Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Eğitim - Öğretim > Kişisel Gelişim
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Kahraman olmanın yolu

Kişisel Gelişim kategorisinde açılmış olan Kahraman olmanın yolu konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 31.07.2014, 20:19   #1 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Kahraman olmanın yolu

Kahraman olmanın yolu



Tanrı dedi ki:

Korku bir tavırdır, bir ruh hali, bir idrak ve düşünce şeklidir. Ruh halleri değişir. Bunları zihniniz değiştirir. Siz de zihninizi, düşüncelerinizi değiştirin. Hayat dahilinde ızdırap çekiyorsanız şayet, olayları ortadan kaldıramazsınız, başka yerlere çekemezsiniz. Izdırap çekme halini ortadan kaldırabilirsiniz.
Izdırap çektiğinizde bir şeyleri daha çok istiyor, ısrar ediyorsunuzdur. Kendinizi fidye için rehin tutuyorsunuzdur. Bu durumda ayak direr, inat edersiniz. Tavır alırsınız. Protesto edersiniz. Hali hazırda size verilmiş olanı kabul etmezsiniz. Izdırap çekmek sizin yaptığınız bir tercihtir. Seçeneksiz değilsiniz ki.
Gökyüzü gri ve bulutlu olabilir ama siz yine de mutlusunuzdur. Gökyüzü masmavi de olabilir. Güneş parlıyordur ama siz yine de somurtur, kendinizi huzursuz, mutsuz hissedersiniz. Kendinizi sınava tabi tutmanızın gereği yoktur. Ne olmuşsa olmuştur. Yola devam edin.
Belki de hayatı kısıyorsunuz siz. Yeni kurallar koymak istiyorsunuz. Tam şimdi kendinizi kutsayabilecekken “ya hep ya hiç” oynamak istiyorsunuz. Izdırap çektiğiniz zaman kendinize değneğin pis tarafını uzatmış oluyorsunuz. Izdırap çekmeyi seçiyorsunuz çünkü istediğiniz şey konusunda diretmeye karar veriyorsunuz. “Daha azına kanaat getirmeyeceğim,” diyorsunuz, dolayısıyla da kendinize ızdırap çektiriyorsunuz.
Siz bir TL. istemiş ama yerine bir kuruş almışsınızdır. Bunun bir ızdırap nedeni olduğunu söylersiniz kendinize. Hayatla uzlaşmayı, orta yolda buluşmayı reddedersiniz. Ya hep ya hiçtir sizin için, istediğiniz böyledir. Enayilik edecek haliniz yoktur ya, siz de ağıt yakar feryat edersiniz. Böylelikle mutlu olmayı da reddedersiniz. Ancak hayat size bir kraliyet mensubu gibi muamele ederse mutlu olma kararındasınızdır. Kendiniz için sınırlar koyar bunları bir milim oynatmazsınız. İnatçılığı ve ahmaklığı seçersiniz. Bunun yerine sportmenliğe yakışır şekilde davranın, bardağın dolu tarafına bakın.
Hayatın anahtarı ilerlemek, ileri gitmektir. Hareket etmek, ilerlemek zorundasınız. Aynı yerde duramazsınız. Eğer gelişmeniz gerekiyorsa, kaçınılmaz olan buysa gelişmek, ilerlemek zorundasınız. Hakkınızı savunduğunuzu, kendinizi ifade ettiğinizi düşünebilirsiniz. Ama ayaklarınızı hayata karşı yere vuruyorsunuz siz. Ne yapıyorsunuz canlarım öyle? Baştan kaybedilmiş bir oyun için mücadele ediyorsunuz.
Değiştirebileceğiniz şey hayata karşı duruşunuz ve tavrınızdır. Kendinizi toparlayabilirsiniz. Savaşmak ve hatta mutabakata varmak yerine şöyle diyebilirsiniz: “Tamam ben böyle bir olaylar silsilesi istemiyordum ama yine de hayata devam edeceğim. Kasvetli iklimlerin dışına çıkacağım. Yapışıp tutunmayı bırakacağım. Mesele gelişen olayların ne kadar hoşuma gittiği ya da gitmediği değil. Mesele açmazları, çıkmazları nasıl aştığım, nasıl onların üzerine yükseldiğim.”
Siz yükselmekte olan birisiniz. Mevcut bir yerde saplanıp kalmıyorsunuz. Eğer yere yıkıldıysanız da ayağa kalkarsınız, savaşmak için değil, sarsak sarsak ortada dolanmak için değil, hayatla yola devam etmek, onunla iyi anlaşmak için. Sağda solda hayatla savaşmanız murad edilmez sizin, icap eden bu değildir. Serbest bırakmalısınız, özgür kılmalısınız. Bırakın ve mutlu, mesut yolunuza devam edin.
“Hayat benim için neler öngörüyor? Benim için hayatın elinde neler var acaba?” diye sorabilirsiniz. Bunun üzerinde daha çok düşündükçe de “Hayat için benim elimde ne var? Ben nelere sarılıyorum, tutunuyorum?” diye sorabilirsiniz.
Sizin için bir çorba hazırlandığında soru “Bu benim en sevdiğim çorba mı acaba?” değildir. Mesele şöyledir: “Çorba önümde, hazır. Bu çorbaya karşı özel bir beğenim olmayabilir, bunu pek de sevmeyebilirim ama önümde o; ben de onu kaşıklarım. Bu artık benim çorbam oldu. Onu bitirir, ayağa kalkar ve “en sevdiklerim” grubunda olmayan bu çorbayı unuturum. Öyle ya da böyle, benim çorbamdı o. Şimdi de masadan kalkarım.”
Ve böylelikle yükselirsiniz. Ve böylelikle yolunuza çıkanların üstesinden gelirsiniz. Bu sizin seçtiğiniz bir çorba olmayabilir. Ama yine de tabağınızı bitirir ve masadan kalkarsınız, yola devam edersiniz. Böyle kahraman olursunuz. Hayatla bağdaşmanın, uzlaşmanın, hayatı ağırlamanın yolu budur. Kalkar ve yürümeye devam edersiniz. Kendi ritminizde ilerlersiniz.
Çeviren: Engin Zeyno Vural

__________________
Taklitler aslını yaşatır.
KIPSS.









Ben soğuk değilim,
siz cıvıksınız.

.
Jineps isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 13:43