Herkes Bir’dir ve Herkes Değerlidir

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Tanrı dedi ki:

Önce siz arkadaş olun. İlk önce karşınızdakinin elini uzatmasını beklemeye gerek yok. Birisini selamlarken kendinizi selamlarsınız. Her anlamda kendinizi selamlarsınız. Burada eğerler, amalar, fakatlar yoktur.

Daha kolay anlaşılması bakımından şöyle diyebiliriz: Kendinizi bir “ben” kalıbının içine sokmuştunuz dolayısıyla şimdi sizin için bir sürü başkası var; ben de size bir dilbilgisi dersi veriyorum ve diyorum ki siz ve Ben, Biz’dir. Biz, Biz olmayı seviyoruz. Siz, Biz olmayı seviyorsunuz. Benimle birlikte Biz olmayı seviyorsunuz, başkalarıyla beraber de Biz olmayı seviyorsunuz.

İnsanlar söz konusu olduğunda da bu “biz”in bir parçası olmayı seviyorsunuz. “Biz sinemaya gittik,” demek hoşunuza gidiyor. “Ben sinemeye gittim,” demekten çok daha fazla hoşunuza gidiyor bu. Yalnız başınıza olmayı sevmiyorsunuz.

Gerçek ise herkese bağlı ve bağlantılı bir halde, birleşik bir durumda olduğunuzdur. Bir gruba karşı önyargılı veya aleyhte olun ya da olmayın gerçek hepinizin Bir olduğudur. Bir gruba, mezhebe vb. karşı önyargılar beslediğinizde veya aleyhte olduğunuzda kendinizin üstün olduğuna inanıyorsunuz, kendinizi üstün bir konuma yerleştiriyorsunuz demektir ama siz de aynı şekilde “Bir”siniz halbuki. Bakış açınız, tutumunuz ne olursa olsun birlikten kaçış yoktur. Küçük dağları ben yarattım havasında olabilir, kendinizi kral ilan edebilirsiniz ama yine de hariçte kalmazsınız, çünkü herkes sizinle ortak konumdadır, herkes size refakat halindedir. Öyle tek başınıza durmazsınız orada. Hiç kimse bir diğerinden yukarıda durmaz. Herkes eşittir, denktir. Gerçek dahilinde herkes eşittir. Herkes Birlik dahilinde eşittir. Benim gözümde herkes eşittir. Başka kimin gözlerine bakacaksınız ki zaten?

Komşunuzdan, eşinizden, dostunuzdan daha sağlıklı, daha uzun ya da kısa olabilirsiniz ama bunların hiçbiri bir fark yaratmaz. Herkesle ve her şeyle birsiniz sizler. Üstün olan yoktur. Aşağıda olan yoktur. Burada ruhlardan bahsediyoruz. İçsel Varlık’tan, İçsel Varoluş halinden söz ediyoruz. Birlik dahilinde herkes, hepsi Benimdir. Hepsi ya da herkes de yoktur. Ben varım. Eğer kendinizin Benden ayrı olarak, bağımsız bir şekilde mevcut bir varlık olduğunuzu düşünüyorsanız bu da önemli değildir, sorun değildir. Bir’iz, çünkü sadece Birlik vardır, yegane Birlik.

Bireyleri değerli ya da değersiz olarak ayıran, kategorize eden tüm o kalıpları, önyargıları bir kenara bırakın siz. Bu konuda söyleyecek bir sözüm var ve diyorum ki Benim gözümde herkes Birdir ve değerlidir; Benim gözümde böyledir ki gözlerim güvenilirdir Benim. Bir’e kadar sayarım Ben, Birliğe bakarım, Birliğe itibar ederim.

Karşınıza çıkan, karşılaştığınız herkes Bir’dir sizinle. Karşılaşmadığınız herkes de Bir’dir sizinle. Karşınıza çıkan herkes Benim. Hangi surette karşınıza çıkarsam çıkayım, hangi surette tezahür edersem edeyim Bana karşı iyi olun canlarım, tamam mı? Ve aynı şekilde sizin dahilinizde bulunduğumu da unutmayın. Siz Sevgisiniz ve Ben de sevgiyim, öyleyse söyleyecek başka ne kalıyor ki?

Size sevgi içinde, aşk içinde kalmanızı söyleyeceğim Ben. Öfke içinde, pişmanlık, acı, hayalkırıklığı gibi duygular içinde kalmayı tabii ki istemesiniz değil mi? Hayatı basit kılın siz. Benimle kalın. Algınız, idrakınız dahilinde Birlik içinde kalın. Eğer gerçekten Hakikati istiyorsanız Bir’lik olduğunuzu kabul edin. Başka hiçbir şeyin önemi yoktur. Burada kastettiğim başka hiçbir şeyin bir fark yaratmadığıdır. Dışarıda kaç kişi varmış gibi görünürse görünsün Bir BEN varım.

Öldüren Benim. Kurban Benim. Cübbeler içindeki yargıç Benim. Yargılamak için cübbe giymeniz gerekmez. Yargılamak konusunda alıp başınızı gitmiş bir haliniz var; en yaygın yargınız ise sizin bir başkasından iyi olduğunuz ya da bir başkasının sizden iyi olduğu yönünde. Bu cehalettir canlarım. İyisi mi mücrim olmayın, fail olmayın. Kurban olmayın. Başkalarının cezalarını tayin ve ilan eden bir yargıç olmayın, iyisi mi.

Başkalarının sizin aşağınızda ya da yukarınızda olduğu hükmüne varmış, insanlara böyle bir mahkumiyet biçmiş olabilirsiniz. Kendinizi hayatta bir dilenci olmaya, kendinize bir nebzecik inanç duymak için kendinizi avuç açmaya mahkum etmiş olabilirsiniz.

Ben size daha çok inanıyorum. Ben Kendime inanıyorum. Kendimi ve diğer herkesi (tüm o hayali herkesi) Kendim olarak görüyorum; aslında siz de dolayısıyla herkes de öyle zaten.

Çeviren: Engin Zeyno Vural