Şayet Cennet’te olsaydınız bugün



Tanrı dedi ki:

Şayet bugün Cennet’te olsaydınız nasıl olurdu bir hayal edin bakalım. Kalbiniz hafif olurdu. Korku, bilmediğiniz bir şey olurdu.

Var Olan Tek Şey olduğunuzda, Her Şey olduğunuzda sizi ne tüketebilir ki?

Şu anda, kendinizi Yeryüzünde imgelediğiniz bu durumda düşünceleriniz sizi tüketmektedir. Cennet’te ise düşünceleriniz oldukça farklı olurdu. Var olan sevgi olurdu sadece. Hatta düşünceleriniz olmazdı bile. Kalbiniz Işıkla patlamalar yapar, ışık saçardı ve sizden yayılan bu ışık şu anda hayatınızı şekillendiren gelişi güzel düşüncelere hiç yer bırakmazdı.

Sevgi tarafından ele geçirilmiş, işgal edilmiş olurdunuz. Sizin anladığınız anlamda bir işgal olmazdı bu. Gelin bu işgal haline doygunluk diyelim Biz. Evet, doygunluk gerçek duruma yakındır. Ebedi bir doygunluk hali içinde olurdunuz. Yeryüzünde hayal ettiğiniz her şeyin semeresi Cennet’te kendiniz olurdunuz.

Yeryüzü bir iniş pistidir. Yeryüzü Cennet için bir hazırlıktır, tuhaf görünebilir bu. Cennet’in bir hazırlığa ihtiyacı yoktur ama siz onun için hazırlanırsınız. Arzularınız sizi hazırlar. Aynı zamanda hiçbir şey de sizi Cennet için hazırlayamaz. Cennet sizin düşünebileceğiniz her şeyin ötesindedir.

Cennet’te bir sevgi çemberinin içine girersiniz, bu o denli bağlayıcıdır ki sizi özgür kılar. Şimdi özgürsünüz, sadece kendinizi dünyevi olayların sınırları dahilinde mahkum tutuyorsunuz. Yeryüzündeyken kafanız karışık, meşgul bir haldesinizdir. İşte ayağınızın altındaki halıyı çekerek, sizi faraşa doğru süpürerek, sağa sola, ileri geri savurarak, her bir yana döndürerek ve hatta sizi kendi lehinize değil de aleyhinize çevirerek o gümbürdeyen düşünceleriyle yine zihin, yine akıl çıkmaktadır ortaya.

Sanki Yeryüzü devam ettiğiniz spor salonudur. Egzersiz yaptığınız, egzersizlerde aşırıya kaçtığınız bir yerdir; zira ağır egzersizlerin hayatın anahtarı olduğuna inanıyorsunuzdur. Eğer dünya bir spor salonu ise gerçekten ne için çalışıyorsunuz acaba?

Bunun yerine Yeryüzünü bir spa kılın siz. Gevşeyin, istirahat edin. Dünyada canlanıp, gençleşin. Bir kumsaldaki tatiliniz kılın onu. Dalgaları seyredin. Onlarla yol alın. Güneşlenin. Bu adanın sizi ısıtmak, canlandırmak için olduğuna dikkat edin. Yeryüzü aralıksız idman yapılan bir zeminden ziyade bir istirahat, bir gevşeme yeridir.

Canlarım, Dünya sizin istediğiniz her şey olabilir. Bunu bilmiyorsanız eğer o zaman Dünya hayatınızın hükmen, gıyaben akıp gitmesine isin verirsiniz. Ya şimdi düşündüklerinizin yerine Dünyanın Cennet olduğunu düşünseniz peki? Ya şimdiki kadar iyi okuyamasanız da bulunduğunuz yerin adını yanlış okuyuverseniz. Nasıl da hayırlı bir hata olur bu.

Ya hayatınız Fırtınalı Denizler adlı bir roman olmak yerine Açık Denizler adlı bir roman olsa?
Anaokuluna giden bir çocuk olsanız ve Dünya da okul bahçesinde oyunlar oynadığınız bir alan olsa?

Ya Dünya hayatı eğlenceli bir oyun sahası olsa, ona öyle bir anlam yüklense? Dünya hakkında bildiğiniz tek şey onun bir oyun parkı olduğu olsa? Ya şimdikinden farklı düşünüyor olsanız?

Ya Dünya hayatı Cennet için bir prova olsa? Ya Dünya mutluluğun, sevincin hakim olduğu bir yerse? Ya bu Dünya adasında bulunma sebebiniz mutluluksa peki?

Ya Dünyadayken sadece etten kemikten değilseniz? Ya sevginin ruhuysanız? Ya içinde nafile dolanıp duracağınız bir alan yoksa, buna zaman da yoksa? Kaplumbağa kabuğundan mı ibarettir acaba? Sadece fizikselliğinizden mi ibaretsiniz sizler? Siz daha iyi biliyorsunuz. Sizin için bir Sonsuzluğun bulunduğunu biliyorsunuz. Sonsuzluk içinde, Enginlik dahilinde yaşayın canlarım. Enginlikten, Sonsuzluktan daha küçük hiçbir şeyin dahilinde değilsiniz, bunun aksi sadece düşüncelerinizdedir ancak.

Şu anda nerede bulunuyorsanız bulunun, vaktinizi neyle harcıyor olursanız olun Enginliksiniz sizler. Enginlik küçüklük olamaz ve siz de Enginliksiniz.

Çeviren: Engin Zeyno Vural