Pozitif yaşam rehberi
Pozitif düşünce, olumsuzluklara razı olmayan, her koşulda Yapabilecek iyi birşeyin olduğuna inanan , insan hayatını olumlu yönde etkileyen bir düşünce tarzıdır. Bu gün artık iş, spor ve sanat dünyasında bile pozitif düşünce ve beyin gücü verim arttırıcı bir faktör olarak kabul edilmektedir.
Mutlu bir insan mısınız? Eğer "değilim" diyorsanız. Aşağıdaki önerilere bir göz atmalısınız.

Sözcükleri iyi kullanın
Ağzından çıkan sözlerin tahmin ettiğinden de büyük güçleri olduğunu bilmelisiniz. Doğru kelimeleri seçip kendine olan güveninizi insanlara göstererek, onların sizi istediğiniz gibi görmelerini sağlayabilirsiniz. Eğer kendinizi anlatırken kötü sözcükleri seçerseniz, karşınızdaki insanların da sizin hakkınızda önyargılı fikirlere sahip olmalarına sebep alabilirsiniz.
Deneyin: Har sabah aynanın karşısına geçtiğinde kendinize neler söylüyorsunuz? Şu an gidip bir aynaya bakın ve aklınıza gelen üç sözcüğü yazın.
Şimdi listenizi inceleyelim. Hakkınızdaki fikirleriniz sevgi dolu, saygılı ve hoş sözcükler mi, yoksa aşağılayıcı, hakaret edici tarzda kelimeler mi? Eğer negatifse tekrar deneyin. Bu sefer aynaya baktığınızda sizin siz olduğunu unutun ve en yakın bir arkadaşınızı aynada gördüğünüzü düşünün. En sevdiğiniz arkadaşınızla normalde nasıl konuşuyorsanız o şekilde konuşun kendinizle de ve onu önemsediğinizi gösteren sözcükleri kullanın. Kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz.

Kişisel almayın!
Sizi sadece bir insan çok yakından tanıyor, o da kendiniz. Bu yüzden başka insanların sizin hakkınızda söylediği kişisel eleştirileri çok fazla önemsemeyin. Sadece kendinizi doğru bir şekilde ifade ederek sizi anlamalarını sağlayabilirsiniz.

Deneyin: Etrafınızdaki insanların bakış açılarını baz alarak kendinizi yargılamaktan artık vazgeçin. İlk olarak 5 tane pozitif yönünüzü not alın. Örneğin "çok iyi bîr oyuncuyum, matematikte iyiyim, çok iyi siir yazarım" vb.
Farz edelim ki çok iyi bir oyuncu olduğunuzu yazdınız, fakat tiyatro grubunda en iyi rolü başka biri kaptı. Bu demek değil ki, siz bu konuda başarısızsınız. Bu rolü hak etmediğini düşünen tek bir kişi var, o da tiyatro eğitmeniniz, öyle değil mi? Başka bir insan da, tıpkı sizin gibi bu rolü gerçekten hak ettiğinizi düşünebilir, İşte, bu yüzden istediğinz ve başarılı olacağınızı düşündüğünüz hiçbir alanda kolay kolay pes etmeyin!

Her zaman en iyisini yapın!
Her koşulda elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışın ve sonrasında pişmanlık duymayın. Eğer bir konuya kendinizi yüzde 100 vermeyi başarabilirseniz, sonucunda büyük oranda başarıya ulaşacağınıza ve elde edeceğiniz başarının sizi çok mutlu edeceğine emin olabilirsiniz.

Deneyin: Basketbolda ya da aşk hayatınızda, hiç fark etmez. Kendi kendinize sorun, "Elimden gelinin en iyisin mi yaptım" diye. Eğer cevabınız "evet"se bu kez bundan daha ne kadar iyisini yapabileceğinizi sorgulayın. Hangi konuda başarılı olmak istiyorsanız bu konuda üç basamaklı bir plan çıkartın ve not alın!
Hedeflerinizi ne kadar büyük tutarsanız ona ulaşabilmek için gücünüzün de kat be kat artacağını göreceksiniz. Bu da yaptığınız işten zevk almanızı sağlayacak, çünkü 'ben bunu başarabilirdim, ama başkalarının benden daha iyi olmasına izin verdim" diye pişmanlık duymayacaksınız. Ve en iyisi siz olacaksınız!