Özgür irade herkese aittir



Tanrı dedi ki:

Direnç göstermeyi bıraktığınızda hayat sizin için çok daha kolay olacaktır. Hoş karşıladığınız, size memnuniyet veren şeylere yönelik uzun bir listeniz vardır ama iteleyeceğinizden emin olduğunuz şeylere yönelik listeniz çok daha uzundur. Bu arada hayat neyin olması ya da olmaması gerektiğine yönelik düşüncelerinize pek aldırmaksızın size gelmektedir. Olup biten şeylere ayak dirediğinizde burada bir kırılma, bir çarpışma vardır canlarım. Bu çarpışmaya, sürtüşmeye olup bitenler yol açmazlar. Sizin direnciniz yol açar.

Olabilecek şeyleri büyütebilirsiniz, sonuçları da büyütüp abartılı bir hale getirebilirsiniz.

Izdırap göreceli bir şeydir. Ayak parmağınız ağrıyordur ve sürekli aklınız ondadır, onu düşünmeden duramıyorsunuzdur. Sonrasında başınızı çarparsınız ve ayak parmağınız geri plana geçer. Bu, başınıza gelen hadiselere yönelik bakış açınıza, idrakınıza bağlı olarak hayatınızın bir aşağı bir yukarı gitmesine nasıl da müsaade ettiğinizdir. Olan biten hadiseler arızidir. Sizin sandığınız kadar bir önem taşımaz onlar. Hayatınızı dengede tutmazlar. Hayatınızı siz dengede tutarsınız.

Hayatınız size bağlıdır, size tabidir; hayatta neler olup bittiğine değil.

Bunu duymak ya da kabul etmek hoşunuza gitmeyebilir ama hayatı nasıl hoşça karşılayacağınıza ya da ona direnç göstereceğinize karar veren sizsiniz. Hayat masumdur. Bir sanık, bir suçlu varsa eğer bu sizsiniz.

Hayatınızın zor olduğunu söyleyebilirsiniz. Eğer hayatınız zorsa dengenizi kaybetmişsiniz demektir. Hayata bir yerden tutunun. Fırtınalar gelir geçer. Sizin bakış açınıza göre sevdikleriniz gelir ve giderler. Sizin bakış açınızdan sevdiklerinizin gelmesi iyidir ama gitmeleri, buralardan ayrılmaları kötüdür.

Eğer hayatınız bir yo-yoysa ipi tutan sizsinizdir. Hayat kendi payına ait şeyleri yapmakta, siz de kendi payınıza ait şeyleri yapmaktasınız. Hayata bu kadar sıkı sıkıya yapışmamalısınız. Hayatı özgür bırakmalı onu bu kadar ciddiye almamalısınız. Hiçbir şey sizin sonunuz değildir, bunlar sizin özünüz, esasınız değildir. Sizi çok uzun zaman önce yarattım Ben. Izdırap çekmeniz için yaratmadım sizi. Hayır. Sizi ızdıraplara bağlayan, mahkum eden yorumlarınızı bırakmanızı istiyorum sizden.

Başınıza gelen her şeyi sevmeyeceksiniz, ama bu olup biten her şeyle savaşmanız gerektiği anlamına gelmez.

Eğer bir sevdiğiniz vefat etmişse bu olmuştur artık. Bedeni ölmüştür onun. Bedeni Dünyada değildir artık. Göğsünüzü yumruklayıp, ayaklarınızı yere vursanız da sevdiğiniz kişinin bedeni yine de ayrılmıştır Dünyadan. Onları huzurla serbest bırakın. Gitmelerine müsaade edin.

Ve sevdikleriniz dünya üzerinde başka yerlere gitmek istediklerinde de onları serbest bırakın. Bu sizin meseleniz değildir. Eğer yeni sevgiler, yeni aşklar bulmuşlarsa onların hayatlarını kontrol etmek değildir size düşen. Sizinle kalmış olmalarını dileseniz, keşke deseniz bile yine de özgürleşmiş olursunuz. Özgür İrade sadece size değil, herkese aittir. Onu herkese verdim Ben. Bir başkasının özgür iradesi sizinle örtüşmediği zaman bunu çok da fazla kafanıza takmayın. Kuvvetle karşı çıktığınızda, itiraz gösterdiğinizde bariyerler yaratırsınız; ızdırap çektiğiniz ve başkalarının da ızdırap çekmesine yol açabileceğiniz zamanlar budur işte. Başkalarını kabahatli kendinizi de masum olarak görebilirsiniz. Hükümler vermek, yargılamak masumane değildir ki. Masumiyet değildir bu.

Duygusal anlamda ızdırap çektiğinizde duygusal ızdırap çekmekten suçlusunuzdur. Yeterince acı çektiğinizi ve artık usandığınızı söyleyebilirsiniz ama bundan bir keyif alıyor olmalısınız yoksa devam etmezdiniz. Kazanç da kayıp da görecelidir. Siz var olduklarını söylemedikçe ne kazanç ne de kayıp mevcut olur.

Çeviren: Engin Zeyno Vural