.

Yazımız Burada bitti, ama eğer bir iki dakikanızı ayırabilirseniz, sizinle hemen bir deney yapalım. Hadin bir aferin deyin. Ama Dil ağız ve gırtlak hareketlerinize dikkat edin. Gördünüz mü? Dilinizin 3 hareketi ile hiç gırtlağınızı ve yüreğinizi kullanmadın söylediniz. Ne Kadar basit değimli. Aferin. Şimdi Birde Gurur deyin. Bakın bir daha deyin ve gırtlak gögüs hareketinizi inceleyin. Gurur Kelimesi taa yüreğinizden geliyor değil mi.. Evet Güzel Türkçe’mizi yaratan güzel atalarım bile her kelimenin telaffuzunu anlamına göre yapmış.

Gurur Duyacağımız Günlere.. Sağlıcakla Kalın ..

Alıntı

__________________
Rüya Perisi isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 16:48