Tanrı’nın Işığına Doğru

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Tanrı dedi ki:

Siz ve Ben aynı diyarda yaşarız. Evet öyleyiz. Sadece sizin algınız, idrakınız Benimkinden biraz dardır. Sizin algınız, anlayışınız üzerinde çalışıyoruz. Benim gibi algılamaya, idrak etmeye başladığınız anda ise Yeryüzüne yepyeni bir ışık düşecek ve daha önce görmediğiniz ama hep de orada olana, hep var olana, önünüzde durana huşu içinde bakarken bir an için nefesiniz kesilecek sizin.
Artık Benim gözlüklerimi taktınız ve Benim Vizyonuma sahipsiniz siz. Şimdi çok daha geniş merceklerden bakıyorsunuz. Ah ya; taktığınız mercekler nasıl da bir fark yaratıyor ama. İki taraflı bir görüşe sahip olduğunuzda ise zaman çok daha süratli yaklaşacak. Fiziksel tezahürü göreceksiniz. Boyanmaya hazır evler göreceksiniz. Çukurlu yollar göreceksiniz. Dünya nasıl görünüyorsa onu öyle göreceksiniz. Fakat aynı zamanda dünyanın yaydığı o muhteşem ışığı da göreceksiniz, görüş açınız bu ışığa iyice yaklaşacak, adeta zum yapacak ve onu içinize alacaksınız.
Hakikatte olanı görmeye başlayacaksınız. Yüzeyin altında yatanı göreceksiniz ve yüzey de yeni bir ışığa bürünecek. Yepyeni gözlerle göreceksiniz. Adeta iki yönlü bir görüş kabiliyetiniz, iki yönlü bir vizyonunuz olacak, görmekte olduğunuz güzellik ve ışık karşısında huşu duyacak, hayretlere düşeceksiniz. Vizyonunuz yükselecek. Hayat dahilindeki yeriniz, haliniz, duruşunuz yükselecek. Aslında olduğunuz, her daim bulunduğunuz yere yükseleceksiniz.
Değişen ise vizyonunuz ve buna yönelik kabulünüz olacak. Duvarları göreceksiniz. Bunların içinden geçmeyeceksiniz. Sihirbazlık numaraları yapmayacaksınız ama yepyeni gözlerle bakacak, yepyeni gözlerle göreceksiniz; görmekte olduklarınız karşısında büyülenecek, derin bir huşuya kapılacaksınız. Görmekte olduğunuz şeyler ise her zaman önünüzdeler, hep oradalar halbuki; sadece öncesinde siz onları görmüyordunuz.
Perdeler ortalığı karartmıştı. Siz fark etmediniz. İçinde bulunduğunuz odanın karanlık olduğunu düşünüyordunuz. Odanın kabahati değildi bu. Perdeler odanın ışığını gölgelemişti. Yapmanız gereken tek şey perdeleri çekmekti sadece.
Perdelerse sizin yaratınızdır. Onları siz yapmıştınız. Perdeler herkesin kendi yaratısıdır; sizse gölgelendirme işini sizin toy ellerinize niye bıraktığımı merak ediyorsunuz. Ama canlarım, perdeleri Benim kapalı tuttuğumu da düşünmüyorsunuz değil mi?
Onları Ben kapalı tutmadım, öyleyse bunu kim yaptı? Ve sizler ki sayıca çok görünüyorsunuz ama gerçekte “bir”siniz; bu durumda birinizin mahrumiyeti hepinizinki oluyor. Fakat aynı zamanda tüm dünya da sizin; değiştirmeniz için sizin. Size düşen onu değiştirip dönüştürmek veya daha ziyade değiştireceğiniz şey kendi vizyonunuz. Daha iyi görmeniz mümkün. Ya da büyük ihtimalle karanlık güneş gözlükleri takıyordunuz siz. Evet kesinlikle böyle karanlık camlı gözlükler takıyordunuz. Dünyaya nasıl bakıyorsanız öyle görürsünüz ama bakışınız, görüş şekliniz değişip gelişebilir tabii ki. Körlerin gözü açılır. Yeryüzündeki hayatın güzelliğine ait o tamlığa, bütünlüğe kördünüz ve şimdi de görüşünüz gelişiyor, büyüyor, iyileşiyor. Çok yakında, bariz görünenin ötesini de görmek söz konusu olduğunda 20/20’lik bir kabiliyetiniz olacak ve böylelikle –hiç şüphesiz- görüşünüz bir daha hiç gölgelenmeyecek. Perdeleri açıp tüm o gün ışığını içeri alacaksınız.
Bir süredir karanlıktaydınız bu nedenle ışığa adapte olmanız, gözlerinizin alışması ve önünüzdekileri net olarak görmeniz biraz zaman alacak. Perdeleri açarken vizyonunuzu da genişletiyor, yükseklere çıkarıyorsunuz; tüm dünyayı da yükseklere, Tanrı’nın Işığna kaldırıyor, bu Işığa batırıyorsunuz.
Çeviren: Engin Zeyno Vural