Basına Poz Vermenin İncelikleri

[SrKn]

Basına Poz Vermenin İncelikleri
Gri takım elbisesi ve donuk bir yüz ifadesiyle kucağına şirketin sattığı ürünleri doluşturan işadamı ve işkadını fotoğraflarından daha sıkıcı bir şey yoktur. Oysa doğal, saygı uyandıran ve zihinlerde yer edecek poz vermenin de püf noktaları var.

Uzun yıllar gazetecilik yapmış olanlar bilir. Bir röportajın en sıkıntı verici anları fotoğraf çekiminde yaşanır. Ekonomi sayfalarına giren insan fotoğraflarının iticilik konusunda haklı bir şöhrete sahip olmasının nedeni biraz da budur. Gri arka plan önünde, gri takım elbisesiyle ayakta duran, kollarını nasıl kavuşturacağını bilememiş, donuk yüz ifadeli veya kucağına şirketin sattığı ürünleri doluşturan işadamı görselleri herkesin gözünün önüne geliyordur sanırız. Bundan sadece fotoğrafçılar veya gazete editörleri suçlanamaz herhalde. Böyle poz veren işadamlarının hiç mi suçu yok?

Ekonomi gazetecileri iş ve siyaset dünyasının kelli felli işadamlarının, karizma sahibi ünlü iş kadınlarının saatler boyu süren sohbetin ardından sıra fotoğraf çekimine geldiğinde nasıl bir ruh hali değişikliği yaşadıklarına sık tanık olur. Kendi alanlarında söz sahibi, yılların iş tecrübesine ve binlerce insanı yönetmenin özgüvenine sahip bu üst düzey yöneticiler veya patronlar “Hadi bakalım, şimdi de çekim yapalım” dendiğinde geçtikleri duvarın önünde ellerini kollarını nereye koyacaklarını bilemez. Pek çoğu tebessüm etmekle, etmeyip ciddi görünmek arasında karar veremez. Ceketin düğmelerini iliklemeyi, kayan kıravatı düzeltmeyi hatırlatmak, karşımızdaki kişiye elini nereye koyacağını, dizini nasıl kıracağını tarif etmek bize düşer. Ama hep halledilmeyen bir sorun vardır; yüz ifadesine doğal bir hava vermek. Fotoğrafı çekilen kişi doğuştan gösteri sanatlarına yetenekli değilse sonuç genelde her iki taraf için de tatmin edici olmaktan uzaktır.

Poz Vermenin De Püf Noktaları Var

Oysa bir gazeteye ya da dergiye bakımlı, doğal ve saygı uyandıran bir fotoğraf vermenin de püf noktaları var. Binlerce kişinin okuyacağı o fotoğraftaki sizin olumlu bir imaj vermeniz biraz da buna bağlıdır...
Öncelikle bir gazete ya da dergiye vereceğiniz fotoğrafın daha önce binlerce kez verilmiş olanlara göre bir fark yaratması gerekir. Bugüne kadar hep yayınlandığı üzere koyu takım elbiseli işadamı veya saçları fönlü, makyajda biraz aşırıya kaçmış iş kadını sınıfına dahil olup olmamak konusunda seçim yine de sizin. Ancak uzmanların önerisi kişiliğinizin yarattığı farklılığı yansıtmak konusunda size verilmiş bu fırsattan yararlanmanız yönünde. Bu nedenle absürd durumlar hariç, fotoğrafçının bir espri ya da bir enteresanlık yaratmasına kapalı olmayın.

İşadamları ya da yöneticilerin pek çoğu fotoğrafçıya poz verirken kollarını nasıl kavuşturacağını bilemez. Bu sorun sadece bize özgü de değil. Financial Times’ta bu konuda yayınlanan bir makalede de işadamlarının kollarını kavuşturma konusunda yapması ve yapmaması gerekenler şöyle sıralanıyor.

Bunlara Dikkat Edin

* Önce iki kolunuzu da serbest bırakın. Sağ elinizi sol koltukaltınıza sokun, sol elinizi de sağ pazınızın üzerine koyun. Ellerinizi birbirine kavuşturmayın ya da bileğinizi sakın kavramayın. Böyle çok garip duruyorsunuz. Ya da her iki elinizle her iki pazınızı kavramayın. Böyle de çok agresif imaj çizersiniz.

* Aşağıdan fotoğraf kesinlikle vermeyin. Çünkü bu şekilde verilen pozlarda bir çeneniz varken ki çeneniz varmış gibi görünüyor. Normal bir gıdı bile aşağıdan yapılan çekimlerde dikkat çeker.

* Gülümseyin. Elbette “cheese” demek ve tüm dişlerinizi göstermek zorunda değilsiniz. Ama doğal gülüşünüzü yansıtmak sizi her zaman dikkat çekici ve sempatik kılar.
* Röportajla çekim arasında en azından 15 dakika mola verin. Sık rastlandığı şekliyle işadamından ya da işkadınından bir buçuk saat demeç vermesi beklenirken fotoğraf çekimine geldiğinde oldu bittiye getirilir. Unutmayın herkes o röportajı okumayabilir ama o fotoğrafı mutlaka görecektir. Dolayısıyla rahatlamak, mekanda düzenleme yapmak, son ir kez aynaya bakmak için muhabirden zaman talep edin.

* Etrafta mesai arkadaşlarınızın ya da asistanlarınızın olmamasına özen gösterin. Fotoğrafta ifadelerin genelde doğallıktan uzak olmasında bunun etkisi büyüktür. Çekim için basit dururken etrafınızda birileri sizi gözlüyorsa tedirginliğiniz daha da artar, doğallığınız kaybolur. Yakın çalışma arkadaşlarınızın varlığı kendinizi aptal gibi hissetmenize yol açar.

* Şirket kültürü oyunu oynamayın. Pek çok üst düzey yönetici ya da patron finans direktörü, insan kaynakları müdürü veya da çayları getiren hanım asistanıyla fotoğraf çektirmekte ısrar eder. Böylece aslında bir takım oyuncusu olduğunu göstermektir niyeti. Tüm bunlar çıkacak görsel malzemenin ‘güzelliği’ni bozma olasılığını artıracaktır. O kareye giren herkes doğuştan ‘pozör’ olamayacağına göre...

* Eğer Bob Geldof gibi hızlı geçmiş bir hafta sonundan çıkmış gibi görünmek istemiyorsanız, çekimleri mümkünse öğleden sonraya alın ve mutlaka tıraş olun.
askmen