|
Kişisel Gelişim kategorisinde açılmış olan Sahnede Yürüyen Kim konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
31.07.2014, 20:24 | #1 (permalink) |
| Sahnede Yürüyen Kim Sahnede Yürüyen Kim Tanrı dedi ki: Bir yandan hayata iştirak ederken bir yandan da hayata seyirci konumundasınızdır. Bazen hayat önünüzden hızla geçen bir tren gibi görünür. Sadece orada durur ve olan bitenleri seyredersiniz. Hayat da önünüzden manzara halinde hızla geçer. Kenarda oturup seyrettikten sonra bunun kimin hayatı olduğunun ne önemi vardır ki zaten? Kendi hayatınız dediğiniz yaşamın gerçekte ne kadarına hükmettiğinizi, ne kadarının üzerinde söz hakkınız olduğunu merak edersiniz. Hayat sizin karar verdiğiniz bir şey midir yoksa sadece treni mi seyredersiniz? Trenin raylar üzerinde hızla akıp gitmesini sağlayan nedir peki? Ah tabii raylar oradadır ya. Siz daha sahneye çıkmadan önce o raylar oradadır. Siz küçük bir kanoda kürek çekerken bile sanki görünmez bir el sizi tren rayları kadar sağlam ve belirgin bir akıntıya doğru itelemektedir. Hayatınız üzerinde gerçekten bir söz hakkınız vardır; ya da var mıdır acaba? Hayatınızın ne kadarı sizin özgür iradenizdir? Ayak direyip engel olduğunuzda o inatçı siz misiniz? Kararlarınızın ne kadarını sadece kendiniz veriyorsunuz? Tabii ki tesadüfler yoktur. Peki iş ne zaman size kalmaktadır? Kendinize sorduğunuz soru belki de “Hayatımın ne kadarı benim?” diye olabilir. “%50 seyirci, %50 de hayatımı yönlendiren miyim? Bir duvardaki yazı mıyım? O yazıyı yazan el miyim yoksa duvardaki yazıyı mı gözleyip inceliyorum? Hayat benim gözlerimin önünde mi tezahür ediyor? Daha önce yazılmış bir metinden mi kopyalıyorum onu? Yazar kim? Soruları soran kim, yanıtları veren kim? Kalabalık sahneler de bile tüm bu hayat tiyatrosu aslında tek kişilik bir performans mı? Sahnede yürüyen kim?” En nihayetinde Yapan-Eden-Eyleme Döken Benim; Tanrı. Bu böyle olmak zorunda çünkü sadece “Bir”lik var. Bir düşünce haricinde siz de aslında mevcut değilsiniz. Yapan olduğum denli İzleyen olduğum da söylenebilir Benim. Sanki aynı anda pek çok hayalim, pek çok düşüm varmış gibi Yeryüzünde çeşitlilik yarattım Ben, çeşitliliğe hüküm verdim; ama yine de hala Birlik vardır sadece. Bir başkası mevcut değil, sadece Ben varım; peki hal böyleyken bu hüküm verilmiş hayat sizin için dolayısıyla da Benim için neden bu kadar önemli o zaman? Ve bir de hayatın çizgisi çizilirken çıkışı, başlangıcı nasıl yapar o; ki bu çıkış hali görünürde hayatın kendi kafasına, kendi gönlüne göredir. Hayat kendi manasına sahiptir. Aynı zamanda ona siz bir anlam yüklersiniz ve bu yüklediğiniz anlam sizin algınız, sizin idrakınızdır. Belki de yazılmış bir yazı falan yoktur. Belki de duvara yapıştırılmış rulo rulo bir sürü duvar kağıdı vardır. Belki de resimler zaten yapılmıştır. Belki de hayat yükselen, alçalan ve güzelliği eylemde olan bir kuşun uçuşudur. Belki de hayat hala hayattır. Belki, belki. Belki de hiçbir şey olmuyordur. Bir önce ya da bir sonra veya ortada hiçbir şey yokken ve sadece Sessizlik mevcutken durum da bu olmalıdır zaten. Belki de çalan çanlar yoktur. Belki, belki. Belki de söylenecek bir şarkı yoktur da sadece dinlenecek bir şarkı vardır. Gidilecek bir yer yokken ve yola çıkacak, ayrılacak kimse yokken, giriş yapılacak bir yer ve o girişi yapacak hiç kime mevcut değilken nereye gidersiniz ki peki? Belki tüm hayat bir kurgudur. Belki de onunla ilgili pek çok “belki” vardır. Belki de hikayeler uydurulmakta, hikayeler yaratılmaktadır; ortada da hikayelerden başka bir şey yoktur, anlatılan hikayeler, dinlenen hikayeler, görülen hikayeler. Belki de hayat denen bu şeyin tamamı fabrikasyondur. Belki de Yeryüzündeki her şey “Mış Gibi Yapalım – Yapar Gibi Görünelim,”den ibarettir. Belki de bunun bir belkisi yoktur. Çeviren: Engin Zeyno Vural
__________________ Taklitler aslını yaşatır. KIPSS. Ben soğuk değilim, siz cıvıksınız. . |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |